๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Güncel Dini Haberler => Konuyu başlatan: Sefil üzerinde 03 Haziran 2012, 00:12:13



Konu Başlığı: Devrini aşan âlim
Gönderen: Sefil üzerinde 03 Haziran 2012, 00:12:13
Devrini aşan âlim: Niyazi-i Mısrî

"Ya âlim, ya öğrenci, ya dinleyici veya bunları seven olun. Yoksa helak olursunuz." Âlimlere saygının ehemmiyetini sıkça vurgulayan Peygamberimiz (sas), bir hadisi şerifinde böyle buyuruyor.

Âlim, öğrenci ya da dinleyici olmak belki kısmen daha zor olanı. Görünürdeyse "Seviyorum, canı gönülden bağlıyım." demek en kolayı. Peki, neyi gerektirir bir âlimi sevmek? Herhalde, onu tanımak, fikirlerinden istifade etmek kadar, öldükten sonra, üzerinden seneler geçse de hatırasını yaşatmak gerek.

Böyle bakıldığında yüreklerde inceden bir sızı bırakan isimlerden Niyazi-i Mısrî. Gerçek adıyla Mehmet Niyazi. İslam dünyasının yetiştirdiği en büyük mutasavvıf ve şairlerden biri. Yaşadığı dönemi aşan, farklı kültürlerden herkesin bir şeyler bulabileceği, fikirlerinden ötürü sürekli çile çeken, hayatı sürgünler ve öldükten sonra da değişmeyen vefasızlıkla örülen bir din âlimi...

Sürgüne gönderildiği Yunanistan'ın Limni Adası'nda vefat eden, acıdır ki kabrinin üzerinden bugün cadde ve kaldırım geçen Niyazi-i Mısrî'yle ilgili güzel bir haber vardı hafta başında gazetelerde. Malatya Valiliği, Malatya Belediyesi, TÜRKKAD ve Yunanistan Limni Belediyesi işbirliğinde Limni Adası'nda "Limni'de bir Malatyalı Bilge: Niyâzi-i Mısrî" konulu panel düzenlendi. Yunanistan'ın Kuzey Ege Bölgesi Valisi Savvas Vareltsiz, Mısrî'nin mezarının ortaya çıkarılarak üzerindeki tekkesinin aslına uygun hale getirilmesi için çalışmalara başlandığının müjdesini verdi.

Doğum yeri ve memleketi Malatya'da Mısrî'yle ilgili son yıllarda başka güzel çalışmalar da yapılıyor. Malatya Kent Konseyi, Niyazi-i Mısrî Çalışma Grubu adı altında bir topluluk kurmuş ve ünlü mutasavvıfı tanıtmak için faaliyetler düzenliyor. Niyazi-i Mısrî Çalışma Grubu Temsilcisi Bülent Sekmen iki senedir 16-20 Mart arasını Niyazi-i Mısrî haftası olarak kutladıklarını, bu çerçevede onu tanıtmak için okullarda ve kültür merkezlerinde çeşitli programlar düzenlediklerini söylüyor.

Onu tanıtmakta geç kaldık

Malatyalı araştırmacı-yazar Orhan Tuğrulca, Mısrî'nin anlaşılmasıyla ilgili bazı sıkıntılar olduğunu ifade ederken hemşerisi olarak özeleştiride bulunmadan geçemiyor: "Uzun süredir Malatyalılar ihmal ettiği için Mısrî'nin anlaşılması zorlaştı. Farklı kültürleri ilgilendiren düşünceleri var. Ancak o, yeterince tanıtılamıyor ve bazı fikirleri yanlış anlaşılıyor. Malatya, daha yolun başında." İnönü Üniversitesi'nin de Niyazi-i Mısrî Araştırma Merkezi kurduğunu, yakında faaliyetlere başlayacağını öğreniyoruz kendisinden.

Vaazdan sonra sürgün...

Niyazi-i Mısrî, 9 Mart 1618'de Malatya Aspozi'de doğar. İlim öğrenmek için Mısır'da bulunmasından dolayı Mısri Niyazi ve Şeyh Mısri olarak da anılır. Gençlik yıllarında sufilere mesafeli dursa da zamanla fikirleri değişir ve Halveti şeyhine bağlanır. Şeyhinin Malatya'dan ayrılmasıyla zahiri ilimler alanındaki eğitimini devam ettirmek için Diyarbakır'a, oradan da Mardin'e geçer. Ardından Kahire'de ilim tahsiline başlar. Kâdirî ayinleriyle ünlenen pek çok Anadolu sûfîsine ev sahipliği yapan Şeyhûniye Külliyesi'nde üç yıl kalır. Mısrî mahlası da Mısır'da geçirdiği bu günlerden kalmadır. Kadiri Tekkesi şeyhinden işittikleri ve rüyasında gördüğü Abdülkadir Geylani'nin söylediklerinin etkisiyle Kahire'den ayrılır sonra İstanbul'a gider. Sokullu Mehmet Paşa Camii medresesinde hücrede halvete girer. Aynı yıl Anadolu yollarına düşer. Uşak'ta bağlandığı Ümmi Sinan'la birlikte gittiği Elmalı'ya gider, dokuz yıl şeyhine hizmet eder. Seyrü sülukunu da burada tamamlar. 1656'da halife tayin edilince Uşak, Çal ve Kütahya'da irşat faaliyetlerine başlar. Hakkında çıkan bazı dedikodulardan ötürü 1661'de birkaç müridiyle bölgeden ayrılır, Bursa'ya gelir. Evlenir, iki çocuğu olur. Bu dönemde Edirne ziyaretinde yaptığı vaazı Rodos'a sürgün edilmesine sebep olur. Devlet adamlarına yönelttiği eleştirilerin sürgünde etkili olduğu düşünülüyor. (1674)Dokuz aylık sürgünden sonra Bursa'ya geri döner.

Limni Adası'nda 15 yıl

Niyazi-i Mısrî'yi bir buçuk yıl sonra bir sürgün daha bekler. Bu kez Limni Adası'na gönderilir. 15 senenin ardından II. Ahmed'in fermanıyla Bursa'ya geri döner. Ertesi yıl Avusturya seferine çıkacak orduya destek olmak için 200 müridiyle hazırlığa başlar. Ancak Bursa'dan ayrılmaması söylenir. Zira Sadrazam Bozoklu Mustafa Paşa, Niyazi'nin Edirne'ye gelmesi halinde sözlerinin halk ve ordu üzerinde etkili olacağını ileri sürerek padişahı etkiler. Buna rağmen 30 Haziran 1693'te müritleriyle Selimiye Camii'ne gelen Mısrî halkın büyük teveccühüyle karşılanır. Padişah tarafından çağrıldığı gerekçesiyle camiden çıkarılan Mısri'ye yeni bir sürgün haberi verilir. 30 kadar müridiyle tekrar adaya sürgün edilen Mısri, ertesi yıl 1694 yılında burada vefat eder.

zaman


Konu Başlığı: Ynt: Devrini aşan âlim
Gönderen: Ekvan üzerinde 04 Haziran 2012, 06:31:24


     Şiirleri mükemmel..Kalbindeki aşk dizelerine yansımış..Rabbim makamını Cennet eylesin..İnşaallah kabri de en kısa sürede yol olmaktan kurtarılır..