> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Gündem > Evladına Sahip Çıkan Türkiye
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Evladına Sahip Çıkan Türkiye  (Okunma Sayısı 927 defa)
11 Haziran 2012, 19:00:20
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 11 Haziran 2012, 19:00:20 »



Evladına Sahip Çıkan Türkiye
Naci BOSTANCI • 51. Sayı / TÜRKİYE


Sıra dışı olaylar toplumsal bilincin altını ortaya çıkarır, mahremiyette olanı açığa vurur. Siyaseti toplumsal bilinçaltında takdir ve ilgiyle izlenen Yazıcıoğlu’nun vefatı, ortaklık duygularını harekete geçirdi, o büyük birlik halinin herkese tercümesini sağladı.

Muhsin Yazıcıoğlu ismi, Türkiye’de geniş bir çevre tarafından biliniyordu. Genel başkanı olduğu Büyük Birlik Partisi’nin yüzde bir civarında oy aldığı düşünüldüğünde, siyasi olarak yeterince tanınmadığına, anlaşılmadığına hükmedilebilir. Herhalde önemli sayıda insan bir vesile ile onun konuşmalarını, faaliyetlerini öğrendiğinde, “Söyledikleri doğru, oy vermeyi de isterim fakat partisi kazanamaz, oyum da boşa gider” hissine kapılmıştır. Ondan herhangi bir şekilde haberi olmayanlar ise “küçük partiler”in içinde belki bir parça daha öne çıkan bir siyasetin temsilcisi olarak kendisini değerlendirmişlerdir. Bir de elbette BBP’yi diğer partilerden ayıran önemli hususlardan birisi “Alperen Ocakları” adı verilen gençlik teşkilatıdır. “Alperen” ismi Alpliği ve erenliği birleştiren, bu haliyle yiğitlikle sufi çağrışımları kapsayan bir anlama sahiptir. Seksen öncesinde ülkücü kesimde örnek bir kimlik modeli olarak Alperen’den söz edilirken, Yazıcıoğlu BBP’yi kurduktan sonra bunu gençlik teşkilatının ismi olarak benimsemişti.

Alperen Ocakları son dönemde çeşitli vesilelerle tartışılan bir teşkilattı. Onlara ülkede yaşanan ve müsebbipleri, arkadaki azmettiricileri bilinmeyen çeşitli olayları atfetmek isteyenler oldu. Alperen Ocakları da bu tür iddiaları reddetti. Yazıcıoğlu’nun farklı hatta karşıt olan çevrelere son derece esnek ve demokrat yaklaşımına baktığımızda, kendisiyle aynı paralelde hareket etmesi beklenen Alperen Ocakları’nın bu tür iddiaları hak etmeleri düşünülemez. Yazıcıoğlu’nun vefatının ardından son zamanlarda kurmaya çalıştığı çeşitli temaslara dikkat çekildi. Bunlar arasında sol ve liberal çizgideki aydınlarla birlikte kimlikleri itibariyle farklı çevrelere ait olan elitler de vardı. Onun yapmaya çalıştığının, birinci elden farklı fikirlerin yüzleşmesi, birbirini dinlemesi, geleceğe yönelik tahayyüllerinde ötekilerin aklını, değerlendirmesini hesaba katması olduğu muhakkaktır. Bu tür bir yaklaşımın imkânlarını yoklayıp buradan bir toplumsal iletişim kurmak isteyen kişinin diğer yandan da böyle bir politikayla mutlak surette çelişecek girişimlere destek vermesi düşünülemez. Olaylar, failleri, arkadaki kişilerin tespiti kurumlara aittir, ancak Yazıcıoğlu ile aynı çizgide yürüyen Alperen Ocakları’nın farklı bir siyaset izleyeceğini düşünmek mümkün değildir.

Yazıcıoğlu’nun beklenmeyen, dramatik vefatı yine beklenmedik şekilde bazı gelişmeler doğurdu. Her şeyden evvel seçim sathında en kritik günlere girilmişken, tüm partiler artık en son düzlükte koşarlarken, bu vefatın ardından tüm faaliyetlerini iptal ettiler. Mitingler yapılmadı, liderler karşılıklı söz düellolarını kestiler. Hemen hemen tüm partiler bu kayıp karşısında taziyelerini hem Yazıcıoğlu’nun ailesine hem de BBP yetkililerine ilettiler. Parti genel merkezi peş peşe ziyaretlere sahne oldu. Aynı süreçte tüm medya kuruluşları sadece kaza haberini vermekte değil aynı zamanda Yazıcıoğlu’nu geride kalmış bilinmeyen yönleriyle birlikte kamuoyuna tanıtmak konusunda da çok ciddi bir duyarlılık sergiledi.

Seksen öncesi dönemde ülkücü kesimde yer alan, taraf olmuş, üstelik bunu en ön safta gerçekleştirmiş birisinin bugün bu ölçüde saygıyla anılması, hemen her kesimden takdir ve teessürlerin bildirilmesi çok önemlidir. Bunun bir yanı Yazıcıoğlu ile ilgilidir. O, seksen öncesi dönemde de taraf olmakla ve zamanın şartları çerçevesinde davranmakla birlikte, temel insanî değerleri her vakit ayakta tutmasını bilmiş, karşısında yer alan insanlara karşı mücadele verirken bu değerlerden kopmamış birisiydi. Sonraki yıllarda, gerek seksen öncesini gerekse yedi buçuk yıl süren hapishane şartlarını kendi toplumsal ve siyasal müktesebatına başarıyla eklemiş, tıpkı partisinin adı gibi toplumun birliği yolunda sağlam bir yaklaşım sergilemişti. Şimdiki kuşaklara geçmişi değerlendirirken buradan ne mağduriyet ne de kahramanlık anlatısı çıkarmamış, nesnel gerçekliği esas alan bir dille aktararak onların gereken sonuçları çıkarmasına bilgece fırsat vermiştir. Siyasi hayatında da “millî birlik ve dirlik” diye adlandırılan karakteristik yaklaşımı yeni açılımlar, ilişkiler ve toplumsal gerçekliği dikkate alan bir anlayışla kurmaya çalışmıştır.

Çeşitli toplumsal ve politik kesimlerin Yazıcıoğlu’na yönelik bu duyarlı yaklaşımının diğer yanında ise, farklı siyasi yerlerde bulunsalar bile aynı toplumun yapı taşları olduğumuza dair güçlü inanç, kavrayış ve irade vardır. Siyasi rekabet ve çatışma ne ölçüde gerginlik üretse, neredeyse ortak yanlarımızın olmadığına dair bir resim ortaya koysa dahi anlıyoruz ki, bu toplumun fertleri kederde ve kıvançta ortak olma hassasiyetini etkili bir şekilde korumaktadır. Sıra dışı olaylar toplumsal bilincin altını ortaya çıkarır, mahremiyette olanı açığa vurur. Rekabete, çatışmaya ilişkin böylesine yoğun ve insanları yorgun bırakan müktesebatın herkes üzerinde bir yıpratıcılık doğurduğu, kimi ortak hassasiyetleri ifade etmek için sanki adeta vesileler beklendiği anlaşılmaktadır. Ne yazık ki siyaseti toplumsal bilinçaltında takdir ve ilgiyle izlenen Yazıcıoğlu’nun vefatı, yine aynı yerdeki ortaklık duygularını harekete geçirmiş, o büyük birlik halinin herkese tercümesini sağlamıştır.

Kocatepe Camii’ndeki cenaze töreni eşine az rastlanır kalabalıklardan birisini topladı. Camiye giden yollardan herhangi birinde duran bir kişi, önünden geçen insan seli içinde bu ülkenin farklı siyasetlerini, anlayışlarını temsil eden çok çeşitli insanların acele adımlarla ve protokole ait değil, tamamen insani bir görevi derin bir teessürle yerine getirmek için koşuşturduğunu görebilirdi. O insanları, debisi yüksek coşkun bir ırmak gibi musalla taşının bu yanında toplayan Muhsin Yazıcıoğlu, denilebilir ki, dramatik vefatıyla dahi ülkesine, milletine karşı son bir görevi böylelikle yerine getirmiştir. Tüm hayatı çilelerle ve zorluklarla mücadeleyle geçen, bunlara katlanmak kadar daha fazlasını yapmak için her zaman kendinde şevk ve heyecan bulan Yazıcıoğlu’nun son nefesinde de aynı koşuyu sürdürmesinde şaşırtıcı bir yan yoktur. Bir ülkeyi yücelten, kendisini ülkesine adamış evlatlara sahip olması kadar, aynı zamanda böyle evlatlarının hayatına ve hatıralarına da sahip çıkabilme yeteneğidir. Türkiye’de bu nitelik mevcuttur. Yazıcıoğlu’nun ardından dökülen gözyaşı ve kendisine gösterilen muhteşem sevgi bunun en çarpıcı kanıtıdır. Bundan sonraki zamanlarda da onun hatırasını, siyasi ideallerine, emanetlerine sahip çıkılarak onurla, faziletle davranılacağı muhakkaktır.

Allah’tan Muhsin Yazıcıoğlu’na ve yol arkadaşlarına rahmet diliyor, milletimizin başı sağ olsun, diyorum.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Evladına Sahip Çıkan Türkiye
« Posted on: 16 Nisan 2024, 23:50:23 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Evladına Sahip Çıkan Türkiye rüya tabiri,Evladına Sahip Çıkan Türkiye mekke canlı, Evladına Sahip Çıkan Türkiye kabe canlı yayın, Evladına Sahip Çıkan Türkiye Üç boyutlu kuran oku Evladına Sahip Çıkan Türkiye kuran ı kerim, Evladına Sahip Çıkan Türkiye peygamber kıssaları,Evladına Sahip Çıkan Türkiye ilitam ders soruları, Evladına Sahip Çıkan Türkiyeönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes