๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Futuhul Gayb => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 17 Aralık 2009, 17:22:13



Konu Başlığı: İptila
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 17 Aralık 2009, 17:22:13
İptila
İnsan, başına bir iş gelirse... Önce, kendi kendine kurtulmaya çalışır... Muvaffak olamayınca, etraftan yardım istemeğe koyulur...

Padişahlara gider; rütbe sahiplerine yalvarır. Zenginlere koşar... Hal sahiplerine gider; dua ister, himmet ister... Eğer hasta ise doktora gider, şifa arar. Bununla da kurtulamayacağını anlayınca, Allah a döner.

Eğer kendi işini yapabilseydi, halka dönmeyecekti... İşini halkta bitirebilseydi, Hakka dönmezdi. Burada da arzusu biraz geç kalmağa başlar; fakat gidecek başka yeri kalmamıştır... Durur yalvarmağa başlar... Dua eder; sena eder. İhtiyaçlarını teker teker sayar, yalvarır... Bunları yaparken bir yandan da reddolunmaktan korkar; bir yandan da, isteği yerine geleceğini ümit ederek sevinir...

Son, bu halden de usanır; yaptığı dua ve niyazın işe yaramadığını zanneder... Bu kerre dua da dahil her şeyi bırakır... Saf, temiz bir halde beklemeğe başlar... Bu kez kader-i İlahi (Allahın emri) ne ise o zuhura gelir... Olacak olur...

Herşeyde Allahın kudretini, kuvvetini sezer. Hareket, sükun... her ne varsa, ondan olduğunu anlar. Hayır, şer, iyilik, kötülük, vermek, almak, genişlik, darlık, ölmek, dirilmek, izzet, zillet, bunların hepsinin Haktan geldiğini mana gözü ile görür...

Bu halleri görür... Ve bu haliyle süt anasının elindeki çocuk gibi olur... Yıkayıcı elindeki meyyite benzer; kendinden bihaber... Onlar istediğini yapar... Velhasıl, bir top gibi olur, gayri ihtiyari sağa sola yuvarlanır... Bukalemun gibi renkten renge geçer. Ne kendisi için, ne de başkası için hiçbir hareket yapmaz...

Hakkın işinden başka şey görmez. Gözü Onu görür, kulağı Onu işitir. Başka şey görse veya işitse, Onun için görür veya Onun için işitir. Onun nimeti ile beslenir ve Ona yakın olmakla ferahlar... Bu halle güzelleşir... Bununla hoş olur... Sakinleşir...

Her halde Hakla mutmain olur. Onun sözü ile ünsiyet peyda eder. Ondan başka her şeyden çekinir ve hoşlanmaz... Daima Onun zikrine koşar...

Ve öylece kalmak ister. Bu halde kendinde yükseklik duyar. Kuvvetini Haktan alır. Ona tevekkül eder. Yolunu Onun marifet nuru ile bulur. Onunla giyer, Onunla kuşanır. Böylece Hakkın çeşitli ilimlerini öğrenir. Onun kudreti ile şereflenir. Ondan işitir. Ona yaklaşır. Dua eder, hamd eder. Öylece kalır...