> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Ahlaki Eserler > Gıybet > Gıybet Hastalığının Tedavisi
Sayfa: [1] 2 3 4   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Gıybet Hastalığının Tedavisi  (Okunma Sayısı 9438 defa)
11 Haziran 2010, 14:40:00
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 11 Haziran 2010, 14:40:00 »




7- BÖLÜM

 
Gıybet Hastalığının Tedavisi


 

Rivayetlerde gıybet, dedikodu, iftira gibi çirkin sıfat­lar kalbin hastalıkları olarak zikredilmiştir. Vücut hastalık­larının ve bedendeki yaraların tedavisi kolay ise de, mane­vi yaraların, kalp ve nefis hastalıklarının tedavisi zordur. Çoğu kere de mümkün değildir. Bedeni hastalıklarda vücu­dun dengesi bozulur ve bir ağrı oluşur. Ancak bu ağrı ve sı­zı sınırlı olup sadece ölünceye kadar devam edebilir. Fakat gıybet edilen kişinin kaybolan haysiyet ve şerefini iade et­mek çok zordur.

Gıybetin pis kokusu etrafa kötülükler, düşmanlıklar, gü­nahlar yayar, toplumda nice rahatsızlıklar ve hastalıklar meydana getirir. Kalp ve nefis hastalıkları cemiyette derin yaralar açıp, kul hakkına girdiğinden dünya ile sınırlı olma­yıp öbür âlemde işkence ve azaplara sebep olur. Çoğumuz şeytan ve nefs-i emmarenin tutsağı olduğumuz halde kalbi hastalığımızın farkına varmıyor ve kendimizi tedavi etme­yi aklımızdan bile geçirmiyoruz. Çünkü kalbi hastalıkları küçümsememiz, onların acı ve kötü akıbetlerinden gafil ol­mamız, nefsimizi ıslah edip arındırmaktan bizi gafil etmiş­tir. Nefsin ve ruhun hastalığını teşhis ettikten sonra onları tedavi ve bertaraf etmeye gayret göstermemiz gerekir. Bu büyük günah, yararlı ilim ve amel ile tedavi edilebilir.

Gıybetin İlmi Tedavisi:

Gıybetin doğuracağı kötü sonuçları düşünmek gerekir. Ayrıca gıybetin, toplumdaki kardeşlik ve dayanışmayı di­namitleyerek müslümanları güçsüz duruma düşürdüğü ve insanı büyük bir vebal altına koyduğu bilinmelidir.

Hasan Basri diyor ki:

" Vallahi, vücudu yiyen haşerelerin vücuda olan zararı, gıybetin dine olan zararından daha fazla değildir."

Gıybetin dünyadaki sonuçlarından biri de gıybet edenin halkın gözünden düşmesi, itibar ve güvenini yitirmesidir. Çünkü gıybet eden ve onu bunu çekiştiren kişilere hiçbir değer verilmez. Bu tür kişiler, Allah'ın ayetlerini bile okusa-lar kimse bunlara kulak vermez ve onları dikkate almaz.

Hz. Ömer (r.a) bir gün Kabe'ye baktı ve şöyle dedi:

" Ne büyüksün ve büyük hürmetin vardır, ama Allah ka­tında müminin hürmeti senden daha büyüktür."

İnsanın hürmeti ve haysiyeti o kadar büyüktür ki; Eğer gıybetçi, insanların onur ve şerefine dil uzatırsa, Allah u Teala'nm onun ayıplarım teşhir etmesi, onu dünya ve ahi-rette rezil ve rüsva etmesi kaçınılmazdır. Ve bu masiyetin ne kadar korkunç ve iğrenç olduğunu bilmek gerekir. Nitekim Resul-i Ekrem(s.a.v) şöyle buyurdu:

* Faiz yetmiş iki kapıdır. En ehveni, kişinin annesiyle zina etmesi gibidir. En büyük faiz de; kişinin din kardeşinin ırzına dil uzatmasıdır."[63]

Kıyamet günü, perdeler gözlerden kaldırılınca kişi ken­disiyle birlikte dünyadan getirdiği suretlerle haşrolunur ve bu suretler vasıtasıyla işkence görür. Nasıl ki yırtıcılık ve leş yemek köpeğe has bir huy ise gıybetçi de ölü kardeşinin eti­ni yemek için öbür âlemde leş yiyen bir köpek suretinde olacaktır.

Muaz b. Cebel(r.a) der ki:

*  Sur'a üfürüleceği gün, artık siz dalga dalga geleceksi­niz.[64] ayetinin tefsirini  Resulullah'tan sorunca, Resulullah'ın gözlerinden yaşlar akmaya başladı ve bana şöyle bu­yurdu:       

*  Ey Muazî Ümmetimden on grup değişik ve diğerlerin­den farklı suretlerde mahşere çıkarılacaklardır.

Bazıları maymun suretinde, bazıları domuz suretinde çı­karılırlar mahşere... Maymun şeklinde mahşere çıkarılan ki­şiler: Başkalarını çekiştirenler ve dedikodu edenlerdir..."

Bu masiyetin dünyevi ve uhrevi sonuçlarmı biraz düşün. Kabirde ve ahirette amellerinin dönüşeceği çirkin suretleri, çekeceğin büyük azabı ve karşılaşacağın sıkıntıları gözü­nün Önüne getirmeye çalış. Birkaç dakikalık gevezelik için bütün bunlar değer mi? Gıybet ile ilgili korkunç sahneleri anlatan kitaplara başvur ve bu masiyetin sonuçlarının ne kadar tehlike arz ettiğini gör!

Rivayetlere göre sevabı çok olan, cennete; günahı ağır olan ise cehenneme gider. Durum bu olunca gıybet sebebiy­le sevaplarının yok olup günahlarının çoğalmasından sa­kınman gerekir. Rivayetlerde gıybetini ettiğin kişiye senin iyiliklerinin verileceği ve onun günahlarının sana yazılaca­ğı bildirilmiştir. Birkaç dakikalık gevezelik ve şehvetini tat­min etmek için, hayatın boyunca bin bir zahmetle kıldığın namazları, tuttuğun oruçları, çektiğin tespihleri, verdiğin sadakaları ve diğer hasenatlarını gıybet ile bir anda yakıp yok etmen akıl kân mıdır? Ayet ve hadislere iman eden, kendi hasenatını korumak ve başkasının günahlarını yük­lenmemek için gıybetten sakınmaz mı? Eğer gıybetini etti­ğin kişiye düşman isen, bu düşmanlığının gereği olarak onun gıybetini etmemen gerekir. Çünkü düşmanının gıybe­tini etmekle ona iyilik etmekte ve kendine ise kötülük et­mektesin. Hasan Basri, kendisine gıybet eden kimseyi sever ve ona hürmet eder; " O benim için ibadet ediyor." derdi.

O halde edeceğin gıybet yüzünden amel defterin günah­larla dolabilir ve insanların arasında rezil rüsva olabilirsin. Gıybetini ettiğin düşmanının amel defterini hasenatla doldu­rabilir ve böylece onu aziz ve saygın kılabilirsin. Onun için Allah'tan kork ve gıybetten kaçın ki akıbetin kötü olmasın.

Gıybetin diğer bir tedavisi, gıybeti tahrik eden sebepleri yok etmektir.

Öfkelendiğin zaman sükût et ve Allah'ı zikret. Kızdığın için birini çekiştirmek istediğin zaman, Allah u Teala'nın da sana öfkeleneceğini düşünerek gıybetten vazgeçmelisin.

Nitekim Resul-i Ekrem(s.a.v) buyurdu ki:

" Muhakkak ki, cehennemin bir kapısı vardır. O kapıdan ancak dünyada kinini isyan etmek suretiyle dindiren girer!"[65]

Eğer bir insanı yaratılışmdaki bir kusurundan dolayı ayıplıyorsan, bil ki neuzu billah (Allah'a sığınırız) Allah'ı ayıplamış olursun. Çünkü bir sanatı yeren, sanatçıyı yermiş olur.

Nitekim Resul-i Ekrem(s.a.v) şöyle buyurdu:

" Allah'a ve ahirete iman edip benim peygamberliğime şehadet getiren kimse evine kapansın, hatalarına ağlasın. Al­lah'a ve ahiret gününe iman eden kimse, faydalanmak için hayır söylesin, şerre sükût etsin ki selamet bulsun ve kendisinde var olan hastalıklarla başkalarını yermeye kalkışmasın. Şayet adamın kusurları yaratılışında ise, o zaman onu değil, yaratanı yermiş olursun. Zira bir sanatı yermek, onu yapanı yermektir."

Adamın biri Hakim'in birine:

" Ey suratsız!" diye seslendi. Hakim:

" Yüzümü ben yaratmadım ki onu kusursuz ve güzel ya­payım. Şayet ke'ndinde 'bir kusur bulmuyorsan- ki bu im­kânsızdır- o zaman Allah'a şükret ki, seni kusursuz olarak yaratmıştır." diye cevap verdi.

Hasetten dplayı gıybet edeceğin zaman bilmelisin ki, küfran-ı nimet etmekte ve kendi iyiliklerini yok etmektesin.

Nitekim Rısul-i Ekrem(s.a.v) şöyle buyurdu.

*  Dikkatli olunuz. Allah'ın nimetlerine düşman olanlar vardır/' Ashab sordu:                                       

* Allah'ın nimetlerine kim düşman olabilir?" Resul-i Ekrem(s.a.v) cevaben şöyle buyurdu:

" Allah'ın kullarına verdiği ihsandan dolayı, onlara hased edenler."

Ayrıca Resul-i Ekrem(s.a.v) buyurdu ki:

“Ateş odunu yaktığı gibi, hasette iyilikleri yer bitirir."[66]

Başkalarını güldürmek, eğlendirmek ve vakit geçirmek için hesapsız bir çift laf ettiğinde akıbetinin ne olacağını hiç düşündün mü?

Bu konuda Resul-i Ekrem (s.a.v) şöyle buyurmaktadır: " Muhakkak ki kişi bir kelime söyler, o kelime ile yanında oturanları güldürür ve o kelimeden dolayı süreyyadan daha uzak bir mesafeden cehenneme düşüp yuvarlanır."[67]

Bir rivayete göre, Hz. İsa'nın havarileriyle birlikte bir kö­pek leşinin önünden geçtiği sırada havariler dediler ki:

" Şu leş ne kadar da kötü kokuyor!" Bunun üzerine Hz. İsa(a.s), şöyle buyurdu:

" Dişleri ne kadar da beyaz."

Hz. İsa'nın nefsi, öylesine arınmış ki, Allah'ın bir yaratı­ğından bu şekilde kötü söz edilmesine rıza göstermedi. On­lar onun noksanını gördüler. Ama Hz. İsa (a.s), onun güzel yanını onlara hatırlattı. Elbette insanlık mürebbilerinin böy­lesine arınmış bir nefse sahip olması gerekmektedir.

Sanki Hz. İsa (a.s), bu sözüyle havarilerini, köpeğin gıy­betini dahi yapmaktan men ediyor ve onlara Allah'ın yara­tığından söz ettiklerinde, güzel yönlerinden başkasını zik­retmemelerini tavsiye ediyordu.

Diğer bir rivayette Hz. İsa(a.s) şöyle buyurdu:

" Pisliğe konan sinek gibi insanların ayıplarına dikkat edip durmayın."

Müslüman, yaralan kanatan değil, yaraları tedavi eden bîr merhem olmalıdır. Bir kişideki kötü tarafları değil, onda­ki güzellikleri görmelidir.

Başkasının kusur ve kabahatlerini sayıp dökmeyi düşün­düğün zaman, hemen kendi kusurlarını hatırla ve onlarla

meşgul ol.

Nitekim Resul-i Ekrem (s.a.v), şöyle buyurdu:" Cennet o kimseye olsun ki, kendisinin ayıpları, kendisini başkalarının ayıplarıyla meşgul olmaktan alıkoymuştur."[68]

Hiçbir ayıp insanın kendi ayıplarını görmemesinden ve kendisinin binlerce ayıbı olmasına rağmen hep başkalarının ayıplarından söz edip, o ayıplan, kendi ayıplarına Örtü kıl­masından daha kötü değildir. Sende var olan kusur ile insan­ları kötülemekten vazgeçtiğin vakit, artık meşgalen kendi nefsin olur, başkaları ile uğraşıp durmazsın. İşte o zaman kendini ıslah etmiş olursun.

Zatın biri şöyle diyor:" Geçmiş büyüklerin pek çoklarını gördük. Onlar ibadeti namazda, oruçta değil, insanların de­dikodusunu yapmamakta ararlardı."

Hasan Basri diyor ki:"Başkasından bahsetmek ya gıybet­tir, ya bühtandır, ya da ifkdir. Bunların hepsi Allah'ın kitabın­da yasaklanmıştır. Gıybet, onda olan kusur ve ayıpları say­maktır. Bühtan, onda olmayanı ona takmaktır. Ifk ise hakkın­da duyduğunu söylemektir.

Unutma ki dünyada işlediğin bütün ame...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Gıybet Hastalığının Tedavisi
« Posted on: 19 Nisan 2024, 07:43:48 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Gıybet Hastalığının Tedavisi rüya tabiri,Gıybet Hastalığının Tedavisi mekke canlı, Gıybet Hastalığının Tedavisi kabe canlı yayın, Gıybet Hastalığının Tedavisi Üç boyutlu kuran oku Gıybet Hastalığının Tedavisi kuran ı kerim, Gıybet Hastalığının Tedavisi peygamber kıssaları,Gıybet Hastalığının Tedavisi ilitam ders soruları, Gıybet Hastalığının Tedavisiönlisans arapça,
Logged
28 Ocak 2014, 20:04:28
Rüveyha
Forum Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6.764


« Yanıtla #1 : 28 Ocak 2014, 20:04:28 »

Günümüzde en büyük yanlış hocam ama doğru söylüyorum denilip söylediklerini kendi katında haklı çıkarmalarıdır. Oysa ki durum böyle değil ! Söylenenlerin doğru olanı gıybet , yalan olanı iftira cihetinden tezahür etmek gerek. Konumuzun iyice okunması temennisiyle...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

28 Ocak 2014, 21:30:49
Pelinay
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.696


« Yanıtla #2 : 28 Ocak 2014, 21:30:49 »

Çok güzel açıklamışsınız konuyu.Emeğinize sağlık...Rabbim razı olsun...
Gıybet günümüzde gerçekten çok büyük bir hastalık haline gelmiş durumda.Üstelik insanlar gıybet yaptıklarının bile farkında değiller.
Hatta bazen yanımda gıybet yapan birisine işlediği büyük günahı söyleyip(gıybet yaptığını hatırlatınca) :
Niye gıybet olsun biz normal konuşuyoruz...cevabını alıyorum.Bu durum gerçekten çok üzücü.
Günümüzde gıybet o kadar çok yaygınlaşmış ki artık çok doğal karşılanıyor ve söyleyen çok rahat bir şekilde ifade edebiliyor...
Rabbim bizleri ıslah eylesin.Guybet hastalığına yakalanmaktan, bile bile kardeşlerimizin etlerini yemekten ve böyle büyük bir günahla huzuruna çıkmaktan bizleri korusun....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 28 Ocak 2014, 21:32:14 Gönderen: mevlüdekalınsaz »
Kayıtlı

28 Ocak 2014, 21:42:14
✿ Yağmur ✿

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6.684


Site
« Yanıtla #3 : 28 Ocak 2014, 21:42:14 »

Çok güzel açıklamışsınız konuyu.Emeğinize sağlık...Rabbim razı olsun...
Gıybet günümüzde gerçekten çok büyük bir hastalık haline gelmiş durumda.Üstelik insanlar gıybet yaptıklarının bile farkında değiller.
Hatta bazen yanımda gıybet yapan birisine işlediği büyük günahı söyleyip(gıybet yaptığını hatırlatınca) :
Niye gıybet olsun biz normal konuşuyoruz...cevabını alıyorum.Bu durum gerçekten çok üzücü.
Günümüzde gıybet o kadar çok yaygınlaşmış ki artık çok doğal karşılanıyor ve söyleyen çok rahat bir şekilde ifade edebiliyor...
Rabbim bizleri ıslah eylesin.Guybet hastalığına yakalanmaktan, bile bile kardeşlerimizin etlerini yemekten ve böyle büyük bir günahla huzuruna çıkmaktan bizleri korusun....
Aleyküm selam Mevlüde abla;
Cevabını çok beğendim. Allah kimseyi gıybet hastalığını vermesin. ♥ _ :) _::)
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

02 Şubat 2014, 17:20:03
Pelinay
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.696


« Yanıtla #4 : 02 Şubat 2014, 17:20:03 »

Çok güzel açıklamışsınız konuyu.Emeğinize sağlık...Rabbim razı olsun...
Gıybet günümüzde gerçekten çok büyük bir hastalık haline gelmiş durumda.Üstelik insanlar gıybet yaptıklarının bile farkında değiller.
Hatta bazen yanımda gıybet yapan birisine işlediği büyük günahı söyleyip(gıybet yaptığını hatırlatınca) :
Niye gıybet olsun biz normal konuşuyoruz...cevabını alıyorum.Bu durum gerçekten çok üzücü.
Günümüzde gıybet o kadar çok yaygınlaşmış ki artık çok doğal karşılanıyor ve söyleyen çok rahat bir şekilde ifade edebiliyor...
Rabbim bizleri ıslah eylesin.Guybet hastalığına yakalanmaktan, bile bile kardeşlerimizin etlerini yemekten ve böyle büyük bir günahla huzuruna çıkmaktan bizleri korusun....
Aleyküm selam Mevlüde abla;
Cevabını çok beğendim. ALLAH kimseyi gıybet hastalığını vermesin. ♥ _ :) _::)

amin kardeşim....Rabbim gıybet etmekten ve gıybet olacak davranışlarda bulunmaktan bizleri muhafaza eylesin inşALLAH...

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 02 Şubat 2014, 17:20:40 Gönderen: mevlüdekalınsaz »
Kayıtlı

Sayfa: [1] 2 3 4   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes