๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ => Gençlere Sorduk => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 26 Ekim 2011, 12:22:41



Konu Başlığı: Henüz İşin Başındayken
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 26 Ekim 2011, 12:22:41
Henüz İşin Başındayken Sizin İçin Doğru Olanı Seçin

Eylül 2008 36.SAYI

Eğitimini aldığı işten vazgeçen ve kendine yeni bir kariyer planı yapmak isteyen insanlar, iş çevrelerinde genellikle istikrarsız olarak değerlendirilirler. Zira genel kanıya göre, kişi mesleğine hayatının başındayken karar vermeli ve bu yolda ilerlemelidir.

Mından biridir. Kariyerimizi planlarken, aynı zamanda hayat tarzımızı da belirlemiş oluruz. Hangi iş ortamlarında, hangi işleri yapacağımıza bu süreçte karar veririz. Türkiye’de kariyer planlamasına ne yazık ki lise dönemlerinde başlanmıyor. Küçükken duyduğumuz “Büyüyünce ne olacaksın?” sorularını saymazsak, meslek seçimiyle ancak 17-18 yaşlarındayken karşılaşıyoruz. 3 saatlik bir sınavla, hayatımızı planlamaya çalışıyor ve bahtımıza ne çıkarsa razı oluyoruz. Bu yüzden çevremizde işini sevmeyen ve başarısız olan pek çok mutsuz insan görüyoruz.

Yanlış meslek seçimi, kişinin hayatını zehir edecek kadar kapsayıcı etkilere sahip. Severek yapılan bir iş de kişinin mutlu, huzurlu ve dengeli biri olmasını sağlayabilir. Psikolojik, zihinsel, duygusal eğilimler göz önünde bulundurularak tercih yapılmadığı taktirde, ileriki yıllarda geri dönüşü çok zor olan durumlarla karşılaşılabilir. İşyerimize istemeyerek gidiyorsak, akşam olsun eve dönelim diye bekliyorsak, başarılı işler çıkarmamız neredeyse imkânsızdır. Bu strese maruz kalmamak için, henüz işin başındayken planlı ve bilinçli hareket edilerek; meslek seçiminde kişilik özellikleri, yetenekler ve ilgi alanları doğru analiz edilmelidir.

Popülaritesi ve geliri yüksek olduğu için seçilen mesleklerde bir süre sonra iş tatminsizliği yaşanabilir. Dışarıdan bakıldığında keyifli görünen bir iş hayatı aslında çok stresli ve yıpratıcı olabilir. Mesela eğlenceli organizasyonlar düzenlemekten ibaret gibi görünen halkla ilişkiler mesleğini tercih eden biri bu organizasyonlardaki en küçük aksaklıktan kendisinin sorumlu olduğunu görünce hayal kırıklığına uğrayabilir. Organizasyonun davetlisi olmadığını, planlayıcısı ve denetleyicisi olduğunu bir süre sonra anlayacaktır. Kişi, karakter yapısına uygun olmayan, hayat görüşüne zıt olan mesleklere değil, duygusal olarak kendini yakın bulduğu ve mutlu olacağı meslek dalına yönelmelidir. Alacağı eğitim ve mesleki seminerleri de aynı doğrultuda seçmelidir.

Türkiye şartlarında meslek değiştirmek kolay değil

Sevmeden ve istemeden yapılan bir mesleği ömür boyu sürdürmek de çok akıllıca değil. Kişi yetenekli olduğu başka bir alana yöneldiğinde potansiyelini doğru kanalize ettiği için çok daha başarılı olur. Fakat kariyerine başka bir alanda devam etmek isteyenlerin bazı zorlukları göze alması gerekir. Türkiye şartlarında meslek değiştirmek kolay değil. Eğitimini aldığı işten vazgeçen ve kendine yeni bir kariyer planı yapmak isteyen insanlar, iş çevrelerinde genellikle istikrarsız olarak değerlendirilirler. Genel kanıya göre, kişi mesleğine hayatının başındayken karar vermeli ve bu yolda ilerlemelidir. Genç nüfusun yoğun olduğu ve işsizliğin hüküm sürdüğü bir ortamda belli bir yaştan sonra herşeye yeniden başlamak da rekabet gücünü zayıflatacaktır. Şirketler çoğunlukla, yetiştirmek üzere aldıkları personelin yeni mezun ve genç olmasını tercih ederler. Yaşı ilerlemiş kişilerin de tecrübeli olması ve üst pozisyonlara başvurması beklenir.

Yeni bir alana yönelmek isteyen kişilerin kariyer danışmanlığı konusunda profesyonel destek almaları faydalı olacaktır. Bu süreç rastlantıya bırakılamayacak kadar önemlidir. Dikkat edilmesi gereken konulardan biri, yeni meslek alanının eski meslek alanına mümkün olduğunca yakın olmasıdır. Böylece eski meslekte kullanılan bazı beceri ve deneyimlerin yeni alanda da kullanılması mümkün olabilir. Seçilen yeni meslek alanının, gelişen bir meslek alanı olmasına da dikkat edilmelidir. Bu alandaki gelişmeler kişinin motivasyonuna destek sağlayacaktır.

Başka bir alana yönelmeden ve işimizi değiştirmeden önce, yeni meslek alanıyla ilgili bir hazırlık aşaması geçirmek de bilgi ve donanım edinmek için faydalı olacaktır. Bu dönemde yeni alanı hobi gibi ele alıp kendimizi geliştirmemiz mümkün olabilir. Mesela bankada çalışan biri edebiyat ve yazı alanına girmek istiyorsa, işine devam ederken bu konuda araştırma yapabilir, yayıncılık şirketleriyle görüşüp, yazılarını dışarıdan yazıp gönderebilir. Bu konuda yetkin olduğuna inandığı zaman da işini bırakıp, bir derginin yazı işleri ekibinde yer alabilir. Tabii her meslek dalı için bu tür imkânlar ve kolaylıklar olmayabilir. 

Ne istediğini bilmek ve bu yolda istikrarla yürümek, başarı için en önemli koşullardan biridir. Arkeoloji ve su ürünleri eğitimi alıp, işsiz kalınca iletişim alanına veya bankacılık sektörüne yönelen çok kişi oluyor. Bankalarda genellikle en alt düzeyden işe başlıyorlar. Halbuki bu alanda eğitim almış olsalar, daha iyi şartlarda çalışma şansları olabilir. Kendi alanlarına severek, sabır ve azimle ettiklerinde, iyi bir kariyer yapabilirler.

Sözün özü; kişi tercihlerinin sonucudur. Hayat boyunca, çeşitli zamanlarda ve konularda, önemli kararlar vermek durumunda kalırız. Sadece doğru-yanlış, iyi-kötü arasından seçim yapılmaz. İnsan iyi ile daha iyi olan arasındaki farkı görebilmelidir. Başarı hangi işi yapıyorsak yapalım, en iyi işi çıkarmakla mümkündür. Çok para kazandırmayan, pek tercih edilmeyen bir işi seçmiş olabiliriz. Severek yapıyorsak, bu işin bizi günün birinde büyük başarılara taşıyabileceğini ve beraberinde büyük maddi kazançlar da getirebileceğini unutmamak gerekir.

Özlem ŞAHİN EKİNCİ