Ölüm ve Cenaze İşlemleri

Ölüm ve Cenaze İşlemleri

Din, doğumdan ölüme kadar insan hayatına şekil verir. Her dinin de kendine mahsus özellikleri vardır. İslâm’ın ölüm ve cenaze hususundaki tutumu, Hz. Peygamber’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) sünneti ile belirlenmiştir. Konuyla ilgili hadîslerinden bazıları şunlardır:

* “Hiç kimse ölümü temenni etmesin. İyi bir kimse ise umulur ki yaşarsa hayrını artırır. Kötü bir kimse ise belki tevbe eder.”

* “Müslüman’ın eceli geldiğinde melekler beyaz ipekler getirirler ve ona “Sen Rabbin’den razı olarak, O da senden hoşnut olarak Allah’ın rahmetine kavuş derler.”

* “Ölüm anında Allah’ın rahmet ve mağfiretiyle müjdelenen mü’min kul Allah’a kavuşmak ister. Allah da ona kavuşmak ister. Allah’ın azabını haber alan kul da Allah’a kavuşmak istemez. Allah da ona kavuşmak istemez.”

* “Ölüm döşeğinde bulunan kimseye “Lâ ilâhe illallah” sözünü telkin ediniz.” Telkinin mânâsı, ölüm döşeğindeki kişinin yanında bu sözü tekrarlamaktır. Hasta da kelime-i tevhîdi duyunca tekrarlayabilir. Hastaya zorla “Lâ ilâhe illallah” dedirtmeye çalışılmaz.

* “Hastanın yanında hayırlı sözler söyleyin. Zira melekler sizin söylediklerinize âmin derler.”

* “Gözleri açık olarak vefat eden kişi, ruhu kabzedildiği zaman gözleriyle ruhunu takip etmiştir.” Gözleri açık olarak vefat eden kişinin gözleri orada bulunanlar tarafından kapatılır. Hz. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem), bu şekilde vefat eden Ebû Seleme adlı sahâbinin gözlerini kapatmıştır.

* “Ölüye ağlamak için yardımcı tutmak (ücretle evde ölünün iyiliklerini anlatıp ağlasın diye bir kimse tutmak) şeytan işidir.”

* “Yasçılık yapan kadın (ağıt okumayı meslek hâline getiren kimse) ölmeden evvel tevbe etmezse, Kıyamet Günü’nde üzerinde katrandan bir elbise ve uyuzlu bir gömlek olduğu hâlde kabrinden kaldırılır.”

* Hz. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem), Müslüman olan kadınlar kendisine biat etmeye geldiklerinde onlardan feryat figan yapmamak üzere biat aldı. Yani İslâmiyet’e kabul edilmeleri için ölülere feryat ederek ağlamamayı şart koştu.

* “Ölü için yanaklarını döven, yakalarını yırtan ve feryat figan eden bizden değildir.”

* Hz. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem), oğlu İbrahim ölünce sessizce ağlamıştır.

* “Cenaze üç, beş veya daha fazla kere yıkanır. Ölüyü yıkarken sağ tarafından ve abdest uzuvlarından başlanır. Son yıkama suyuna kâfur (güzel bir koku) katılır.”

* Hz. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) cenaze geçerken ayağa kalkmıştır.

* “Cenaze namazına katılan bir sevap, cenaze defnine katılan iki sevap kazanır.” Hz. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem), bir sevabın Uhud Dağı kadar büyük olduğunu belirtmiştir.

* Cenaze namazını kılan salih Müslümanların, ölü hakkındaki duaları kabul olunur. Bu sebeple ne kadar çok kişi cenaze namazına katılırsa o kadar iyidir.

* “Cenazeyi süratle götürün. Eğer cenaze iyi bir kimsenin cenazesi ise kabirdeki hayra çabuk ulaşır. İyi bir kimse değilse sonu şerdir. Siz de onu bir an önce omuzlarınızdan atmış olursunuz.”

* Kadınların cenazelerin arkalarında yürümeleri teşvik edilmemiştir.

* “Cenazeyi hayırla yâdederseniz ona Cennet vacip olur, cenazeyi şerle yâdederseniz ona Cehennem vacip olur.”

* “Mü’min bir kimse öldüğünde dünyanın yorgunluğundan rahata ermiş olur, günahkâr kimse öldüğünde insanlar, beldeler, ağaçlar ve hayvanlar o kimseden kurtulmuş olur.”

* “Kabirlerin üzerine oturulmaz. Kabirlere doğru namaz kılınmaz.”

* Kabristana girildiği zaman “Selâm size ey mü’minler ahâlisi! Size vaadolunan şey verilmiştir. Sizler bekletilmektesiniz. İnşaallah biz de size katılacağız. Allahım, bu kabristanda yatanlara mağfiret eyle” diye dua edilir.

* “Ölülere sövmeyin. Çünkü onlar yaptıklarının karşılığını zaten bulmuşlardır.”

* Müslüman’ın, Müslüman’a karşı yedi görevi vardır. Hasta ziyareti, aksırdığı zaman dua etmek, yemine sâdık kalmak, zulme uğrayana yardım etmek, selâm verildiğinde selâma karşılık vermek, davet edildiğinde davete icâbet etmek, cenazeye katılmak.

Bir Müslüman’ın cenazesinde dikkat edilecek belli başlı noktalar bunlardır. Müslüman’ın cenazesini, İslâm dininin gösterdiği şekilde kaldırmak gerekir. Allah Teâlâ, Kur’ân-ı Kerim’de ibadetleri yanlış uygulayanları kınamış ve şöyle buyurmuştur: “Müşriklerin Beytullah (Kâbe) yanındaki duaları, ıslık çalmak ve el çırpmaktan başka bir şey değildir.” (Enfâl sûresi, 8/35) Görüldüğü gibi ıslık çalarak ve el çırparak ibadet yapılmaz. Ancak günümüzde bazı cenazelerin dualar yerine ıslık veya alkışla kaldırıldığı görülmektedir. Halbuki âhiret yolculuğuna çıkmış bir kulun son yolculuğu, dünyevî meselelere âlet edilmemelidir.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın