> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Fıkhus Sahabe  > Hz. Tüfeyl bin Amr
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hz. Tüfeyl bin Amr  (Okunma Sayısı 1647 defa)
04 Mayıs 2011, 16:15:50
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 04 Mayıs 2011, 16:15:50 »



Hz. Tüfeyl Bin Amr (R.Anh)


Tufeyl bin Amr, meşhur bir şairdi. Misafirperver ve cömert bir insan olduğu için, herkes tarafından sevilirdi. Yemen taraflarında mamur ve verimli bir beldede oturan Devs kabilesine mensuptu.

Peygamberimiz, Mekke'de îslâmiyeti açıkça yaymaya başladığı yıllar­da, gece gündüz insanlara nasîhat veriyor, onları İslâm dinine davet ediy­ordu. Mekke'li müşrikler ise, Rasûlullahın bu gayretini boşa çıkarmak için hiç durmadan uğraşıyorlardı.

Hattâ dışarıdan Mekke'ye gelenleri Peygamberimizle görüştürmemek için, ellerinden geleni yapmaktan geri durmuyorlardı. İşte böyle bir za­manda Tufeyl bin Amr, bir iş için Mekke-i Mükerremeye gelmişti. Bunu gören müşriklerin önderleri, hemen onun yanma gittiler ve dediler ki:

Ey Tufeyl! Sen meşhur bir şairsin, sözüne güvenilir, akıllı bir insansın. Biliyorsun, aramızdan çıkan Abdülmuttalib'in Yetimi, put­larımızı kötülüyor, bizi kendi dinine çağırıyor. Babayı oğlundan, kadını kocasından ayırıyor, akrabaları birbirlerine düşman ediyor.

Onun sözünü işiten oğul babasına bakmıyor. O'na tabi oluyor. Artık kimse birbirini dinlemeyip, müslüman oluyor. Korkarız ki, bizim başımıza gelen bu ayrılık belâsı, seninie kavminin başına da gelir. Sana nasihatimiz olsun, O'nunla sakın konuşma. Ne O'na bir söz söyle, ne de O'nun sözlerini dinle. Anlattıklarına kulak asma! Çok dikkatli ol. Burada daha fazla da kalma. Hemen çekip git!

Bundan sonrasını Tufeyl bin Amr şöyle anlatıyor:

Bu sözü o kadar çok söylediler ki, artık O'nunla konuşmamaya, O'nun sözünü asla dinlememeye kara verdim. Hatta Kabe'ye girdiğim zaman, ne olur, ne olmaz belki sözlerini duyarım endişesiyle kulaklarıma pamuk bile tıkamıştım.

İnsanları Allah yolundan alıkoymak, münkir ve müşriklerin en büyük karakterleridir. İnsanları Allahû Teâla'ya davet eden davetçileri karala­makta müşrik ve münkirlerin adetidir.

Ertesi gün, sabahleyin Kabe'ye gittim. Gördüm ki, Rasûlullah efendimiz Kabe'nin yanında durmuş namaz kılıyordu. Ona yakın bir yerde durdum. Cenab-ı Hakkın hikmeti olarak Kur'ân-ı Kerimden okuduklarından bazısı kulağıma gitti. İşittiğim sözleri, o kadar güzel bul­dum ki, kendi kendime:

"Ben, iyiyi kötüyü ayırd edemiyecek bir adam değilim. Hem de şâirim. Bunun söylediklerini ne diye dinlemiyeyim? Sözlerini güzel bulursam Onu kabul ederim, güzel gelmezse terk ederim" dedim.

Ve bir tarafa gizlenip, Rasûlullah efendimiz namazını kılıp evine dönünceye kadar orada bekledim. Evine girinceye kadar peşinden gittim. Evine girince, ben de girdim.

Yâ Rasûlallah! Ben bu diyara geldiğimde senin kavmin, senden uzak durmamı istediler. Beni, o kadar korkuttular ki, ben de senin sözünü işit­memek için kulaklarıma pamuk tıkadım. Ama Allahû Teâlâ'nın hikmeti olacak ki, bana senin okuduklarını işittirdi. Onları pek güzel buldum. Bana yolunuzu anlatır mısınız?

Rasûlullah efendimiz, bana İslâmiyeti anlattılar, Kur'ân-ı Kerîm okudular ve îmân etmemi istediler.

Vallahi ben bu zamana kadar, böyle güzel söz, böyle âdil bir din işitmemiştim. Huzurunda hemen Müslüman oldum. Sonra:

Yâ Rasûlullah! Ben, kavmimde sözü dinlenen itibarlı bir kimsey­im. Onlar benim sözümden dışarı çıkmazlar. Gidip onları da, İslâm dinine davet edeyim. Dua ediniz de, Allahû Teâlâ benim için bir alâmet, bir keramet buyursun! Böylece o alamet, kavmimi İslâmiyete da'vet ederken bana bir kolaylık, yardım olsun! dedim.

Mü'min insandaki insanları Allahû Teâla'ya davet etme aşkı, imandan gelir. Tufeyl bin Amr R.anh bu talebi üzerine Rasûlullah (sav) efendimiz:

“Ey Allahım! Onun için bir âyet, alâmet yarat!” diye dua buyurdu.

Bundan sonra Mekke'den çıkıp kendi beldeme döndüm. Karanlık bir gecede, kavmimin oturduğu su başına bakan tepeye vardığım zaman, hemen alnımda kandil gibi bir nûr peyda oldu. Çıra gibi ışık vermeye başladı. O zaman dua edip:

“Allahım! Bu nuru alnımdan başka bir yere naklet! Devs kabilesinin câhilleri görüp de, dininden döndüğü için Allah, onun alnında ilâhi bir ceza olarak bunu çıkardı, sanmasınlar!” dedim.

O nur, hemen elimdeki kamçının ucuna gelip kandil gibi asıldı. Kabilemin yurduna yaklaşıp da, yokuştan aşağıya inmeye başladığım sırada orada bulunanlar, elimdeki kamçının başında kandil gibi parlayan, etrafa ışık saçan nuru birbirine gösteriyorlardı. Bu vaziyette yokuştan aşağıya inip evime geldim. Yanıma ilk önce, ihtiyar olan babam gelip, beni bu hâlde gördü. Bana olan sevgisinden dolayı boynuma sarıldı. Babam çok yaşlıydı. Ona dedim ki:

“Ey babacığım! Eğer evvelki hal üzere kalırsan, ne ben sendenim, ne de sen bendensin”

“Sebebi nedir?, Ey oğlum!”

“Ben, artık Muhammed aleyhisselâmin dinine girip Müslüman oldum.” Bunun üzerine babam da:

“Oğlum, ben de senin girdiğin dine girdim. Senin dinin benim dinim olsun,” deyip hemen Kelime-i Şehâdet getirerek Müslüman oldu. Bundan sonra İslâm dininden bildiğimi ona öğretttim. Sonra yıkanıp temiz elbisel­er giydi.

“Daha sonra yanıma hanımım geldi. Ona da aynı şeyleri söyledim. O da kabul edip Müslüman oldu.”

Sabah olunca Devs kabilesinin içine çıktım. Bütün Devslilere İslâmiyeti anlattım. Onları da bu dîne girmeye davet ettim. Fakat onlar, bu daveti kabullenmede ağır davrandılar. Hatta kaş göz hareketleri yaparak benimle alay etmeye başladılar. Faiz ve kumara düşkünlüklerinden beni dinlemediler. İslâmiyete. uymaktan kaçındılar. Allaha ve Peygamberine âsi oldular.

Bir müddet sona Mekke'ye gelip kavmimin durumunu Rasûlullaha anlatarak:

“Yâ Rasûlullah! Devs kabilesi Allaha âsi oldular. İslama girmeleri için yaptığım da'vetimi kabul etmediler. Onların aleyhinde beddua et de, helak olsunlar,” dedim.

Herkese şefkat ve merhameti çok olan Peygamberimiz, ellerini açıp kıbleye dönerek:

“Yâ Rabbi! Devs halkına doğru yolu göster de, onları İslâm dinine getir,” diye dua buyurdu. Bana da:

“Kavmine dön! Onları güleryüzle ve tatlı dille İsîâmiyete da'vet etm­eye devam et! Kendilerine yumuşak davran!” buyurdu.

Hemen dönüp memleketime geldim. Devs halkını İslama davetten hiç boş kalmadım. Hz. Ebû Hureyre de dahil bir çok kimse Müslüman oldu.

Tufeyl bin Amr, Peygamber efendimiz, Hayber'de bulunuduğu sırada, Devs kabilesinden kendisine tâbi olup, Müslümanlığı kabul edenlerle bir­likte Medine'ye geldiler. Sayılan 70 veya 80 civarındaydı.

Rasûlullah efendimizden, ordunun sağ kanadında yer almalarım rica ettiler. Kendilerine "Yâ Mebrûr" sözünü savaş parolası yapılmasını iste­diler. Peygamberimiz de bu isteklerini kabul etti. Ordunun sağ kanadının kumandanlığını Tufeyl bin Amr yürüttü. Hayberdeki ganimetlerin hepsin­den pay aldılar.

Tufeyl (R.a.); Yâ Rasûlullah! Beni, Huzâa ve Devs kabilelerinin putu olan Zülkeffeyn'e gönder de, onu yakayım!" dedi.

Resûlullah efendimiz, bu putu yakıp, yok etmek için Onu görevlendir­di ve buyurdu ki:

“Zülkeffeyn'in işini bitirdikten sonra, kavminle beraber İslâm ordusunu desteklemek üzere Taife gelip, bize yetişeceksin!”

Tufeyl bin Amr, derhal Devs kabilesinin putunu yakmak üzere hareket etti. Putun, Bulunduğu yere gelip onu yıktı, kırdı ve içine ateş doldurup yaktı.

Devs kabilesi, Zülkeffeyn putu yakılıp orada tapılacak bir şey kalmayınca, hepsi birden İslâmiyetin bütün emirlerine tam olarak uymaya söz verip, Müslüman oldular. Puta tapmaktan vazgeçtiler.

Ondan sonra Tufeyl, kendi kabilesinden 400 kişi a!arak acele yola çıktı. 4 gün sonra Tâif'te Peygamber efendimize yetişti. Yanında, ağır savaş aracı olarak Debbâbe ile mancınık da götürdü.

Hz. Ebû Bekir zamanında Mekke ve Medine'nin dışında birçok kabile dinden ayrılmaya başlamışlardı. Hz. Ebû Bekir, bunların üzerine yürüdü. Hepsini mağlup etti. Yalancı peygamberlik iddia eden Tuleyhâ adındaki kimsenin üzerine, Hz. Tufeyl bin Amr gönderildi.

Tufeyl bin Amr, Mekke'nin fethinde de Rasülullahın maiyetinde bulundu. Peygamberimiz Mekke'nin fethinden sonra Huneyn'de Hevâzinlileri bozguna uğratıp Tâif üzerine yürümek istediği sırada, oğlu Amr ile giderken bir rü'yâ gördü. Rüyasında, başı tıraş ediliyor, ağzından kuş uçuyor ve bir kocakarı onu karnına sokuyor, oğlu da onu arıyordu.

Bu rüyasını arkadaşlarına anlattı. Onlarda:

“Hayırdır inşaallah,” dediler.

Bu rüyayı kendim şöyle yorumladım:

Başın tıraş edilmesi, başın kesilmesi demektir. Ağızdan kuşun çıkması ruhun çıkmasıdır. Kocakarının karnına alması, toprağın içine gömülmek­tir. Oğlumun beni araması da savaşta yaralanacağına ve sonradan O'nun da şehid olacağına alâmettir. Ben şehid olacağımı umuyorum.

Gerçekten, Tufeyl bin Amr hazretleri Yemâme savaşında şehîd oldu. Oğlu da bu savaşta ağır yaralandı. Yermuk savaşında da şehîd oldu. [148]

Sahabe neslinde cihad sevda, şehadet ise özlemdir. Onlar Kur'an uğrunda kan vermeyi, kurban olmayı esirgemediler. Kur'an kansızdır. Ama dinin hayata hakimiyeti kurbansız değildir. Yüzlerce yıldız bat­madan sabah olmaz. Gündüzü karanlıkta kalanlara emanet edenler, karan­lığa karşı direnerek gözden kaybolanlardır.



[148] Siyeru A'lamu'n Nubelâ/Zehebî; Sireti İbn-i Hişapı; Hayatü's Sahâbe/M. Yusuf Kândehlevî; Hilyetü'l Evliya; El-İsabe Fi temyizi Sahâbe/İbn-i Hacerü'l Askalani; Suverun Min Hayatü's Sahabe/ Abdurrahman Refat el- Başa, Beyrut/ty
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hz. Tüfeyl bin Amr
« Posted on: 30 Nisan 2024, 22:27:44 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hz. Tüfeyl bin Amr rüya tabiri,Hz. Tüfeyl bin Amr mekke canlı, Hz. Tüfeyl bin Amr kabe canlı yayın, Hz. Tüfeyl bin Amr Üç boyutlu kuran oku Hz. Tüfeyl bin Amr kuran ı kerim, Hz. Tüfeyl bin Amr peygamber kıssaları,Hz. Tüfeyl bin Amr ilitam ders soruları, Hz. Tüfeyl bin Amrönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes