> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Fıkhus Sire > Hz.Peygamberin doğumu ve sonrası
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hz.Peygamberin doğumu ve sonrası  (Okunma Sayısı 2651 defa)
08 Ekim 2010, 11:13:47
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 08 Ekim 2010, 11:13:47 »



ÎKÎNCÎ BÖLÜM


HZ. PEYGAMBERİN DOĞUMUNDAN PEYGAMBER OLUŞUNA KADAR


1- Resülullah  (S.A.V.) ın Soyu, Doğumu Ve Süt Çocukluğu Dönemi
 

Allah Resûlü'nün soyu şöyledir: (Muhammed bin Abdullah bin Abdülmuttalib).

1- Abdullah.

2- Abdülmuttalib (Şeybetü'1-Hamd diye de çağırılır),

3- Hâşim,

4- Abdi Menâf (Asıl ismi Muğîre'dir),

5- Kusay (Zeyd diye de isimlendirilir),

6- Kilab,

7- Mürre,

8- Kâ'b.

9- Lüey,

10- Galib,

11- Fihr,

12- Mâlik,

13- Nadr,

14- Kinane,

15- Huzeyme,

16- Müdrike,

17- Ilyâs

18- Mudar,

19- Nizar,

20- Ma'ad,

21- Adnan.

Resûlullah (s.a.v.)'ın neseb-i şerifinden bu kadan üzerinde itti­fak vardır. Ama bundan yukarısında ihtilâf edilmiştir. Aynı zaman­da güvenilir de değildir. Ancak Adnan'ın, ibrahim Halllullah'ın oğ­lu ismail peygamberin torunlarından olduğunda ve Cenâb-ı Allah'­ın, Hz. Muhammed (s.a.v.)'i kabilelerin en temizinden, batınların (Oba, kabilenin kolu) en faziletlisinden, sulblerin (nesillerin) en pâ-kinden seçm-4 ulduğunda ihtilâf yoktur. Hz. Peygamber (s.a.v.)'in soyuna câhiliyye kirlerinden hiçbir şey bulaşmamıştır.

Müslim, sahih bir senedle Resûlullah (s.a.v.)'ın şöyle buyurdu­ğunu nakleder:  -Yüce Allah,  İsmail'in oğullarından Kinâne'yi,  nâne'den Kureyş'i, Kureyş'ten Hâşimoğullarını, Hâşimoğullarından beni süzüp çıkardı.»

Resûlullah (s.a.v.)'m doğumu «Fil yılı»nda olmuştu. Yâni Ebre-he el-Eşrem'in Mekke'ye yürüyüp, Kâbe-i Şerîf'i yıkmaya uğraştığı yıl. Cenâb-ı Hak, Kur'ân-ı Kerim'inde açıkladığı apaçık bir muci­ze ile onu, bunu yapmaktan menetmişti. Benimsenen görüşe göre, Hz. Muhammed (s.a.v.)'in doğumu, Rebiülevvel ayının on ikinci ge­cesi pazartesi günü olmuştur.

Resûlullah (s.a.v.) yetim olarak doğmuştu. Annesi, ona henüz iki aylık hâmile iken babası Abdullah vefat etmişti. Bu yüzden do­ğumdan itibaren dedesi Abdülmuttalib onu kendi himayesine al­mıştı. Dedesi onu - o zamanki Arap âdetine göre - Benî Sa'd bin Be­kir kabilesinden Halime binti Ebî Züeyb adında bir kadına süt em­zirmeye verdi.

Siyret nakilcileri, o yıl Benî Sa'd yurdunun kıtlığa mâruz kal­dığı, oradaki hayvanların sütlerinin çekilmiş olduğu, otların kuru­duğu üzerinde ittifak etmişlerdir. Hz. Muhammed (s.a.v.), Halime'-nin evine gelir gelmez, onun kucağına konar konmaz çadırın et­rafı tekrar yeşilliklerle doldu. Halime'nin koyunları otlaktan, karın­lan tok, memeleri sütle dolu olarak dönmeye başladılar.

Hz. Muhammed (s.a.v.), Sa'd oğulları yurdunda bulunduğu sı­rada, Müslim'in[1] de rivayet etmiş olduğu «Göğsünün yarılması : Şakku's-Sa'd» olayı meydana geldi. Bu olaydan sonra, Hz. Muham­med, beş yaşını tamamlamış olarak annesine geri verildi.

Hz. Muhammed (s.a.v.) altı yaşında iken annesi Hz. Âmine ve­fat etti. Bundan sonra, dedesi Abdülmuttalib'in vefatına kadar, onun himayesinde kaldı. Sekiz yaşını doldurmuş iken, o da vefat edin­ce, bu sefer amcası Ebû Tâlib'in himayesinde kaldı. [2]

 

İbretler Ve Öğütler
 
Resûlullah (s.a.v.)'m siyretinin bu bölümünden aşağıda özetle­yeceğimiz Önemli öğütler ve prensipler elde edilir:

1- Resûlullah (s.a.v.)'m şerefli soyunu açıkladığımız bölüm­de; Allahü Teâlâ'nm Arapları diğer insanlara üstün kıldığına, Ku-reyş kabilesini de diğer kabilelere göre daha faziletli kıldığına açıkça ibaret vardır. Okuyucu, bu işareti, Müslim'den rivayet ettiğimiz hadiste açıkça bulur. Aynı mânâda diğer birçok hadîsler de bulun­maktadır. Tirmizİ'nin rivayet ettiği şu hadîs bunlardan biridir: Re-sûlullah (bir gün) minbere çıktı ve: «Ben kimim?» diye buyurdu. Ashab: «Sen Allah'ın peygamberisin, sana selâm olsun!» dediler. Resûl-i Ekrem de: «Ben Abdullah bin Abdülmuttalib'in oğlu Muham-med'im! Allah mahlûkatı yarattı ve beni onların en hayırlılarının içinde kıldı. Sonra onları (Arap ve Arap olmayanlar Acem diye) iki fırkaya ayırdı ve beni onların en hayırlı fırkaları (Araplar) içinde kıldı. Sonra onları kabilelere ayırdı ve beni en hayırlı kabileleri (Kureyşî içinde kıldı. Sonra onları ailelere ayırdı ve beni aile ola­rak onların en hayırlısı, (şahıs) olarak da onların en hayırlısı kıl­dı» buyurdu.[3]                                                                                   

Dikkat!.. Resûlullah'm aralarında zuhur ettiği kavmi ve içinde doğduğu kabileyi sevmek, Resûlullah'ı sevmenin gereğidir. Bu sev­gi fert ve cins yönünden değil, aksine mücerred hakikat yönün-dendir. Çünkü, o hakikî Kureyş araplığı, şübhesiz ki Resûlullah'm onlara intisabıyla şeref kazanmıştır.

Bazan Araplardan veya Kureyşlilerden bir kimsenin Allah Az-ze ve Celle'nin yolundan sapması ve Allah'ın kendi kulları için seç­tiği İslâmiyet şerefinden aşağıya düşmesi bu sevgiye ters düşmez... Çünkü bu inhiraf Resûlullah ile o kişi arasındaki nisbeti ve bağlan­tıyı kaldırmış olur.

2- Resûlullah (s.a.v.)'ın yetim olarak dünyaya gelmesi, son­ra çok uzun bir zaman geçmeden yine dedesini kaybetmesi, ayrıca hayatının çocukluk dönemini baba terbiyesinden ve gözetiminden uzak, anne sevgisi ve şefkatinden mahrum bir şekilde geçirmesi te­sadüf kabilinden birşey değildir.

Gerçekten, Allah (c.c.î peygamberine birtakım büyük hikmet­lere binâen bu tür bir yetişmeyi' uygun gördü. Belki de o hikmet­lerin en önemlilerinden biri, bozguncular için, kalblere şübhe bı­rakmaya ve Hz. Muhammed (s.a.v.)'in gençliğinden beri çağırdığı risâlet ve da'vetinin ilk bilgilerini babasının ve dedesinin yol göster­mesi ve yönlendirmesi ile almış olduğunu söylemelerine fırsat ver­memektir. Bu niçin olmasın? Çünkü Hz. Peygamber'in dedesi Ab-dülmuttalib kavminin başkanı idi. Bundan dolayı da, Kabe hizmet­lerinden olan «Rifade ve Sikaye»[4]de ona aittir. Bir dedenin torunu' veya bir babanın kendi oğlunu bu geleneğe göre büyütmesi ve eğit­mesi tabii bir şeydir.

îlâhî hikmet, bozguncular için, bu tür bir şübheye fırsat ver­medi. Buna göre de Yüce Allah, Resulünü, çocukluk döneminden beri, anne-baba ve dede terbiyesinden uzak bir şekilde yetiştirdi. ResûluUah'ın çocukluk dönemini, tüm ailesinden uzakta, Sa'd Oğul­ları yurdunda geçirmesini yine ilâhi kader istemişti. Dedesi vefat edip, hicretten üç yıi öncesine kadar hayatta kalan amcası Ebû Tâlib'in vesayetine geçmesi ve Ebû Tâltb'in de müslümanhğı kabul etmemesi ilâhi kaderin bir başka yönüdür. Hz. Muhammed'in da'-vetlnde, amcasının rolü olduğu; mes'elenin, bir kabile veya aile, ya da başkanlık ve makam mes'elesi olduğu zannını vermesin diye, böyle olmuştur..

Yine ilâhî kader, Hz. Peygamber'in yetim olarak büyümesini; şımarıklığına engel olacak baba otoritesinden ve refah seviyesini arttıracak maldan uzak kalarak yalnızca ilâhî yardımın onun işle­rini üstlenmesini murad etti ki, nefsi onu mal ve makama meylet­tirmesin; başkanlık ve liderlik arzusu ile etkilenmesin. Böyle olma­saydı, nübüvvetin kudsıyeu, halkın nazarında, dünya sevgisi ile bir­birine karışırdı. Hattâ insanlar, Hz. Peygamber in, mal ve makama ulaşmak için peygamberlik yaptığını zannedebilirlerdi.

3- Siyerciler, Halime'nin otlaklarının kuruduktan sonra yeni­den yeşermesini, yaşlı ve düşkün develerin memeleri kuruyup, süt­leri çekilmiş iken, yeniden memelerine süt gelmesini ittifakla rivayet ederler. Bu olaylar, onun diğer çocuklar gibi küçük bir çocuk ol­duğu zaman dahi, yüce Rabbinin katındaki derecesinin yüksekli­ğine, şanının yüceliğine işaret ediyor. Allah'ın ona ikramının en barizi onu emzirme şerefine nail olan Halime'nin evinin, bolluk ve berekete gark olmasıdır. Bunda ne garabet, ne de şaşılacak bir du­rum vardır. Buna göre şeriatımız îslâmiyet, bize yağmur yağmadı­ğı vakit, duamıza Allah'ın icabet edeceğini umarak Hz. Muhammed (s.a.v.)'in ehl-i beytinden ve halktan sâlih kişilerin bereketiyle yağ­mur duasına çıkmamızı  öğretmiştir*   Hz.   Muhammed (s.a.v.), Halime'nin kucağına oturmuş ve göğsüne yapışmış süt emen bir çocuk iken, o zaman, o yer Resûlullah ile nasıl şereflenmişti? Gerçek­ten, Resûlullah'm etrafındaki kurak arazinin yeşermesine sebeb olması, yeryüzü kaynaklarının ve gökyüzü damlacıklarının sebeb olmasından daha orijinal olduğunu, söylemek yerinde olur. Madem ki herşey Allah'ın elindedir ve bütün sebeblerin yaratıcısı O'dur. Ve yine Yüce Allah, Kitab'ında, gayet açık bir şekilde: -Biz seni âlemlere rahmet olasın diye gönderdik» buyurmaktadır. Öyle ise; O'nun lütuf ve bereket sebeblerinin başında gelmesi çok tabiîdir ve normaldir.

4- Resûlullah, Sa'd oğulları obasında bulunduğu sırada, vu-kubulan göğsünün yarılması hâdisesi, peygamberlik •irhasat»ından[5] ve Allahü Teâlâ'nm onu yüce bir göreve seçmesinin işaretlerin­den sayılır. Bu hâdise, sahih tariklerle ve sahâbe-i kiramın birço­ğundan rivayet edilmiştir. Müslim'in kendi sahihinde, rivayet etti­ği şu aşağıdaki hadîsin senedinde sahâbe-i kiramdan Enes bin Mâ­lik bulunmaktadır: «Resûlullah Cs.a.v.) çocuklarla oynarken, Cibril ona geldi, onu aldı yere yatırdı ve kalbini, yardı. Kalbi dışarı çıkar­dı. Sonra kalbden bir kah pıhtısı çıkardı. Peygambere hitaben: Bu, şeytanın senden olan nasibidir, diye gösterdi. Sonra kalbi altundan bir tas içinde zemzem suyu ile yıkadı. Sonra kalbi kapadı. Daha honra onu kendi yerine iade etti. Bu sırada, çocuklar koşarak süt-annesinp geldiler vg Muhammed olduruldu, dedil...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hz.Peygamberin doğumu ve sonrası
« Posted on: 19 Nisan 2024, 21:38:16 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hz.Peygamberin doğumu ve sonrası rüya tabiri,Hz.Peygamberin doğumu ve sonrası mekke canlı, Hz.Peygamberin doğumu ve sonrası kabe canlı yayın, Hz.Peygamberin doğumu ve sonrası Üç boyutlu kuran oku Hz.Peygamberin doğumu ve sonrası kuran ı kerim, Hz.Peygamberin doğumu ve sonrası peygamber kıssaları,Hz.Peygamberin doğumu ve sonrası ilitam ders soruları, Hz.Peygamberin doğumu ve sonrasıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes