> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Aile Dergisi > Gençlere Sorduk > Yatma saati yine geçti
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Yatma saati yine geçti  (Okunma Sayısı 1000 defa)
19 Mayıs 2012, 11:22:55
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 19 Mayıs 2012, 11:22:55 »



MERKEZDEN GECE KUŞLARINA: YATMA SAATİ YİNE GEÇTİ!

Şubat 2012 77.SAYI

Çoğu sabah uyandığınızda yorgun ve sinirli mi oluyorsunuz? Anne-babanızın “Hadi kalk artık okula geç kalıyorsun!” nidasıyla uyanıp yataktan kalkmak eziyete mi dönüşüyor? Sanki gizli bir güç vakum gibi sizi yatağa mı çekiyor? Tabii bir de kurup kurup kapattığınız saatinizin alarmını artık kulaklarınız duymaz oldu, değil mi?

Şöyle öğlene kadar yatıp uyumak için tatil günlerini iple çeker oldunuz. Ama sanırız o da yetmiyor. Çünkü kronik bir biçimde geç yatıyor, geç yattığınız için de bir türlü erken kalkamıyorsunuz. Evet, sabah erken kalkamamamızın en başta gelen sebebi bu. Gençler olarak gece geç saatlere kadar oturmak; bazen internete takılmak, oyunlara dalmak, bazen televizyon kanallarında amaçsızca dolaşmak, bazen de hiçbir gerekçe olmadan saatlerce oyalanmak anlamını taşıyor. Gecenin size ait, size özel ve kafanızı dinleyebileceğiniz, kendinize vakit ayırabileceğiniz bir zaman dilimi olduğunu düşünüyorsunuz belki de. Ne işlerin, ne derslerin, ne de herhangi birinin size engel olamayacağı saatler... Herkesin uykuda olduğu, kimsenin size karışmayacağı özgür ve uzun dakikalar… Belki sırf bu psikoloji sizi dimdik ayakta tutmaya yetiyor. Ne yaptığınız fazla önemli değil.

Böylece dakikalar dakikaları, saatler saatleri kovalar ve siz gecenin ilerleyen saatlerinde başınızı yastığa ancak koymuş olursunuz. Dolayısıyla tam da uykunuzun en ağır, rüyanızın en güzel anında sıcak yatağınızdan kalkmak zorunda kalırsınız. Annenizin uzaklardan ama çook uzaklardan gelen o tiz sesi, gerçekle rüya arasına karışmış olarak kulaklarınızda hak ettiği yeri alır. Doğal bir refleks olarak yorganla samimiyetiniz iyice artmış, devekuşu hafifliğinde yatağınızın engin karanlıklarına gömülüp rüyanıza kaldığı yerden devam etmeye başlamışsınızdır bile… Fakat nafile, yataktan kalkma durumu kaçınılmazdır. Sizden önce ayaklanan tüm sinirleriniz günü sizin adınıza başlatmış, lavabo girişinde sizi beklemektedir.

SENİN DEĞİL HORMONLARIN SUÇU YAVRUCUĞUM!


Gençlerin geç yatmayı bu denli sevmelerinin kendilerinin de bilmediği başka sebepleri olabilir mi? Klinik psikolog Melike İlerisoy’un sorumuza verdiği cevap, gece kuşlarının içini rahatlatacak cinsten. İlerisoy şöyle diyor: “Ergenlik dönemindeki hormonal değişiklikler uyku ritmini bozar. Vücudun yeni ritme alışabilmesi, ergenlik dönemi boyunca devam eden bir süreçtir. Bu açıdan bakıldığında uyku ritmindeki problemler, fiziksel değişikliğin yol açtığı bir durumdur. Fakat aşırısı sorun olarak ele alınmalıdır. Yani her genç hafta sonları geç yatma ve geç kalkma eğilimindendir. Ancak bu, sosyal ve akademik yaşamı olumsuz etkileyecek boyuttaysa ortada ciddi bir sorun var demektir. Gece yarısına kadar oturmak ve yetersiz uyumak depresyonu tetikler, araştırmalar bunu gösteriyor. En önemlisi TV, bilgisayar, oyun konsolları vb. teknolojik aletler (internet, sosyal paylaşım ağları vb.) gençlerdeki uyku düzenini bozan en önemli faktörlerdir. Aileler bu konuda dikkatli olmalıdır.”

Demek ki gece geç yatıp sabah uyanamama sıkıntısına bağlı yaşadığımız çatışmaların kaynağında değişen vücut kimyamızın da etkisi büyükmüş. Lakin her ne kadar hormonlar bunu bize yaptırıyorsa da hormona uyup normale dönmek istememek de bizim hatamız olarak karşımıza çıkmış oluyor. Söz konusu hormonların bize yaptıklarına “Ya bir dur!” demek varken onların peşi sıra gitmek pek akıllıca olmasa gerek.

NE YAPMALIYIZ O HALDE?

Biyolojik saatinizi normal ritmine çekmek, sabah sinir katsayınızı düşürerek pamuk şeker tadında güne başlamak, uykunuzu almış olduğunuzdan başta aile efradı olmak üzere herkesle azami iyi ilişkiler kurmak ve dahi sabah kılı kılına alelacele evden çıkma telaşına düşmediğinizden hem sabah namazını kılmaya hem de kahvaltı etmeye vaktinizin kalmasını istiyorsanız işte çok basit bir iki ipucu:
• Televizyon ve bilgisayar gibi gözü yoran ve zihinsel aktiviteye sebep olan araçların kullanımına sınırlama getirmelisiniz. En azından belli bir saatten sonra bunlardan uzak durmalısınız.
• Yatmadan önce sakin ve sessiz bir ortam elde etmek için loş ışıktan faydalanabilirsiniz. Ancak sabah saatlerinde kuvvetli parlak ışık kullanarak vücudunuzu canlandırmalısınız. Zira bol ışık uyarıcı etkisi yaptığından gece geç saatlere kadar sizi ayakta tutmakta, sabahki karanlık ortamsa uyanmanızı zorlaştırmaktadır.
• Birdenbire 2-3 saat erken kalkmayı hedeflemeyin. Zor gelecek ve vazgeçeceksiniz. Her gün kalktığınız saatten sadece 15 dakika erken kalkın. Yavaş yavaş istediğiniz saatte daha kolay bir şekilde kalkabildiğinizi göreceksiniz.
• Yatma ve kalkma saat hedeflerinizi odanızda astığınız bir mantar panoya not edin. O saatleri tutturana kadar geçecek olan süreyi de belirleyin. Örneğin 2 haftada ben her zamankinden 2 saat daha erken kalkmayı başaracağım gibi.
• Sonra hedeflerinizi küçük birimlere bölün. İlk hafta sonunda hedefinizi ne kadar tutturduğunuzu kontrol edin. 1 saatlik bir erken kalkış bile ciddi bir başarıdır. Bunu istikrarlı bir şekilde sürdürmeye bakın. Aman ha hafta sonları sizi gevşetmesin!
• Gündüzleri vakit bulabilirseniz yarım saat öğlen uykusuna yatın. Hafta sonları evdeyseniz de bunu ihmal etmeyin. Yarım saatlik bu öğlen uykusunun gece 1 saatlik uykuya denk olduğunu söylüyor alimler.
• Basit bir kural vardır: Uykun gelmeden yatma. Yatmak için belirlediğiniz saat diyelim ki 23:00. Ama bir türlü uykunuz gelmiyor. Ne yapacaksınız? Çözüm basit aslında. İlk olarak o saat gelmeden bedeninizi yoracak işler yapın. Mesela yürüyüş, koşu gibi sporlar, dağınık odanızın temizliği gibi ev işleri ile iyice yorulup ondan sonra ılık bir duş almayı deneyin.
• Hala uykunuz gelmiyorsa, çok sürükleyici olmayan :) bir kitap okumayı deneyin. (Sürükleyici olmasın bu sefer de onu bitireceğim diye uykusuz kalırsınız.) Ne de olsa kitap okumak insanların uykusunu daha çabuk getiren bir faaliyettir malumunuz…
• Çay ve kahveden geç vakitlerde uzak durmanızı öneririz. Bu ikili sizin vazgeçemediğiniz dostlarınız olabilir ama uzmanlara göre vücut, alınan kafein miktarının yarısını, 6 saat sonra atıyormuş. En azından belli bir saatten sonra bunların yerine rahatlatıcı özelliği olan melisa çayı veya ıhlamur içebilirsiniz.
• Erken kalkmak için kendinizi motive edin. Mesela “Eğer 1 saat daha erken kalkabilirsem sabah namazımı da kılabileceğim.” Veya “Ne zamandır çekemediğim virdime başlayıp bitirebileceğim” gibi.
• Şu saat alarmınızı sürekli aynı tonda çaldırmayın, çünkü duymamaya başlıyorsunuz. Ve elinizi attığınızda durdurabilecek kadar yakına da koymayın. Çünkü kapatıp uyumaya devam ediyorsunuz.
• Ve sevgili gece kuşları, size son bir öneri: Bir yerde okumuştum. “Yataktan kalkınca doğru banyoya gidin” diyordu okuduğum metinde. “Ellerinizi, yüzünüzü, kulaklarınızı, ensenizi ve dirseklerinizi, üşenmezseniz bir de ayaklarınızı yıkayın. Bu bölgelerdeki akupunktur noktalarını soğuk suyla uyarmak yani buraları ovarak yıkamak bedeninizi uyandıracak.” Tanıdık geldi mi size de bu yıkanılan yerler? Eksik kısımları siz tamamlayın ve abdeste niyet etmeyi de unutmayın:)

ANNE BABA ÇOCUĞUNUN ERKEN YATMASINI SAĞLAMALI

Gençlerin uyku düzeninde aile ilişkileri de hayli önemli. Psikolog İlerisoy’a göre bu noktada anne babalara önemli görevler düşüyor:
“Sosyal dokudaki değişimler bireyselliği, hızlı bir şekilde aileden kopuşu, ev dışı ortamlarda vakit geçirmeyi gençlerin gözünde popüler hale getirmiştir. Aile bağlarını kuvvetlendirmek, gençleri evden iten faktörlere eğilmek ve düzenlemeler yapmak gerekir. Gençler açısından geç yatma, kafelerde gece yarılarına kadar oturma bir süre sonra bir yaşam biçimi haline gelebilir ki, bu da ileride kuracakları evlilik müessesesi için ciddi bir sorun teşkil eder. Yerleşen alışkanlıkları bırakmak oldukça zor olabilir.”

Nurbahar AYDIN

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Yatma saati yine geçti
« Posted on: 29 Mart 2024, 16:16:45 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Yatma saati yine geçti rüya tabiri,Yatma saati yine geçti mekke canlı, Yatma saati yine geçti kabe canlı yayın, Yatma saati yine geçti Üç boyutlu kuran oku Yatma saati yine geçti kuran ı kerim, Yatma saati yine geçti peygamber kıssaları,Yatma saati yine geçti ilitam ders soruları, Yatma saati yine geçtiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes