Konu Başlığı: Hz. Salim Mevla Ebu Huzeyfe Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 04 Mayıs 2011, 16:33:30 Hz. Salim Mevla Ebu Huzeyfe (R.Anh) Hz. Ebû Bekir zamanında Müseylemet'ü! Kezzab'a karşı yapılan Yemâme gazasında Muhacirlerin sancaktan Hz. Salim Mevlâ Ebû Huzeyfe idi. Sâlim'in sancağı taşıması dolayısıyla tehlikeye hedef olacağını gören Ashâb dediler ki: Senin başına bir zarar gelmesinden korkarız. Fakat o buyurdu ki: “Eğer ben sancağı taşımayacak olursam Kur'ân-i Kerîm ehlinin en bedbahtı olurum.” Harp sırasında Beni Hanîfe kabilesi, sancağı düşürebilmek için sancağın bulunduğu yere ve sancaktar Sâlim'e çok şiddetli bir hücum yaptılar. Sâlim'in sancak tutan kolunu azılı kâfirlerden birisi çok şiddetli bir kılıç darbesiyle kesti. Salim, "Allah..." diye öyle bir haykırdı ki, harp meydanı inledi. Fakat sancak yere düşmeden diğer eliyle tuttu. Bir kılıç darbesiyle diğer kolu da kesildi. Fakat İslâm sancağı yine yere düşmedi. Çünkü Salim vücudu ve kesik kollan ile sancağa sarılmıştı. Kâfirlerin bütün şiddetli darbelerine rağmen sancağı asla yere bırakmadı. Sanki Salim Mevlâ Ebû Huzeyfe'ye vurulan her kılıç darbesi onun sancağa biraz daha sıkı yapışmasını ve durduğu yerde daha kuvvetle dik durmasını sağlıyordu. Ne zaman ki İslâm askeri yetişti ve sancağı aldılar, o zaman Salim (R.a.) yere düştü. Salim kâfilerin en şiddetli kılıç darbeleri altında: “Muhammed bir Rasûl’den başkası değildir.”[85] âyeti kerîmesini okuyordu. Ashâb-ı Kiram ona yetiştikleri zaman bu âyeti okuduğunu işittiler. Yere düşünce Ebû Huzeyfe'yi sordu. Şehîd olduğunu öğrenince buyurdu ki: Beni de onun gibilerin yanına götürün! Vasiyetini yaptı ve 633 senesinde şehâdet mertebesine erişti. Ebû Huzeyfe ile beraber birini başı diğerinin ayağının yanında olduğu hâlde defnettiler. Malının bir kısmını kölelerin azâd edilmesi için, üçte birini beytülmâle, üçte birin de ehline bırakmıştı. Hanımı ve çocukları kendileri için vasiyet edilen malı almamışlar, onları da beytülmâte bırakmışlardır. Onun ilim ve irfanı Ashâb-ı Kiram tarafından kabul ve tasdik edilmekle beraber Hz. Ömer'in, husûsî bir muhabbeti ve hürmeti vardı. Hatta yerine halîfe tayin etmek istemişti. Salim Mevlâ Ebû Huzeyfe, Mekke'den diğer Muhacirlerle çıkıp Medine'ye gelinceye kadar Muhacirlere imâm oldu. Bir gün Rasûlüllahın yanında Salim Mevlâ Ebû Huzeyfe'nin ismi zikredildi. Peygamber efendimiz buyurdu ki: “Muhakkak ki Salim, Allahû Teâlâ'yi çok sever. Eğer Allahû Teâlâ'dan korkusu olmasaydı yine sevgisinden dolayı Allahû Teâlâ'ya isyan etmez, günâh işlemezdi.” Peygamberimiz yine bir gün buyurdu ki: “Kıyamet günü birçok kimseler Tehâme dağı gibi sevâblarla gelirler. Allahû Teâlâ onların amellerini boşa çıkarır ve onları şiddetli bir şekilde Cehenneme atar.” Bu dehşetli durumdan ürperen Salim dedi ki: Ananı babam sana feda olsun yâ Rasûlallah; biz o kavmi nasıl tanıyacağız? Seni hak Peygamber olarak gönderen Allahû Teâlâ'ya yemin ederim ki, ben onlardan olmaktan çok korkuyorum. Ey Salim onlar namaz kılarlar, oruç tutarlar, fakat kendilerine haramdan bir şey teklif edildiği zaman Allahû Teâlâ'dan hiç korkmadan o haramı İşlerler. Allahû Teâlâ da onların amellerini, ibâdetlerini kabul etmez. [86] Allah korkusu, Allah sevgisindendir. Allah'tan korkmayanlar, Allah'ı sevmeyenlerdir. Allah'tan korkmak, Allah'ın hududlanm ihlal etmekten çekinmektir. Allah'ın hududlarmı ihlal etmeyi içlerine sindirenler, kalblerinde Allah'ın sevgisi silinenlerdir. Sahabe fıkhından bunu anlıyoruz. [85] Âl-i İmrân Suresi: 3/144. [86] Hayalü's Sahâbe/M. Yusuf KAndehlevî; Hilyetü'l Evliya; El-İsabe Fi temyizi Sahâbe/İbn-i Hacerü'l Askalani; Suverun Min Hayatü's Sahabe/Abdurrahman Refat et- Başa, Beyrut/ty |