> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Fıkhus Sahabe  > Hz. Numan bin Mukarrîn
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hz. Numan bin Mukarrîn  (Okunma Sayısı 2725 defa)
05 Mayıs 2011, 15:11:02
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 05 Mayıs 2011, 15:11:02 »



Hz. Nu'man Bin Mukarrîn (R.Anh)


Hz. Ömer (R.a.), Ashâb-ı Kiramı toplayıp sordu: "Ben bir ordu teşkil edip, İran üzerine göndermek istiyorum. Bu husustaki görüşünüz nedir?"

Çeşitli fikirler ortaya atıldı. Ashâbdan birisi şunu teklif etti:

"Şam ve Yemen ordusu tamamen İran hududuna hareket etsin. Sen de Mekke   ve   Medine  halkı   ile  Basra   ve   Küfe  tarafına  git,  bütün Müslümanları kâfirlerin üzerine gönder!"

Hz. Ali kalkıp fikrini beyân etti:

"Ey mü'minlerin emîri!  Şam askerini İran'a gönderirsen, Rumlar onların çoluk çocukları üzerine saldırır. Yemen askerini gönderirsen, o zaman Habeşliier bu tarafa geçer. Bu bölgeyi yalnız bırakırsan, etrafımız­daki Araplar isyana kalkışır, arkadan vurup, senin önündeki işini unut­turur."

Bunlar yerlerinde kalsın. Basra halkı üç kısma ayrılsın. Bir kısmı çoluk çocukların muhafazasında kalsın. Bir kısm da ehl-i zimmetin yanı müslü­man olmiyan, haraç ve cizye veren teb'aların/vatandaşların muhafazası için, ihtiyat olarak bulunsun. Üçüncü kısmı ise, Küfe askerine yardım için hareket etsin. Acemler seni sınırda görürlerse, mü'minlerin emîri, Arap­ların kumandanı diyerek, daha fazla bir hırs ve istekle saldırırlar. Sayıla­rının çokluğuna gelince, biz şimdiye kadar sayı çokluğu ile savaşmadık. Aîlahû Teâlanm yardımı ile iş gördük, zafer kazandık.

Hz. Ömer bu görüşü uygun bulup, dedi ki:

"Bu iş için Irak kumandanlarından birini seçiniz, smırm işlerini ona bırakayım!"

Danışma heyetinde bulunanlar:

"Sen askerin durumunu daha iyi bilirsin. Çünkü sen onlarla görüştün. Durumlarına vakıfsın. Onları iyi tanıyorsun, diye arz ettiler."

Bunun üzerine Hz. Ömer, Nu'man bin Mukarrin el-Müzenî'yi kuman­dan olarak tayin etti.

Nu'man bin Mukarrin, bir miktar Küfe askeriyle Cundişâpûr ve Sûs kolunda idi. Hz. Ömer ona yazılı bir emir göndererek, etrafındaki askeri yanma toplayarak, Nihavent üzerine hücum etmesini emretti.

Küfe kumandanına da, halkı Allah yolunda harbe teşvik edip, onları Nu'man bin Mukarrin'in emrine göndermesini yazdı. Bölgedeki kuman­dalara, Ahvâz askeriyle, Fâris ve İsfahan hududunda bekleyip, o taraflardan Nihavent'in yardımını kesmelerini emretti.

Nu'man bin Mukarrin Hz. Ömer'in emrettiği şekilde ordusu ile hareket etti. Bu orduya, Küfe'den Huzeyfe bin Yemân kumandasındaki kuvvetle, Mugire bin Şu'be kumandasındaki Medine'den gelen kuvvetler de katıldı. Nu'man bin Mukarrin'in yanında 30 bin civarında asker top­landı. İran ordusu ise 150 bin kadardı. İran başkumandanı Fîrûzan'dı.

Nu'man bin Mukarrin'in ordusunda Cerir bin Abdullah Becelli, Mugire bin Şu'be gibi büyük zâtlar, Tuleyha bin Huveylid, Amr bin Ma'dikerib gibi bin kadar kahraman vardı.

Nu'man hazretleri, Tuleyha ile Amr'i keşif için Nihavent'e gönderdi. Bunlar kimseye rastlamayıp, geri döndüler. İslâm ordusu ile Nihavent arası, yirmi saatten fazla idi. Bu mesafede tehlikeli bir durum olmadığı anlaşılınca, Nihavent'e yüründü.

Bir çarşamba günü, iki ordu birbiriyle karşılaştı. Numan bin Mukarrin tekbîr alınca, bütün İslâm ordusu tekbîr aldı. Tekbîr sadâsından her taraf inledi. Tekbîr sesleri, İran ordusu üzerinde derin bir korku meydana getir­di. Nu'man bin Mukarrin kumandasındaki İslâm ordusu ile Nihavent yakınlarında putperest İran ordusu arasında harp başladı. İran ordusu, etrafını hendek ve birçok engellerle sağlamlaştırmıştı. İranlılar, istediği zaman siperlerinden çıkış yapıp, sonra geri dönebiliyorlardı. Bu yüzden muharebeden bir netice al mamı yordu.

Bir ara İran ordusu siperlerinden çıkıp, İslâm ordusunun yakınlarına kadar geldi ve, ok atmıya başladılar. Müslümanlardan yaralananlar oldu. O gün cum'a idi. Nu'man hazretleri İslâm ordusuna:

Mü'minlerin emîri minbere çıkıp, hutbede Müslümanların zaferi için dua edinceye kadar hücuma geçmeyiniz, emrini verdi.

O zaman, Mugire bin Şu'be, Nu'man hazretlerine dedi ki:

“Durumu görüyorsun. Yakınımıza kadar geldiler. Bize doğru yürüyüşe geçtiler. Ok atıp, bizden ba'zılarını da yaraladılar. Hemen hücuma geçe­lim.”

“Evet doğrudur.  Sen  menkıbeler sahibi  bir kimsesin.  Fakat ben Resûlullahın savaşlarında bulundum. Günün ilk saatlerinde savaşmazsa, güneşin   sıcaklığı   kaybolup   rüzgârın   esmesine,   Allahû   Teâlâ'nın yardımının gelmesine kadar savaşı geciktirirdi.”

Bundan sonra, Nu'man bin Mukarrin atına binip, askeri dolaştı. Her sancağın yanında durup, onları harbe teşvik edip, coşturdu. Sonra dedi ki:

“Ben sancağı üç defa sallayacağım. İlk salladığımda herkes ihtiyacını giderip  abdest  tazelesinler. İkincisinde  harbe  hazır  hale  gelsinler. Üçüncüsünde hepiniz  hücuma  geçiniz. Ben bile olsam, birisi  şehîd düşerse, kimse onun yanında toplanmasın. Hiç kimse hücumdan geri dur­masın!” dedi. Sonra şöyle duâ etti:

“Allahım! Müslümanların zaferi kazanması yolunda Numan'a şehîdlik ihsan eyle . Zaferi müyesser kıl!”

Bütün İslâm ordusu, "âmin" dedi.

Hz. Numan bayrağı üç defa salladı. Sonra İslâm ordusu hücuma geçti. Savaş başlamıştı. Çetin bir savaş oldu. Müslümanların birisi yere düşmüştü. Bu, İslâm ordusunun kumandanı Nu'man bin Mukarrin idi.

Nu'man bin Mukarrin:

“Üzerime bir elbise örtünüz, beklemeden düşmanın üzerine saldırınız, bu halim sizi korkutup, gevşetmesin,” buyurdu.

Numan bin Mukarrin yere düşünce, bayrağı Huzeyfe bin Yemân aldı. Bu sıradaki manzarayı Hz. Ma'kil bin Yesar şöyle anlatır:

Numan bin Mukarrin yaralanıp düşünce, yanma geldim. Kimse, kimse ile oyalanmasın, velev ki ben bile olsam, sözünü hatırlayınca orada beklemedim. Yalnız, belli olması için bir işaret koydum. Düşman, kuman­danları öldürüldüğü zaman onun başına toplanır, savaşla ilgileri pek kalmazdı.

Nihayet İran ordusu kumandanı, kendine ait boz katırından düşmüş, karnı yarılmıştı. Bu vesile ile Allahû Teâlâ Müslümanlara zaferi müyess­er kılmış, İran ordusu hezimete uğramıştı. Savaş bitmişti. Nu'man bin Mukarrin'in yanma gittim. Vefat etmek üzere idi.. Su getirip, yüzünü yıkadım. Bana sordu:

“Sen kimsin?”

“Ma'kil bin Yesar'ım.”

“Müslümanlar ne yaptılar?”

“Allahû Teâlâ zaferi müyesser kıldı”.

"Elhamdülillah! Bu zaferi Hz. Ömer'e yazınız."

Hz. Nu'man bin Mukarrin bundan sonra kelime-i şehâdet getirip şehîd oldu.

Nu'man bin Mukarrin'in şehâdeti ve Müslümanların zaferi haberi Medine-i Münevvereye geç gitmişti. Hz. Ömer, İslâm ordusunun muzaf­fer olmass için devamlı dua ediyordu. Medine âlimlerinden yaşlı bir zat şöyie anlattı:

Medîne'ye bir Bedevî geldi ve sordu:

“Nihavent ve İbni Mukarrin'den haberiniz var mı?”

“Niçin soruyorsun?”

“Hiç, soruyorum işte!”

Bu durum Hz. Ömer'e haber veriidi. Hz. Ömer, onu çağırdı ve dedi ki:

Nihavent ve İbni Mukarrin hakkında konuşman, bir şeyleri bildiğini gösterir. Bildiklerini bize anlat.

Bedevî anlatmaya başladı:

“Ey mü'minlerin emîri! Ben falancayım. Malımla, servetimle, çoluk çocuğumla Allah ve Rasûlü için hicret etmek üzere yola çıkmıştık. Falanca yerde konakladık. Oradan ayrıldığımız zaman, ansızın bir ben­zerini görmediğimiz, kırmızı bir deve üzerinde bir adamla karşılaştık. Nereye gittiğini sorunca, Irak'tan geldiğini söyledi.” Bunun üzerine, oradaki Müslümanların durumlarını da sorunca şöyle dedi:

Düşmanları ile muharebe ettiler. Allahû Teâlâ'nın izni ile, düşman mağlup oldu. Nu'man bin Mukarrin şehid düştü. Vallahi Nu'man'ı da. Nihavent'i de bilmem.

Hz. Ömer muharebenin hangi Cuma olduğunu, bilip bilmediğini sordu. Bedevî, hangi Cum'a olduğunu bilmediğini, fakat, falanca gün göç ettik, falan gün, falan yere indik, diyerek, harbin yapıldığı vakti bildirdi. O bun­ları anlatınca, Hz. Ömer buyurdu ki:

“O gün Cumadır. Herhalde, haber getirip götüren biri ile karşılaşmışsın. Onların böyle postacıları vardır.”

Sonradan alınan haberlerden, Nihavent muharebesinin Bedevinin bildirdiği günde yapıldığı anlaşılmıştır. Hz. Ömer'e Nu'man bin Mukarrin'in şehâdet haberi gelince, mescidde minbere çıktı. Müslümanlara, Nu'man bin Mukarrin'in şehâdet haberini verip ağladı.

Abdullah bin Mes'ud şöyie buyurdu:

“İmanın ve münafıklığın birçok yerleri, evleri vardır. Mukar-rinoğullarının evi, imanın konakladığı evlerden birisidir.”

Şehidlik gibi yüksek bir makama kavuşan Nu'man bin Mukarrin, Müzem kabilesindendir. Künyesi Ebû Amr'dır. Kardeşleri, Suveyd bin Mukarrin ile Nuaym bin Mukarrin ile birlikte Hudeybiye antlaşmasından önce Müslüman olmuştur. Kardeşleri de Nu'man gibi askerlik ve kahra­manlık bakımından meşhur sahabelerdendir.

Nu'man bin Mukarrin Rasûlüllah ile beraber Mekke'nin fethine ve Huneyn gazvelerine katılmıştır. Veda Haccı'nda da hazır bulunmuştur.

Rasûlüllahın vefatından sonra, halîfe olarak Hz. Ebû Bekir seçilmişti. Bu sırada ortada büyük bir irtidat yanı dinden çıkış hareketi başladı. Hz. Ebû Bekir bu fitneye gereken cevabı verdi.

Nu'man bin Mukarrin bu irtidat fitnesine karşı verilen mücâdelede de bulundu. Böylece irtidat fitnesinin, büyümesine meydan verilmiyerek büyük bir felâketin önüne geçilmiş oldu. Nu'man bu hizmetlerine Hz. Ömer'in hilâfeti devrinde de devam etti. Onun hizmetleri, Irak ve İran taraflarında da çok oldu. 642 yılında Nihavent'te şehîd oldu. [28]

Sahabelerin fıkhında mürtedlerle barış sözleşmesi yapılmaz. Çünkü dinde mürtede hayat hakkı yoktur. İrtidat, İslâm toplumu için şirk kadar tehlikelidir. İrtidadın içine düşmek, şirkin, küfrün, tuğyanın içine düşmek­tir. İrtidadın bir anlamı da, din adına din ile alay...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hz. Numan bin Mukarrîn
« Posted on: 24 Nisan 2024, 10:34:23 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hz. Numan bin Mukarrîn rüya tabiri,Hz. Numan bin Mukarrîn mekke canlı, Hz. Numan bin Mukarrîn kabe canlı yayın, Hz. Numan bin Mukarrîn Üç boyutlu kuran oku Hz. Numan bin Mukarrîn kuran ı kerim, Hz. Numan bin Mukarrîn peygamber kıssaları,Hz. Numan bin Mukarrîn ilitam ders soruları, Hz. Numan bin Mukarrîn önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes