Konu Başlığı: Dünyayı Sarsan Büyük Randevular Gönderen: Sefil üzerinde 09 Mayıs 2012, 14:31:26 Dünyayı Sarsan Büyük Randevular
ABD'de ''Foundation for the Study of Cycles''in çalışmalarının neticelerinde 170, 64, 100 ve 500 yılda devreden enteresan olaylar anlatılıyor. ''Buğday Fiyatlarının 170 Yıllık Kaderi'' başlığı altında buğday fiyatlarının ortalama 170 yılda bir en yüksek noktaya ulaştığı ifade edilerek, ilk defa rastlanan en yüksek noktanın 1317 yılında meydana geldiği, ''Büyük Kıtlık'' isimli büyük sıkıntının yaşandığı bu tarihten sonra 1480'de fiyatların tekrar yükseldiği 1650 tarihinde yine yükseldiği, 1810-1812 arasında da fiyat artışlarının bunları takip ettiği ve en son yükselmenin de 1974 yılına denk geldiği anlatılıyor. Her zaman tam bir isabetle tezahür etmese bile altın fiyatlarında da 1700'lerden bu yana her 64 senede bir fiyatların yükseldiği ifade edilerek 1997-1998 arasında altının en yüksek fiyatını bulma ihtimali nazar-ı dikkate veriliyor. Sıcak ve soğuğun da borsanın düşme ve yükselmesiyle alâkalı olduğunu tespit eden bu araştırma merkezine göre, Ocak 1929 ile Ocak 1930 arasındaki sıcaklık değişikliği New York ve Londra borsasına çok küçük sapmalarla neredeyse aynen yansımıştır. Buna göre 12 ay boyunca santimetrekareye düşen ısı miktarının oranı ile iki borsadaki yükselme ve düşüş arasında bir yıllık gözlemde doğru bir oran bulunuyor. Güneşten dakikada santimetrekareye düşen kalori miktarının günlük ortalamasının yükselme ve düşme oranına eşit olarak, New York ve Londra borsalarının endeksleri yükselip düşmüş. Bu durumun bir güne değil, 365 güne yansıması mükemmel bir korelasyon olduğunu ortaya koyuyor. Serin iklim de, insanın bütün fonksiyonlarını daha iyi çalıştırıyor. Onun için iklimin serin geçmesiyle ülkelerin yükselişi arasında bir irtibat ortaya çıkıyor. 1450 ile 1550 yılları arasında yükselişe geçen Portekiz, 1550-1650 yıllarında Hollanda, 1660-1750'de İngiltere, 1880-1980'de Amerika buna en iyi örnek. Dikkat edilirse bunların hepsi 100 yıllık devrelere denk geliyor. Bu yüz yıllık dönemde bu ülkeler serin iklimin tesiri altındadır. Yapılan araştırmalar serin ve kuru dönemlerde insanların daha enerjik olduğunu, bu enerjinin de insanlara arayış, yenilenme, yeni yerlere göç etme hissi aşıladığını, bu dönemlerde, insanların umumiyetle daha iyimser olduğunu, insanlardan pratik icatların, gerçekçi ve aktif yaklaşımların ön plana çıktığını göstermiştir. Tabii bütün bunlar zahiri esbab açısından, Allah'ın koyduğu fıtrî kanunlara göredir. Yani müessir-i hakiki Cenab-ı Hak'tır. Hem de bu devre ve dönemler, değerlendirilmesi gereken birer imkândır. Eğer tam değerlendirilmezlerse yine hedefe ulaşılamaz. Tarihte geçen imparatorlukları inceleyen Raymond Wheeler de 500 yıllık devrelere rastlamıştır. Çalışmalarını 2 bin 500 yıl öncesine kadar uzatan Wheeler, milattan önce ilk 500 yılı Batı'nın yükselişi olarak, sonraki ilk 500 yılı da Doğu'nun yükselişi olarak ele alıyor. Ona göre 1500'den 2000'e kadar Batı'nın yükseliş ve çöküşü mevzubahis. Buna göre 2000'den sonra Doğu'nun yükselişine şahit olunacak. Bu 500'lük dönem bir hadis-i şerifi hatırlattı. Efendimiz buyuruyor ki: ''Ümmetim istikametle gitse, ona bir gün var. Eğer istikamet üzere gitmezse, yarım gün var.'' Bu mesele ''Beşinci Şua''da şöyle ele alınmış: “Yani 'Miktarı bin sene olan bir gün’ (Secde Sûresi, 5) ayetinin sırrıyla 1000 sene (Müslümanlar) hâkimane ve mükemmel yaşayacak. Eğer istikamette gitmezse, ancak 500 sene kadar hâkimiyeti ve galibiyeti muhafaza eder. (...) Hilafet-i Abbasiyenin ahirinde, onun ehl-i siyaseti istikameti kaybettiği için, 500 sene kadar yaşamış. Fakat ümmetin heyet-i mecmuası ise, istikameti kaybetmediğinden, Hilafet-i Osmaniye imdada gelip 1300 (Hicrî) sene kadar hâkimiyeti devam ettirmiş. Sonra Osmanlı siyasiyyunları da istikameti muhafaza edemediğinden, o da ancak 500 sene (hilafetle) yaşayabilmiş. Bu hadis-i şerifin mucizane haberini Hilafet-i Osmaniye kendi vefatıyla tasdik etmiştir.'' (Bkz. Şualar) ZAFER DERGİSİ |