> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Gündem > Gündemden
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Gündemden  (Okunma Sayısı 885 defa)
03 Ağustos 2012, 14:12:06
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 03 Ağustos 2012, 14:12:06 »



Gündemden
Handan ÖZ • 84. Sayı / GÜNDEMDEN


Uludere’nin hatırlattıkları
Ülke olarak demokratikleşme sürecinin neresindeyiz belli değil ama iki ileri bir geri Mehter adımlarıyla yol aldığımız kesin. Uluslararası arenada olağanüstü başarılara imza atan Türkiye, içeride aynı başarıyı tekrarlamakta zorlanıyor. Nitekim şimdi tarihe kara harflerle not düşülecek nur topu gibi bir “Uludere” vakıamız var. 34 Kürt vatandaşımızın Irak sınırına yakın Uludere mevkiinde bombalara hedef olarak ölmesiyle, demokrasi hamlemize yine çelme takıldı. Adına ister “teknik hata”, ister sivil ve askerî yetkililer arasındaki koordinasyonsuzluk, yahut ister AK Parti hükümetine karşı komplo ister katliam diyelim, ölenlerin yakınlarına mahcubiyetten başka gösterebilecek bir tavrımız yok. Tabii “her ne olursa olsun sizin yanınızdayız” demekten başka. Peki, hükümet tüm ülke adına bu elim olayı bir avantaja dönüştürebilir mi? Şayet, yeni Anayasa çalışmaları bütün engellemelere rağmen tüm toplumu kucaklayacak düzenlemelerle sonuçlandırılabilirse, evet. O halde kararlı ve hızlı adımların atılması, bu hatanın telâfisi için olağanüstü gayret gösterilmesi şart. Yoksa bırakın “biz” algısının yeterince benimsenmesini, bu algı hepten hayal olabilir.

Başbuğ’un “kâğıt parçası” ve kaderin cilvesi
Kara propaganda belgesine göndermede bulunarak “kâğıt parçası” söylemiyle çok değil birkaç yıl önce gündemi sarsan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ şimdi o kâğıt parçası yüzünden tutuklandı. Kaderin cilvesi işte… Bazı yasadışı işlerin en tepeden aşağıya doğru “görev” addedilerek yürütüldüğüne ve emir komuta-zinciri üyelerinin darbeye teşebbüsten “içeride” olduğuna bakılırsa kendisinin bu sürecin dışında kalması düşünülemezdi. Tutuklama bu açıdan sürpriz değil. Biraz daha yakından bakınca, ilk kez eski bir Genelkurmay Başkanı’nın sivil mahkemece tutuklanması hem hukuk alanında bir öz-temizlenme sürecinden geçildiğine hem de “yargının bağımsızlığı ile demokratik hukuk devletinin artık sözde kalmayacağına” işaret ediyor. Durumun ciddiyeti konusunda herkes hemfikir ama tutuklunun mevki ve makamı nedeniyle “yargılama yetkisinin özel yetkili mahkeme mi yoksa Yüce Divan’da mı olacağı” hukukçuları birbirine düşürdü. Her neresi olursa olsun, pür dikkat kesilmemiz gereken nokta: Sanık sandalyesine şahsın mı yoksa makamın mı oturtulacağı. Aman dikkat, sapla samanı karıştırmayalım!

Gençlere 19 Mayıs müjdesi!
Faşizmin moda olduğu 30’lu yıllarda Türkiye’yi de etkisine alan “tektipleştirme”nin artık sonuna gelinmiş olmalı ki, Millî Eğitim Bakanlığı aldığı bir kararla 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’nın Ankara dışındaki stadyumlarda kutlanmasını ve törenlerindeki “egzersizleri” kaldırmayı uygun görmüş. Yeni yüzyılda halklar özgürlüklerinin peşinde seğirtirken, daha fazla demokrasi için çırpınırken, sınırlar ve çerçeveler alabildiğine genişlerken Mussolini faşizminden mülhem robotik hareketlerden gençlerin azat edilmesi yerinde olsa gerek. Asıl olan gençliğe armağan edilen bir bayramın kutlanmasıysa, o zaman en azından empoze edilmiş ruhsuzluk örneklerini biteviye tekrarlamak yerine bırakalım gençler kendi iradeleriyle özgün güzellikler ortaya çıkarsınlar, bayramlarını dilediklerince kutlasınlar. Kendimizden pay biçelim: Stadyumlarda üşürken, yağmur veya kar altında beklerken, bunun azap olduğunu, bayram kutlayabildiğini düşünmeyenimiz var mıydı?

Dink kararı maşerî vicdanı kanattı
Derin devletin kaç metrede boy verdiğini bugün itibarıyla bilemiyoruz ama “epey derin” olduğu belli. Zira Hrant Dink Cinayeti Davası’nda mahkeme olayın örgütlü suç değil de şunun bunun işlediği “alelâde” bir cinayet olduğu yönünde karar vermesi nedeniyle Türkiye bir savrulma yaşıyor. Karar “örgüt var mı yok mu” tartışmalarını da başlatınca olayın vahametine gülelim mi ağlayalım mı bilemedik. Kamuoyuyla hakikaten dalga mı geçiliyor? Kâğıt üzerinde ne yazdığı artık önemli değil. Sağduyu ve ortak akıl “ötekileştirme” tezgâhının yargı üzerinden mi işlediği sorusunu akıllara getiriyor. Tabii, derinliğin dibindeki balçık tabakası bir hayli kalın. Bu dava mahkemede kapandı ve Yargıtay’da görülecek temyiz sonucu benzer bir karar çıkarsa, kitlenin hafızasında uzun bir süre açık kalacağı da malum. Çünkü adalet tesis edilmedikçe maşerî vicdan kanamaya devam edecek. Şu unutulmamalı; evrensel hukuk ve değerler adaletle vicdanı karşı karşıya değil yan yana koyar.

Merhum Denktaş’ı nasıl bilirdiniz?
Siz kendileriyle hemfikir olmasanız da, dünyaya farklı açılardan baksanız da kimilerinin duruşları, kararlılıkları, mücadeleci ruhları takdire şayandır. KKTC’nin kurucu lideri Rauf Denktaş bunlardan biriydi. Babacan tavırlı Denktaş’ın tarihî bir figür olduğu, adanın barış ve huzur içinde bekası için attığı adımlar yadsınamaz. Öte yandan, çözümsüzlüğü çözüm olarak benimseyen lider de yine kendisiydi. “Biliyorum ne yaparsam yapayım ben hep ‘Bay Hayır’ olarak hatırlanacağım” diyen Denktaş’ın ölümüyle birlikte halefleri değişen dünya düzenine ayak uydurmak için artık çözümden yana çaba sarf etmek zorundalar. Çünkü adanın kısır döngüden çıkabilmesinin tek yolu müzmin gidişata dur demekten geçiyor. Normal olan, bir insanla her konuda anlaşmak veya hiçbir konuda anlaşamamak değil, onunla bazı konularda ayrı düşerken diğerlerinde uzlaşabilmektir. Dolayısıyla merhumun sevenleri olduğu kadar sevmeyenleri olması da doğal. Aslolan şu ki; tarih onu adanın geleceğine ilişkin atılacak adımlar ve varılacak sonuçlar sonrasında ait olduğu yere koyacaktır.

Bulgaristan parlamentosu günah çıkarttı!
Komünist diktatör Jivkov döneminde Müslümanlar ve Türklere karşı uygulanan asimilasyonu kınayan bildiriyi kabul eden Bulgaristan parlamentosu, ülkenin yakın geçmişiyle yüzleşmesi noktasında önemli bir adım attı. Kınama belgesi asimilasyonun uygulandığını kabul eden ilk resmî belge olması açısından tarihî önemi haiz. Bildirinin, komünist yönetim döneminde zulme uğrayan, tehcire zorlanarak evinden yurdundan edilen, geride bıraktıkları gayr-i menkuller bugün başkalarınca işgal edilmiş durumda olan Müslümanlar ve Türklerin yaşadıkları acılar ve travmaları bir nebze de olsa hafifleteceği muhakkak. Geçmişiyle hesaplaşarak günah çıkartan Bulgaristan parlamentosu bu konuda bir tebriği hak ediyor. Tabii bu gelişmenin, son dönemde atağa kalkan Türk dış politikasının Balkanlar’daki başarısının bir sonucu olduğu da görmezden gelinemez. Ne demişler, Sezar’ın hakkı Sezar’a!

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Gündemden
« Posted on: 25 Nisan 2024, 03:15:41 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Gündemden rüya tabiri,Gündemden mekke canlı, Gündemden kabe canlı yayın, Gündemden Üç boyutlu kuran oku Gündemden kuran ı kerim, Gündemden peygamber kıssaları,Gündemden ilitam ders soruları, Gündemdenönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes