> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Gündem > Gündemden
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Gündemden  (Okunma Sayısı 1270 defa)
18 Ağustos 2012, 15:33:28
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 18 Ağustos 2012, 15:33:28 »



Gündemden
Handan ÖZ • 90. Sayı / GÜNDEMDEN


Tahrir’de köprünün altından çok sular aktı
Yetkileri kırpılan bir cumhurbaşkanı, Mübarek vesayetini miras alan Askerî Konsey ve Müslüman Kardeşler… Bu üçlü denklemden nasıl bir yönetim çıkacağı bilinmezliğini koruyor. Askerin tavrı açık. Müslüman Kardeşler’in ortaya koyduğu somut bir model “görünürde” yok. Taraflar birbirini deniyor gibi… Mısır’ın yeni Devlet Başkanı Muhammed Mursi’ye gelince; kendi çapında bazı hamleler yapmaya çalışsa da, bir “ara adam” görüntüsü vermekten ileri gidip gidemeyeceği henüz belirsizliğini koruyor. Ötede Amerika “birbirinizle iyi geçinin” edasıyla beylik bir tavır alsa da askere sırtını dönmeyeceği kesin. Öyle ya $1,3 milyar yardımın heba olmasını istemez tabii. Hâsılı Tahrir’de köprünün altından çok sular aktı. Ve o ilk günlerin ateşi sönmeye yüz tuttu. Şimdilik ibre halktan uzakta seyrediyor. Yine de “Gün doğmadan neler doğar” hesabı, Müslüman Kardeşler akılcı ve sakin bir hamle ile kartları halkın lehine çevirebilir. Beklemek yoruyor, evet. Lâkin bazen beklemekten başka çare de kalmıyor…

Akdeniz’de sular ısınıyor mu?
Uzak yakın herkes sökün ediyor şu sıralar; Rusya’dan Fransa’ya hatta Amerika’ya kadar hepsinin “tur attıkları” iç deniz oldu Akdeniz. Kıbrıs etrafındaki zengin doğalgaz rezervleri hepsini heyecanlandırmış olmalı. İsrail önümüzdeki yüz yılını garanti altına alacak gaz yataklarını nasıl koruyacağını bilemezken, Güney Kıbrıs ile aralarında “bakın bizde de var” dostluğu sergileniyor. Rusya’nın gözü nicedir Akdeniz’de. Amerika hakeza, meydanı boş bırakmak niyetinde değil. Fransa bile ortalıkta salınıverdi. Ekonomide özgüvenini pekiştiren, bölgenin çiçeği burnunda “ağır abisi” Türkiye ise “kimsenin malında mülkünde gözümüz yok, yeter ki gölge etmeyin” tavrını benimserken siyasî kaygıyla hareket etti ve ülke güvenliğini tehdit edecek her türlü unsura karşı duracağını açıkladı. Tedbirli olmak iyidir… Geleceğin dünyası yeni enerji kaynakları etrafında şekilleniyor. Ve bugünün telâşı hep yarın için. Gözünü doyurabilse insanoğlu mesele yok. Açlık değil açgözlülük başa belâ. Olup bitenlerin özeti!

3. Yargı Paketi’nin getirdikleri
Bir evin dört duvarını örmekle iş bitmiyor. Destek payandalarının doğru noktalara sağlam bir şekilde yerleştirilmesi de gerekiyor. Birbirinden bağımsız ama birbirine destek Yasama, Yürütme ve Yargı üçlüsü “bizim ev”in payandaları… Yasama ve Yürütme kendi alanlarında rötuş ve yeniliklerden nasibini alırken Yargı da sürecin dışında değil. 3. Yargı Paketi ile “bizim ev”de “tam” demokratik hukuk devleti olma yolunda ilerleme devam ediyor. Bu bağlamda, hâkim ilkesinin uygulanması sağlam bir hukuk devleti olabilmek ve bağımsız ve tarafsız yargı için şart. Zira hukuk devletinin olmazsa olmazlarından biri hâkimlerin bağımsız karar alabildiklerine dair toplum inancının, kamu güveninin tesis edilmesi. Paket kapsamında; hâkim bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkesi “tabii hâkim” uygulamasıyla bir nevi ete kemiğe bürünüyor. Ve adlî kontrol sınırının kalkmasıyla birlikte takdir tamamen mahkemelere bırakılıyor. Ayrıca cezalandırma yetkisinin keyfî kullanımı bu ilkeyle birlikte önlenmiş oluyor.

“Bu kez onlar halletsin” dediler, halledemediler
28 Şubat post-modern darbe sürecinin bu pırıltılı lâfı askerin sivil/silahsız kuvvetlere görev havalesinden başka bir şey değildi. Zamanın YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz, darbenin üniversite ayağında yapılması gerekenleri yerine getirdi ve bugün yargı önünde. Fişleme, kadrolaşma, başörtüsü yasağı, akademisyen terfilerinde kıyım ve katsayının mimarı diye bilinir kendileri. Adalet tecelli ediyor, edecek. Kin veya haset veya öç yahut kısas için değil, adalet öyle gerektirdiği için. Zira adalet, adil olma fiili kadar güç merkezleri arasında denkliğin doğal ve fıtrî yollardan gözetilmesi, denetlenmesi anlamına da geliyor. Dolayısıyla 28 Şubat sürecinde bu dengeye tabiri caiz ise “sokulan çomak” bugün çıkarılıyor. Toplumsal akış ve maşerî vicdan adaleti yerine getiriyor. Ancak post-modern darbenin ortakları arasında medya ve iş dünyası üyeleri olduğu da biliniyor. Bu doğal temizlik süreci ise “Yeni Türkiye”nin önünün açılması açısından önemli. Az kaldı. Onlar halledemedi ama adalet hallediyor.

Şımartılmış benlik mi, yoksa endüstriyel toplum mu?
Yapılan bir araştırmaya göre evlilik yaşının düşmesiyle birlikte boşanmalar da artıyor. Ve Ege Bölgesi bu işte başı çekiyor. TÜİK’in araştırması, İzmir’de erkeklerin yüzde 27,3’ünün ülke ortalamasına göre daha geç evlendiklerini ama boşanmaların da 2011’de en fazla İzmir’de görüldüğünü ortaya koydu. Bunun bir sebebi, kadının ekonomik özgürlüğünü kazanması olabilir. Endüstriyel topluma dönüşme yolunda hızla ilerlerken özdeğerlerimizi aynı hızla koruyamamamız ise meselenin kalbi. Bir de yeni nesil, eski kuşaklar kadar sabırlı ve dirayetli değil, sıkıntıya gelemiyor. Neresinden baksak bozulma söz konusu. Ancak şu da bir gerçek ki, evlilik kurumunun yerini doldurabilecek böylesine saygın başka bir müessese yok. Dolayısıyla konuya özenle eğilmeli. Destekse destek, terapiyse terapi, eğitimse eğitim. Evliliği yürütmeyi ve korumayı bilmiyorsak, öğrenmekten başka çare yok.

Samsun’da TOKİ ayıbı
Eskilerin güzel bir sözü var: “Dereye ev yapma sel alır, tepeye ev yapma yel alır.” Samsun’da meydana gelen sel faciası dokuz can aldı, beşi TOKİ konutlarında… Eskileri hatırladık hemen. Ne doğru lâf etmişler! Zira evlerin dere yatağında yapılmış olması can kaybının başlıca nedeni. Kazaya davetiye çıkarmak gibi… Öte yandan, inşaat, mimar ve mühendis odaları şehircilik ilkelerine uyulmadığını iddia ede dursunlar, TOKİ’nin doğrudan Başbakanlık’a bağlı olması nedeniyle birçok denetimden muaf tutulması ayrı bir dert. Sonunda, bu kadar iltimasın sakıncasını gördük ama canlar gitti ne fayda. Sadece Devlet Denetleme Kurulu’na tabi olan TOKİ’ye soruşturma açılması ölenlerin ruhunu rahatlatır mı bilinmez ama geride kalanlara suçların TOKİ tarafından işlense bile cezasız kalmayacağına dair emsal teşkil etmesi açısından yararlı olacak. Toplumda yükselen haksızlığa isyanı teskin etmesi mümkün. “Dereye ev yapma sel alır, tepeye ev yapma yel alır.” Dağlık arazilerdeki TOKİ konutlarını yapanlar bu söze kulak vermeli.


Çeviri:

Ian O. Lesser: Türkiye ve Suriye: Ortadoğu’daki riskleri NATO görmezden gelemez*


Suriye’deki iç çatışmadan komşuları arasında en fazla etkilenebilecek olanı Türkiye. Çatışmanın gidişatı ve bunun sınırlar üzerinde meydana getireceği sonuçlar, Ankara’nın bölgesel rolü ile Türkiye-Batı ilişkileri üzerinde büyük öneme sahip. NATO ise Türkiye’nin maruz kaldığı tehditlerle ilgili olarak merkezî bir rol oynuyor.

Türk RF-4E keşif uçağının düşürülmesiyle ilgili durum belirsizliğini korurken, Şam tarafından yapılan ve uçağın İsrail’e ait olduğunun zannedildiğinden söz eden özür açıklaması olayın su yüzüne çıkarılmasına yardımcı olmuyor. Sınırın her iki tarafında kara ve hava kuvvetleri yığınağı daha ciddi bir çatışma riskini artırıyor.

Ancak Türk liderlerinin ve kamuoyunun Suriye’den gelebilecek askerî tehditleri daha fazla hoşgörü ile karşılayamayacağı açıkça görülüyor.

Türk yetkililerin bu ortamda, Suriye’nin aralarında Adana ve İskenderun’un da bulunduğu önemli nüfus yerleşimlerine erişebilecek kapasitedeki Scud füzelerini de dikkate almaları gerekiyor. Ciddi bir Türkiye-Suriye kapışması hâlinde, NATO’nun füze savunma sistemi dramatik bir teste maruz kalabilir. Türk topraklarına herhangi bir ciddi tehdit NATO içindeki dayanışma için de kritik bir test olacaktır. Bununla birlikte Suriye sınırında yaşanabilecek büyük ölçekli askerî çatışma ihtimali son derece zayıf.

İleriye baktığımızda Türkiye için en zor senaryo aynı zamanda gerçekleşme ihtimali en yüksek olan: Uzun süreli kaos ve mezhep çatışması, sınırda meydana gelecek güvenlik boşluğuyla birlikte Türkiye’nin güvenlik güçlerini etkileyebilecek çatışmanın sıçraması riski. Bu şartlar altında Ankara, PKK’nın Suriye’deki üslerinden Türkiye’ye operasyon düzenleme ihtimali nedeniyle de endişe etmek durumunda kalacak.

Türkiye’nin Suriye krizinde karşılaşabileceği riskler füze saldırıları ve savaşın ötesine geçebilir. Doğrudan sıçramalar olmasa bile Ankara Suriye’deki çatışma ortamının bölgesel dengeler üzerindeki sonuçlarını da dikkate almak zorunda.

Hiç şüphesiz Türkiye, sınırlarında yeni bir nükleer silâha sahip devletin doğuşunu engellemenin yollarını arıyor. Zira, İran’la ittifaka yakın duran Suriye rejimi mezhepsel ve stratejik rekabeti artırma potansiyelini de tetikler.

Türk hükümetinin Sünni rejimler ve siyasî hareketlerle yakınlığı göz önünde bulundurulursa, Ankara’nın uluslararası politikaya temelinde muhafazakâr, statükocu yaklaşımı bu tür bir bölgesel gelecekten fayda sağlayamayabilir.

* Dr. Ian O. Lesser imzalı bu makale, düşünce kuruluşu The German Marshall Fund adına kaleme alınarak, kuruluşun web sitesinde “Turkey and Syria: The Middle Eastern Risks NATO Cannot Ignore” orijinal ismiyle 16 Temmuz 2012 tarihinde yayımlanmıştır.     

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Gündemden
« Posted on: 23 Nisan 2024, 10:48:09 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Gündemden rüya tabiri,Gündemden mekke canlı, Gündemden kabe canlı yayın, Gündemden Üç boyutlu kuran oku Gündemden kuran ı kerim, Gündemden peygamber kıssaları,Gündemden ilitam ders soruları, Gündemdenönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes