> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Fıkhus Sahabe  > Hz. Nuaym ibni Mesûd
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hz. Nuaym ibni Mesûd  (Okunma Sayısı 3115 defa)
05 Mayıs 2011, 15:12:02
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 05 Mayıs 2011, 15:12:02 »



Hz. Nuaym İbn-i Mes'ûd (R.Anh)





Nuaym İbni Mes'ûd (R.a.) uyanık, zeki bir genç sahabedir. Olaylar karşısında güçlük çekmeyen, harbin hile olduğunu bilen bir kahraman... Hadiseleri kavrayışta ve çözümlemede becerikli bir yiğit... O, Hendek harbi esnasında İslâm'la şereflendi. İsmi Nuaym olup Gatafan kabilesindendir.

Müslüman olmadan önce para ve eğlenceye düşkün bir kimseydi. Arzu ve isteklerini tatmin için Necid çöllerinden kalkar Yesrib'e gelirdi. Benî Kureyza yahudileriyle sıkı ilişki içindeydi. Mekke vadileri İslâm nuruyla aydınlandığı sıralarda o, gününü gün ediyordu. Zevk ve eğlencelerine engel olmasından korktuğu için yeni din İslâm'dan şiddetle uzak durmağa çalışıyordu. Fakat Allahû Tealâ onun gönlünü Ahzab günü İslâm'ın nuruna hazırladı. O , Hendek gazvesinde kendine yeni bir sayfa açtı. "Harb hiledir" düstûrunun şaheser bir hikâye kahramanı oldu. İslâm'a girişi şöyle gerçekleşti:

Hicretin beşinci senesiydi. Medine'li müslümanları, dışardan Kureyş ve Gatafan kabileleri, içerden Benî Nâdir ve Benî Kureyza yahudileri kuşatıp yeni dinin kökünü kazımak istediler. Rasûl-i Ekrem (sav) Efendimiz de o günlerde Medine'de Benî Kureyza yahudileriyle bir barış antlaşması imzalamıştı. Benî Nadir'in ileri gelenleri Benî Kureyza'yı kışkırtmaya başladılar. Bu defa felâketin Müslümanların başına geleceği­ni söylediler. Yaptıkları anlaşmayı bozmalarını israr ettiler. Onlar da Mekke ve Necidden iki ordunun geldiğini görünce antlaşmayı bozdular.

Bu haber Müslümanların arasına yıldırım gibi düştü. Kureyş ile Gatafan kabileleri Medine'yi kuşatmış halka gelen erzak yolunu kesmişlerdi. Benî Kureyza da içerden Müslümanların arkasında hazırlık yapıyordu. Fitne  ortalığı  kaplamıştı.  Münafıklar  boş  durmuyordu.

İçlerinde gizlediklerini açığa vurup şöyle diyorlardı: "Muhammed bize, Kisrâ ve Kayser'in hazinelerine sahip olacağımızı vadediyor. İşte bugünkü durumumuz. Bizler ihtiyaç için tuvalete gitmekten bile korkar hale geldik... Kalplerinde hastalık olanlar ortalığı bu şekilde fitneye verdiler. Beni Kureyzâ'nın yapacağı baskında kadınlarına, çocuklarına ve evlerine zarar geleceğini düşünerek guruplar halinde ayrılmaya başladılar. Bu kuşatma yirmi gün kadar sürdü. Her iki tarafta da açlık, sefalet başgösterdi. Atları, develeri ölmeye başladı. Soğuktan askerler dahi kırılmaya yüz tuttu,

Rasûl-i Ekrem (sav) efendimiz devamlı Rabbine sığınarak: "Allah'ım! Senden bana vadettiğin yardımı istiyorum!... Allah'ım! Senden bana vadettiğin yardımı istiyorum..." diye dua ediyordu. Bu duayı gece gündüz tekrar edip duruyorken bir gece yansı Gatafan kabilesinden Nuaym'ın gönlüne bir kıvılcım düştü. Sabaha kadar onu uyku tutmadı. İçinden bir ses ona: " Yazıklar olsun sana Nuaym !.. Seni Necid gibi uzak yerden getiren sebep nedir? Senin gibi akıllı birisine sebepsiz yere harb etmek yakışır mı? Sen onunla ne gasbedilmiş bir hakkı geri almak için ne de tecavüze uğramış bir ırzı korumak için savaşıyorsun. Sen bilinmeyen bir sebeble onunla harb etmeye geldin!..." diyerek sesleniyordu. Kendi kendine bir iç muhasebesi yapan Nuaym gece karanlığında kalkıp Rasûlüllah (sav) efendimizin yanma gitti. O gün müslümanlar çok zor günler yaşıyorlardı. Yani zor duruma düşmüşlerdi. Allah (cc) bunu şöyle dile getiriyor: " Onlar size yukarınızdan ve aşağnınzdan gelmişlerdi.. Nuaym b. Mesud (R.a.), o zaman henüz müşrik olduğu halde gelip, Beni Kureyza ile müşrik düşman ordusu arasında yapılan ant­laşmayı Rasûlüllah (sav)'e haber verdi. Rasûlüllah (sav), Nuaym'a: "Belki de onlara böyle davranmalarını biz emretmişiz" dedi. Rasûlüllah (sav), bu sözüyle, sanki bu aramızda olan antlaşmanın gereğidir. Böylece düşman ordusunu her taraftan kuşatacağız, demek istiyordu. Nuaym çıkıp gittiğinde Hz. Ömer (R.a.): "Ya Rasûlülah! Beni Kurayza'nın işini halletmek, senin hakkında yayacakları bir şeyden (yalan söylüyor deyip tut­turmalarından) daha kolaydır" dedi. O zaman Rasûlüllah (sav):

"Savaş hiledir, ya Ömer!" buyurdu.

Rasûlüllah (sav)'in Nuaym'a bu sözü söylemesi, aralarında birliğin bozulmasına ve tefrikaya düşüp yenilmele­rine sebep olmuştu.[26] Başka bir rivayete göre, Nuaym b. Mesud (R.a.) Azhab savaşında geceleyin gizli olarak Rasûlüllah (sav)'ın yanına gitti. Rasûl-i Ekrem (sav) Efendimiz ona:

“Nuaym İbni Mes'ud sen misin?" dedi. O da:

"Evet benim." dedi.

"Bu saatte gelmene sebeb nedir" dedi. Bunun üzerine Nuaym, Kelime-i Şehadet getirdi ve şunları söyledi:

"Ya Rasûlallah ! Ben Müslüman oldum. Yalnız kavmimin bundan haberi yok. Şimdi bana dilediğini emret  dedi. İki Cihan Güneşi Efendimiz de ona:

"Kavmine git ve düşmanımızın gayret ve gücünü zayıflat. Çünkü harp hiledir." buyurdu.

İslâm düşmanlarını hezimete uğratmak için savaşta yalan söylemek caizdir. Düşmanın gücünü zayıflatacak, birliğini dağıtacak sözleri velev ki yalan da olsa tesbit edip yaymak, harb 'in hile olması sebebiyle caizdir. Bu aynı zamanda psikolojik savaştır Rasûlüllah (sav), Nuaym b. Mes 'ud vasıtasıyla düşmana karşı psikolojik savaşı başlatmıştır. Zamanın ve mekânın şartları dikkate alınarak düşmana karşı psikolojik savaş verilmesi gerekir.

Nuaym b. Mes'ud, aynı zamanda müslümanların düşman içindeki casuslarıdır. Dolayısıyla İslam'da casuslar, casusluk fıkhına riayet ederek casusluk edebilirler. Nuaym b. Mes'ud (R.a.), ne şekilde casusluk ede­ceğini Rasûlüllah (sav)'den öğrenmiştir. Nitekim Nuaym İbni Mesûd (R.a.) Fahr-i Kâinat (sav) Efendimizi memnun edebilmek için kabileler arası diplomasi trafiğine başladı. Her kabilenin kabul edeceği tarzda fikir­ler üretti. Önce Benî Kureyza'ya gitti ve onlara:

"Burası sizin mem­leketiniz. Mallarınız, çoluk çocuğunuz ve kadınlarınız var. Başka bir yere gidecek haliniz yok. Ama Kureyş ve Gatafan öyle değil. Harbi kazanırsa ganimet bilirler. Kazanamazlarsa güven içinde memleketlerine dönerler" diyerek onları vazgeçirmeğe çalıştı. Hatta onların eşrafından bazı adamları yanlarına alarak rehin tutmalarım teklif etti. Oradan çıktı Kureyş ve Gatafan'a geldi. Onlara da:

"Beni anlaştığım ve Kureyş ile Gatafan eşrafından bîr çok adamlar alıp ona teslim edeceğini" söyledi. Benî Kısreyza'yı denemek için Ebû Cehi oğlu İkrime gönderildi. İkrime onlara vardığında:

"Burda eğlenip durmamız uzadı. Artık bizde usandık. Yarın çarpış­mağa karar verdik." dedi. Onlar:

"Yarın Cumartesidir. Biz o gün hiçbir iş tutmayız. Sonra yanımızda rehin kalmaları için sizden ve Gatafan eşrafından yetmiş kişiyi bize vermedikçe sizinle birlikte harb etmeyiz. " cevabını verdiler.

İkrime kavmine döndü ve duyduklarını anlattı. Onlar da hep bir ağızdan: "Vay aşağılık maymunlar!.. Vallahi bizden rehine olarak bir koyun bile isteseler yine vermeyiz." dediler. Nuaym (R.a.) bu şekilde düşmanları birbirine düşürdü. Aralarındaki anlaşmaları bozmada başarılı oldu. Gece yarısı bir de şiddetli rüzgâr çıktı. Fırtına çadırlarını başlarına yıktı. Kazanlarını devirdi. Ateşlerini söndürdü. Perişan bir vaziyette karanlıkta çekip gitmek zorunda kaldılar.

Sabah olunca, müslümanlar, düşmanların kaçıp gittiğini gördü ve:

"Kuluna yardım eden Allah'a... Askerini aziz kılan... Kabileleri tek basma yenen Allah'a hamd olsun..." dediler. O günden sonra Nuaym İbni Mesûd (R.a.) Resûl-i Ekrem (sav)'in güven kaynağı oldu. O'nun verdiği hiçbir vazifeyi aksatmadı. Onunla birlikte harblere katıldı. Onun önünde sancak taşıdı.

Mekke fethi günü Ebû Süfyan İbni Harb, müslüman askerleri'ni seyretmek üzere durduğunda, Gatafan'ın sancağını taşıyan bir adamı gördü ve yanındakilere:

"Bu kim? " diye sordu. Onlar da:

"Nuaym İbni Mesûd..." dediler. Bunun üzerine Ebû Süfyan şunları söyledi:

"Hendek savaşında bize yaptığı neydi!... O, Muhammed’in en büyük düş­manıyken şimdi onun önünde kavminin sancağını taşıyor..." Allah her zaman mü'minlerin yardımcısıdır... Yeter ki gönlümüzü O'na tam vere­lim. Dinde muhlisler olarak yaşayalım. Göz yaşlarıyla samimi dualara devam edelim. Allahû Teâla bu dualar hürmetine nice Nuaym'ler çıkarır... Cemel vakasında vefat ettiği rivayet edilen Nuaym İbn.Mesûd (R.a.)' in şefaatlerini niyaz ederiz.[27]



[26] Siyer-i Kebir/İmam Muhammed/İmanı Serahsi, Ter: Said Şimşek: 1/137, İst/1980

[27] Hayatü's Sahâbe/M. Yusuf Kândehlevî; Hilyetü'l Evliya; El- İsabe Fi temyizi Sahâbe/İbn-i Hacerü'l Askalani; Suverun Min Hayatü's Sahâbe/Abdurrahman Ref'at el- Başa, Beyrut/ty



[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hz. Nuaym ibni Mesûd
« Posted on: 24 Nisan 2024, 23:34:26 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hz. Nuaym ibni Mesûd rüya tabiri,Hz. Nuaym ibni Mesûd mekke canlı, Hz. Nuaym ibni Mesûd kabe canlı yayın, Hz. Nuaym ibni Mesûd Üç boyutlu kuran oku Hz. Nuaym ibni Mesûd kuran ı kerim, Hz. Nuaym ibni Mesûd peygamber kıssaları,Hz. Nuaym ibni Mesûd ilitam ders soruları, Hz. Nuaym ibni Mesûdönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes