๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Gönüllerin Gülü => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 10 Temmuz 2010, 15:18:58



Konu Başlığı: Çocuğun Yaşama Hakkı
Gönderen: Zehibe üzerinde 10 Temmuz 2010, 15:18:58
Çocuğun Yaşama Hakkı

Sevgili Peygamberimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Allah Teâlâ, annelerinize karşı gelmenizi ve çocuklarınızı öldürmenizi haram kıldı.”

Hadîs-i şerifte evlâdın anneye, annenin evlâdına karşı ilk ve en önemli vazifesi sayılmaktadır. Evlât; kendisinin dünyaya gelmesinde, yaşamasında aracı olan, kendisini bin bir sıkıntı içinde taşıyan, doğuran, büyüten, bütün sevgisini, şefkatini karşılık beklemeden veren kişiye karşı isyan etmemelidir. Annesinin yumuşak kalbini rencide etmemeli, nazı geçtiği için onu üzecek şeyler yapmamalıdır.

Anne de Allah’ın kendisine emanet ettiği başka bir canı taşımalı, doğurmalı, ve büyütmelidir. Ne doğumdan önce ne de doğumdan sonra onun canına kıymamalıdır. Çünkü, insanın sahibi sadece Allah’tır. Onun yaşaması ve ölmesi Allah’a ve Allah’ın kanunlarına aittir.

İslâmiyet gelmeden önce cahiliye insanları arasında kız çocuklarını diri diri gömme hâdisesi vardı. Şöyle ki bir kız çocuğu doğduktan sonra anne ve baba o kız çocuğunu istemiyorlarsa onu diri diri toprağa gömüyorlardı. İslâm Dini bu olayı kesinlikle yasaklamış ve ortadan kaldırmıştır. Bugün ise diri diri çocuğu gömme olayı yoktur ama yine anne ve babanın kararıyla yapılan kürtaj dediğimiz ve neredeyse sıradan hâle getirilen öldürme biçimi vardır. Çocuk bu olayda da diridir; sığındığı ve barındığı yer olan öz annesinin karnında iken öldürülür. Kadın-doğum uzmanlarının bildirdiğine göre kürtaj sırasında bebek ne kadar küçük olursa olsun acı çekmektedir.

Peyami Safa’nın, Tasvir-i Efkâr gazetesinde yayınlanan “Kavanoz Çocukları” başlığı altındaki şu yazısı günümüzü çok güzel ifade etmektedir:

“Hergün Türkiye’nin büyük şehirlerinde, gözle görünmeyen, sessiz ve mesuliyetsiz cinayetler işlenir. Yüzlerine beyaz maske, ellerine lâstik eldivenler geçirmiş, beyaz gömlekli adamlar, birbirlerine Lâtince paralolar fısıldayarak içinde madenî parıltılar savrulan aydınlık bir odada meşum işlerini görürler. Yapılan işin teknik adı “kürtaj”dır yani ameliyatla çocuk düşürmek. Bu cinayetin meşhur mütehassısları vardır. Mahalle bekçisine sorunuz, onun evini; köşedeki eczahaneye sorunuz, onun muayenehanesini size gösterir. Bu cinayetin yeri ve tarifesi muayyendir. Diana heykeline eş, narin sedef vücudunun ince çizgilerini, gebelik hâlinde karnının davlumbaz şişkinliğiyle bozmak istemeyen çıtı pıtı zarif bayan, meşhur kürtaj mütehassısının muayenehanesine gider, pey verir ve randevu alır, günü ve saati gelince tıpkı bir çürük diş çektirenlerin soğukkanlılığıyla vücudunda teşekküle başlayan canlı insan mukaddemesini aldırtır ve öldürtür. Maktul, yumuk yüzlü, şiş karınlı ve ince bacaklı, serçe parmak kadar küçümencik bir gafildir, doğmasıyla ölmesi bir olmuştur, laboratuvarın cam rafı üstünde duran içi alkol dolu kavanoz onun hem beşiği hem tabutudur.”

Çocuk Esirgeme Kurumu Başkanı Doktor Fuat Bey’in 1-Kasım–1940 tarihinde Ramazan Bayramı’nda Ankara Radyosu’nda yaptığı konuşmada da aynı konu işlenmiştir: “…Ele alınacak hususlardan biri de çocuk düşürme keyfiyetidir. Şehirlerde bazı kadınlarda çocuk yapmamak için hazin bir cereyan vardır. Rahatlarına, çay ve balo âlemlerine engel saydıkları çocuğu rahimden aldırmakta bir beis görmemektedirler. Kendi hayatlarını tehlikeye koymakla beraber milli vazifelerini de unutan bu gibi kadınların arzularının önüne set çekmek, bu sıhhî ve içtimâî derdi en kuvvetli tedbirlerle önlemek lâzımdır.

Zerafetinden, hayat tarzlarından fedakârlık yapmak istemeyen bu mütereddi ruhlu kadınların sayısının çok olmaması şayân-ı şükrandır. Bu gibi kadınlara çocuk yapmamak ve rahimdeki çocuğunu düşürme hususunda her türlü teshilâtı (kolaylığı) göstermekle beraber çocuk almayı sanat ittihaz ederek kasasını doldurmaktan başka bir şey düşünmeyen bazı doktorların yurt için elim neticeler doğuran bu hareketlerine de set çekmek lâzımdır. Kanunî müeyyidelere rağmen takipsiz kaldıklarından dolayı çocuk alma cinayetine her gün tekrarda bir beis görmeyen ve doktor değil, çocuk katili unvanını almayı hak eden bu gibi kimselerin diplomalarını yırtmak ve nüfus tezkerelerine vatan haini damgasını vurmak gerekir.”

Günümüzde, çocuk aldırmanın en önemli gerekçesi, mâlî sıkıntılar olarak gösterilmektedir. Resûlullah Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) de bir kısım insanların rızık sağlayamama endişesi içinde bu gibi yollara müracaat ettiklerini haber vermiştir. Sahâbîler, “Allah katında en büyük günah nedir?” diye soruduklarında O, “Seni yaratmış olduğu hâlde Allah’tan başka şeylere tapmandır.” buyurmuştur. “Bundan sonra en büyük günah nedir?” diye sorulunca da “Seninle beraber yemek yiyeceğinden korkarak evlâdını öldürmendir.” buyurmuştur.

Peygamberimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) de ifade ettiği gibi kürtaj, “Mâli durumumuz iyi değl, çocuğumuza iyi bir istikbâl hazırlayamayız.” kaygısıyla yapılmaktadır. Halbuki kişinin rızkını tesbit eden ve veren Allah’tır. Az çocuğu olanlar zengin, çok çocuğu olanlar fakir değildir. Veya az çocuğu olanlar, çocuklarına daha iyi istikbal hazırlayabilmiş değillerdir.

“Çocuk doğar da bizim yiyeceğimize ortak olur, daha fakirleşiriz.” korkusuyla kürtaj yapmak çirkin bir cinayettir. Anne ve babanın tabiatında var olan şefkat ve merhamete de zıttır. Kürtaj yaptıranlar, aslında bu konu üzerinde fazla düşünmemektedirler. Modaya uyarak kendi çocuklarını öldürmektedirler.

Ayrıca nüfus plânlaması kampanyası genelde İslâm dünyası için uygulanmaktadır. Başka dinlerden olanlar, kendi nüfuslarını artırmak için uğraşırken Müslüman nüfusunu ya savaş ya da nüfus plânlaması yoluyla azaltmaya çalışmaktadırlar. Nüfusu artmayan ve genç nesli olmayan toplumların geleceği de yoktur. Her zaman uyanık, tetikte bulunması gereken Müslümanlar, yabancıların tuzağına düşmemeli, bu kampanyaların altında yatan sinsi niyeti artık görmelidirler.

Müslüman Çocuğun Terbiyesi ve Ezan Sesleri

Aile terbiyesi insan hayatında en önemli değerdir. Ailede alınan terbiye ve görgü başka hiçbir kimse veya kurum tarafından verilemez. Özellikle anne, çocuk yetiştirmekte en etkili kişidir.

Şimdi Yahya Kemal’in hatıralarından bir bölüm nakledeceğiz. Yazıda onun imanını koruyan bir aydın olmasında etkisi olan kişinin yani annesinin tavsiyelerini ve çocuğuna Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) sevgisini aşılamasının örneği bulunmaktadır.

“Benim hem dini, hem milli terbiyem üzerinde daha şiddetli müessir (etkili) olan annemdir. Annem çok Müslüman bir kadındı. Muhammediye okur, bana Kur’ân öğretirdi. Annem Yazıcızâde’yi (Yazıcızâde, Muhammediye adlı kitabın yazarının adıdır, burada yazarın adı ile eseri kastedilmektedir) sabah namazlarını kıldıktan sonra okurdu. Beyaz başörtüsü ile elindeki kitaba imanla eğilişini hâlâ görür gibiyim. Muhammediye’nin o mısraları bana, bizim öz maceramızı, evimizin, mahallemizin, Üsküp’ün ve müphem surette bütün milletimizin dünya ve âhiret macerası gibi gelirdi.

Annem bana ‘Oğlum, dünyada iki insanı sev… Peygamber Efendimiz’i bir de (Rumeli Fatihi Sultan) Murad Efendimizi sev!’ derdi.

O yaşlarımda ben Üsküp minarelerinden yükselen ezan seslerini duyarak, içim bu seslerle dolarak yetişiyordum. Minarelerde ezan başladığı zaman evimizde ruhânî bir sessizlik olurdu. Galiba Üsküp’ün sokaklarında da böyle bir rüzgâr dolaşır, bütün şehri bir mâbed sükunu kaplardı. Yalnız ezan sesleri duyulurdu. Annemin dudakları ism-i celâl ile kımıldardı. (Ezanı tekrarlamak sünnettir. Yahya Kemal’in annesi bu sünnete uymaktadır.) Bin üç yüz sene evvel, Hz. Peygamber’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) Bilâl-i Habeşi’den dinlediği ezan asırlarca sonra bizim semamızda hem dinî hem milli bir musiki olmuştu. O anda semamızın mağfiret âleminden gelen ledünnî bir sesle dolduğunu hissederim. Bu sesler beni bütün ömrümce bırakmış değildir. Müslüman Türk çocuklarının terbiyesinde ezan seslerinin büyük tesirine inanırım.”


Konu Başlığı: Ynt: Çocuğun Yaşama Hakkı
Gönderen: Ceren üzerinde 21 Nisan 2018, 17:29:12
Esselamu aleykum. Rabbim bizleri çocuğunu ıslam yolunda hakkaniyetle yetiştiren kullardan eylesin inşallah. Rabbim razı olsun bilgilerden kardeşim. ..


Konu Başlığı: Ynt: Çocuğun Yaşama Hakkı
Gönderen: Sevgi. üzerinde 22 Nisan 2018, 00:34:56
Aleykümüsselam her çocuğun yaşama hakkı vardır cahiliyye dönemindeki gibi çocuklarımıza davranmayalım inşaAllah