> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Fıkhus Sahabe  > Hz. Ukbe ibni Amir El Cuheni
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hz. Ukbe ibni Amir El Cuheni  (Okunma Sayısı 1551 defa)
04 Mayıs 2011, 16:08:51
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 04 Mayıs 2011, 16:08:51 »



 

Hz. Ukbe İbn-i Amir El-Cuheni (R.Anh)


Hz.Ukbe İbni Âmir el-Cuhenî (R.a.) Kur'an-ı Kerim'i güzel okuyan bir Kur'an hafızı... Gecenin seher vakitlerinde kalkıp Mevlâ ile konuşurcasına huşu ile Kur'an tilâvet eden bir âşık... Kendi el yazması Kur'an'ı bulunan bir ilim eri...

O, Rasûl-i Ekrem (sav) efendimizin Medine-i Münevvere'ye hic­retinden sonra İslâm'la şereflendi. Müslüman oluşunu kendisi şöyle an­latıyor:

"İnsanlardan uzak, çöllerde küçük sürülerimin peşinde hayatımı geçiriyordum. Mekke'de yeni dinin ve son Peygamberin geldiğini daha sonra Medine'ye hicret edeceğini duydum. Kısa bir zaman sonra da Medine'ye teşrif ettiği müjdesini aldım. Bütün Medine'li müslümanların sevinç haberleri geliyordu. Ben de sürülerimi bırakıp Medine'ye koştum. Huzuruna vardım ve:

"Ya Rasûlallah! Ben size bey'at edeceğim" dedim. Sevgili Peygamberimiz:

"Sen kimsin?" dedi. Ben de:

"Ukbe İbni Âmir el-Cuhenî'yim" dedim. Bana:

"Sence hangisi daha iyi. Bedevi bey'ati mi, yoksa hicret bey'ati mi?" dedi. Ben de:

"Hicret bey'ati yapmak istiyo­rum." Yani, Medine'de kalmak üzere bey'at ediyorum dedim. Muhacir­lerle beraber yanında bir gece kaldım. Ertesi gün küçük sürümün yanına döndüm."

Ukbe (R.a)'ın gönlüne İslâm ışığı girmişti, fakat o sevgiliden ayrı kalışı yeni gelen vahiyleri duyamaması ona çok zor geliyordu. Kendi ifadesiyle şöyle bir çare bulmuştu: "Biz oniki arkadaştık. Sürülerimizi otlatmak için Medine'den uzakta kalıyorduk. Arkadaşlarla aramızda: "Biz de hiç iş yok. Yeni gelen vahyi öğrenmek ve Rasûlüllah (sav)'ın sohbetinde bulunmak için hergün birimiz Medine'ye gitse, sürüsüne burada kalanlar baksa diye anlaştık. Ben sürüleri bırakmaktan kor­kuyordum. Siz gidin ben sürünüze bakayım. Geldiğinizde, dinlediklerinizi ve öğrendiklerinizi sizden alırım" dedim. Bir müddet böyle nöbetleşe devam ettik. Sonra o sevgilinin yüzünü görememek, huzurunda bulunamamak canıma tak etti ve kendi kendime:

"Yazıklar olsun sana! Sen bu sürüler yüzünden mi Rasûlullah (sav)'ın sohbetinde bulunmayı terk ediyorsun. Gelen vahyi direk onun ağzından duymak, aracısız, ondan almaktan bu sürüler mi seni alıkoyuyor?" dedim. Gafletten uyanarak kendime geldim ve koyunlarımı bırakıp Rasûlullah (sav)'ın yakınında bulunmak için Medine'ye hicret ettim. Mescid'de yatıp kalktım.

Ukbe (R.a) gölge gibi Rasûlullah (sav) efendimizi takip etmeğe başladı. Yolculukda hayvanının yularını tuttu. Ona hizmeti zevk haline getirdi. Efendimiz de Ukbe'yi çoğu kere terkisine alırdı. Bu sebebten ona Rasülüllah'ın redifi diye isim verildi. Kendisi şöyle anlatıyor.

Birgün Rasûlullah (sav) efendimiz bana: "Ukbe! Sana, şimdiye kadar benzeri görülmeyen iki sûreyi öğreteyim mi?" dedi. Ben de:

"Evet Ya Rasûlallah!" dedim. Bunun üzerine iki Cihan Güneşi efendi­miz bana "Felâk ve Nas" sûrelerini okudu. Namaz vakti girince imam oldu ve o iki sûreyle namazı kıldırdı. Daha sonra: "Ey Ukbe! Yatarken bu sûreleri daima oku!" buyurdu.

Ukbe (R.a) Allah'ın sevgilisine yakın olmanın ve ona hizmet etmenin bereketini, hayatında gördü. Kur'an, hadis, fıkıh ve ferâiz ilminde güzide şahsiyet oldu. Ashab arasında ilim ve cihad eri olarak anıldı.

O, Kur'an okumak ve öğretmekten büyük zevk alırdı. Birgün Resûl-i Ekrem (sav) efendimizden:

"Ya Rasûlallah! Hûd ve Yusuf sûrelerini bana okur musunuz?" diye ricada bulundu. Efendimiz okudu Ukbe dinledi. Daha sonra öğrendiği şekilde etrafına okudu ve öğretti.

O, Kur'an-ı Kerim'i çok güzel okurdu. Sahabe onun tane tane okuyuşunu dinler, kalpleri ürperirdi. Bilhassa geceleri ortalık sakinleşince yüksek sesle, Mevlasıyla konuşurcasına âyetleri tefekkür ederek hûşû ile okur gözleri yaşlarla dolardı.

Hz. Ömer (r.a) onu birgün çağırıp şöyle dedi "Ey Ukbe! Bana biraz Kur'an oku!" O da: "Hay, hay, Ey ermru'l-mü'minin" dedi ve bir miktar Kur'an okudu. Ukbe (r.a)'m tatlı tatlı okuyuşunu hûşû ile dinleyen Hz. Ömer (r.a) gözyaşlarını tutamadı ve sakalını ıslatıncaya kadar ağladı.

Evet!. Kur'an böyle bir kitaptır. Onu huşu ile dinlemek kalbleri ürper­tir... Gönülleri yumuşatır. Gözyaşlarını akıtır. Çünkü kâmil mü'minlerin gıdasıdır Kur'an. Allah'ım!. Bizlere de o yüce kitabın derinliklerine dalabilmeyi, onu okumak okutmak ve dinlemeyi zevk haline getirebilmeyi nasib et!.

Tilavetü'l Kur'an, Ashâb-ı Kirâm'ın en önemli hassasiyetlerinden biridir. Kur'an onların ruhuna gıda, kalblerine cila, hayatlarına şifa olmuştu. Ukbe (R.a) kendi elleriyle yazdığı bir Kur'an bıraktı. Yakm zamana kadar Mısır'da kendi adıyla bilinen cami'de muhafaza edildi. Fakat kaybolan kültür hazinelerimiz arasında maalesef o da kayıplara karışıp gitti.

O, Hz. Ömer (R.a) devrinde Şam'ın fethinde bulundu. Büyük kahra­manlıklar gösterdi. Komutan Ebu Ubeyde (R.a) halifeye müjdeyi ulaştır­mak üzere onu gönderdi. Hz. Muaviye (R.a.) devrinde Mısır'da valilik yaptı. Onun emriyle Rodos adasının fethi için gönderilen orduya kuman­dan oldu.

Ukbe (R.a) askeri bilgileri öğrenmekten zevk alırdı. Kendisi de mükemmel ok atardı. Halkı da bu ise teşvik ederdi. Bir defasında Hz. Halid b. Velid (R.a)'a Resûl-i Ekrem (sav) Efendimizin: "Cenab-ı Hak bir ok için üç kişiye cennet nasib edecektir" hadisini hatırlatmıştı. Bunun için ok atmak hususunda büyük gayret sarfederdi.

İlim ve cihada çok önem veren Ukbe (r.a) 55 hadis-i şerif rivayet etmiş ve 58. hicri senede Mısır'da vefat ettiği bildirilmiştir. Cenab-ı Hak'tan şefaatlerini niyaz ederiz. Amin. [151]

Sahabenin hayatında ilim-cihad, cihad-zikir ayrılmazlığı vardı. Onlar ilim halkasından kalkıp cihad cephesine koşuyorlardı, cihad cephesinden zikir meclislerine intikal ediyorlardı. Sahabe fıkhında hayat bir bütün olduğu gibi, hayatı disipline etmek için Allah katından gelen din de bir bütündür. Dinin sahası dışında kalan her hangi bir hayat alanı bırakmıy­orlardı. Onlar din içinde bir hayat inşa etmeye çalışıyorlardı. Dolayısıyla hayat içindeki dinden vaz geçip din içindeki hayatta karar kılmak ve bunun için mücadele etmek sahabe fıkhından pay almaktır.



[151] Siyeru A'lamu'n Nubeiâ/Zehebî; Sireti İbn-i Hişam; Hayatü's Sahâbe/M. Yusuf Kândehievî; Hilyetü'l Evliya; El-İsabe Fi temyizi Sahâbe/İbn-i Hacerü'l Askalani; Suverun Min Hayatü's Sahâbe/Abdurrahman Refat el-Başâ, Beyrut/ty


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hz. Ukbe ibni Amir El Cuheni
« Posted on: 19 Nisan 2024, 17:01:54 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hz. Ukbe ibni Amir El Cuheni rüya tabiri,Hz. Ukbe ibni Amir El Cuheni mekke canlı, Hz. Ukbe ibni Amir El Cuheni kabe canlı yayın, Hz. Ukbe ibni Amir El Cuheni Üç boyutlu kuran oku Hz. Ukbe ibni Amir El Cuheni kuran ı kerim, Hz. Ukbe ibni Amir El Cuheni peygamber kıssaları,Hz. Ukbe ibni Amir El Cuheni ilitam ders soruları, Hz. Ukbe ibni Amir El Cuheniönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes