๑۩۞۩๑ Sosyal ve Manevi Hizmetler Dünyası ๑۩۞۩๑ => Gönlünce Seslen => Konuyu başlatan: Ekvan üzerinde 03 Mayıs 2011, 13:52:45



Konu Başlığı: Dertli Gönüllere Arzdır
Gönderen: Ekvan üzerinde 03 Mayıs 2011, 13:52:45
                     Dertli Gönüllere Arzdır  

 
Ey Dost... Gönlünün derinliklerinden bir haykırış, yırtarak boğazını da, düğümleniverirse dilinin ucunda, bîçare ağlarsın değil mi?

Ve ey dost... Soruların cevaplara, insanınsa ölene kadar yaşamaya mahkum olduğu bu fânî mekanda, her çırpınışta biraz daha batağa saplandığını farkettikçe, çağlar gözlerin şelale misali, akar ötelere doğru değil mi?

Hayatı bir matematik problemi bilip, çözme gayretindeki kifayetsizliğin verdiği ızdırabla, sînen paramparça bir halde kapanıp seccadenin şefkatli yumuşaklığına " Medet.. Himmet.. İmdat " der ve içli içli haykırırsın o nurlu huzura doğru değil mi?
Ey benim dertli kardeşim, bîçare dostum.. Bil ki, seni yaratan, seni, senin bile bilemeyeceğin kadar iyi bilir ve Hazreti Kur'an'da da sana seni bildirir.

"Dost arar isen, Hazreti Allah yeter." lafzının ince ve derin idrakinde, terket dünyevî telaşlarını, buhranlarını, arzularını.. O'nu tanı.. O'nunla ol... O'nun bildirdiğini yaşa; O sana kâfîdir.

O Ehad ki, mekanı yoktur, lâkin mü'min kulunun kalbinde ulvî ve muazzam sırlı bir tecelligah kurmuştur Kendi'ne...
Fikir, sözle nasıl arkadaş ise, sen de kalbine arkadaş et dimağını... Melûl ve zelîl duygularından tiksinti ile yüz çevirip, o tecelligâhın ahenkli ve tatlı sesine kulak ver... İçinle dinle, içlice dinle... can kuşunu dinle... Aldanmazsın, anlarsın... Bil ki, en kadîm dostun, seni, gerçek sana çağırandır senin....

Ey avlanmaya tâlib, keklik misali, Hakk yolunun hakkan aşığı... Haysiyet ve şerefin mikyasının sahte mihenklerle değiştirilmeye çalışıldığı şu anımızda bize, bizden daha yakının şiddet ve şefkatle, tavsiye ve hatta emr buyurduğu muazzez ve muazzam bir ölçü anlayışına kucak aç... Şeref bul, safâ bul...

Bil ki, bu yüce mananın kalplere hakimiyetinin yegane yolu " tüm huzuru engelleyen beşerî sıfat ve gayretlerden sıyrılmaktan " geçer....

Bu iş tek başına, yapayalnız zordur, olmaz. Ara bul erbabını... Gönül tabibini... Aşk otağının mihmandârını... Ruh kafesinin anahtarını kaybeden sen, çilingire muhtaçsın. En ednâ bir bilgisayarı dahi alırken seksen kişiye danışmadan almazken, ukbânın sırlarına talib olduğunu söylerken, nasıl olur da bu yolun yolcularının refikliğinden kendini müstağnî kılarsın.... İki kıyıyı birbirine bağlayan köprüye rağmen, suya atlayanlar ya boğulurlar ya da sırılsıklam bir halde kıyıya vardıklarında, yorgunluktan bîtab düşerek ötelere varmaya mecal bulamazlar... Gel köprüye, bin dalgaların ancak kavî ayaklarına ulaştığı, hiç bir zarar veremediği kurtuluş bineğine, havalan zeminden ötelere, taa ötelere, daha ötelere... Buraların kokusu senin burnunu yakmış, ötenin kokusunu hissetmez olmuşsun, ciğerini sarmış, dimağını halkalamış, görmüyorsun görmemeni, bilmiyorsun bilmediğini...

Üstün şuur ve ihlas sahiblerinin - ki onlar eren sıfatını layıkıyla hazmedebilmiş, edeb ve lütûftan alabildiğine nasiblenmiş, İlâhî gaye için Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ve Ashâbının yoluyla yol gösterenlerdir- tasarrufâtında, onların bildirdiklerince amel et ve aman ha, sabit kal orada.. Zira istikametin samimiyetincedir; bu sünnetullahtır bu alemde.... Samimiyetinse muhabbetinin eseridir....

Ey hayâlî gözümün nûru kardeşim, merhabâ sana... " Dert ne keder bana, bilmem daha nimet." deyicilerin sırlarına taliblik iddiasındaki sen, bil ki yol başlangıcı zahmetlidir, narîn ve cılız bünyen o taşlı patikada yıpranır, harab olduğunu zannedersin kendince... ama ayağına batan her bir diken bir günahına kefarettir itikadıyla yılma, daima istikamet üzere rehberinin nezaretinde, ondan güç alarak ve hatta yolun dar ve karanlıklarında, onun kucağında, istikamet üzere takip et yolu ve ötelerin ötesini şiddetli bir arzuyla temenni et.. Sebatın ve sabrın, sabahının doğmasına vesile olacaktır inşaAllah...

Kederin neş'en olsun, ferahlatsın içini, artırsın sevgini... Zira bil ki; Mü'mine uğrayan her belâ onu ancak olgunlaştırır ve imanını kavî kılar; haricinde bir şey değildir ki belâ ondan sitem edesin... "Kadere inanan kederden emin olur." Kaderin dert pervanesinden çıkan yakıcı elem, içindeki alevle akl-ı selîm bir halde birleşirse sana âb olur, ferahlık verir, serinlersin; aksi halde birleşme olmazsa için de dışın da yanar, harab olursun....

Ey sabır ve metanet ehli olmaya azimli, ferâset iştiyaklı kardeşim... Bırak bırak ki, menfaatperestlerin dünyasını, Hakkperest aşıkların tevhid eğlencesine ortak olasın. Yık ki tabularını, tabutundan çıkasın ve seyreyleyesin arz-ı endamıyla o koskoca kainatı... İşte o zaman görürsün bir üçüncü gözle O'nu, O'ndan bir hediye ile sırrın sırrında ve hatta fevkinde fenâdan da fenâ ve daha fenâ bir hal ile...

Bunca sözün hülasası... Ey Mevlana'ca ağlayan, Yunus'ça söyleyen, Gazâlî'ce arayan, Rabbanî'ce zikreden, Akşemseddîn'ce gören, Yavuz'ca kükreyen, Necib Fâzıl'ca düşünen neslin perişan gönüllü dertli evladı... Bil ki, en büyük saadet bilfiil namazıyla, orucuyla, zekatıyla, haccıyla ve hepsini sarıveren Kelimetillahi Hiyel'ulyâ davası ile bu dîn-i mübîni fiilen yaşamaktır. Sana müjdemiz olsun, büyüklerimizin ağzından: " Kim bu devirde beş vakit namazını tadîl-i erkana riayet etmek suretiyle kılar ve haramlardan sakınırsa, işte o kimse Veliyyullah'tır. "

Gel dostun bahçesine, gönül hoşluğu ile, can ızdırabının nihayeti için, nebâtat ve hayvânatın yaptığını sen sana hediye idrakinle şuurla, yürekle, azimle, candan yap... Zikret... O zikirde de fikret... İnşaallah bu varacağın hal üzere seni sen yapmağa ve hatta seni aşmağa yetecek bir sırr-ı latîf'e kavuşacaksın. Amma Teslimiyet, Muhabbet ve İhlas şartı ile...

Safâ istiyoruz ey Gönül Avcısı, Safâna talibiz Gönül Işığı, Safâna geldik Efendimiz....

Sizi umdum, açtım kalbimi derinliğinize,
Size geldim, daldım alevden serinliğinize,
Muhîb oldum, cânım bildim, içten gördüm efendim;
Sevedurdum, safâ buldum, aşkı ördüm, ser verdim...

İsmail Arslan



Konu Başlığı: Ynt: Dertli Gönüllere Arzdır
Gönderen: Sümeyye üzerinde 03 Mayıs 2011, 14:51:33
"Dost arar isen, Hazreti ALLAH yeter." lafzının ince ve derin idrakinde, terket dünyevî telaşlarını, buhranlarını, arzularını.. O'nu tanı.. O'nunla ol... O'nun bildirdiğini yaşa; O sana kâfîdir.

Esselamu aleykum kardesim ; Bu konuyu , Dertli gönüller okudukça huzura kavusacak biiznillah Her paragrafinda ayri bir güzellik buldum elhamdülillah..Rabbim (c.c.) razi olsun..


Konu Başlığı: Ynt: Dertli Gönüllere Arzdır
Gönderen: Hadice üzerinde 19 Mayıs 2011, 13:52:51
Ve aleyküm selam kardeşim...

Kederin neş'en olsun, ferahlatsın içini, artırsın sevgini... Zira bil ki; Mü'mine uğrayan her belâ onu ancak olgunlaştırır ve imanını kavî kılar; haricinde bir şey değildir ki belâ ondan sitem edesin...

Rabbim her türlü sıkıntıya musubete karşı hepsinin sabrını versin inşaallah
Paylaşım için Rabbim razı olsun kardeşim...


Konu Başlığı: Ynt: Dertli Gönüllere Arzdır
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 09 Haziran 2011, 05:32:27
"Dost arar isen, Hazreti ALLAH yeter." lafzının ince ve derin idrakinde, terket dünyevî telaşlarını, buhranlarını, arzularını.. O'nu tanı.. O'nunla ol... O'nun bildirdiğini yaşa; O sana kâfîdir.
Rabbim bize kafidir...
Çok güzel bir yaı Rabbim razı olsun kardeşim..