Hayatın Elini Hiç Bırakmadı

Hayatın Elini Hiç Bırakmadı

Şubat 2008 29.SAYI

Parçalanmış bir ailenin oğlu olarak büyüdü. Çocukluğunu kaldırım kenarına atılmış bir oyuncak gibi yaşadı. Ancak gene de pes etmedi. İnancı ve azmi onu başarılı bir gazeteci, sevgi dolu bir insan yaptı.

Bazı insanlar vardır, hayatın ağır yükünü çok küçük yaşlarda omuzlarına almak zorunda kalırlar. Arkadaşları sokaklarda bisiklete biner, top oynar, çocukluğunu dolu dolu yaşarken, onlar küçük bedenleriyle evlerine ekmek götürme telaşına düşerler. Kimisi hayata dört eliyle sarılırken, kimisi de verilenle yetinmeyi beceremez ve hatta nankörlük ederler. Kimisi isyan edip, kendine her zaman “Neden ben?” sorusunu sorarken, kimisi de yaşanan her anın bir imtihan olduğu bilinciyle tutunur hayata… 23 yaşındaki Hamit Eteevrans işte o imtihan bilincine sahip olan örnek bir genç. Parçalanmış bir ailenin çocuğu olarak, hayata tutunmayı başardı Hamit... Yaşadığı her bir olumsuzluk ona hayatın sıcak ve soğuk renklerini bir bir öğretti. Yeri geldi simit-su sattı, yeri geldi ayakkabı boyadı, yeri geldi tezgahtarlık yaptı. Büyük savaşlar vererek karşılaştığı her olaydan bir sonuç çıkarttı. Bir yandan eğitim hayatını sürdürürken, diğer yandan çok sevdiği gazeteciliği yapmak için gece gündüz demeden çalıştı. O şimdi herkesin tanıdığı, başarılı haberlere imza atmış ve bu işe gönlünü adamış bir gazeteci…

Önce alkol, sonra şiddet

Baba Yusuf Eteevrans ve anne Necla Güzelses severek evlenmişlerdi ve evliliklerinin ilk yıllarında çok mutlu bir aileydiler. Arkadaşları ve aile yakınları Necla ve Yusuf’un birbirlerine duydukları sevgiyi kıskanır, uzun uzun anlatırlardı. Ancak evliliklerinden çok kısa bir süre sonra baba Yusuf Eteevrans, önce kötü arkadaş çevresinin kurbanı olarak alkol almaya başladı. Daha sonra geceleri evine geç saatlerde döner oldu ve en son çok sevdiği eşini dövmeye başladı. Necla Hanım’ın büyük mücadelesiyle 18 yıl sürren evlilikleri baba Yusuf’un son zamanlarda kontrolü iyice kaybetmesi nedeniyle son buldu. Daha sonra dört kardeş omuz omuza vererek hayata tutunmaya çalıştı. Bir yandan yarım kalan eğitimlerini sürdürürlerken, diğer bir taraftan da evlerine hem annelik, hem babalık yaptılar.

Hayat merdivenini kararlılıkla çıktı

Dört kardeşin en küçüğü olan Hamit Eteevrans ise, bu mutsuzlukların gölgesinde her zaman zorluklarla mücadele etme şıkkını seçti. Yaşadığı sıkıntı ve çaresizliklere rağmen hayat merdivenini kararlılıkla bir bir çıktı. Parçalanmış bir ailenin oğlu olan Eteevrans’ın çocukluğunda yaşadığı her acı, her mutsuzluk, ona hayatta daha sağlam durabilmek için mücadele ruhu kazandırdı. İmtihanlar karşısında taşa vuran bir bıçak haline gelen 23 yaşındaki Eteevrans, o bıçağı köreltmek yerine bileyerek işler hale getirdi. Allah’a olan inancını hayatının hiçbir döneminde kaybetmeyen genç, yaşadığı acı ve üzüntülerin bu dünyada bir imtihan olduğu bilinciyle hayat merdivenlerini çıkmaya devam etti.

“Kaybedecek vaktim yoktu”

Lise 1. sınıftayken gündüz okula giden Eteevrans, akşam ders çıkışı bir işte çalıştı. Hafta sonları arkadaşlarıyla gezmek yerine kendini geliştirme telaşına düştü. Arkadaşları futbol maçı yaparken, o diksiyon ve radyo programcılığı eğitimleri aldı. “Benim kaybedecek vaktim yoktu” diyen genç gazeteci, o günleri şöyle anlatıyor; “Her çocuk omzunu ailesine yaslar, ancak bu bizim için geçerli değildi. Annemle babam, ben dokuz yaşındayken ayrıldılar ve mahkeme bizi babama verdi. Ancak babam bizimle hiç ilgilenmezdi. Bize uyguladığı şiddet azalacağı yerde giderek arttı. Babam içki içmediği zaman çok mert ve iyi kalpliydi ancak içtiği zaman kendini kaybediyordu. Bu yaşadıklarım, kendi ayaklarımın üzerinde durmamı sağladı. Bir yandan okula gittim, bir yandan çalıştım. 10 yaşındayken Laleli’de su sattım, tezgahtarlık yaptım. Bunları yaparken de asla şikayet etmedim. Kendimle hep gurur duydum. Kimseye muhtaç olmadan para kazanıyor ve eve ekmek getiriyordum. Liseye giderken bir restoranda işe girdim. Okuldan çıkınca arkadaşlarım eve giderdi, ben ise okul formamla işe gider, iş elbiselerimi giyip gece 02:00’ye kadar çalışırdım. Sonra eve gider, sabah dört saatlik uykuyla tekrar okula giderdim. O yıllarda ağabeyim askerdeydi ve babam evle pek ilgilenmezdi. Evin bütün sorumluluğu neredeyse bendeydi.”

15 yaşında radyocu, 18 yaşında gazeteci oldu

Diksiyon ve radyo programcılığı eğitimini başarıyla tamamlayan Hamit Eteevrans, 15 yaşındayken dinleyici kitlesi yüksek bir radyoda işe başlar. Üç yıl çeşitli radyolarda program sunuculuğu ve haber spikerliği yaptıktan sonra televizyon haberciliğine TGRT Haber Merkezi’nde başlar. TGRT’nin kriz döneminde işten ayrılır ve Yeniçağ Gazetesi’nde muhabir olarak işe başlar. İki yıl sonra Bahçeşehir Belediyesi’nin çıkardığı bir derginin bir yıl yazı işleri müdürlüğünü yapar. Tercüman Gazetesi bünyesinde yayınlanan Sır Dünyası Dergisi ve ardından Yeni Şafak Gazetesi’nde muhabirlik yapar. Askerlik dönüşü Sözcü Gazetesi’nde editör olarak meslek hayatına devam eder. Bu arada fotoğrafçılığınıda geliştirir. Şimdilerde serbest gazetecilik yapan Hamit Eteevrans, yoluna emin adımlarla devam ediyor. Maddi imkansızlıklar nedeniyle üniversite eğitimini yarıda bırakan genç gazeteci, bir yandan da üniversiteye hazırlanıyor.

“Zorlukları inancımla aştım”

“Annemin sıcaklığını, babamın şefkatini en çok bayramlarda hissediyorum” diyen Hamit Eteevrans, yaşadıklarının bir imtihan olduğunu söylüyor ve Allah’ın ipine sımsıkı sarılarak yola devam ettiğini belirtiyor. Allah’a her zaman çok dua ettiğini anlatan Eteevrans şöyle devam ediyor; “Bu dünyaya imtihan olmak için geldik. Bize düşen en yüksek notu alarak ebedi hayata intikal etmektir. İnsanın hayatında iman, sevgi ve huzur olmalı. Üçü de birbirine geçmiş halkalardır. Ben sevgisiz bir ortamda büyümeme rağmen, almak yerine insanlara sevgi vermeye çalışıyorum. Bunun da temelinde Allah’a olan inancım olduğunu düşünüyorum. İyi ve başarılı insan olarak kendimi yetiştirmeye çalıştım. Hayata hiç küsmedim. Yaşadıklarım beni küstürmek yerine hayata daha da bağladı. Allah’a daha çok yaklaştım. Benim yaşadıklarımı yaşayan sayısız genç vardır. Bu hayatta tek değilim. İnsan ne yaşarsa yaşasın, hep inancını sağlam tutmalı.”

Ahmet BARIŞ
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın