> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Gündem > Üçüncü Sayfada İdeoloji
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Üçüncü Sayfada İdeoloji  (Okunma Sayısı 1113 defa)
08 Haziran 2012, 16:31:39
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 08 Haziran 2012, 16:31:39 »



Üçüncü Sayfada İdeoloji
Mutlucan ŞAHAN • 53. Sayı / GÜNDEM


Medyanın şiddeti özendiren, yaygınlaştıran, sıradanlaştıran, meşrulaştıran bir rol oynadığına ilişkin çalışmalar ve tartışmalar öteden beri yapılagelmiştir. Hatta bu, öylesine bildik bir konudur ki; yazılanların ve söylenenlerin, klişeleri tekrar etmenin, hatta yer yer ikiyüzlülüğe düşmenin ötesinde, medya ile şiddet arasındaki çarpık ilişkiyi sıradanlaştırması gibi bir tehlikeden bile söz edilebilir. Kanıtlamak için özel çaba gerektirmeyen bir gerçek, her gün gazete ve dergi sayfalarından, radyo ve televizyon haberlerinden bize göz kırpar: Medya şiddete ilgi gösterir ve onu sunmayı sever.

Bir yazı işleri odasında sarfedilen “bugün pek bir şey olmadı” cümlesi, “bugün daha az insan birbirini öldürdü” şeklinde tercüme edilebilir. Bunun en basit ve temel nedeni, insanların da aynı ilgiye sahip olmasıdır. Çoğumuz gündelik telaşımız içinde oradan oraya koştururken, başka pek az şeye gösterdiğimiz bir ilgiyle sokakta çıkmış kavgayı izlerken bulmuşuzdur kendimizi. Şiddetin cazibesi öyle güçlüdür ki, tiksintiyle veya dehşetle de olsa, kan revan içindeki görüntülere göz atmaktan alıkoyamayız kendimizi. Bilinçli olarak kullanılsa da kullanılmasa da, şiddet duygusal uyarıcıların belki de en kuvvetlilerinden biridir. İnandığı davanın farkına varılması için kalabalık bir meydana bomba yerleştiren teröristle, tirajını artırmak için manşete kanlı bir cinayet haberi yerleştiren yayın yönetmeni arasındaki benzerlik çarpıcıdır. İkisi de şiddetten kaynaklanan ilgi ve sansasyonun peşindedir.

Şiddet, en başından beri “haber niteliği” taşımıştır, dolayısıyla şiddet haberleri kitle iletişim araçları kadar eskidir. Fakat bu haberlerin ayrı bir tür haline gelmesi, bildiğimiz üçüncü sayfa haberlerinin ve polis adliye haberciliğinin ortaya çıkması modern zamanlara tekabül eder. Türkiye açısından matbuattan basına, basından medyaya geçiş, biraz da üçüncü sayfanın tarihidir. Burada, teknik, zihinsel ve sosyo-ekonomik üç etken oldukça dönüştürücü olmuştur. Birincisi özellikle görselliğin sunumuyla ilgili teknolojilerin gelişmesidir. Fotoğrafın yaygın bir şekilde kullanılmaya başlaması ve televizyon aracılığıyla hareketli görüntünün bir haber malzemesi haline gelmesi, bugün sadece mahalle arasındaki bazı davetiye matbaalarında rastlanabilen linotip baskı tekniğinden kaliteli ve renkli görünüme olanak veren ofsete geçiş, bilgisayar altyapısının haber toplamadan dağıtıma dek tüm gazetecilik süreçlerine sirayet etmesi bu teknolojik dönüşümün belli başlı örnekleri olarak sıralanabilir. İkincisi fikir gazeteciliğinin yerini tiraj kaygısını merkeze alan sansasyonel ve ticari gazeteciliğe kaptırmasıdır. Önceleri çeşitli fikir gruplarının, siyasal veya toplumsal kesimlerin, söyleyecek sözü ve biraz parası olan aydınların uğraşı olan gazetecilik, yirminci yüzyılın ortalarından bu yana giderek kamusal çıkarın özel çıkar karşısında güç kaybettiği bir “ekonomik sektör” halini almıştır. Üçüncüsü ise neo-liberalleşmeyle birlikte medyanın bütününde, ama en çok mülkiyet yapısında, buna bağlı olarak ideolojik ve işlevsel konumunda gerçekleşen sarsıcı değişimdir. Bir ekonomik sektöre dönüşen gazetecilik, yirminci yüzyılın son çeyreğinde diğer ekonomik sektörlere paralel bir şekilde ciddi bir finansallaşmaya maruz kalmıştır. Böylece kuşaklardır, şöyle ya da böyle, esas olarak gazetecilikle uğraşan ailelerin elinde bulunan gazeteler, pek çok farklı sektörde faaliyet gösteren holdinglere, bu holdinglerin –gazeteci değil, işadamı– olan sahiplerinin eline geçmiştir. Bu üçayaklı dönüşüm açısından bakıldığında 1948’de Hürriyet’in, 1968’de Günaydın’ın, 1985’te Sabah’ın yayın hayatına başlaması, Aydın Doğan’ın 1979’da Milliyet’i satın alması ve televizyonun önce TRT daha sonra özel kanallar eliyle hayatın bir parçası haline gelmesi kritik dönemeçlerdir. Dünya basın tarihinin dehlizlerine girmeden denilebilir ki; çeşitli ülkeler için de farklı zaman dilimlerinde ya da eşzamanlı olarak buna benzer dönemeçler söz konusudur.

Medyada şiddet denildiğinde doğal olarak ilk akla gelen, cinayet, intihar, tecavüz, kaza, felaket gibi çoğunlukla ölümle sonuçlanan, mümkünse cinsellik içeren trajik olayların haberleştirildiği üçüncü sayfadır. Bu adlandırmanın aksine şiddet haberleri sadece bu sayfada, bu isimle ve sadece gazetelerde çıkmaz karşımıza. Gazetelerin birinci sayfaları, spor bölümleri veya televizyon haberleri gitgide daha çok “üçüncü sayfa” içermektedir. Hatta tamamı üçüncü sayfadan oluşan gazeteler veya televizyon kanallarından söz edilebilir.

Üçüncü sayfa haberini, diğerlerinden ayıran basitçe konusu değildir. Başka haberler de şiddetle bağlantılı olabilir; ama üçüncü sayfa, şiddete belirli bir perspektiften yaklaşır ve onu kendine has bir üslupla, kendi klişeleriyle işler. Üçüncü sayfanın bir üslubu olduğu gibi, her gazetenin de üçüncü sayfaya ilişkin belli bir yaklaşımı, kendi meşrebine uygun bir üçüncü sayfası olduğu söylenilebilir. Fransa solunun ve işçi hareketinin tarihsel gazetesi l’Humanité örneği bu bakımdan oldukça ilginçtir.

L’Humanité hemen hemen kuruluşundan itibaren böyle bir bölüme yer vermiş, hatta bir dönem bunun editörlüğünü ünlü şair Louis Aragon da yürütmüştür. Fakat esas ilginç olan gazetenin üçüncü sayfaya yüklediği işlevdir. Bazen “Sermaye uğruna ölümler” veya “İşçilerin trajik hayatı” üstbaşlığıyla iş kazalarına, bazen emekçilerin gerçek hayatlarını yansıtmak amacıyla işçi mektuplarına yer verilir üçüncü sayfada. Kullanılan dil oldukça militandır ve bireylerin hayatlarından yola çıkılarak yapılan haberler gazetenin politik perspektifine göre toplumsal bağlamına oturtulur. Burada amaç yapısal sorunlara dikkat çekip emekçileri bunlar hakkında duyarlı hale getirmektir. L’Humanité örneği, üçüncü sayfanın bugünkü halinden tamamen farklı bir biçimde işlevlendirilebileceğinin yanısıra onun genellikle gözardı edilen temel bir özelliğini de göstermektedir aslında; ideolojik ve sınıfsal niteliğini.

İdeolojilerden, ciddi toplumsal meselelerden tamamen uzakmış gibi görünmesine karşın; bir gazetenin sınıfsal konumunu, ideolojik tutumunu en saf haliyle görebileceğimiz yer aslında üçüncü sayfadır. Çünkü bir üçüncü sayfa haberi her şeyden önce bir anlatıdır ve her anlatı gibi kurgulanmış bir gerçek sunar. Üstelik bunu bir duygusal uyarım oluşturarak, neredeyse kışkırtıcı bir şekilde yapar. Bu özellikleri yan yana getirdiğimizde ise ideolojinin neredeyse eksiksiz bir tanımına ulaşırız. L’Humanité gibi bir işçi gazetesinin elinde sınıf mücadelesinin aracı olarak iş gören üçüncü sayfa, günümüz anaakım medyasının elinde de aynı işlevi çaktırmadan ve başka bir sınıf lehine sürdürmektedir. Yöntemi ise kabaca l’Humanité’nin yaptığının tam tersini yapmaktır. Tek cümleyle özetlemek gerekirse; bireysel trajedilerden toplumsal meselelere varmak yerine, toplumsal meseleleri bireysel trajedilere dönüştürmektedir. Bu esnada sıradan insanların gerçek hayatlarını yansıtırmış gibi görünürken gerçekliği çarpıtır; belli toplumsal kesimleri, etnik, cinsel, dinsel vb. kimlikleri damgalar ve bir tür toplumsal patojen olarak gösterir. İnsanlarda “hepimizin başına gelebilir” duygusuyla bir türdeşlik oluşturarak bazı kesimleri ise marjinalleştirir. İkinci sayfadaki magazin haberleri ile üçüncü sayfa haberleri arasındaki gözle görünür fark anlamlıdır. Parlak hayatlar ile trajik sonlar arasındaki katlama çizgisi, sınıfsal ayrımın bir gazetede en çok somutlaştığı yerdir. Bu açıdan bakıldığında üçüncü sayfada ya da genel olarak medyada şiddetin sunumuyla ilgili sorunlar kadar önemli olan bir mesele, bunların içerdiği sembolik şiddettir. Çünkü medya, sadece şiddetin yansıtıldığı değil; bildiğimiz anlamıyla şiddeti konu almayan haberlerinde bile, sınıfsal bir sembolik şiddetin bizzat varolduğu ve uygulandığı bir araçtır.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Üçüncü Sayfada İdeoloji
« Posted on: 20 Nisan 2024, 11:03:21 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Üçüncü Sayfada İdeoloji rüya tabiri,Üçüncü Sayfada İdeoloji mekke canlı, Üçüncü Sayfada İdeoloji kabe canlı yayın, Üçüncü Sayfada İdeoloji Üç boyutlu kuran oku Üçüncü Sayfada İdeoloji kuran ı kerim, Üçüncü Sayfada İdeoloji peygamber kıssaları,Üçüncü Sayfada İdeoloji ilitam ders soruları, Üçüncü Sayfada İdeolojiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes