Konu Başlığı: Gurbet ve ben Gönderen: Safiye Gül üzerinde 12 Eylül 2011, 16:09:58 GENÇLERE SORDUK; GURBET VE BEN Mayıs 2010 56.SAYI GENÇLERE SORDUK GURBET VE BEN Son yıllarda yurt dışında okuyan veya çalışan gençlerimizin sayısı gün geçtikçe artıyor. Sağlanan imkanların genişliği, okumanın rahatlığı gençler için yurt dışını gözde bir alternatif haline getirse de zor yönleri de yok değil gurbette olmanın. Bu ay gurbetteki gençlere bulundukları yerleri sorduk. Artısıyla eksisiyle yurt dışındaki durumlarını anlattılar. Kulak verelim neler söylemişler? DİNİ GÜZEL YAŞAYARAK ÖRNEK OLMALIYIZ Türkiye’deki birçok gencin bildiği gibi yurtdışında tesettürlü kızlar için okumak çok daha kolay. Fransa hariç, birçok ülkede okullar talebelerin giyim tarzına veya mensup oldukları dine karışmazlar. Tabi Türkiye’de olduğu gibi insanlara karışma hakları olduğunu sanan öğretim üyeleri ile de karşılaşabilir insan. Eğer onlara cevap verecek kadar ilminiz varsa bundan sakınmamalısınız, yoksa Allah'a havale etmek en doğrusu. En güzeli ise İslamiyet’i doğru ve güzel bir şekilde yaşayarak kendinizi sevdirmek... Başka bir sorun staj yeri bulmaktır. Bazı işyerleri okulların tam tersine, stajyerlerin kılık kıyafetlerine çok önem verirler. Bireylerin kapalı olmasından çok açık olmasını tercih ederler. Birçok yer de vardır ki, benim gibi tessettürlü öğrencilere kucak dolusu sevgiyle kapılarını ardına kadar açarlar. Bunun nedeni de bizlerden önce örnek bir müslüman öğrencinin orada staj yapmış olmasıdır. Yabancı öğrencilerden ağzı yanmış bir şirkete denk geldiğin zaman bütün yabancıların imajını düzeltmek artık senin vazifen olmuştur. Başta çok zorluk çekersin. Yaptığın her şeye tedirginlikle bakarlar, ama iyi niyetini anladıkları zaman onlardan farklı olmazsın artık. HACER EKİZ, 21, HOLLANDA PASİFİK ÜLKELERİNDE YABANCILARA İLGİ DAHA BÜYÜK Zorlukları sadece alışma dönemine kadar o da 1-2 ay sürüyor. Çünkü yemek kültürü farklı, hava koşulları, kişiler, gelenekler vs. farklı. Ama Pasifik ülkelerinin en güzel yönü insanların yabancılara karşı ilgili ve onları seviyor olması. Yani Avrupa'da sana ne kadar yüksek makamda olsan da ikinci sınıf muamelesi yapılıyorken burada el üstünde tutuluyorsun. Aşırı sıcak olması da soğuğu sevmeyenler için güzel. Yılın 12 ayı yaz, bol yağmurlu gün ve geceler vs... DUYGU DEMİRTAŞ, 24, ENDONEZYA ARKADAŞLARIN SORULARINA NE DİYECEĞİMİZİ BİLEMİYORUZ Bazı yabancı okullarda bizi dışlıyorlar. Bizi terörist yerine koyuyorlar. Sanki müslümanlar çok kötü insanlarmış gibi. Halbuki biz kötü değiliz. Biz sadece Allah'ın dediklerini yerine getiriyoruz. Ayrıca arkadaşlarımızın çeşitli sorularıyla karşılaşıyorum. Mesela; “Niçin başını kapatıyorsun? Niçin domuz yemiyorsun? Niçin açılmazsınız, açılmakta ne var ki sanki?” gibi. Bazen bize şunu dedikleri bile oluyor: “Neden buradasın? Kendi ülkene git.” Bazen ne söyleyeceğimizi bilemiyoruz. Bunun yanında güzellikleri ise, her okulda değil ama bazı okullarda başını kapatabiliyorsun. Türkiye’de böyle bir şey mümkün değil. Eğer okuma durumun yoksa sigorta ya da çocuk parası sana yardımcı oluyor. Mecbur 18 yaşına kadar okumamız lazım. Bu da daha çok şey öğrenmemizi sağlıyor. Avrupa’da çok kolay bir şekilde okuyabilirsin. KÜBRA TENEKECİ, 15, BELÇİKA ALIŞKANLIKLARINIZ DEĞİŞİYOR Ailemi, sevdiklerimi çok özledim. Benim için yurtdışında olmanın en büyük dezavantajı budur. Adım başı, değil adım başı, şehirde bir tane bile minareli cami olmaması ezan duyulmaması. Kültür farkından doğan problemler, insanlarla tam bir bağlantı kuramama. Kültür şoku yaşamak, özellikle ilk yıllarda… Türkiye’deki bağlantılarla ilişiği koruyamama ve Türkiye’de çevre geliştirememe... Türkiye’de üniversite okurken tanıştığınız arkadaşlarınızla yapabileceğiniz girişimler, ortak işler olabilir. Yurtdışında okuduğunuz zaman bu fırsatı kaçırıyorsunuz. Türkiye şartlarından uzaklaşma, yurtdışının rahatına alışma... Maalesef bu bir gerçek. Yurtdışındaki imkanlara alıştığınız zaman Türkiye’deki bazı aksaklıklar ve refah seviyesi Türkiye’de yaşamayı zorlaştırıyor. En bariz örnek olarak ABD'deki bir mühendisin geliri ile Türkiye’de (iş bulabilirse) bir mühendisin geliri arasında çok fark var. Bunun dışında iş ortamları ve üretilen teknoloji açısından da çok fark var. Dolayısıyla yurtdışına alıştıktan sonra tekrar Türkiye’ye alışmaya çalışmak bir dezavantaj olabiliyor. Türk yemeklerini yiyebileceğiniz temiz, nezih yerlerin azlığı veya hiç olmaması, özellikle öğrenciyken kendiniz de yemek yapmayı bilmiyorsanız büyük bir sorun. NİZAMEDDİN ORDULU, 25, ABD GURBETTEKİ ARKADAŞLIK ÇIKAR İLİŞKİSİNE DÖNÜŞEBİLİYOR Vatan özlemi, aile özlemi... Ama burada en zor olanlardan birisi de; ilk geldiğimde dil sorunum olmuştu. Sonraları ise dil öğrenmek avantajım oldu. Azerice, Rusça öğrenmiş oldum. Ondan sonra, hayata daha iyi sarılman lazım çünkü burada elinden tutacak bir ailen yok. Aynaya baktığında ve başını kaldırıp gökyüzüne baktığında ise sadece seni Yaradan bir Rabbi’nin olduğunu biliyorsun. Bu açıdan yalnız değilsin bir bakıma. Dinini dört dörtlük yaşayamıyorsun; ayrıca burada cami sadece 2 tane var. Yurt dışında okumak çok zor, çok arkadaşım bıraktı, yapamadı. Ayak uyduramazsan bir kere, yakalayamazsın ve kendini toparlayamazsın. Okuma aşamasında olan arkadaşlarım bile bırakıp geri dönüyorlar. Beni burada teselli eden tek şey; verdiğim emek… Yani ben neler yaşamışım, amacım için ne zorluklarla karşılaşmışım ve hedefime ulaşmak için bunları yapmam lazım diye düşünüyorum. Şu da var tabi; burada mert arkadaş bulmak çok zor, çünkü gurbette arkadaşlık çıkar ilişkisine dönüşüyor. Mert bir arkadaşın olursa sırtın yere gelmez tabi :) ALİ EKİZ, 21, AZERBEYCAN ZORLUKLARI YANINDA AVANTAJLARI DA VAR Yurt dışında doğup büyüsen dahi, bulunduğun ortamda her zaman yabancısın. Yani kendi memleketine geldiğinde de yabancısın, yurtdışına gittiğinde de yabancısın. Bir de bazı öğretmenlerin gıcıklık yapıp spor dersi için başörtüyü sorun yapmaları da bizi zorlayan durumlardan biri. İnsanların dininden uzaklaşmaları, hatta zamanla dinini ve şükretmeyi unutmaları büyük bir sorun. Yabancılara özenerek, heveslere kapılarak yanlış yerlere yönelebiliyoruz. Yurt dışında yaşamanın en zor yanı ise; Türkiye’deki ezana hasret kalmamız. Bunun yanında güzel yönleri de var tabii. Mesela; bazı istisnalar dışında dinini yaşamakta hür olman; istediğin gibi giyinebilmen, başörtü takabilmen. Ayrıca yabancı dil konusunda kendini geliştirmek için de iyi oluyor. Başka kültürlerle, başka insanlarla tanışmak ve yabancıların müslümanlar ve İslam hakkında görüşlerini bilip onlara yardımcı olmaya çalışmak da güzel. Eğitim konusunda ise “Okumak istemek” veya “istememek” sana ait. İstediğin dalda meslek yeri veya okul bulma imkanının geniş olması ve bu imkanların ücretsiz olması da avantaj. ESRA BATI, 20, ALMANYA Gülnar Funda AKBULUT |