๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ => Gündem => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 21 Temmuz 2012, 12:27:48



Konu Başlığı: Gündemden
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 21 Temmuz 2012, 12:27:48
Gündemden
Zeynep ÖCAL • 77. Sayı / GÜNDEMDEN


SANDIK’TAN BALKON’A
12 Haziran genel seçimleri


Büyük tartışmalarla geçen 2011 seçim süreci AK Parti’nin yüzde 50 başarısıyla sonuçlandı. AK Parti, bu seçimde aldığı oylarla Cumhuriyet tarihinde ilk kez 5 seçim, 2 referandumdan başarıyla çıkan parti oldu. Seçim sonuçlarına göre, AK Parti yüzde 49.9, CHP yüzde 25.9, MHP yüzde 12.9, Bağımsızlar yüzde 6, Saadet Partisi yüzde 1, Has Parti yüzde 0.75 oy aldı. Buna göre meclis dağılımında, AK Parti 326, CHP 135, MHP 53, Bağımsızlar 36 milletvekiline sahip oldu. 2007 seçimlerinde Doğu’da ve Batı’da 13 il dışında birinci parti çıkan AK Parti, bu kez 14 ilde rakiplerinin gerisinde kaldı. Seçimde her iki kişiden birinin oyunu AK Parti’ye vermesi yabancı basında da geniş yankı buldu. New York Times gazetesi, internette yayımladığı haberini “Başbakan Erdoğan’ın partisi, seçimleri 3’üncü kez kazandı” başlığıyla duyurdu. Haberde, yeni anayasa için Erdoğan’ın muhalefetle uzlaşı sağlaması gerektiği vurgulandı. Sonuçların açıklanmasının ardından AK Parti Genel Merkezi’nin balkonundan halka seslenen Erdoğan, seçim öncesi yaşanan gerginlikler sonrası umut verdi. Erdoğan “Herkesle helalleşeceğiz” dediği konuşmasında, “Herkesi kucaklayacağız. Biz vurmaya değil sevmeye geldik” diyerek, helallik istedi. İstanbul’dan Saraybosna’ya kadar olan her kesimi selamlayan Erdoğan, “Milli irade üzerindeki vesayet, hukuk dışılık yine tartışmasız şekilde kaybetmiştir. Türkiye’nin önüne yeni, tertemiz bir sayfa açılmıştır. Şundan herkesin emin olmasını istiyorum. Önceki AK Parti hükümetlerinde olduğu gibi, yeni AK Parti hükümeti de AK Parti’ye oy verenlerin değil tüm Türkiye’nin, 74 milyonun hükümeti olacaktır” dedi. Konuşmasında muhalefete anayasada uzlaşma çağrısı da yapan Erdoğan, yeni anayasanın kimliklere saygılı olacağını belirtti. Erdoğan’ın konuşması Türkiye ve dünya siyasetinde geniş yankı bulurken, özellikle yeni Anayasa’nın yapılması ve Kürt sorununun çözümünde muhalefetin Erdoğan’ın çağrısına nasıl bir tepki vereceğini ilerleyen günlerde göreceğiz.

Not: Haberimiz yayına hazırlandığı sırada Yüksek Seçim Kurulu, Diyarbakır’dan bağımsız milletvekili seçilen Hatip Dicle’nin milletvekilliğini düşürdü, böylece bağımsızlar 1 eksilirken, AK Parti’nin milletvekili sayısı 327’ye yükseldi.

BALYOZ’DA ÜST DÜZEY TUTUKLAMA
Orgeneral Balanlı tutuklandı


1. Ordu Komutanlığı’nın Mart 2003’te hükümeti devirmek için Balyoz isimli bir askeri darbe planı hazırladığı iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında Orgeneral Bilgin Balanlı tutuklandı. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava kapsamında tutuklanan Balanlı, tutuklanan en yüksek rütbeli muvazzaf subay olma özelliğini taşıyor. İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Ayar tarafından sorgulanan Balanlı’ya korgeneral rütbesinde Eskişehir’de görev yaptığı dönemde bir çiftliğin takibi ve fişlenmesi ile ilgili sorular soruldu. Balanlı, işlemlerin bitmesinin ardından muvazzaf askerlerin yattığı Hasdal Cezaevi’ne götürüldü. Eskişehir'deki evinde yapılan aramada ele geçirilen belgelere ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında daha önce adliyeye getirilen emekli Albay Hakan Büyük 29 Nisan’da, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda görevli iki albay ve bir binbaşı 12 Mayıs’ta, Hava Kuvvetleri Komutanlığında görevli Hakim Albay Bülent Güncal ile Kurmay Albay Mehmet Erkorkmaz da 20 Mayıs’ta tutuklanmıştı. Orgeneral Balanlı ile birlikte soruşturma kapsamında 15 emekli ve muvazzaf subay tutuklanırken, soruşturma kapsamındaki toplam şüpheli sayısı 28’e yükseldi. Şüpheliler hakkında “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek” suçlamasıyla dava açıldı. Savcılığın soruşturma sonrası hazırladığı iddianame İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilirken, davanın Balyoz ana davası ile birleştirilmesi bekleniyor.

12 EYLÜLCÜLER İFADE VERDİ
Darbeyle yüzleşmek için ilk somut adım


12 Eylül Anayasası’nın değiştirilmesi için referanduma gidilmesinin ardından ilk somut adım atıldı; 12 Eylül darbesi sırasında dönemin Genelkurmay Başkanı olan Kenan Evren’in ifadesi alındı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca "12 Eylül darbesi" ile ilgili soruşturma kapsamında ifadesi alınan Evren’e 2,5 saat süren sorguda 12 Eylül ve öncesine ilişkin 12 soru yöneltildi. Savcılık sorgusu sonrası basına açıklamada bulunan Evren’in avukatı Ömer Nihat Özgün, “Kenan Evren’in yönetime el koymayı neyle açıkladığı” sorusuna, “o günkü ülkenin şartları, anayasal kurumların işlememiş olması nedeniyle İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesindeki yetkiye dayanarak ülke yönetimine el koydukları” cevabını verdi. Evren’in ardından dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya’nın da ifadesi İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Fikret Seçen tarafından alındı. GATA’da tedavisi süren Şahinkaya’ya da Evren’le aynı sorular yöneltildi. Avukat Özgün, Evren’in de, Şahinkaya’nın da pişman olmadıklarını belirttiklerini söyledi. 12 Eylül darbesinin iki önemli komutanının ifadesinin alınması ile bir ilk yaşanırken, bundan sonraki süreçte Evren ve Şahinkaya hakkında ya dava açılacak ya da takipsizlik kararı verilecek. Avukat Ergin Cinmen sürece ilişkin değerlendirmesinde, dönemin Ulusu Hükümeti’nin de yargılanması gerektiğine dikkat çekerek, zamanaşımının bir engel olmadığını vurguluyor: “Zamanaşımı geçici 15. maddenin kalkması ile birlikte başlamış oldu. Savcılar da aynı görüşte. Savcılık da zamanaşımı süresinin 12 Eylül 2010'dan itibaren başladığı görüşünde. Zaten öyle olmasa neden sorgulama yapsınlar?”

FAİLİ MEÇHULLER
Susurluk ve Şemdinli tarihî dönemeçte


Susurluk Davası’nın önemli isimlerinden eski özel harekât polisi Ayhan Çarkın, çeşitli gazetelere yaptığı açıklamaların ardından Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuklandı. Çarkın’ın aralarında Yılmaz Erdoğan’ın amcası Namık Erdoğan da olmak üzere, birçok faili meçhulde ismi geçiyordu. Çarkın, Balyoz Davası’nda subayların tutuklanmasının ardından bildiği şeyleri anlatmaya karar verdiğini belirterek “‘Hah adalet böyle olur’ dedim. O gün kapının kapandığına yeni kapının açıldığına karar verdim. Bir de İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin görevinden alındı. ‘Tamamdır’ dedim. Artık konuşabilirim. Susurluk'u kimler kapattı? Susurluk soruşturmasını yürüten Aykut Cengiz Engin’di. Şimdi karşı karşıya gelelim.” Ankara Adliyesi’nden çıkarken “Adalet için herkes yardımcı olsun. Müdahiller herkes gelsin bana. Bütün dosyalar açılacak, bütün gerçekler ortaya çıkacak. Herkes müracaat etsin. Bütün herkesi yanıma bekliyorum” çağrısında bulunan Çarkın, Sincan Cezaevi'ne götürüldü. Diğer yandan Hakkari’nin Şemdinli ilçesinde, 9 Kasım 2005’te meydana gelen patlamayla ilgili başlayan Şemdinli Davası kapsamında Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi sanık astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile terör örgütü PKK itirafçısı Veysel Ateş’in tutuklanmasına karar verdi. “Adam öldürmek, çete kurmak ve adam öldürmeye teşebbüsten” 39 yıl 5 ay 10’ar gün hapis cezası alan sanık astsubaylar Ali Kaya, Özcan İldeniz ve PKK itirafçısı Veysel Ateş hakkındaki karar Yargıtay tarafından bozulmuştu. Kamuoyunda Şemdinli İddianamesi olarak ünlenen ve Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya tarafından hazırlanan ve Sarıkaya’nın meslekten ihracıyla sonlanan bir süreci başlatan iddianame dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt tarafından eleştirilmiş, Büyükanıt Ali Kaya için “tanırım iyi çocuktur” demişti.

SURİYE’DE KAOS SÜRÜYOR
Göstericilere müdahale katliama dönüştü


Şubat ayından itibaren Şam’daki Emevi Camii’nde Cuma namazı sonrası bir araya gelerek Baas yönetimine karşı gösteriler düzenleyen muhaliflere yönelik başlatılan müdahale genişleyerek tüm Suriye’yi etkisi altına aldı. Halep, Deyrizor, Haseki ve Dera gibi birçok şehirde internet bağlantıları kesilirken, ülkeye yabancı gazetecilerin giriş-çıkışı yasaklandı. Suriye’de uygulanan şiddetin boyutları konusunda Beşar Esad hükümetinin açıklama yapmaması dünya kamuoyundaki kaygıları arttırırken, Şubat ayından beri süren olaylarda kaç kişinin öldüğü ve gözaltına alındığı ise açıklanmadı. Suriye’de yaşananlardan kaçarak Türkiye’ye sığınan mülteciler için Hatay’ın Yayladağı, Altınözü ve Reyhanlı ilçelerinde toplam beş çadır kent oluşturuldu. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı tarafından açıklanan verilere göre, Türkiye’ye sığınan Suriye vatandaşı sayısı 10 bin 639 oldu. 55 yaralı ise Hatay’daki çeşitli hastanelerde tedavi görüyor. Türkiye'ye sığınan Suriye vatandaşları ülkelerinde tanık oldukları şiddet olaylarını anlatırken, muhaliflerin ve eylemcilerin, rejimin ayaklanma hareketini bastırmak için başvurduğu şiddeti doğrulamak amacıyla “silahlı grupların ülkede kaos yarattığı” suçlamasının gerçeği yansıtmadığını açıkladı. Suriye yönetimine uluslararası toplumdan tepkiler yükselirken, “şiddeti durdur, demokratik reformlar yap” çağrısı şimdilik cevapsız kaldı. Ülkedeki siyasi tansiyonun kısa bir sürede normale dönmemesi durumunda, Suriye’ye uluslararası bir müdahalenin gerçekleşeceği uluslararası ilişkiler uzmanları tarafından sıklıkla dile getiriliyor.

Yunanistan’da ekonomik kriz büyüyor

Son yıllarda büyük bir bütçe açığı yaşayarak iflasın eşiğine gelen Yunanistan’da sular durulmuyor. Aşırı kamu harcamaları ve lüks tüketim nedeniyle iflasa sürüklenen ülkenin iç ve dış borçlarının toplamda 485 milyar dolara ulaştığı açıklandı. Ekonomide düze çıkmak hedefiyle Başbakan Yorgo Papandreu hükümetinin uyguladığı kemer sıkma politikasına ise halkın tepkisi dinmek bilmiyor. Geride bıraktığımız ayda bir hükümet değişikliğine gidilen ülkede, mevcut Başbakan Papandreu önderliğinde yeni bir hükümet kuruldu. Meclis’teki güven oylaması öncesinde bir konuşma yapan Papandreu, ekonomik krizle mücadelede Türkiye’yi örnek göstererek, “Komşumuz Türkler bugün dinamik bir ekonomiye sahip olmayı nasıl başardı? Biz bunu başaramaz mıyız? Biz de başaracağız, en zor anlarda yaptığımız gibi” dedi. Yeni hükümetle birlikte mevcut tasarruf tedbirlerinin aynı katılıkta uygulanmaya devam edileceği ülkenin ekonomide bir an önce düze çıkması için ABD ve AB ülkeleri de yoğun bir çaba içerisinde. Son iki yılda Yunanistan'a, devasa borçlarını ödeyebilmesi için yaklaşık 98 milyar avroluk bir yardım gerçekleşti. Toplam 110 milyar avro tutan IMF-AB yardım paketinin son diliminin temmuz ayı itibariyle ödenmesi bekleniyor. Ancak Avro Bölgesi maliye bakanlarının yaptıkları son toplantıda, 12 milyar avroluk yardımla ilgili kararın, ek harcama kesintileri ve özelleştirme programı netleşene kadar bekletilmesi kararlaştırıldı. Bu amaçla yeni Yunan hükümetinin, 28 Haziran'da 28 milyar avroluk harcama kesintisi paketini parlamentodan geçirmesi gerekiyor. Yunanistan’da uygulanan ekonomik programın kısa vadede etkilerinin neler olacağı belli olmamakla birlikte, orta vadede durumun daha da kötüye gitmesi durumunda bir domino etkisiyle, ekonominin zayıf olduğu İrlanda, Portekiz, İspanya ve İtalya gibi AB ülkelerinin yeni bir krizin etkisine girebileceği belirtiliyor.

WILDERS’TEN AKLA ZİYAN SAVUNMA
İslam’a hakaretin hedefi Müslümanlar değilmiş!


Hollanda'nın Özgürlük Partisi'nin lideri Geert Wilders, yaptığı bir konuşmada İslam’ı faşist bir din olmakla suçlamış, Kur’an-ı Kerim’i ise Hitler’in Kavgam kitabına benzetmişti. Yoğun tepkilere neden olan açıklamaları nedeniyle aşırı sağcı lider Wilders hakkında “halkı Müslümanlara karşı kin ve nefrete tahrik etme” suçlamasıyla dava açılmıştı. Amsterdam mahkemesinde “bir yıla kadar hapis ya da 7600 avro para cezası” istemiyle yargılanan Wilders, mahkemede yaptığı savunmada İslam karşıtı açıklamalarının “Müslümanları hedef almadığı ve meşru siyasi tartışmaların bir parçası olarak değerlendirilmesi gerektiği” yönünde bir savunma yaptı. Yargılamayı yapan mahkeme Wilders’in açıklamalarını “fikir ve ifade özgürlüğü kapsamında” değerlendirip, “ortada bir hakaret olmadığına” hükmederek beraat kararı verdi. Karar sonrası Wilders ve yandaşları sevinç gösterilerinde bulunurken, Müslümanlar karara tepkilerini dile getirdiler. Wilders aleyhine davayı açan azınlık grupların üyeleri, Wilders'in ifadelerinin ayrımcılığın ve Müslümanlara karşı şiddetin artmasına neden olduğu görüşünü savunarak, mahkemenin haksız bir karar verdiğini belirttiler. Yapılan yorumlarda, mahkemenin verdiği karar aynı içerikteki başka davalara da emsal teşkil edecek olma ihtimaliyle endişeyle karşılandı. Hollanda başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde son dönemde ırkçılık, İslamofobi ve azınlıktaki Müslümanlara karşı gerçekleşen taciz ve saldırıların yükselişte olması, Müslümanların endişelerinde pek de haksız olmadığını gösteriyor. Ufku Wilders ve benzeri ırkçı politikacılarla, bu politikacıları koruyan hukuk kurumları ve anlayışıyla sınırlı bir Avrupa’nın dünya barışı adına gelecekte ortaya ne koyacağı tartışma konusu.

TÜİK VERİLERİ AÇIKLANDI
İşsizlik oranı azalıyor


Türkiye'de 2011 yılı Mart döneminde işsizlik oranı, bir önceki yılın aynı dönemine göre 2,9 puan azalarak, yüzde 10,8 oldu. Tarım dışı işsizlik oranı yüzde 13,4 olurken, genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 19,3 olarak hesaplandı. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) Hane halkı İşgücü Araştırması, "2011 Mart Dönemi Sonuçlarına (Şubat, Mart, Nisan 2011)" göre, 2010 yılı Mart ayında 3 milyon 438 bin kişi olan işsiz sayısı, bu yıl söz konusu dönemde 2 milyon 816 bin kişi oldu. Öte yandan son dönemde toparlanma yaşayan Türkiye ekonomisinde yeni bir gelişme daha yaşandı ve bütçe Mayıs ayında da fazla verdi. Merkezi Yönetim Bütçesi’nin ilk 5 ayda 4’üncü kez fazla verdiğini belirten Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bütçeden 24,3 milyar lira harcama yapılan Mayıs ayında, bütçe gelirlerinin 27,1 milyar lirayı bulduğunu ve Mayıs’ta 2 milyar 835 milyon liralık bir bütçe fazlasına ulaşıldığını söyledi. Ocak-Mayıs döneminde bütçe açığı geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 98 azaldı, geçen yılın ilk 5 ayında 9 milyar 984 milyon lira olan bütçe açığı, bu yıl aynı dönemde 233,2 milyon liraya geriledi.