|
Konu Başlığı: Haberiniz olsun Gönderen: Safiye Gül üzerinde 01 Mayıs 2012, 14:20:39 HABERİNİZ OLSUN Temmuz 2011 70.SAYI ANNEMİ KURTAR RTÜK AMCA Ankara Yeni Mahalle İlköğretim Okulu ve Rize Atatürk İlköğretim Okulu 4. Sınıf öğrencileri, televizyon programlarıyla ilgili taleplerini RTÜK’e yöneltti. En çok şikayet ettikleri konu annelerinin dizileri takip etmek uğruna kendileriyle yeterince ilgilenmedikleriydi. Ailede herkesin bir dizisi olduğundan yakınan çocuklar, ayrıca evlilik programlarından da bir hayli şikayetçi. Çocukların RTÜK’den bir diğer isteği de çocuklar için nasıl eğitici programlar varsa, büyükler için de benzer programlar olması. Amerikan güreşi, bol sihirli-büyülü çizgi filmlerden de sıkıldıklarını vurgulayan çocuklar, mektup yazdıkları RTÜK amcalarına “Gel bizimle bilgisayar oyunu oyna” demeyi de ihmal etmedi. EHEC BAKTERİSİNE TURİST UYARISI İlk olarak Almanya’da görülen ve 30 kişinin ölümüne sebep olan EHEC bakterisinin son olarak Yunanistan’a kadar sıçraması Türkiye’de tedirginliğe sebep oldu. Türkiye Ziraat Mühendisleri Başkanı Turhan Tuncer, Türkiye’ye gelen gurbetçi turistlerin ve Türkiye’den yurt dışına ve kutsal topraklara gideceklerin son derece dikkatli olmalarını söyledi. Türkiye’nin genellikle kivi, ananas, Hindistan cevizi gibi meyveleri ithal ettiğini belirterek, bu meyvelerde bakteri riski olmadığını ancak genelde dikkatli olunması gerektiğini vurguladı. Öte yandan Dünya Çevre Örgütü bakterinin yalnızca GDO’lu ürünlerde görülebildiğini açıkladı. İSTANBUL’A GİDİP BİR AY MÜSLÜMAN OLUN Guardian gazetesi, Müslüman olmayan kişilere yönelik organize edilen bir turu haber yaptı. Tayland merkezli bir kuruluşun düzenlediği “Bir Aylığına Müslüman Olun” adlı organizasyonla, tura katılanlar İslamiyet hakkında ders alacaklar, beş vakit namaz kılıp oruç tutacaklar, domuz eti ve içkiden uzak duracaklar. Kuruluşun yöneticisi Ben Bowler, Mevlana Celaleddin Rumi üzerinde yoğunlaşmak istediklerini ve İstanbul’un heyecan verici bir yer olduğunu sözlerine ekledi. Hasılı batı, sadece tasavvuf kültürümüzü değil yüce dinimizi de egzotik bir figür olarak görüyor. SURİYE’DEN KAÇANLARA TÜRKİYE’DEN YARDIM Arap baharı diye nitelendirilen ama henüz bir kaostan ibaret olan Orta Doğu’daki ayaklanmaların Suriye’ye sıçraması sonucu Suriyeliler Türk sınırlarına akın ediyor. Güveççi köyü yakınlarında kurulan çadır kente yerleştirilen mültecilerin ihtiyaçları karşılanmaya çalışılıyor. Bu arada sınıra ulaşamayan Suriyeliler için de yardım çalışmaları sürüyor. Kızılay ve yardım kuruluşları sınırdaki mültecilere ilaç ve gıda yardımı yapıyor. SÜNNET BİRÇOK HASTALIKTAN KORUYOR Sünnet mevsimi başladı. Sünnet erkeklerde kanser riskini dört kat azaltıyor. Ayrıca yeni doğan bebeklerde idrar yolları iltihabını önlüyor. İleriki yaşlarda da erkekleri çeşitli enfeksiyonlardan koruyan sünnet, eşlerde de rahim ağzı kanseri ihtimalini 8 kata kadar azaltıyor. Uzmanlar sünnetin mümkünse yeni doğan döneminde yapılması gerektiğini, cerrahi bir işlem olan sünnetin doğru merkezlerde uzman kişilerce yapılmasına dikkat edilmesinin önemini de vurguluyorlar. SINIR DEĞİLDİR GÖKYÜZÜ Avustralyalı bir ressam olan Jily, çocukluğundan beri bir arayış içindedir. Heykeltıraş eşiyle çıktığı pek çok seyahat onun çeşitli dinler ve akımları yakinen tanımasına neden olur. Ancak Kuzey Afrika’ya, Fas’a ve Tunus’a yaptıkları seyahatler onun için bir milat olacaktır. Müslüman olmaya karar verir. Evindeki tüm heykelleri kırıp duvarlarını hat eserleriyle donatır. Artık bir mürşidi kamile bağlanma zamanı gelmiştir. “Sınır Değildir Gökyüzü” oldukça sürükleyici ve hidayet öyküsünden öte tasavvufi hikmetlerle zenginleşmiş bir gerçek hayat hikayesi. Emetullah Armstrong’un kadın olma, vejetaryenlik, modernlik, meditasyon gibi kavramlara dair tecrübelerinden başlayarak hidayete erme aşaması ve daha sonra tarikatın hayatını nasıl etkilediğini anlattığı kitap, özellikle gençler için iyi bir örnek. “Yemek pişirmek, çamaşır yıkamak, bahçeyle uğraşmak Allah’a yakınlaşmama bir vesile oluyordu.” (Sınır Değildir Gökyüzü, Eşik Yayınları) MODERN ÇAĞIN TOLERANSLI BABALARI Uzmanlar günümüzdeki baba anlayışının yeni sorunları beraberinde getireceği görüşünde. Annelerin çalışma hayatına atılmasıyla birlikte ailedeki alışılagelmiş düzen değişiyor. Bir babanın eşine yardım etmesi ve çocuklarının bakımında pay sahibi olması takdir edilecek bir durum elbette. Ama ben eksikliğini çektim, onlar çekmesin mantığıyla çocuğun her istediğini yapmak baba otoritesini olumsuz etkiliyor. Doyumsuz çocukların ortaya çıkmasına neden oluyor. Çocuğumla arkadaş gibi olacağım derken, rol model olması gerektiği unutulmamalı. Çocuğun eksik ve zayıf yönleri cezalandırılıp alay edilerek değil, birlikte çözüm yolları arayarak çözülmeli. Babalar çocuklarını kırmamak uğruna sınır ve yasaklarını anneler üzerinden uygulamamalı. Böylece anne adeta bir polis konumuna geliyor ve çocukla annenin arası açılıyor. Ebeveynler çocuklarına sevgilerini göstermeli, ancak gerekli sınırları da belirleyerek dengeli bir ilişki sürdürülmeli. BİR CİMCİME NE İSTER? Annesinin “Bu gün oruç tuttum, bir şey yemeyeceğim” demesi üzerine “Oruç bir balık mı? Oltayla mı tuttun” diye sormak ister. (Sevde, 4 yaşında) Fanilayla mandalinayı bir kelimede birleştirmek ister: “Fandalina” (Zehra, 4 yaşında) ORGANİKÇİNİN GÜNLÜĞÜ Sararan yapraklara karşı saksı toprağına gömülen birkaç tane çivi oldukça etkili oluyor. AKLIMDAN ÇIKMIYOR Varlıklara takılıp kalan ve kendisine gayb alemleri açılmayan kişi, çevresine hapsedilmiş ve kendi zatının heykelinde mahsur kalmıştır. (Ataullah İskenderi k.s) Zeynep ÖZEL |