> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Gündem > Düşürülen Phantom F4 uçağımız
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Düşürülen Phantom F4 uçağımız  (Okunma Sayısı 1091 defa)
16 Ağustos 2012, 15:18:27
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 16 Ağustos 2012, 15:18:27 »



Düşürülen Phantom F4 uçağımız bağlamında Suriye yönetiminin intihar eylemi
Ali ŞAHİN • 89. Sayı / GÜNDEM


Mostar’ın Temmuz sayısı için Suriye’ye ilişkin yeni bir analizin son satırlarını yazarken Türk Hava Kuvvetleri’mize ait bir jetin Suriye sınırlarında düştüğü haberi geldi. O saatlerde Brezilya’dan dönen ve Başbakan Erdoğan’ı taşıyan Ata uçağı Yunanistan üzerindeydi ve rotası İstanbul’du. Önce Genelkurmay Harekât Merkezi’ne ulaşarak konuyla ilgili bilgi almaya çalıştım ancak toplantı halindeki kurmaylardan haber almak mümkün olmadı. Ardından Millî Savunma Bakanı’mıza ulaşmaya çalıştım. Savunma Bakanı’mız da toplantıdaydı. Ankara’ya inmesinin ardından Başbakan Erdoğan’ın “Uçağımız düşürüldü diyemem” şeklindeki açıklaması işin rengini net bir şekilde ortaya koymuştu. 23:00 uçağıyla Ankara’dan Suriye sınırlarına doğru, Gaziantep’e havalandım. Gece 01.00 sularında eve vardığımda tüm TV kanallarında son dakika haber bantlarının rengi kırmızıydı.

Mostar’ın 82. sayısında “Suriye’ye Sezaryen Operasyonu” başlığı ile kaleme almış olduğum analizde Türkiye’nin zihninde Suriye’ye karşı bir operasyon düşüncesi olmasa da, Suriye’nin buna mecbur bırakacak tavırlar içine girebileceğini şu şekilde ifade etmiştim; “Türkiye ve Genelkurmay’ın bu süreçte Suriye rejimine karşı muhtemel bir operasyon ve müdahaleyi en azından masasında çalışması gerekiyor. Türkiye gibi küresel güç potansiyelleri taşıyan ve Ortadoğu’nun en büyük gücünün gündeminde böyle bir müdahale seçeneği zaten hep var olmalı. Operasyon zorunluluğu her zaman kendi istem ve tercihlerinize bağlı gelişmeyebilir. Kıbrıs çıkarmasında olduğu gibi çoğu kere karşı tarafın tutum ve meydan okumaları sizi buna mecbur bırakabilir.”

Nitekim Suriye ve Esed yönetimindeki Baas rejimi, içinden geçtiği psikolojik bunalım ve şuur kaybının da etkisiyle Ortadoğu’da önemli ve tehlikeli bir süreci tetikleyecek intihar eylemini gerçekleştirdi. Bir başka ülkeye ait savaş uçağının hiçbir barışçıl uyarı ve geri püskürtme teşebbüsüne gerek duyulmadan hedef alınarak düşürülmesi, uluslararası ilişkiler ölçeğinde apaçık bir “İlanı Harp”tir.

Esed rejimi Suriye’de her geçen gün daha da daralan çemberle başkent Şam’a hapsoluyor. AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu çalışmaları için Haziran ayı ortalarında Strazburg’taydım. Komisyon onuruna verilen bir akşam yemeğinde aynı masayı paylaştığımız İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt’in Avrupa Parlamentosu üyesi eşi Anna Maria Corazza Bildt ile uzun uzadıya Suriye’yi konuştuk. Anna Maria Suriye’ye askerî bir operasyon konusunda Batılı ülkelerin de son zamanlarda dillendirmeye başladıkları iki noktayı zorunlu görüyordu. Bunlardan ilki askerî operasyon için Suriye’nin belli bir bölümünün mutlaka muhaliflerin kontrolüne geçmesi, ikincisi ise muhaliflerin güçlerini Esed rejimine karşı birleştirmeleri noktasıydı.

Strazburg dönüşü uçakta Le Figaro gazetesinin Suriye’deki BM gözlemcilerine dayanarak verdiği ve Suriye’nin %40’ının muhaliflerin kontrolünde olduğu yönündeki haber, Batılıların Suriye’ye yönelik askerî operasyon şartlarından ilkini ortaya koyuyordu. Esed kendisini Kaddafivâri bir sonla yüzleştirecek çemberin her geçen gün daha da daraldığının farkında. Annan planına uymayarak dozunu artırdığı çocuk ağırlıklı sivil katliamlarla Rusya ve Çin gibi müttefiklerinin de midesini bulandırmaya başlayan Esed, uluslararası kamuoyunda her geçen gün destek ve güven kaybına uğruyor, kan kaybediyor. Bu durumun farkında olan Suriye, Türkiye’yi tahrik ederek ve destekleri zayıflayan müttefiklerini de dâhil ederek bölgesel bir savaşı başlatmak ve çıkmaz sokakta sıkışmış olan kaderini değiştirmek istiyor.

Saldırı son derece planlı
Öncelikle uçağımıza yapılan saldırıyı iyi analiz etmemiz gerekiyor. Saldırı sıradan ve spontane gelişmiş bir saldırı değil. Bilakis tamamen Türkiye’yi hedef alan son derece planlı, provokatif ve ilanı harp niteliğinde bir saldırı. Saldırının temel hedeflerini şu şekilde analiz edebiliriz:

Ortadoğu’da nüfuzu artan, Arap halklarının sevgi ve sempatisini kazanmış ve Ortadoğu’nun aydınlık geleceğini imar eden Türkiye’nin sıcak çatışma içine çekilerek devre dışı bırakılması temel hedeflerden biri. Türkiye Ortadoğu’nun hangi sokağında olursa olsun Arap halklarının sevgi ve sempatisine muhatap olmuş bir ülke. Bununla da kalmayıp Türkiye ve AK Parti, özgürleşen Arap meydanları ve parlamentoları için model bir ülke, siyasal sistem ve siyasi parti örneği teşkil ediyor. Yeniden şekillenen kimi Arap ülkelerinin anayasaları dahi hâlihazırda Türkiye’de yazılıyor. Bu saldırının en önemli hedeflerinden biri belki de ilki Türkiye’nin Ortadoğu’da elde ettiği bu kazanımlar ve artan nüfuz gücü.

Türkiye’ye karşı İsrail-Suriye şer cephesi
Şu noktanın altını özellikle kalınca çizmeliyim: Uçağımıza düzenlenen saldırı çok büyük bir olasılıkla İsrail-Suriye işbirliği ile gerçekleşmiş bir saldırı. Er ya da geç, bir gün tarih bunu belgeleyecek. Bugüne kadar sınırlarını yüzlerce defa ihlal etmiş, askerî tesislerini vurmuş bir İsrail’e tek kurşun sıkmayan Suriye’nin bile bile Türk uçağını düşürmesi, Suriye’nin tek başına asla cesaret edemeyeceği bir eylem. Ortadoğu’da İsrail’e kafa tutup had bildiren, Suriye’deki muhalifleri her şartta destekleyerek Şam’daki zalime meydan okuyan Türkiye, İsrail ve Suriye için ortak bir düşman ve hedef haline gelmiştir.

Bir zamanlar Suriye ile adeta kan ve can düşmanı olan İsrail’in Suriye’nin içinden geçtiği sürece tek fiske vurduğunu duyanınız ya da göreniniz var mı? Ya da bu kaos sürecinde Esed sizce neden İsrail değil de Türkiye sınırına asker yığıyor olabilir? Suriye’nin “Arap Baharı” etkisine girdiği günden bu yana İsrail-Suriye sınırında tek bir hareketlilik yaşandı ya da tek bir asker artırımına gidildi mi? Türkiye ve Erdoğan’a haddini bildirmek isteyen İsrail ile Türkiye’nin Suriye muhalefetine olan desteğiyle can derdine düşmüş olan Beşar Esed, bu konjonktürde müttefikler. Bölgede Arap Birliği dâhil tüm Arap dünyasında sevimsizleşen ve İran dışında tüm desteğini yitirmiş bir Suriye’nin bu sürecin doğurduğu tek dostu İsrail. Ve İsrail için de en iyi Suriye, başında halk iradesiyle seçilmiş bir hükümetin değil, “La İlahe İlla Beşar” demediği için Müslümanları diri diri toprağa gömen zalim bir Nusayri diktatörünün bulunduğu Suriye.

Ortadoğu’da artan nüfuz ve sempatisi, Arap dünyasında oynadığı rol modelliği, krizlere rağmen gelişip büyüyen ekonomisi, bu yönleriyle birlikte İsrail’in varlığını tehdit eden duruşu ve Esed karşıtlığı Türkiye’yi İsrail ve Beşar Esed için ortak düşman haline getirdi.

Zor olan Suriye ile savaş değil, savaşmamak
Şurası çok açık. Suriye gibi sallanmakta olan bir rejimin Türk uçağını düşürmesi bir İlanı Harp niteliği taşıyor. Ve Türkiye gibi bir ülke normal şartlarda böyle bir saldırıya en geç 24 saat içinde misliyle misillemede de bulunur. Suriye ile Türkiye’nin savaş gücü ve yetenekleri kıyaslanamaz bile. Kaldı ki, içerde kendi topraklarının % 40’nı muhalif güçlere kaptırmış ve şehir savaşlarının yaşandığı, pilotlarının uçaklarıyla birlikte kaçarak komşu ülkelere sığındığı, ordusu psikolojik olarak yıpranmış ve direnci kırılmış bir rejim Esed rejimi. Bu şartlarda zor olan Suriye ile savaşmak değil savaşmamak. Ancak, uçağımızın vurulması hadisesinin arkasında sadece Suriye’nin can korkusu değil, büyüyen, güçlenen ve Ortadoğu’da fincancı katırlarını ürküten Türkiye’nin, özellikle son 10 yılda elde ettiği ekonomik, siyasi, kazanımlarını yok etmeye yönelik bir komplo girişimi var.

Türkiye tarihinde Araplara karşı savaşan bir ülke olmadı. Suriye savaşı her ne kadar zalim bir diktatöre karşı girişilecek bir savaş da olsa, Arap coğrafyasında Türk-Arap savaşı algısına dönüştürülme özelliği var. Ki, bu algıyı çok güçlü bir fitneye dönüştürebilecek şer bir İsrail lobisi her zaman mevcut.

Kazansak da kaybedeceğimiz bir savaş olur
Türkiye’nin Suriye’ye askeri müdahalesi Ortadoğu’da savaşın cephesini genişletecek. Çevremizde İran ve Rusya dâhil Türkiye’nin gereğinden fazla güçlendiğini düşünen ve hegemonyalarını Türkiye tehdidi altında hisseden çok sayıda Avrupa ülkesi bulunuyor. Suriye-Türkiye savaşı bu anlamda söz konusu Türkiye tedirginliği yaşayan ülkeler için fırsat taşıyor. Bu savaşla Türkiye, rahatlıkla ekonomik ve siyasî anlamda yıpratılarak, tehdit olmaktan çıkarılabilir.

ABD ve NATO’nun varlığı bu savaşta Türkiye için bir güvence asla değil. Türkiye NATO’nun Suriye’ye karşı müdahalesinde rol üstlenebilir ama tek başımıza girişeceğimiz bir savaşı planlayacaksak ABD ve NATO’yu yanımızda asla bulamayacağımız seçeneğiyle hareket etmeliyiz. Kısaca NATO’nun müdahalesine evet ama bizim açıp NATO’yu beklediğimiz bir savaşa hayır.

Suriye’ye karşı tek başımıza gireceğimiz bir savaş sonunda kazansak da son 10 yılda tüm önemli kazanımlarımızı ve dahası geleceğimizi kaybedebileceğimiz bir savaş olacak. Şurası kesin: 1 yıl sonra Suriye’de Esed olmayacak ama Türkiye güçlü varlığını devam ettiriyor olacak. Ve çok değil yakın bir zamanda öyle güçlü bir Türkiye olacak ki, çakallar musallat dahi olmaya cesaret edemeyecekler.

Farklı yöntemlerle güçlü bir misilleme
Savaşmama seçeneği, Türkiye’nin caydırıcılığını, inanılırlığını ve itibarını çok ciddi şekilde tehdit eden bu saldırıya karşı sessiz kalmak anlamına asla gelmemeli. Türkiye mutlaka misillemede bulunmak zorundadır ve bulunacaktır da. Ama kendi özel yöntemleriyle!

Günümüz savaşları artık açık bir konvansiyonel savaştan öte örtülü sıradışı bir savaş yöntemi. Siyasî maliyeti ve riskleri çok daha düşük bir savaş yöntemi olan Gayr-i Nizamî Harp yöntemi kullanılarak güçlü bir misilleme yapılmalı. Kaldı ki karşımızda güçlü, organi...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Düşürülen Phantom F4 uçağımız
« Posted on: 29 Mart 2024, 18:20:41 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Düşürülen Phantom F4 uçağımız rüya tabiri,Düşürülen Phantom F4 uçağımız mekke canlı, Düşürülen Phantom F4 uçağımız kabe canlı yayın, Düşürülen Phantom F4 uçağımız Üç boyutlu kuran oku Düşürülen Phantom F4 uçağımız kuran ı kerim, Düşürülen Phantom F4 uçağımız peygamber kıssaları,Düşürülen Phantom F4 uçağımız ilitam ders soruları, Düşürülen Phantom F4 uçağımızönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes