Şevval ayının mükâfatına talip olalım

Şevval ayının mükâfatına talip olalım

Rahmet ve mağfiret kapılarının sonuna kadar açıldığı on bir ayın sultanını geride bıraktık. Bedenlerimizde bir aylık orucun verdiği sağlık, ruhumuzda oruçtan, hatimlerden, teravih namazlarından kalan huzur... Rabb'imiz bu ayın hemen ardından yine öyle bir fırsat veriyor ki, değerlendirebilene mükâfatı büyük: Bir senelik oruç sevabı...
Mübarek Ramazan-ı Şerif'le birlikte, üç ayları da geride bıraktık. Bugünlerin sona ermesiyle ruh dünyamızdaki manevi atmosferin değiştiğinden şikâyet etsek de, aslında kaçırılmayacak bir fırsat daha var kapıda: Şevval ayı. İçinde bulunduğumuz bu ay için Peygamberimiz (sas) "Kim Ramazan orucunu tutar, ardından şevval ayında altı gün oruç tutarsa tüm seneyi oruçlu geçirmiş gibi olur." buyuruyor. Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden Yrd. Doç. Dr. Doğan Kaplan, senenin tamamının oruçlu geçirilmesiyle ilgili din âlimlerinin değerlendirmelerini şu şekilde ifade ediyor: "Kur'an-ı Kerim'de 'Kim bir iyilik yaparsa karşılığında on katı mükâfat alır.' (En'âm, 6/160) buyurulmaktadır. Buna göre Ramazan ayında tutulan oruç üç yüz gün, şevvalde tutulan altı günlük oruç altmış güne tekabül etmektedir, böylece sonuçta bir senelik oruç sevabına erişilmiş olur."

Ara vermeden tutmak daha faziletli

Şevval orucuyla ilgili benzer yorumlar ya da sorular her sene gündeme geliyor; "Altı günün hepsini aralıksız mı tutmak gerekir, borcu olan şevval orucu tutabilir mi, şevval orucu kaza borçlarının yerine sayılır mı? vb." Hadis-i şerifte geçen "Ramazan'ın peşi sıra şevvalden altı gün tutarsa" ifadesinden dolayı Hanefi, Şafii, Hanbeli ve Caferi mezheplerine göre bu orucu Ramazan Bayramı'ndan sonraki günlerde peş peşe tutmak daha faziletli görülmüş. Doğan Kaplan, bazı büyük din âlimlerinin tavsiyelerinin de bu yönde olduğunu hatırlatıyor. Ancak bu mezheplere göre şevval orucunu ay içerisinde, aralıklarla tutmak da caiz. Kısacası şevval orucu ay içerisinde farklı günlerde aralıklı bir şekilde tutulabileceği gibi, bayram sonrası peş peşe tutulması daha faziletli görülmüş.

Kaplan bir de Maliki mezhebinin konuya yaklaşımından bahsediyor ve şöyle anlatıyor: "İmam Malik'in bu ayda oruç tutmayı mekruh gördüğü söylenmiştir. Zira o bunun ehl-i kitabın farzlara ilave etme alışkanlığına benzemesinden korkmuş, zamanla insanların bu orucu nafile olmaktan çıkarıp farz derecesinde görmelerinden endişe etmiştir. Bazı âlimlere göre ise İmam Malik, ya bu konudaki rivayeti sahih görmemiş ya da bu rivayet ona ulaşmadığı için böyle düşünmüştür."

Kaza borcu olan da tutabilir

Şevval orucu kaza yerine sayılmadığından oruç borcu olanlar şevval orucu tutup tutamayacakları konusunda kararsız kalıyor. İlahiyatçı Doğan Kaplan kaza borcu olanların şevval ayını kaçırmamak için önce bu altı günü tutabileceklerini söylüyor. Ancak en güzelinin kişinin öncelikle üzerine borç olan kaza orucunu tutması olduğunu söylüyor ve şöyle diyor: "Şevval ayında tutulan oruç farz ya da vacip değildir. İnsanların sevap kazanmak amacıyla Allah rızası için tuttukları mendup bir oruçtur. Esasen kaza borcu olanın öncelikle borcunu ödemesi daha doğru olur, ancak daha sonra kaza etmesinde de bir sakınca yoktur."

zaman
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın