๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Gıybet => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 11 Haziran 2010, 14:40:45



Konu Başlığı: Hatime Gıybet Hakkındadır
Gönderen: Zehibe üzerinde 11 Haziran 2010, 14:40:45
Hatime (Gıybet Hakkındadır)

 

Yirmi beşinci Söz'ün Birinci Şulesinin Birinci Şua'nın Beşinci Noktasının makam-ı zemm ve zecrin misallerinden olan bir tek âyetin, mu'cizane altı tarzda gıybetten ten-fir(nefret ettirmesi) etmesi; Kur'an'm nazarında gıybet ne kadar şeni'(çirkin) bir şey olduğunu tamamıyla gösterdiğin­den, başka beyana ihtiyaç bırakmamış. Evet Kur'an'm beya­nından sonra beyan olamaz, ihtiyaç da yoktur.

İşte âyetin altı derece zemmi, zemmeder. Gıybetten altı mertebe şiddetle zecreder. Şu âyet bilfiil gıybet edenlere müteveccih olduğu vakit, manası gelecek tarzda oluyor. Şöyle ki:

Malûmdur: Âyetin başındaki hemze, sormak (âyâ) ma-nasmdadır. O sormak manası, su gibi âyetin bütün kelime­lerine girer. Her kelimede bir hükm-ü zımnî var.

İşte birincisi, hemze ile der: Âyâ, sual ve cevab mahalli olan aklınız yok mu ki, bu derece çirkin bir şey'i anlamıyor?

ikincisi: Lafzıyla der: Âyâ, sevmek ve nefret etmek mahalli olan kalbiniz bozulmuş mu ki, en menfur bir işi sever?

Üçüncüsü: A.Kİ kelimesiyle der: Cemaatten ha­yatını alan hayat-ı içtimaiye ve medeniyetiniz ne olmuş ki, böyle hayatınızı zehirleyen bir ameli kabul eder?

Dördüncüsü: Kelâmıyla der: in­saniyetiniz ne olmuş ki, böyle canavarcasma arkadaşınızı diş ile parçalamayı yapıyorsunuz?

Beşincisi: Kelimesiyle der: Hiç rikkat-i cinsi-yeniz, hiç sıla-i rahminiz yok mu ki, böyle çok cihetlerle kardeşiniz olan bir mazlumun şahs-ı manevîsini insafsızca dişliyorsunuz? Ve hiç aklınız yok mu ki, kendi azanızı ken­di dişinizle divane gibi ısırıyorsunuz?

Altıncısı: bu kelâmıyla der: Vicdanınız nerede? Fıtratınız bozulmuş mu ki, en muhterem bir halde bir kar­deşinize karşı, etini yemek gibi en müstekreh bir işi yapı­yorsunuz?

Demek şu âyetin ifadesiyle ve kelimelerin ayrı ayrı dela­letiyle: Zemm ve gıybet, aklen ve kalben ve insaniyeten ve vicdanen ve fıtraten ve milliyeten mezmumdur. İşte bak na­sıl şu âyet, îcazkârane altı mertebe zemmi zemmetmekle, i'cazkârane altı derece o cürümden zecreder.

Gıybet, ehl-i adavet ve hased ve inadın en çok istimal et­tikleri alçak bir silâhtır. İzzet-i nefis sahibi, bu pis silâha te­nezzül edip istimal etmez. Nasıl meşhur bir zât demiş:

Yani: "Düşmanıma gıybetle ceza vermekten nefsimi yük­sek tutuyorum ve tenezzül etmiyorum. Çünki gıybet; zaîf ve zelil ve aşağıların silâhıdır."

Gıybet odur ki: Gıybet edilen adam hazır olsa idi ve işit-se idi, kerahet edip danlacaktı. Eğer doğru dese, zâten gıy­bettir. Eğer yalan dese; hem gıybet, hem iftiradır. İki katlı çirkin bir günahtır.

Gıybet, mahsus birkaç maddede caiz olabilir:

Birisi: Şekva suretinde bir vazifedar adama der, tâ yar­dım edip o rnunkeri, o kabahati ondan izale etsin ve hakkı­nı ondan alsın.

Birisi de: Bir adam onunla teşrik-i mesaî(işbirliği) etmek ister. Senin \\e meşveret eder. Sen de sırf maslahat için ga­razsız olarak, meşveretin hakkını eda ermek için desen: "Onun ile teşrik-i mesaî etme. Çünki zarar göreceksin."

Birisi de: Maksadı, tahkir ve teşhir(göz önüne sermek) değil; belki maksadı, tarif ve tanıttırmak için dese: "O topal ve serseri adam filân yere gitti."

Birisi de: O gıybet edilen adam fâsık-ı mütecahirdir(açık­tan açığa, kimseden sıkılmadan günah işleyen). Yani fena­lıktan sıkılmıyor, belki işlediği seyyiatla iftihar ediyor; zul­mü ile telezzüzdezzet almak) ediyor, sıkılmayarak aşikâre bir surette işliyor.

İşte bu mahsus maddelerde garazsız ve sırf hak ve mas­lahat için gıybet caiz olabilir. Yoksa gıybet, nasıl ateş odunu yer bitirir; gıybet dahi a'mal-i sâlihayı(salih amelleri) yer bi­tirir.

Eğer gıybet etti veyahut isteyerek dinledi; o vakit (Allah'ım, bizi ve gıybetini ettiğimiz zatı mağfiret et!) demeli, sonra gıybet edilen adama ne vakit rast gelse, "Beni helâl et" demeli.

Said Nursî (yirmi ikinci mektup)


Konu Başlığı: Ynt: Hatime Gıybet Hakkındadır
Gönderen: Pelinay üzerinde 19 Nisan 2016, 21:02:59
Gıybet odur ki: Gıybet edilen adam hazır olsa idi ve işit-se idi, kerahet edip danlacaktı. Eğer doğru dese, zâten gıy­bettir. Eğer yalan dese; hem gıybet, hem iftiradır. İki katlı çirkin bir günahtır.

Ko usuruz konusuruz biri gelio uyardiginda da bn giybet etmedinki olani soyledim sadece deriz.üstad giybetin ne oldugunu acikca izah etmis.simdi vicdanimizi yatiralim masaya ve Allah icinmuzakeresini kendimiz yapalim.cunku herkes kensini en iyi bilir.
Yaptiklarimiz icin daimi tevbe edip kardesimizden helallik isteyelim eger bu mumkun degilse bizim ve onun bagislanmaai icin sua edelim ve onun adina sadaka verelim insallah.



Konu Başlığı: Ynt: Hatime Gıybet Hakkındadır
Gönderen: Sevgi. üzerinde 19 Nisan 2016, 21:12:31
  Esselâmü Aleyküm Ve Rahmetüllah.Gıybet haramdır gıybet edende dinleyende günah işlemiş olur. Gıybet edilen biryerde bulunursak o toplumu ikaz etmeliyiz.  Eğer gücümüz yetmiyorsa orayı terk etmeliyiz.
  Paylaşım için Rabbim Razı olsun.


Konu Başlığı: Ynt: Hatime Gıybet Hakkındadır
Gönderen: Mehmed. üzerinde 23 Nisan 2016, 06:29:24
Ve aleykümüsselam ve rahmetüllah.  Gıybet bir kimse hakkında onun sevmeyeceği bir şeyi arkasından söylemektir. Bir kimsenin hakkında yalan söz söylemek de iftiradır.  Işte bu yüzden dilimize sahip olmalıyız. Rabbim bizlere bunu nasip eylesin. Rabbim paylaşım için razı olsun.