Bayan Çalışan kendi kazandığı para ile hayr edebilir mi ?

Selamün Aleyküm Değerli Kardeşlerim...

Uzun zamandır sorulan bir soru üzerine vaktininde gelmesiyle bir açıklama yapma  ve dinimizdeki yanlış anlaşılmaları düzeltme gereği duydum inşAllah bunları izah etmeye gayret edeceğim...

İslam bizim keyfi düşüncelerimize göre şekillenemez ! Kendi çıkarlarımıza göre düşünülemez ! Hakikat neyse onu söylemek biz din görevlilerinin mecburiyetidir keyfi değil !!! Aşağıdaki ayet ve hadisleri hoca yazmadı veya verilen
fetvalar islam alimlerine aittir.( BUNLARI HOCA DEMİYOR ki İslam böyle uygun görmüş demeliyiz değil mi ? )
İslamı olduğu gibi yorumlamak gerekir çıkarlara göre anlamlandırmak caiz değidir...

Bir kişi eşinin hayrını kesmekle kendi hayrınıda kesmiş olur...

Bir hadisi şerifte Efendimiz a.s.v buyuruyor ki :

إِذَا أَنْفَقَتِ الْمَرْأَةُ مِنْ بَيْتِ زَوْجِهَا غَيْرَ مُفْسِدَةٍ كَانَ لَهَا أَجْرُهَا وَلَهُ مِثْلُهُ بِمَا اكْتَسَبَ وَلَهَا بِمَا أَنْفَقَتْ

“Eğer kadın, evin yiyeceğinden zarar vermeyecek şekilde infak ederse, kadın infâk ettiği için erkek de kazandığı için sevaba kavuşurlar.”[Buhârî, zekât 26; Müslim, zekât 80; Ebû Dâvud, zekât 44.]


Sual : Kadın herhangi bir kamu kurumunda çalışıyorsa, kazandığı parayı istediği gibi harcayabilir mi? Ve isterse kocasına vermeyebilir mi? İslam’da bunun yeri nedir ve bu konu ile alakalı hadis ayet var mı?

Cevap : İslamî hükümlere göre, aile fertleri arasında mal birliği değil, mal ayrılığı prensibi vardır. Bir aile içinde, karı-koca ve çocuklardan, herbirinin malı kendisine aittir. Bu itibarla, kadın kendisine ait malını kocasının izin ve rızasını almadan da dilediği gibi  hayırlı işlerde sarfedebilir ve hayır kurumlarına bağışlayabilir. Bununla beraber İslam da kadının çalışması erkek gibi bir mecburiyet arz etmiyor. Şayet kadın çalışacaksa uygun, helal şartların karşılanması ve eşinin rızası gerekiyor. Fakat ihtiyaçları karşılanmayan kadın kocasının rızası dışında da çalışabiliyor. Evliliğin müşterek hayat olduğunu düşündüğümüzde, kadının da kazandığı parayla evin geçimine katkıda bulunması makul görünüyor. Ancak erkeğin bunu bir mecburiyet olarak düşünmesi dinimizce uygun değil.

Şunuda söylemek icab eder ki gerek ailede gerekse toplumda huzur ve sükunun elde edilmesi, mutlu bir hayatın temini sadece 'hukuk kuralları'na uymakla mümkün olmaz. O bakımdan işin 'ahlâkî' ve 'sosyal' yönlerini de düşünmek, bencil ve cimri davranmamak gerekir.
Yaptıklarımızı, 'bu benim hakkım, kimse karışamaz, dilediğim gibi harcarım' diyerek katı söz ve davranışlarla değil de, usûlüne-âdâbına uygun şekilde ve gönül alıcı tarzda yapmalıyız


Ayet Delili: "Erkeklerin de kazandıklarından nasipleri var, kadınların da kazandıklarından nasipleri var."[Nisa suresi, 32]

“Erkek, kadın, inanmış olarak kim iyi iş işlerse ona hoş bir hayat yaşatacağız”.. (Nahl Suresi, 97)

Hadis Delili :  Esma binti Ebî Bekir’in rivayet ettiği bir diğer hadis ise şu şekildedir. Hz. Esma bir gün Allah Resûlü’ne (sallallahu aleyhi ve sellem) gelerek: “Ey Allah’ın Peygamberi! Zübeyr’in getirdiğinden başka hiçbir şeyim yok. Onun bu getirdiklerinden sadaka versem bana günah olur mu?” diye sormuş, Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) de şöyle cevap vermiştir: اِرْضَخي مَا اسْتَطَعْتِ وَلَا تُوكي فَيُوكِيَ اللّٰهُ عَزَّ وَجَلَّ عَلَيْكِ “Gücün yettiği kadar ver. Kesenin ağzını bağlama yoksa Allah da sana kısarak verir.”
[Nesâî, zekât 62; Ebû Dâvud, zekât 46; Müslim, zekât 28.]

Peygamber Efendimiz (s.a.v), kadının, kocasının, babasının veya oğlunun izni olmadan sadaka veya hediye olarak verebileceği malı اَلرَّطْبُ kelimesiyle açıklamıştır.[Ebû Dâvud, zekât 44.]
Ebû Dâvud bu kelimeden maksadın, sebze ve meyve gibi fazla kalınca bozulan yiyecekler olduğunu söylemiştir. Ancak âlimler bunun sınırını daha da genişleterek kelimenin manasının dayanıksız istihlâk malları olduğunu söylemişler ve pişmiş yemeklerin, sütün, taze meyve ve sebzelerin de bu kategoriye gireceğini ifade etmişlerdir.
[İbrahim Canan, Kütüb-ü Sitte Tercümesi ve Şerhi, 14/502-503.]

Peygamber efendimizin  (a.s.v) hanımlarından Hz Zeynep bin Caşh'ın da oda sında deri işleri
yaparak gelirininin tamamını fakirlere infak ettiğini biliyoruz ayrıca daha evvel eklediğim yukarıdaki Sahabi hayatıyla ilgili yazıdabuna bir örnektir demekki çalışan bir bayan kazancını eşine vermeyip infak edebiliyor..
Kadının kendi mal varlığıda kendinindir zorla el konulamazİstediği şekilde tasadduk edebilir.Fakat kadının eşi fakirse kazancını evine çocuklarının maişetineharcaması daha uygundur ve sadaka yerine geçer...


Diyanet İşleri Başkanlığı ve Müftülük Fetvaları :

113- Kadının kocasından habersiz hayır yapması veya sadaka vermesi caiz midir?

http://www.besiktasmuftulugu.gov.tr/?&Bid=246694#_Toc517788983

 Bir aile içinde, karı-koca ve çocuklardan, herbirinin malı kendisine aittir. Bu itibarla, kadın kendisine ait malını kocasının izin ve rızasını almadan da dilediği gibi sarfedebilir; dilediği bir şahsa veya hayır kurumlarına bağışlayabilir. Ancak; kadın kocasının malını, evin zarurî ihtiyaçları dışında kocasının izin ve rızası olmadan harcayamaz. Kocasının malından herhangi bir kimseye bağışta bulunamaz. Ancak kadın, kocası gördüğü veya haberi olduğu takdirde, ondan izinsiz yaptığı harcama ve tasarruf için izin vereceği ölçüde bağış ve tasaddukta bulunabilir. söz gelimi kapıya gelen dilenciyi boş çevirmez. Bu takdirde hem kendisi, hem kocası sadaka sevabına nail olurlar.
Farklı Hoca ve Diğer Fetva mercilerinin görüşleri :

Ahmet Şahin Hoca, ''İslam hukukunda aile reisliği ve çalışan kadın hakları'' başlıklı yazısında , hanımların evin geçimine katkıda bulunmasını bir vefa ve saygı anlayışı olarak yorumluyor. Ancak bununla birlikte ailenin ihtiyacını karşılama mükellefiyeti erkeğe ait olduğundan , beylerin hanımının maaş kartını kendi taraffununa alması gibi bir hakkı olmadığını da önemle vurguluyor.

Nureddin Yıldız Hoca Efendi : Selamünaleyküm. Kadının çalışması eşinin iznine bağlıdır. Eşi izin veriyorsa(çalışmasına ), (Kadının )kazandığı tamamen kendine aittir. Kimsenin onun kazancında hakkı ve sözü yoktur.

http://www.fetvameclisi.com/fetva-kadinin-kazandigi-parayi-harcamasi-29816.html

Sorularla İslamiyet : Bir kadın, kendine ait malını istediği gibi kullanabilir. Bu nedenle annesine, babasına veya bir başkasına eşinden izin almadan verebilir. Ancak haberinin olması aile huzuru açısından gerekli olabilir.


Kadın Evin Masraflarına Katılmaya Zorlanamaz:

Kadın ve çocukların infak ve iaşesi kocaya aittir. Serveti ne olursa olsun, kadın evin masraflarına katılmak zorunda değildir. (Cin, Halil, İslam ve Osmanlı Hukukunda Evlenme, Ankara, 1974, 195 vd)

Kadının Fiil Ehliyeti:

İslam Hukukunda kadın tam fiil ehliyetine sahiptir. Kendi şahsi malları üzerinde mutlak tasarruf hakkı mevcuttur. Her çeşit medeni hakları iltizam ve iktisap edebilir.

Bu açıdan da kadının çalışmasına izin verirseniz, onun malının ve kazancının kendine ait olduğunu ve onun izni olmadan malı üzerinde tasarruf yetkiniz olmayacağını da bilmelisiniz.

Ancak koca fakir olursa, bu durumda kadının da evin giderlerine katılması gerekir.

http://www.sorularlaislamiyet.com/qna/9805/bayanin-esinden-izin-almadan-ailesine-maddi-yardimi.html


Konuyu Çeşitli islam kaynaklarından derleyen ve hazırlayan : Bilgin Hoca

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın

 Ve Aleykümmüs Selam ecmain. ''Sizin kadınlar üzerinde haklarınız, kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakları vardır.''(Tirmizi) buyuruyor*Sallallahu Aleyhi Ve Sellem*dinimiz kadınada erkeğede belli haklar ve yükümlülükler vermiştir.Evlenmekle kendini sosyal güvence altına alan kadın için, ''Erkek her durumda eşinin geçimini sağlamak durumundadır.İşte çalışılmasına mecburiyet olarak düşünülmesi dinimizce uygun diğildir.

 fakat bayan kendi Rızası ile çalışmak ister ise öncelikle eşinin rızasını almalıdır.Müsade eder ise helal şartları gözeterek hareket eder.Tabi evini ve ailesinede vakit ayırabilmelidir.Çalışan bayan kendi kazancı ile ailesi için kullandığın hariç kalanı ile hayırlı yerlere harcama yapabilir.Paylaşımda okur iken zaten çalışan bayanın eşi eğer zor durumda ise maaşını eşine ve çocukları için harcama yapması sadaka yerinede geçiyor.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın

O zaman bu demektir ki erkek bir bayanın eğer çalışmasına izin vermişse maddi beklenti içinde olsada çalışan bayanın kendi mal varlığı üzerinde ricadan başka bir hükmü olamaz.

Tabi ki Erkeğin sorumluluğu aşikardır lakin bir erkek sen bu hayrı işler insanlara faydalı işler yapan bir kişiye sen bu hayrı işlersen veya sen bu hizmeti yaparsan hakkımı haram ederim deme hakkına sahip değildir. İslam ölçüsü erkeğin veya kadının menfi çıkarlarına göre değil yapılan fiilin islama ile ne kadar uygunluk gösterdiğine göredir.

Tabi ki zamanımızda eşlerinin birbirine karşı saygı ve sevgide kusur etmemeleri hususunda gayret içinde olmalıdırlar ki kadın erkeğe emanet olduğu kadar erkekte kadına emanettir. Aile saadeti önemlidir.

Bilinmelidir ki müslüman bir bayanın Allah c.c için yaptığı hizmete erkeğinde musamaha ve anlayış içinde olması lazımdır ki o bayanın yaptığı hayırdan kendiside eksilmeden o hayrın sahibi olsun. Hanımının yaptığı hayra ve hizmete engel olan kişi kendi bindiği dalısa kesmiştir. Hizmet veya hayr yolları tekedilerek yuvada huzur sağlanmaz esas  huzursuzluklar peyda olur.. İslam ve emirleri şahsi kıskançlıkların önündedir...

Son olarak hanımın yaptığı işlerinde erkeğin rızasını alması haktır ve güzeldir. Lakin kişinin yaptığı bir iyiliğe ve hayra engel olması doğru bir davranış olmaz , hakiki bir islam yaşayışta...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın