Tembel miyim

TEMBEL MİYİM?

Nisan 2011 67.SAYI

Amerikalılar kilometrelerce yürüyüş yaptıktan sonra arabasıyla evine dönüp asansörle dairesine çıkan insanlar olarak bilinir. Kişisel tembelliklerin yayılarak toplumlara damgasını vuruşunu gözlemleriz böylece. Hem içsel sıkıntıların hem bedensel hastalıkların ortaya çıkışına da bir sebeptir uyuşukluk.

Her ne kadar kötü bir huy olduğunu bilsek de çoğumuz arada bir de olsa tembellik yapmadan duramıyoruz. Hele bir de o insanı uyuşturan anafora girdik mi kılımızı kıpırdatasımız gelmiyor. Bununla birlikte insanı kendine getiren, tembelliğinden sıyrılmasını sağlayan abdest, beş vakit namaz ve çalışkan dostlar iyi ki var!

Anlaşılacağı üzere bu ay tembellik konusunu işleyelim dedik. İyi de ettik sanırız. Çünkü genç arkadaşlarımız bu işten pek muzdariplermiş. Tembel olanlar, olmayanlar, olup da itiraf edenler, belki edemeyenler… Çok ilginç cevaplar geldi sorularımıza. “Tembel olduğunu düşünüyor musun? Sence tembellik özendiriliyor mu?” diye sorduğumuzda önce yüzlerinde bir gülümseme ve bir mahcubiyet okuduk :)

Sonrası mı? Buyurun beraber okuyalım.

EN BÜYÜK TEMBELLİK NAMAZI VAKTİNDE KILMAMAKTIR

Ben tembellik yapmayı hiç sevmem ama bazen nefsime kurban gidebiliyorum. Mesela ders çalışmaya üşendiğim oluyor, bazen bir yere gitmem gerektiğinde bir yanım git, diğer yanım gitme diyor ve genel olarak gitme diyen tarafım kazanıyor. Allah ne dilerse o olur ama bu tembellik yapmamızı gerektirmez. Bize düşen bu tembellik engelini aşıp elimizden geleni yapmak ve en sonunda hüküm sahibi olarak sonucu Allah'a bırakmak. O zaman bu bekleyiş tembellik değil takdire razı olmak olacaktır. Bana göre en büyük tembellik namazı vaktinde kılmamaktır. Bu tembellik büyük hataları da peşinden getirebilir. Ben genelde derslerimde biraz tembellik gösteririm ve bu konuda gerçekten rahatsızlık duyuyorum. Kendimde hiç bir zaman gerçekten ders çalışma hevesi göremedim. Ama sonucu gerçekten kötü oldu. Derslerimde biraz gayret sarf etsem gerçekten güzel olacak biliyorum ama hep şu tembellik yüzünden her şey ters gidiyor. İnsan her ne kadar bu tembelliği aşmak istese bile televizyon, bilgisayar, oyun gibi şeyler insanı tembelliğe bir adım daha sürüklüyor. Yapmamız gereken şeyleri ertelememize neden oluyor. Bu da kötü sonuçlar doğurabiliyor. Üstüne basa basa söylüyorum her insan tembelliğini kolay bir şekilde silip atabilseydi, yaşamdan beklediğinden daha hoşnut kalabileceği muhakkaktı.

RAHMETULLAH ÇIRAK, 15

İNSAN TEMBEL OLUNCA BAŞKALARINA BAĞIMLI OLUYOR

İnsan doğuştan tembel ya da çalışkan doğmaz. Bunlar sonradan kazanılan alışkanlıklardır. Tembel olmayı sevmem, çünkü tembellikle hiçbir şey başaramayacağımı bilirim. Genel olarak tembel olduğumu düşünmüyorum ama bazı konularda tembellik yaptığım oluyor. Mesela ertesi gün sınavım olacağı bir günde canım çalışmak istemiyorsa tembellik başlıyor. Ruh halime göre de bitiyor. Tembellik özendiriliyor mu bilmiyorum, fakat hayatımızı kolaylaştırmak için üretilen her yeni teknolojik araç bizi tembelliğe alıştırıyor. Ne olursa olsun biz tembelliğe özenmemeli ve alışmamalıyız. Çünkü tembellik bir anlamda başkalarına bağımlı olmak demektir. Kendi ayaklarımızın üstünde durabilmeliyiz.

CEMALEDDİN ŞENSOY, 18

AKLIMA ÖLÜM GELİNCE TEMBELLİKTEN UZAKLAŞIYORUM

Tembellik yapmak istemiyorum ama beni tembelliğe götüren birçok etkenler oluyor. Kolayca etki altında kaldığımdan yapmam gereken işleri aksattığım oluyor, yani bulunduğum duruma göre tembel olabiliyorum. Nefsime uyduğumda, şeytan beni vesveseleriyle çepeçevre sardığında hiçbir şey yapasım gelmez ve faydalı işlerden uzaklaşmaya başlarım, kendimi boş işlerin içerisinde bulurum. Ama ne zaman ölüm aklıma gelse üstümdeki tembellik karabulutları bir anda dağılır ve Peygamberimiz’in (s.a.v) “İki günü eşit olan zarardadır” sözünü düşünerek hem bu dünya hem de ahiret için var gücümle mücadele etmeye çalışırım.

Günümüzde tembellik kesinlikle özendiriliyor. Mesela televizyonlarda yarışma programları gençleri kolay yoldan para kazanmaya teşvik ettiğinden dolayı gençliğimizin tembelleşmesine sebep oluyor. Gençlik dizileri içerik olarak bizlere örnek olacağı yerde eğlenceli, coşkulu, sonu olmayan, sanki hiç ölmeyecek gibi mutlu mesut bir yaşam sürüldüğünü bizlere empoze ediyor. Bu da çalışmak yerine bizleri eğlenceye, zevke, mücadele etmemeye, düşünmemeye hem bu dünya hem ahiret için tembelleşmemize sebep oluyor. Böylece tembellik büyük günahlardan biri olan zaman israfına sebep oluyor

HAVVA EKELİK, 19

ÇEVREMİZ İÇİMİZDEKİ TEMBELİ DÜRTÜKLER

Birçoğumuzun sorumluluklarını ertelemek veya kabul etmemek için arkasına saklandığımız toplumsal bir yaradır tembellik. Var olmanın ağırlığı altında ezilen, başka bir işe gücü yetmeyen bireylerin “hiç yapmak” eylemidir. Garip bir hastalıktır tembellik. “Tek rakibim Garfield” diye övünür kimisi. Kimisi ise tembelliğin gerçek iç huzuru tattırdığını savunur. Onlar için dünyanın en büyük buluşu uzaktan kumandadır. Yazın sıcağı, kışın soğuğu, baharın yorgunluğu vardır. “Bismillah” deyip kalkamaz ayağa tembel. Tembel o kişidir ki öldü mü yatağından kalıbını alırlar adamın. Çoğumuz tembel değiliz aslında. Bazen sabırla, bazen halsizlikle karıştırılır tembellik. Ve son olarak, “Dinimiz ölüyle bir tutar tembeli/ Kim ister ki ölü denmeyi?”

Bir de içimizdeki tembeli dürtükler çevremizdekiler. “Oğlum şöyle ol, böyle ol. Kızım şunu yap, bunu yap” serzenişleri tembelliğe yöneltir gençliği.

SALİH KAYAASLAN, 25

DÜNYANIN EN KÖTÜ HASTALIĞI BU!

Tembellik aslında insanın kendine güven duymayıp işleri büyütmesinden kaynaklanır. Tembellik yapmaktan nefret ederim. Dünyanın en kötü hastalığı diyebilirim. Tembellik özendiriliyor çünkü gençlere dizilerde empoze edilen, hemen para, ev, kariyer elde etmek... Bunlar kolay sahip olunan şeyler değil ve bunu beyin idrak edemiyor. Dizilerde 25 yaşında gencin son model arabası, evi, işi gücü olunca ve gerçek hayatta hiçbir şey böyle mükemmel olmayınca motivasyon eksikliği oluyor. Tembelliğim, eğer işi gözümde büyütürsem orada başlar ama biraz düşününce bu işi eninde sonunda yapacağım derim ve hemen işe koyulurum. İnternet olmasa tembellik sorununun çözüleceğine inanıyorum.

RAHMETULLAH DEMİRBİLİR, 25

Gülnar Funda AKBULUT
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın