๑۩۞۩๑ Sosyal ve Manevi Hizmetler Dünyası ๑۩۞۩๑ => Gönlünce Seslen => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 16 Ağustos 2015, 14:24:38



Konu Başlığı: Brunei Sultanının Küçük Oğlu Olmak
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 16 Ağustos 2015, 14:24:38
Brunei Sultanı'nın küçük oğlu olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu!(mu?)

14.04.2015 02:09 - Yazar: Merve Çınar

Stil sahibi olabilmek uğruna tüm ahlâkî ve dinî değerlerini İslâmî sandığı giyim tarzıyla, moda tabirle “tüketen” Müslüman gençlik, kendi için istediğini başkası için isteyebilme veya verebilmeyi nasıl okuyor acaba?


Televizyon kanallarındaki anahaber bültenlerinin dörtte üçlük kısmını kaplayan siyaset ve vahşet haberlerinin ardından “magazinsel” değerinden ötürü söz konusu bültenlerde yer bulan düğün hakkında verilen bilgiler şu şekilde:
“Dünyanın en zengin adamlarından birisi olan Brunei Sultanı Hassanal Bolkiah, oğlu Abdul Malik'i eşi benzeri görülmemiş bir düğünle evlendirdi. 31 yaşındaki Prens Abdul Malik, 22 yaşındaki veri analisti Dayangku Raabi'atul Adawiyyah ile dünyaevine girdi. İslami usullere göre yapılan düğündeki görkem göz kamaştırdı. Saf kristal çivili ayakkabı giyen gelinin ayak bileğine elmas bilezik, parmağına da bıldırcın yumurtası büyüklüğünde elmas yüzük takıldı. Brunei'nin başkenti Bandar Seri Begavan'daki 1.788 odalı sarayda yapılan düğüne Arap âlemi ve dünyanın sayılı zenginleri davetli olarak geldi. Sultan ve eşi Kraliçe Saleha'nın düğünün görkemli olabilmesi için 5 milyon doların üzerinde harcama yaptığı öğrenildi.”

Şimdi tam olarak bu haberin arkasından aklıma takılan sorular da şu şekilde:
Düğün için harcanan para, hesabı bile yapılamayacak denli büyük bir miktarda iken, bu düğün nasıl “İslâmî usul”lerde yapılmış oluyor?
Bu İslâmî usullerden kasıt, israfı mübah kılarken yeryüzündeki diğer Müslümanları yok sayan basit bir imam nikâhı mı?
O vakit, Hz. Ebu Bekir neden zenginliğini Allah yolunda harcadı?
O bıldırcın yumurtası büyüklüğündeki elmas yüzüğün zekâtı nasıl verilir?
Ve son olarak, sultan da olsa, bir Müslüman, saf kristal çivili ayakkabıya dinini nasıl sığdırır?
Bu soruların hepsi veya benzerleri, bu haberi okuyan, duyan veya izleyen çoğu kişi tarafından sorulmuş, Brunei sultanı da esefle kınanmıştır, buna eminim. Yapılan israfın büyüklüğü ve dindeki yeri konusunu tartışmaya gerek görmemekle birlikte, Brunei sultanı haricinde şu dünyada israf eden bir başka sultan veyahut yalnızca başka bir Müslüman insan daha yok mudur, asıl bunun üzerinde durmak gerekir. Kınama cezalarını verirken hep uç örneklerden hareket etmek, kendi sosyal adaletsizliklerimizden basit bir kaçış planı değil midir zaten?
Tam d Brunei sultanının israf dolu düğününü gündemine alan “muhafazakâr” (neyi muhafaza ettiği de tartışılmalı) televizyon kanalları, Arap ülkelerine fahiş fiyatlarla satılan prime time dizilerinden hemen önce, gündüz kuşağında Hz. Peygamber’in mütevazi (ve belki de mütevaziden öte, yoklukla mücadele halinde geçirdiği) hayatını anlatıp paraya para demeyen hocalara yer veriyorsa şayet, sultana ve bıldırcın yumurtası elmas yüzüğe haksızlık etmiş olunmaz mı?
Ama maalesef, dini, fıkıh sorularından ibaret okuyup uygulayan bizler, “İslâmî usul” çerçevesindeki yaşam tarzlarımızı sorgularken hep bu uç örneklerin dedikodu malzemesinden esinlenip bedenlerimizi ve ruhlarımızı temize çıkarıyoruz. Oysa Brunei sultanının oğlu için yapılan bu düğün, farkında olmadan nasıl “İslâmi usullere” uygun bir şekilde, dünyadaki aç insanların evrensel hakkına tecavüz edebiliyorsa, ölçeği küçüklü büyüklü israf örnekleriyle biz de İslâmî usullere ters düşüyoruz aslında. Ve zaten Müslümanlar ne çekiyor ve çektiriyorlarsa dinle, şahsiyetleriyle, kitapla, ahlâkla tezat düştüklerinden çekmiyor mu?
Televizyonda, sosyal medyada, üniversitede verdiği derslerde, 4*4’lere binen Müslümanları en ağır dille eleştirebilen ilahiyatçı hocaların, kendi 4*4lerine bindiklerinde, ısıtmalı direksiyon simidi ile mi yoksa ortamı hafiften serinleten klima ile mi vicdanlarını susturduklarını merak etmekteyim. Brunei sultanını 140 karakterle yerin dibine sokacak “din âlimlerinin”, “muhafazakârların” veya “sade” Müslümanların kendi hayatlarına bakmadan büyük harfler ve sloganlarla konuşmalarına hiç anlam verememekteyim. Zira burada ya Brunei sultanı olamadıkları için hayata inceden bir isyan içindedirler ya da hepsi birer Brunei sultanı olsa, bıldırcın yumurtasıyla sınırlı kalmayacaklarının farkında değiller…
Stil sahibi olabilmek uğruna tüm ahlâkî ve dinî değerlerini İslâmî sandığı giyim tarzıyla, moda tabirle “tüketen” Müslüman gençlik, kendi için istediğini başkası için isteyebilme veya verebilmeyi nasıl okuyor acaba? Ya da Kur’an’da da sıkça vurgulanan infakı, Brunei sultanının hayatına uygularsak eğer, kaç kristal çivili ayakkabı giyer bu dünya?

Dini, ritüeller bütünü görmekten öteye geçemezsek eğer, Brunei sultanının oğlu için yaptığı düğün kadar tüm israflar İslâmî usullere uygun hâle gelir. Ve korkum odur ki, İslâm’dan çoktan uzaklaşmış hayatımız, dinsiz bir usule doğru meyletmektedir.


Konu Başlığı: Ynt: Brunei Sultanının Küçük Oğlu Olmak
Gönderen: Mehmed. üzerinde 16 Ağustos 2015, 15:14:47
Esselamü aleyküm ve rahmetüllah ,

 
2:195 -  Allah yolunda mal harcayın da kendinizi ellerinizle tehlikeye bırakmayın ve güzel hareket edin. Çünkü Allah güzellik ve iyilik edenleri sever.

Rabbim (celle celalühü) bizleri Allah (celle celalühü) yolunda infak edenlerden eylesin.