๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Güncel Dini Haberler => Konuyu başlatan: Sefil üzerinde 28 Kasım 2011, 18:40:31



Konu Başlığı: Senelerce çifte sabır
Gönderen: Sefil üzerinde 28 Kasım 2011, 18:40:31
Senelerce çifte sabır

Kazancı Kenan ve arkadaşlarını ziyaretimiz sırasında, o mahallede oturan sabır kahramanı Şükrü Bey ve cefâkâr eşinden bahsettiler.

Bu ailenin otistik iki evlatları var. Oğulları 38 yaşında, kızları 36 yaşında... İkisi de yerlerinden kalkamıyor ve konuşamıyorlar. Kız evlat, günde nöbetle 15-20 defa acı acı bağırıyor.

Şükrü Bey emekli... Elinden geldiğince de hizmetler için koşturuyor. Devlet hastanesine yakın bir camide de zaman zaman fahri imamlık yapıyor ve cumaları hutbeye çıkıyor, namaz kıldırıyor...

Hastanenin karı-koca iki doktorunun doğuştan kulakları duymayan bir kızları var. Ne kadar uğraşıyorlar ne kadar sağa sola koşturup çare araştırıyorlar ama bir türlü kızlarının işitmesi için imkân bulamıyorlar. Bir ara, kendimizi, çocuğumuzu birlikte zehirleyip intihar edelim diye ciddi ciddi düşünmeye başlıyorlar. O hengâmede bir cuma günü babayı bir dostu namaza davet ediyor. Bizim Şükrü Bey de o gün vaaz edip hutbe okuyor. Bu samimi nasihat bu doktorun gönlüne dokunuyor. Çok hoşlanıyor ve namazdan sonra bekleyip "Şu hoca ile bir konuşayım." diyor. Şükrü Bey'e derdini, sıkıntılarını, hanımıyla verdikleri kararı anlatıp, "Ama bugün sizi dinledim vazgeçtim. Bana daha başka, neler anlatabilirsin, daha başka ne gibi tesellilerin olabilir?" diyor. Şükrü Bey ona şöyle mânalı mânalı bir baktıktan sonra "Seni bir yere götüreyim." diyerek doğruca kendi evine ve yerlerde sürünüp melul melul yüzüne bakan yavrularının yanına götürüyor, sonra da "İşte bunlara 30 senedir bakıyorum. Bunları, bana Cenab-ı Hakk'ın bir hediyesi olarak görüyor ve bunlarla yaşayarak Hak rızasını kazanmaya çalışıyorum." diyor.

Doktor, çok şaşırıyor ve çok takdir ediyor. Bir de kendilerinin durumuna bakıyor: "Allah'ım daha neler varmış!.. Bütün bunları bir lûtuf ve dünya imtihanını kazanma adına bir kurtuluş vesilesi olarak gören kulların varmış... Bizimki de bir şey mi imiş!.." diyor. Evine dönüp şâhit olduklarını bir bir eşine anlatıyor. Hallerine şükredip Allah'a yöneliyor ve hayata tutunuyorlar. Bir müddet sonra kızlarının işitme yollarında İlâhi lütuf olarak bir gelişme oluyor. Cenab-ı Hakk'a şükür ve ibadetle karşılık veriyorlar...

Bunları dinledikten sonra Kazancı Kenan'ın arkadaşlarının meydana getirdiği o güzel mekân ve ortamdan Şükrü Bey'in ziyaretine gittik... Mütevazı bir mekânın girişten sonra hemen yanında, kenarda yerde oturmuş otuz sekiz yaşındaki oğlunu gördüm. Başını okşayıp konuşmaya çalıştım. Biraz oturup Şükrü Bey'i dinledim. Eşmeli imiş... Arkadaşımız Ali Ünal'ın köyünden... Sonra ayrı bir odada yere yan yatmış olan otuz altı yaşındaki kızının hâlini gördük. Konuşmaya çalıştık... İnsanın içi parçalanıyor. Şükrü Bey'e ve hem şeker hem kalp hastası eşine sabırlar ve Cenab-ı Hak'tan lûtuflar ve şifalar dileyip derin düşünceler içinde ayrıldık...


Abdullah Aymaz