Konu Başlığı: Önsöz Gönderen: Zehibe üzerinde 11 Haziran 2010, 14:54:07 GIYBET Önsöz Hamd âlemlerin rabbi olan Allah'a, salat ve selam Sevgili Peygamberimize, âline, ashabına, ve onlara tabi olanlara olsun. Peygamberlerin hedeflerinden biri, belki de en önemlisi insanların nefislerini çirkin ahlaktan, kötülükten ve hayvani sıfatlardan temizleyip arındırmak, ahlâki fazilet ve değerleri güçlendirmek, ruhen ve manen kemale ermelerini sağlamaktır. Nitekim Resul-i Ekrem(s.a.v) şöyle buyurmuştur" Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim."[1] Müslümanlar olarak kendimizi bedenen ve fikren geliştirmekte, fakat ruhen ve ahlaken gelişim için ciddi bir çaba göstermemekteyiz. Bu nedenle ailemizle, anne-babamızla, akrabalarımızla, arkadaşlarımızla olan ilişkilerimizde ve ticari hayatımızdaki söz ve davranışlarımızda kırıcı ve incitici olabilmekte, bir müslümana yakışmayan sözler sarf edebilmekte ve kötü davranışlar sergileyebilmekteyiz. Bu-hari ve Müslim'in rivayetine göre Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: "Ki m Allah'a ve ahiret gününe iman etmiş ise ya hayırlı söz söylesin veya sükût etsin/' Bu tavsiyeye rağmen ne dünya ne de ahiretimize faydası olmayan, fitne ve fesada yol açan, gıybet, iftira, koğuculuk gibi zararlı konuşmalar yaparak kardeşimizi küçük düsürmekte, şerefine leke sürmekte, hasenatımızı yok etmekte ve vaktimizi boşa harcamaktayız. Allah'a yakınlaşmanın ve kemale ermenin en önemli adımı ruhsal alanda bir inkılâp gerçekleştirmek ve nefsi terbiye etmektir. Zira Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmakta-dır:"İyi bilin ki, vücut içinde bir lokmacık et parçası vardır ki, o iyi olursa bütün vücut iyi olur, o bozuk olursa bütün vücut bozulur. İşte o et parçası kalbdir."[2] Onun içindir ki, Hasan Basri, İmam Gazali, Abdulkadir-i Geylani gibi büyük âlimlerimiz, vaizlerimiz, mürşidlerimiz kalbi ve nefsi hastalıkları ıslah etmek amacıyla güzel ahlakı, nefis terbiyesini, ihlası, takvayı içeren ciltler dolusu kitaplar yazmışlardır. Asırlar boyunca vaizler ve mürşidler bu eserlerin irfan okyanusundan yararlanarak müslümanlara dersler vermişler; müslümanların kemale erebilmeleri ve ruhsal dünyalarında inkılaplar gerçekleştirebilmeleri için çaba sarfetmişlerdir. Bir müslümanın nebevi yolda yürüyebilmesi, sabrı kuşa-nabilmesi ve dilini kontrol edebilmesi için nefis terbiyesi ile ilgili bu tür kitaplardan faydalanması gerekir. Bugün müslümanların bu tür eserlere büyük bir ihtiyacı vardır. Söz ve davranışlarımızla örnek olabilmemiz için ruhi arınmaya önem vermemiz gerekir. Ancak okuma kültürü gelişmemiş bir toplum olarak İhyau Ulumiddin gibi ^binlerce sayfalık eserleri okumaktan aciz olduğumuzdan nefsimizi terbiye edememekte ve bir müslümana yakışmayan gıybet, dedikodu, koğuculuk gibi tehlikeli hastalıklardan kurtulamamak-tayız. Toplumun her tabakasının sıkılmadan ve anlayarak okuması için gıybet, bühtan ve koğuculuk konuları gereksiz cümlelerden arındırılarak, akıcı ve sade bir dille yazılmış olup küçük bir kitapçık haline getirilmiştir. Bu kitapçıkta neyin gıybet, bühtan ve nemime olduğu, bu kebair günahların dünya ve ahiretteki fesadı, toplumsal zararları, bu günahlara bulaşmamamız için neler yapmamız gerektiği veya eğer bulaşmışsak nasıl te*be edip geri dönebileceğimiz ve bunların sonuçları anlatılmaktadır. Ruhi arınma ile ilgili bu konuları kaleme almamın sebebi iman ve ahlâkı fesada uğratan, müslümam dünya ve ahi-rette rezil rüsva eden, Müslümanlar arasında kin, öfke ve düşmanlığa yol. açan, sevgi, saygı ve kardeşlik bağlarını kopararak Müslümanları güçsüz duruma düşüren ve dinin te-r ellerini sarsan bu amansız hastalıkların tedavilerine yardımcı olmak, Müslümanlar arasındaki kardeşlik ve dayanışmanın güçlenmesine katkıda bulunmaktır. İrşad okyanusundan bir damla alıp kardeşlerimin içmesi ve hayırlara vesile olması dileğiyle... Batman/2004 Mehmet ENSARİ Konu Başlığı: Ynt: Önsöz Gönderen: Hanife Ls 1 üzerinde 22 Ocak 2014, 21:35:51 Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berakatuh ;
Belli bir mümin veya zimmi kâfirin aybını, onu kötülemek için arkasından söylemek, gıybet olur. Gıybet, haramdır. Dinleyen, o kimseyi tanımıyorsa, gıybet olmaz. Gıybet olunan kimse, bedeninde, nesebinde, ahlakında, işinde, sözünde, dininde, dünyasında, hatta elbisesinde, evinde, hayvanında bulunan bir kusur, arkasından söylendiği zaman, bunu işitince üzülürse, gıybet olur. Duyunca üzüleceği bir sözü yüzüne karşı da söylemek günahtır. Kapalı söylemek, işaret ile, hareket ile bildirmek, yazı ile bildirmek de, hep söylemek gibi gıybettir. Bir müslümanın günahı ve kusuru söylendiğinde, hâfızların, din adamlarının, (Elhamdülillah, biz böyle değiliz) demeleri, gıybetin en kötüsü olur. Birinden bahsedilirken, (Elhamdülillah, ALLAH bizi hayasız yapmadı) gibi, onu kötülemek, çok çirkin gıybet olur. (Falanca kimse çok iyidir, ibadette şu kusuru olmasa, daha iyi olurdu) demek de gıybet olur. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruldu ki: (Birbirinizi gıybet etmeyiniz.) [Hucurat 12] Gıybet, adam çekiştirmek demektir. Birini gıybet etmenin, ölmüş insanın etini yemek gibi olduğu bildirildi. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Miraca çıkarıldığımda, bakırdan tırnaklarıyla yüzlerini ve göğüslerini tırmalayan kimseler gördüm. "Bunlar kim" dedim. Cebrail aleyhisselam, "Gıybet ederek insanların etini yiyen, şahsiyetlerini zedeleyen kimselerdir" dedi.) [Ebu Davud] (Kıyamette bir kimse, sevap defterinde, yapmadığı ibadetleri görür. "Bunlar seni gıybet edenlerin sevaplarıdır" denir.) [Harâiti] (Bir cemaat içinde bulunurken, bir kimse hakkında gıybet edildiğini görürsen, o kimse için yardımcı ol. Ve cemaatı da ondan men etmeye çalış veya oradan kalk git.) [İ.Ebiddünya] (Din kardeşinin yüzüne söylemekten hoşlanmayacağın şey gıybettir.) [İbni Asakir] (Bir kimsenin yanında din kardeşi gıybet edilir de, yardıma muktedirken ona yardım etmezse, ALLAHü teâlâ o kimseyi dünya ve ahirette rezil eder.) [İbni Ebiddünya] (Bir kimsenin malı az, çoluk çocuğu çok, namazı güzel olursa ve müslümanları gıybet etmezse, kıyamette onunla yan yana oluruz.) [Hatib] (Falancanın boyu kısadır) diyen birine, Peygamber efendimiz, (Bu sözün denize atılsa, denizi kokutur) buyurdu. (Tirmizi) Gıybet, insanın sevaplarının azalmasına, başkasının günahlarının kendine verilmesine sebep olur. Bunları her zaman düşünmek, gıybet etmeye mani olur. (İslam Ahlakı) Konu Başlığı: Ynt: Önsöz Gönderen: ✿ Yağmur ✿ üzerinde 22 Ocak 2014, 22:07:45 GIYBET İnsanlık gıybetle kaybediyor hayatı maalesef Önsöz Hamd âlemlerin rabbi olan ALLAH'a, salat ve selam Sevgili Peygamberimize, âline, ashabına, ve onlara tabi olanlara olsun. Peygamberlerin hedeflerinden biri, belki de en önemlisi insanların nefislerini çirkin ahlaktan, kötülükten ve hayvani sıfatlardan temizleyip arındırmak, ahlâki fazilet ve değerleri güçlendirmek, ruhen ve manen kemale ermelerini sağlamaktır. Nitekim Resul-i Ekrem(s.a.v) şöyle buyurmuştur" Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim."[1] Müslümanlar olarak kendimizi bedenen ve fikren geliştirmekte, fakat ruhen ve ahlaken gelişim için ciddi bir çaba göstermemekteyiz. Bu nedenle ailemizle, anne-babamızla, akrabalarımızla, arkadaşlarımızla olan ilişkilerimizde ve ticari hayatımızdaki söz ve davranışlarımızda kırıcı ve incitici olabilmekte, bir müslümana yakışmayan sözler sarf edebilmekte ve kötü davranışlar sergileyebilmekteyiz. Bu-hari ve Müslim'in rivayetine göre Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: "Ki m ALLAH'a ve ahiret gününe iman etmiş ise ya hayırlı söz söylesin veya sükût etsin/' Bu tavsiyeye rağmen ne dünya ne de ahiretimize faydası olmayan, fitne ve fesada yol açan, gıybet, iftira, koğuculuk gibi zararlı konuşmalar yaparak kardeşimizi küçük düsürmekte, şerefine leke sürmekte, hasenatımızı yok etmekte ve vaktimizi boşa harcamaktayız. ALLAH'a yakınlaşmanın ve kemale ermenin en önemli adımı ruhsal alanda bir inkılâp gerçekleştirmek ve nefsi terbiye etmektir. Zira Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmakta-dır:"İyi bilin ki, vücut içinde bir lokmacık et parçası vardır ki, o iyi olursa bütün vücut iyi olur, o bozuk olursa bütün vücut bozulur. İşte o et parçası kalbdir."[2] Onun içindir ki, Hasan Basri, İmam Gazali, Abdulkadir-i Geylani gibi büyük âlimlerimiz, vaizlerimiz, mürşidlerimiz kalbi ve nefsi hastalıkları ıslah etmek amacıyla güzel ahlakı, nefis terbiyesini, ihlası, takvayı içeren ciltler dolusu kitaplar yazmışlardır. Asırlar boyunca vaizler ve mürşidler bu eserlerin irfan okyanusundan yararlanarak müslümanlara dersler vermişler; müslümanların kemale erebilmeleri ve ruhsal dünyalarında inkılaplar gerçekleştirebilmeleri için çaba sarfetmişlerdir. Bir müslümanın nebevi yolda yürüyebilmesi, sabrı kuşa-nabilmesi ve dilini kontrol edebilmesi için nefis terbiyesi ile ilgili bu tür kitaplardan faydalanması gerekir. Bugün müslümanların bu tür eserlere büyük bir ihtiyacı vardır. Söz ve davranışlarımızla örnek olabilmemiz için ruhi arınmaya önem vermemiz gerekir. Ancak okuma kültürü gelişmemiş bir toplum olarak İhyau Ulumiddin gibi ^binlerce sayfalık eserleri okumaktan aciz olduğumuzdan nefsimizi terbiye edememekte ve bir müslümana yakışmayan gıybet, dedikodu, koğuculuk gibi tehlikeli hastalıklardan kurtulamamak-tayız. Toplumun her tabakasının sıkılmadan ve anlayarak okuması için gıybet, bühtan ve koğuculuk konuları gereksiz cümlelerden arındırılarak, akıcı ve sade bir dille yazılmış olup küçük bir kitapçık haline getirilmiştir. Bu kitapçıkta neyin gıybet, bühtan ve nemime olduğu, bu kebair günahların dünya ve ahiretteki fesadı, toplumsal zararları, bu günahlara bulaşmamamız için neler yapmamız gerektiği veya eğer bulaşmışsak nasıl te*be edip geri dönebileceğimiz ve bunların sonuçları anlatılmaktadır. Ruhi arınma ile ilgili bu konuları kaleme almamın sebebi iman ve ahlâkı fesada uğratan, müslümam dünya ve ahi-rette rezil rüsva eden, Müslümanlar arasında kin, öfke ve düşmanlığa yol. açan, sevgi, saygı ve kardeşlik bağlarını kopararak Müslümanları güçsüz duruma düşüren ve dinin te-r ellerini sarsan bu amansız hastalıkların tedavilerine yardımcı olmak, Müslümanlar arasındaki kardeşlik ve dayanışmanın güçlenmesine katkıda bulunmaktır. İrşad okyanusundan bir damla alıp kardeşlerimin içmesi ve hayırlara vesile olması dileğiyle... Batman/2004 Mehmet ENSARİ İ nsan gıybetle hayatı kaybediyor maalesefff ;) ;) Konu Başlığı: Ynt: Önsöz Gönderen: Pelinay üzerinde 20 Nisan 2016, 18:25:22 Kesinlikle oyle.insanin saglam bir imana sahip olabilmesi icin kalbinin de dogru olmasi gerek.dogru bir kalp icin de dogru temiz bir sil lazim.
Allah razi olsun payalsim icin. Rabim giybetten kinden,nemimden,fisktan bizleri korusun insallah.amin amin amin Konu Başlığı: Ynt: Önsöz Gönderen: Damla üzerinde 20 Nisan 2016, 18:33:44 #Esselamu aleykum..Her ne olursa olsun gıybet etmemek gerekir..Rabbim bizi gıybetten sakındırsın inşAllah..Rabbim razı olsun..#
Konu Başlığı: Ynt: Önsöz Gönderen: Mehmed. üzerinde 23 Nisan 2016, 12:28:45 Ve aleykümüsselam ve rahmetüllah. Rabbim bizlere konuşursak hayır konuşmayı ve boş konuşmaktansa sunmayı nasip eylesin. Rabbim paylaşım için razı olsun.
Konu Başlığı: Ynt: Önsöz Gönderen: Mustafa/Samed üzerinde 23 Nisan 2016, 12:43:55 Ve Aleykümüsselam. Gıybet çok kötü bir şeydir. Rabbim gıybet edenlerden eylemesin.
|