> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Fıkhus Sire > İdeal hilafet dönemi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İdeal hilafet dönemi  (Okunma Sayısı 2224 defa)
07 Ekim 2010, 10:38:27
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 07 Ekim 2010, 10:38:27 »



SEKİZÎNCi BÖLÜM

İDEÂL HİLÂFET DÖNEMİNDEN BİR  ÖZET

1- Hz. Ebûbekr'in Hilafet Dönemi
 

ResûluHah'm (s.a.v.) vefatım müteakip, mü si umanlar, Beni Sâide sakifesinde toplanıp; Resûlullah'dan sonra onun yerine geçecek, müs-lümanlara lider olup onları yönetecek şahsın kim olabileceğini gö­rüştüler.

Hayli tartışmadan ve çeşitli grupların ortaya attığı görüşlerin müzakeresinden sonra, Besûlullah (s.a.v.)'dan sonra, onun ilk ha­lifesi olmaya eri uygun zâtın; hastalığı sırasında kendi yerine nama­za vekil gösterdiği, onu her an en üst düzeyde tasdik eden ve mağara­da kendine eşlik etme payesine eren Hz. Ebû Bekir (r.a.)'in olacağın­da söz birliğine vardılar.

Hz. Ali (r.a.)'nin ise, bu toplu görüşe asla muhalefeti yoktu. Bey'-atmdaki gecikme ise-, sadece Hz. Fâtıma (r.a.) ile Hz. Ebû Bekir ara­sında; Hz. Fâtıma'nm Resûlullah'a mirasçı olma isteği açısından baş gösteren tartışmadan ötürü idi[1].

 
Halifelik Dönemindeki Önemli İcraatı
 

Birinci olarak: Üsâme ordusunu donatıp yola çıkarmasıdır. Yâ­ni sorumluluk ve yetki kendisine geçince; Resûlullah (s.a.v.)'m has­talığını öğrenmesi üzerine Medine yakınındaki «Zûhaşeb» mevkiin­de ordugâh kurup beklemekte olan Üsâme ordusuna hareket emri verip (Bizans üzerine) uğurladı... Bunu yaparken de; daha önceden başlamış ve büyük yayılma istidadı göstermiş olan, dinden dönme (irtidad) olayları dolayısıyla bu orduyu göndermemesi tavsiyeleri­ne de; Üsâme (genç olduğundan) 'nin yerine başka bir komutan ta­yini görüşlerine de hiç kulak vermedi.

Ve Sıddık (r.a.) başında Üsâme'nin bulunduğu orduyu yaya yü­rüyerek uğurluyordu. Hattâ, Üsâme atından inip, kendisini bindirmek isteyince;

— Hayır, ne sen ineceksin, ne ben bineceğim[2] diye reddetti. Ve orduya şu öğütlerde bulundu:

— Hiyânet etmeyin, haksızlık etmeyin, aşın gitmeyin, (ölülere kötü muamele) müsle yapmayın; çocukları, kadınları, yaşlıları öl­dürmeyin. Ağaçları kesip ya da ateşe verip (tahrip) etmeyin. Hayvan­ları yiyecek ihtiyacı dışında öldürmeyin... Ve özellikle dedi ki; ma­nastırlarda ibadetle meşgul insanlar göreceksiniz. Onları kendi hal­lerine ve ibadet yerleriyle başbaşa bırakın[3].

Sıddık (r.a.) Üsâme'ye özel olarak da şunu söyledi: îznin olursa, Ömer (r.a.)'i, müslüinanlarm işlerini yürütmemde görüşlerinden ya­rarlanmam için, bana bağışla!.. Üsârne ise; «Emir zatınıza aittir», de­di[4].

Üsâme ordusuyla ilerledi. Onu gören, irtidad etmiş her kabile aslına dönüyor; bu ordunun heybeti gönülleri fethediyordu zira. Yâ­ni, düşünüyorlardı ki, tslâmi otoritenin gücü ohnasa, böyle bir zaman­da, böyle bir ordu tâ Bizans topraklarına gonderilemezdi!..

Bu yüzden kalblerine korku geliyor, tevbekâr oluyorlar.. Üsftme ise, babasının şehid olduğu bölgeye gelip Rum sınırlarına girince; onlarla savaşa tutuşmuş, Allah onu muzaffer kılmıştı. Şerefle dönüp geldiler[5].

İkinci olarak: Mürtedlere (dinden dönenlere) ve zekâtı ödemek istemeyenlere karşı ordular hazırladı. Onbir alaydı hazırlanan. Her birliğin komutanına, bir yön gösterip gönderdi. Kendisi de «Zülkıs­sa- yönüne gidecek birliğin başına geçti. Fakat Hz. Ali (r.a.) ona ıs­rarla, bu işten vazgeçmesi tavsiyesinde bulundu.

Atının geminden tutarak; «Ey Resûlullah'm halifesi, ben sana Resûlullah (s.a.v.)'ın Uhud günü söylediğini tekrar ediyorum: «Kı­lıcını kınına koy, bizi kendinden mahrum etme-. Yâni vallahi, mü si li­manlar seni kaybederse, senden sonra bu makamı dolduracak birini bulamaz. Bunun üzerine Ebû Bekir, yerine birini vekil kılıp, kendisi geriye (Medine'ye) döndü.[6]

Allah müslü m anlara yardım etti ve mürtedlerin kökü kesildi, dibi geldi. İslâm artık yarımadada tamamen oturdu. Bütün kabileler de zekâtlarını vermeye razı oldular.

Üçüncü olarak: Sıddık tr.a.) Hâlid bin Velid'i, Irak üzerine ha­zırlayıp gönderdi. Yanına da, Müsennâ bin Haris Eş-Şeytanl'yi ver­mişti. Bunlar da birçok beldeyi fethedip muzaffer ve ganimet yüklü döndüler.,.

Dördüncü olarak: Bizans üzerine bizzat savaş açmak kararın­daydı. Bu maksatla sahabeyi toplayıp müşaverede bulundu. Hemen hepsi bu görüşü destekliyordu. Sonra Hz. Ali (r.a.)'ye döndü:

— Ebâ Hasan, sen ne dersin? diye sorunca o da; hayırlı bir niy-yettesin, inşâallah muvaffak ve muzaffer olursun dedi. Ebû Bekir tr.a.) buna çok sevindi ve huzurlandı. Ve halkı toplayıp, onlan ci­hada teşvik eden bir nutuk verdi. Valilerine de emirnameler yazıp merkeze çağırdı. Büyük bir kongre oluştu. Kabileler bölük bölük ge­liyorlardı. Komutanlar «Emirler ve Emirler emiri...» gibi vazifeliler tayin etti. Bunları ardı ardına Şam bölgesine şevketti. Ebû Ubeyde bin Cerrâh'ı ise tüm ordulara Başkomutan olarak tâyin etti.

Gönderdiği her askeri birliğe ve başlarına, öğüt ve vasiyyette bulunuyor, Allah'ın düsturuna uymayı, birbirleriyle iyi geçinmeyi, cemaatle namazı ihmal etmemelerini ve tam vaktinde kılmalarım tenbihliyordu. Ve diyordu ki; kim kendi nefsini düzeltir itaatli kılarsa, Allah da halkını düzeltip kendisine itaatli kılar.

Ayrıca, düşman elçileri gelince de onlara kibar davranmaları, ama askeri sırlarını fazla göstermemelerini, öylece yollamalarını öğüt-lüyordu. Müslümanın ne yapacağını bilmesinlerdi... Müslümanlar Rum ülkesine yöneldiler. Yermük bölgesinde toplandılar, Ebû Bekir (r.a.)'e Rum askeri gücünün büyüklüğüne dair haberler uçurdular...

O da. Irak'da bulunan Halid bin Veüd'e yazıp, hemen Suriye'­ye geçmesini emretti. Askerinin yarısını alıp Ebû Ubeyde'ye takviye olarak götürmesini, yansını ise Müsennâ bin Haris emrine bırakma­sını bildirdi. Aynı zamanda Şam ordusuna ulaşır ulaşmaz komutayı üzerine almasını da belirtti.

Halid Şam'a ulaşıp müslümanlarla buluştu ve hemen Ebû Ubey­de'ye bir mektup yazıp durumu şöylece açıkladı: «Korkulu günlerde sana ve nefsine Allah'dan himaye dilerim. Dünya ve âhirette de her türlü kötülükten korunmanızı temenni ediyorum. Bana Resûlullah'ın Halifesinden bir yazı geldi. Burada, benim Suriye'ye ulaşır ulaşmaz ordulara el koyup komutayı üzerime almam emrediliyor. Vallahi, ben. bunu arzu da etmiyorum, kendisinden de böyle bir şey isteme­dim. Sen ise tamamen serbestsin; sana karşı gelmem, aykırı da dav­ranmam. Sensiz bir karar da vermem.,.

Ebû Ubeyde Halid'in mektubunu okuyunca; Allah, Resûlü'nün Halifesini kararından ötürü yüceltsin. Halid'i de Allah bu tavrıyla yaşatsın... dedi.

Zaten Halife, Ebû Ubeyde'ye de yazmıştı. Ve diyordu ki:

«İmdi, ben Halid'i, Şam ordularına savaşta komuta görevini uy­gun gördüm. Sen ona muhalefet etme. Dinle ve itaat at. Kardeşim, ben onu sana komutan olarak göndermekle aslında sana bir iyi ni­yetimi gösterdim. Yâni ben onda, bu çetin fitneli bölgede savaşıp başaracak yetenek seziyorum da ondan. Allah sana ve bize hayır ve selâmetler versin...»

Bundan sonradır ki; Bizans ordularıyla, tslâm orduları üst dü­zeyde savaşa tutuştu. Artık aralarında kanlı savaşlar birbiri ardın­ca sürüp gidecektir. Tabii uzun savaşların sonunda zafer mü s] uman­larındı. Rumlar sayısız ölü ve öylece de çok esir vererek yenilgiyi kabul edip çekileceklerdi.

îşte bu zafer günlerindcydi ki, Halid (r.a.)'e Hz. Ebû Bekir (ra.)'-in vefat haberi ulaştı. Ondan sonra da Hz. Ömer'in (r.a.) Halife ol­duğunu öğrenmişti. Hemen ardından da Halid'in başkomutanlıktan alındığı ve Ebû Ubeyde'nin komutan olduğuna dair yazılı emir ulaş­tı. Ama Halid, asker arasında herhangi bir huzursuzluk endişesiyle emri gizli tuttu. Ebû Ubeyde'ye de haber ulaşmış, o da aynı hassa­siyetle mes'eleyi bir zaman gizlemişti[7].

 
Hz. Ebû Bekir (r.a.)'In Vefatı
 

Vefatı, Hicretin onüçüncü yılı, Cemaziyel'âhir'in yedisi, salı gecesindeydi. Ve altmış üç yaşındaydı. Hilâfet süresi ise; iki yıl üç ay, üç gündür. Hz. Âişe'nin odasında Resûlullah (s.a.v.)'ın yanına gö­mülmüştür. [8]

 
Hz. Ömer'i Hilâfete Veliahd Kılması:
 

Hz. Ebû Bekir vefatına yakın, Resûlullah'ın ashabı arasında gö­rüş ve bilgi sahibi seçkin zevat ile müzakere etti. Bunlar da, Ömer'i veliahd (Hilâfete aday) göstermesinde ittifak ettiler. Bu bakımdan Hz. Ebû Bekir, kendinden sonra halifeliği emânet edeceği şahsı be-lirliyen ve tâyinini sağlıyan ilk kişidir.

Bu mes.eleyi şöyle bir tafsilâtla açıklamada fayda görürüz:

Taberi, İbn-i Cevzİ ve İbn-i Kesir., diyorlar ki; Hz. Ebû Bekir, ken­disinden sonra müslümanlarm ihtilafa düşmesinden ve artık tek gö­rüşte birleşememelerinden endişe etti. Hastalığının ağırlaştığı bir anda onları davet etti. Kendinden sonra Hilâfetin ne olacağım danış­tı. Bunun sağlığında ve bilgisi altında esasa bağlanmasını istiyordu.

Ne var ki müslümanlar, böyle bir anda Ebû Bekir'e vekâlet ede­cek şahsı tesbitte ittifak edemiyorlar, mes'eleyi kendisine havale edi­yorlardı: «Sen ne dersen, biz ona razıyız» diyorlardı. O da başladı, tek tek müşavereye. Ve baktı ki her sahabe Ömer'in ehliyetinde bir­leşiyor. Sonunda onları çağırıp topluca hitap etti: Ve artık yerine ki­mi bırakacağında güçlük kalmadığını, uygun zâtı tesbit ettiğini, yâni Ömer'i halifeliğe atadığını söyleyince, hepsi birden:

–– Duyduk ve kabul ettik, dediler[9].

 

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İdeal hilafet dönemi
« Posted on: 29 Mart 2024, 05:28:12 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İdeal hilafet dönemi rüya tabiri,İdeal hilafet dönemi mekke canlı, İdeal hilafet dönemi kabe canlı yayın, İdeal hilafet dönemi Üç boyutlu kuran oku İdeal hilafet dönemi kuran ı kerim, İdeal hilafet dönemi peygamber kıssaları,İdeal hilafet dönemi ilitam ders soruları, İdeal hilafet dönemiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes