Efendimiz'e reva mıdır?

Hamdullah Öztürk

Efendimiz'e reva mıdır?

Ekranın altında "Radikal İslamcılar" yazıyor. Üstte sağa sola saldıran öfkeli insanlar var. Arabalar yanıyor, camlar kırılıyor. Görüntüler Efendimiz (sallahu aleyhi vesellem)'e hakaret ihtiva eden video-filme gösterilen tepkilerden. Ekranın altındaki yazı yerinde dururken haber değişiyor. Bir ara Papa görünüyor. Konu Papa'nın Lübnan ziyareti. Ekran yeniden öfkeli insanlarla doluyor. Az da olsa bir grup insan taşkınlık yapıyor. "Radikal İslamcılar" yazısı yerini korumaya devam ederken görüntüler ve haber yeniden değişiyor. Bu sefer yer Afganistan; haberin konusu yine ölüm!

Arka arkaya verilen üç haberin de öfke, şiddet, ölüm ve taşkınlıkla dolu olması yetiyor zaten. Haberleri verirken objektiflikten zerre miktar ayrılmamış olsalar da, aynı gün cereyan eden üç hadisenin görüntüler eşliğinde ekrana yansıması yetiyor. Brezilya gibi dünyayı çok da umursamadan, kendi içinde yaşayan insanların zihninde bile bilindik o sorular pekişmeye başlıyor: Müslümanlar neden bu kadar saldırgan? Ölümler, terör, şiddet ve diktatörlük neden hep Müslümanların yaşadığı yerlerde karşımıza çıkıyor?

Doğrusu haberleri verirken dikkatli davranıyorlar. Ekranın altına yerleştirilen "Radikal İslamcılar" yazısı da bütün Müslümanları töhmet altında bırakmama gibi bir dikkatten kaynaklanıyor. Fakat arka arkaya gelen üç haber ve görüntüler zihinleri bir kere daha formatlayarak "İslam şiddet dinidir" imajını yeniden yazmak için fazlasıyla yeterli oluyor.

İslam ülkelerinde yaşananlara ve Müslümanların öfkelenme sebeplerine ne kadar haklı açıklamalar getirilse de netice değişmiyor: Problemlerini, şiddete başvurmadan çözemeyen, gelişmemiş, kaba bir topluluk... Birileri bu imajı pekiştirmek için mütemadiyen eylemler düzenliyor. Bunda bilinmeyen bir taraf yok. Nereye dokunulursa, Müslümanlarda öfke patlaması yaşanacağı çok iyi bilinerek planlanan eylemler, her seferinde maksadına ulaşıyor. Bu saçma videodan, yaşanan hadiseler vesilesiyle bütün dünyanın haberi oldu. Bu sebeple muhtemelen seyredilme rekorları kıracak. Ve ne kadar makul açıklamalar yapılırsa yapılsın, videoda gösterilen şeylerin yanlış ve asılsız olduğu belgelenirse belgelensin, çok az insan o açıklamaları okuyacak; ama sayısını bilmediğimiz kadar insanın hafızasına videoda gösterilen saçmalıklar kazınacak.

Kara cehaletten, nurani bir medeniyet çıkartan Efendiler Efendisini, öfke, hırçınlık ve ölümle bir araya getirmek reva mıdır? "Mü'minin ferasetinden sakının, çünkü o Allah'ın nuruyla bakar." sözüyle ümmetini ikaz edip, hedef veren; "Mü'min bir delikten iki kere sokulmaz." cümlesiyle, imanın kazandırdığı onurun, gafleti kaldırmayacağı hususunda bizleri ikaz eden Efendimiz'e sevgi ve bağlılığımızı, karikatür krizinden sonra bir kere de bu saçma video ile kurulan tuzağa düşerek mi göstermiş oluyoruz?

Hâlbuki bu video çok güzel bir fırsat olabilirdi. Serinkanlı ve ferasetli bir çıkışla Kıptilerin meselesi haline getirilebilirdi. Bir dinin peygamberini yalan yanlış şeylerle karalamak gibi medeni dünyanın asla kabul etmeyeceği bir hadise, "Arap Baharı hülyalarının" yaşandığı coğrafyada Mısır'ı Sudanlaştırmak isteyenlerin elindeki taşı kendi kafasına düşürme fırsatına çevrilebilir; Mısır'ı meydana getiren unsurları kaynaştırıcı bir siyasete hizmet edebilirdi.

Garip değil mi? Daha evvel çizdirdiği karikatürlerle ortalığı karıştıran adam, hadiseler tavsadıktan sonra çıkıp, pişkin pişkin "Paraya ihtiyacım vardı. O yüzden yaptım." diyebildi. Hepimiz biliyoruz ki hadise o kadar da basit değildi. Şimdi de başka birisi çıkıyor, aynı şekilde mukaddesatımıza saldırıyor ve ne gariptir ki saldırgan orada dururken, dünya kamuoyuna karşı biz mağdurlar kendimizi savunmak zorunda kalıyoruz.

Öyleyse "Başınıza gelenler ellerinizle yaptıklarınızdandır." mealindeki ayeti hatırlayarak, hayal kurmayı bırakalım. İslam dünyasını iliklerine kadar tanıyıp, lazım oldukça bam teline basanlar kadar olsun birbirimizi tanımaya gayret edelim.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın