๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Fıkhus Sahabe => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 03 Mayıs 2011, 16:22:56



Konu Başlığı: Hz. Sümeyye binti Habbat
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 03 Mayıs 2011, 16:22:56
Hz. Sümeyye Binti Habbat (R.Anha)


Hazret-i Sümeyye (R.anha) İslâm'da ilk şehid olan hanım sahâbî... Ammar İbni Yâsir (R.a.)'in annesi... Ailecek kocası Yâsir ve oğlu ile beraber müşriklerin işkenceleri altında inlemelerine rağmen, imanlarından taviz vermeyen bir iman eri. Allah ve Rasûlü yolunda şerefle ölmeyi göze almış yiğitler... Şirke düşmemek için çırpınan, ezâ ve cefâlara sabır­la direnen bir mü'min aile... İslâm'ın ilk çilekeş ailesi... Allah ve Rasûlü yolunda can veren ilk şehidler.

Sümeyye binti Habbat, Mahzumoğullarından Ebû Huzeyfe İbni Muğıre'nin cariyesi idi. Hizmetiyle kendini sevdirmişti. Ebû Huzeyfe onu Yâsir ile evlendirdi. Yâsir, Yemen'den kalkıp Mekke'ye gelen ve Ebu Huzeyfe'ye sığınarak yanında çalışan bir gençti. Çocukları olunca Yâsir'i azat etti.

Bu evlilikten büyük sahabe Ammar b. Yâsir (R.a) dünyaya geldi. İslâm'in ilk günlerinde bu bahtiyar ailenin fertleri birlikte İslâm'la şere­flenerek birer iman fedaisi oldular. Azgın müşriklerin akıl almaz işkencelerine mâruz kaldılar. Mekke'de kendilerini koruyacak kimseleri olmadığı için en acılı, en şiddetli işkencelere tabî tutuldular. Başta Mahzumoğulları olmak üzere Kureyş müşriklerinin en ağır işkencelerine uğradılar. Güneşin en sıcak olduğu öğle vakitlerinde, kızgın kumlar üzerinde caniler tarafından develere bağlatılarak sürüklendiler. Kor parçası alev alev yanan kayalarla vücutlarını dağladılar. Amma asla imanlarından geri döndüremediler.

Yâsir ailesi olarak karı-koca ve oğulları Ammar (R.anhüm) imanda sebat etmenin en güzel örneğini verdiler. Canları pahasına da olsa Allah'a ve Rasûlüne inanmanın ne büyük güç ve saadet olduğunu gösterdiler. Karı-koca birlikte şehid edildiler. Yâsir (R.a.) ile Sümeyye (R.anha) İslâm'ın ilk şehidleri olarak tarihin şeref sayfalarına geçtiler.

Birgün İki Cihan Güneşi Efendimiz bu kahraman aileye işkence yapılan yere gitti. Uzaktan Rasûlullah (sav)'in geldiğini görünce acılarım unutarak ona doğru bakmaya başladılar. Sanki onu karşılamak istercesine gözlerini ondan ayırmadılar. Yapılan işkencelere aldırış etmeden onu gör­menin sevinciyle ferahladılar. Yanlarına yakınlaşınca Rahmet Peygamberi Efendimiz onların dirençlerini artıracak, imânlarım koruma konusunda sabır ve tahammül gücü verecek, çektikleri ezâ ve cefâlara karşı teselli ve teskine vesile olacak şu müjdeyi verdi:

"Sabredin/Direnin ey Yâsir ailesi! Sabredin ey Yâsir ailesi! Sizi cennetle müjdelerim/Randevunuz cennettir.." diye seslendi.

İslâm'ın ilk çilekeşlerine ebedî kalacakları yurdu yani cenneti vaad ederek, Dârüsselâm'ı selâmette kalınacak yeri hedef olarak gösterdi. Ama insan âcizdi. Zayıf yaratılmıştı. Günler hep böyle işkence altında mı geçecekti. Yâsir (R.a) büyük bir teslimiyet içerisinde tekrar:

"Yâ Rasûlallah! Vakit hep böyle mi geçecek?" diye sordu.

Şefkat Peygamberi Efendimizin de yüreği sızlamaktaydı. Onlara yapılan işkenceyi kendine yapılmış gibi hissetmekteydi. Ama beşer olarak bir mücâdele verilmesi gerekiyordu. Onların direnmelerini istedi ve: "Allahım! Yâsir ailesine rahmet ve mağfiretini ihsan et!" diye duâ etti. Onları ancak bu şekilde teselli etmeye çalıştı. Şunu bilelim ki; Mekkî toplumlarda maziumiyet bir silahtır!

Aradan bir kaç gün geçmişti. İşkenceler devam etmekteydi. Yâsir (R.a) yaşlı idi. Yapılan ezâ ve cefâlara dayanamadı ve ruhunu teslim etti. Allah ve Râsûlü yolunda, iman mücâdelesinde erkeklerden ilk şehid olma bahti­yarlığına erişti.

Ebû Cehil'in amcası Ebû Huzeyfe, Yâsir'in şehâdetinden sonra bütün hıncını Sümeyye ve oğlu Ammar'dan almak istedi. Zalimliğinden bitkin bir halde kalmış ve yorulmuştu. Amcası Ebû Cehil'e: "Sümeyyenin işini de sana bırakıyorum" dedi.

Ebû Cehil kininden, kibirinden gözü dönmüş vahşîler gibi Hazreti Sümeyye (R.anhâ)'ya doğru yöneldi ve öfke ile: "Sen güzelliğine âşık olduğun için Muhammed'e iman ettin." diye hakaret etti. Sümeyye anamız da o sefih kişiye ağır lâflar söyleyerek karşılık verdi. Ebû Cehil iyice kudurdu. Duyduğu lâflarla suratına tüktirülmüşe dönen sefih, zâlim, dinsiz, vahşî herif elindeki mızrağı Sümeyye annemize saplayarak şehid etti.

Ne yüce iman!.. Ne sabır!.. Ne tahammül!.. Ve ne güzel son!.. Zâlimin karşısında susmamak ne şecaat!.. Hakkı savunmak ve her yerde haykır­mak ne kahramanlık!.. İman ne büyük güç!.. İmansız yürek hakîkaten sînede yük!.. Allahım bizleri de birer iman fedaisi eyle!.. Üç günlük dünyaya aidananlardan eyleme!.. Dâima hakkı tutup kaldırabilmeyi nasîb eyle!.. İmanla yaşayıp imanla Sana kavuşanlardan eyle!.. Amin.

Hz. Sümeyye (R.anhâ) İslâm'ın ilk hanım şehidi olma bahtiyarlığına eren cesur bir iman eridir. İslâm uğruna katlandığı fedakârlıklarıyla ün salmış, Allah ve Resulü yoluna canını koymuş bir kahraman anne.

Hz. Sümeyye (R.anhâ)'nın oğlu Ammar İbni Yâsir (R.a) işkenceden kurtulunca doğru İki Cihan Güneşi Efendimizin huzuruna vardı. Annesinin böylesine acıklı bir şekilde şehid edilmesine çok üzüldüğünü ve artık yapılan zulümlere tahammüllerinin kalmadığını bildirdi. Fahr-i Kâinat (sav) Efendimiz yine Ammar (R.a)'a sabır tavsiye etti. Haklarında: "Allahım! Yâsir ailesinden hiç birisine ateş ile azap etme." diye duâ buyurdu.

Ümmetin Firavn'ı diye nitelendirilen azgın müşrik Ebû Cehil Bedir Savaşında öldürüldü. Şefkat Peygamberi Efendimiz o gün Ammar (R.a)'a hitaben: "Allah Teâlâ annenin katilini öldürdü." buyurdu.

İslâm Peygamberi'nin sözlerinden biri aynen şöyledir:

"İslâm, başlangıçta garipti, sonra yine garipleşecektir; müjdeler olsun gariplere." İslam'ın sonraki garipliğinin nasıl olacağını bilmiyoruz, fakat başlangıçtaki garipliğini belgeleyen deliller, hiç kimsenin inkâr edemeye­ceği kadar açıktır. Her şeyden önce, Yaratıcı Kudret, evrensel gerçeklerin toplamı olan İslam'ı bir yetim-öksüz peygamber aracılığı ile duyurmuştur insanlığa. Öyle bir peygamber ki, "Rabbim, beni krai peygamber olmakla, köle peygamber olmak arasında serbest bıraktı da ben köle-peygamber olmayı seçtim. Bu yüzden ben krallarınız gibi değil, köleleriniz gibi yer, içer, oturur kalkarım.."[133] buyur­maktadır. Ve bu Peygamber'in çevresinde, son dinin ilk mensupları olarak Mekke site-devletinin en çaresiz, en çok ezilen, itilen insanlarını bulmak­tayız. Köleler ve yoksullar...

Son Peygamber'in hayat ve faaliyetinden bahseden bütün kaynaklar (siretO kitapları), "Allah yolunda işkenceye maruz bırakılan, ezilen, itilen kişiler" anlamına, Mustaz'afûn diye bir bölüm, mutlaka içerirler. Bu başlık altında ele alman kişiler, az önce sözünü ettiğimiz, ilk inananlardır.

İslâm güneşinin Hira ufkundan parıldaması üzerine, yarasalar gibi rahatsız olan Mekke oligarşisi, bu "uyku kaçıran tehlike" karşısında, hemen seferber oldu ve toplanarak şu kararı aldı: "Her kabile, elindeki Müslümanlara, mümkün olabilen her türlü işkenceyi ve baskıyı yaparak, bu yeni dinin yayılmasını önleyecek, bununla da yetinmeyerek, bu dine girmiş olanların en kısa zamanda eski inançlarına dönmelerini sağlaya­caktır." Bu karar üzerine Mustaz'afların dramı başladı. Tarihçiler, onların şu işkencelerle yüz yüze geldiklerini söz birliği ile yazarlar: Dövme, aç bırakma, kırbaçlama, kızgın demirle dağlama, Mekke güneşinin en kızgın saatlerinde, sırt üstü kuma yatırıp, göğüs üstüne konan iri taşları kırma... Bu işkencelere, destanlık çapta maruz kalanlardan üçü de, Yâsir ailesinin fertleriydi ve Sümeyye bu ailenin yaşlı ve zayıf bünyeli hanımıydı. Baba Yâsir, ana Sümeyye ve oğul Ammâr'ın, işkence altında birlikte inledik­lerini görürdü bazen Allah Rasûîü, fakat gözyaşları içinde şu sözleri söylemekten öte bir şey yapamazdı. "Sabredin ey Yâsir ailesi, mükâ­fatınız cennet olacaktır..."

Yemen'den satıla satıîa Mekke'ye gelen bir köleydi Yâsir ve kendisi gibi bir köleyle, Sümeyye ile evlenmişti. Ammâr bu evlilikten doğdu. Hürriyet, merhamet ve sevgiye susamış bu üç sonsuzluk sevdalısı, aradık­larını, Hz. Muhammed'in tebligatında bulmuş ve bütün tehlikeleri göze alarak ona bağlanmışlardı.

Anne Sümeyye, yaşlı ve zayıftı Ona en acılı işkenceleri, İslâm Peygamberinin "Ümmetimin Firavunu" diye andığı Ebu Cehil yaptırıyordu. Bir işkenceler sırasında, Ebu Cehil, Sümeyye'ye: "Muhammed'e söv, Muhammed'in ilahını inkâr et diye haykırıyordu. Sümeyye ona hakaret etti. Ve Ebu Cehil, elindeki mızrağı çaresiz kadının göbek altın­dan saplayıp arkasından çıkardı. Sümeyye şehit oldu. Bir şehit kanı daha Mekke toprağını sulamıştı...

Rabbimiz bu iman fedaisi aileye rametini bol eylesin. Cümlemize onların mücâdele aşkından, sabır ve metanetinden hisseler alabilmeyi ve şefaatlerine erebilmeyi nasîb eylesin. Amin.. [134]


[133] İbn Sa'd, 1/381

[134] Siyem A’lamu'n Nubelâ/Zehebî; Sireti İbn-i Hişam; Hayatü's Sahâbe/M. Yusuf Kândehlevî; Hilyetü'l Evliya; El-İsabe Fi temyizi Sahâbe/İbn-i Hacerü'l Askalani; Suverun Min Hayati’s Sahâbe/Abdurrahman Refat el- Başa, Beyrut/ty; Meşhur Kadınlar/Mehmed Zihni Efendi/Ter: Bedreddin Çetiner, İst/19823; İbn İshak, p.233-245; İbn Hişam, 1/319-320; İbn Sa'd, 8/264-265; İbn Esîr; Üsd, ilgili madde



Konu Başlığı: Ynt: Hz. Sümeyye binti Habbat
Gönderen: Pelinay üzerinde 04 Temmuz 2016, 20:14:12
Amin amin amin ecmain insallah.Allahım bu nasil bir iman ki en agir iskencelerde dahi tereddutsuz Hakkı kabul edip haykirmislar.hem de daha Islam garipken,bir avuc Muslumana sahipken.Allah onlardan razi olsun.onlarin davalari ugruna verdikleri bu mucadeleleri kulagimiza kupe olur insallah


Konu Başlığı: Ynt: Hz. Sümeyye binti Habbat
Gönderen: Ceren üzerinde 04 Temmuz 2016, 20:17:07
Esselamu aleykum.Ilk sehid olan kadin muslumandir Hz.sumeyye.Rabbim bizleride hz.Sumeyyenin imani gibi bir imanla yasatip ne hal olursa olsun islam dini uzerine sabit kalan kullardan olalim inşallah...


Konu Başlığı: Ynt: Hz. Sümeyye binti Habbat
Gönderen: Mehmed. üzerinde 24 Aralık 2018, 12:49:30
Ve aleykümüsselam İslam yolunda hak yolunda şehit olan tüm Müslümanların ruhları şad olsun Rabbim makamlarını artirsin


Konu Başlığı: Ynt: Hz. Sümeyye binti Habbat
Gönderen: Ceren üzerinde 24 Aralık 2018, 16:02:36
Esselamu aleykum. Rabbim bizleri bu kadın sahabelerin yolunda giden hem bu dünyasını hemde ahiretini kazanan kullardan olalim inşallah. ..