> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Fıkhus Sahabe  > Hz. İmran bin Husayn
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hz. İmran bin Husayn  (Okunma Sayısı 2869 defa)
05 Mayıs 2011, 15:40:30
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 05 Mayıs 2011, 15:40:30 »



Hz. İmran Bin Husayn (R.Anh)


İmrân bin Husayn, Hayber savaşında Müslüman oldu. Ondan sonraki bütün savaşlarda Peygamber efendimizin yanında ve hizmetinde bulun­makla şereflendi. Peygamber efendimiz kendilerini çok severdi.

Ashâb-ı kiram içinde çok faziletlere sahipti. Fikir ilminde üstün dere­cesi vardı.

Duası kabul olunan seçilmişlerdendir.   Mekke'nin  fethinde  Huzaa kabilesinin sancağını taşıdı.

Hz. Ömer (R.a.) halife olunca, Basra halkına İslâmiyeti öğretmek için İmrân bin Husayn'ı gönderdi.

Hasan-i Basrî hazretleri, kendisinden çok hadis-i şerif öğrenmiş ve yemin ederek demiştir ki:

Basralılar için İmrân'dan daha hayırlı biri gelmemiştir.

Abdullah bin Amr, İmrân'i Basra kadılığına tayin etti. Kâdılı'ğı zamanında, iki kişi hüküm vermesi için kendisine geldi. Bunlardan birisi şahidini getirdi, diğeri getiremedi. Hüküm şahit getirenin lehine verildi. Şahit getiremeyen kimse bunu kabul etmeyip dedi ki:

Bu karar bâtıldır.

Hz. İmrân bunun üzerine, Abdullah bin Amr'dan azlim isteyerek istifa etti. Yakalandığı hastalığı sebebiyle ne oturabilir, ne de ayakta durabilir­di. Kendisine hurma dallarından bir sedir yapmışlardı. etti.

Orada günlerini geçirir, Rabbini zikrederdi. Otuz sene bu hâl devam Mutarrif bin Abdullah ile kardeşi A'lâ, ziyaretine gittiler. Mutarrif, onun bu hâlini görünce ağladı.

"Fıkhu's Sahabe Niçin ağlıyorsunuz?"

"Senin hâline ağlıyorum." Hz. İmrân buyurdu ki:

Ağlama, ben ölünceye kadar da kimseye söyleme! Melekler benim ziyaretime gelip selâm veriyorlar.

Meleklerin selâmını alıyor, onlarla konuşuyorum. Onların bu ziyaret­lerinden fazlasıyla memnun oluyor, hasta olduğumdan dolayı verilen bu nimetlere şükrediyorum.

Böyle bir hastalık halinde Melekleri gören bir kimse, bu dertlere razı olmaz mı?

Bir gün İmrân bin Husayn'a birisi dedi ki;

Bize yalnız Kur'andan söyle!

"Ey ahmak! Kur'an-ı kerimde namazların kaç rekât okluğunu bulabilir misin?"

Böyle söyleyerek, hadis-i şeriflerin ve âlimlerin açıklamalarının da lâzım olduğunu bildirdi. İmrân bin Husayn 672 senesinde vefat etti. Resûlüllah efendimizden 120 hadis-i şerif nakletmiştir.

Hz. İmrân bin Husayn, hasta yatağında bile ilim öğretirdi. Talebelerine şöyle anlattı:

Peygamber efendimiz, merhametten ayrılmamakla beraber, harp meydanlarında din düşmanlarına karşı şiddetli olurdu. Huneyn çenginde, müşrikler onu kuşattığı zaman, atından inerek, "Ben Peygamberim, yalan yok. Ben Abdülmuttalib'in oğlu Abdullah'ın oğluyum" buyurarak, düş­mana saldırdı. O gün, Ondan daha cesur ve daha metin kimse görmedim."

Yine anlatır:

Birgün Peygamber efendimizin huzuruna Temim oğullarından bir grup gelmişti. Peygamberimiz onlara, "Ey Temim oğulları, size müjde olsun" buyurduktan sonra, onlara, insanların yaratılışını ve kıyametin kopmasını anlattılar.

Temim oğulları, "Bizi müjdeledin. Fakat biz, devletin hazinesinden para istiyoruz" diyerek, îman etmediler. Sonra Yemen halkından bir grup ziyarete geldi. Peygamber efendimiz, Yemenlilere buyurdu ki:

"Ey Yemenliler!  Madem ki, Temim  oğullan îman etmeyi  kabul etmediler. O hayır ve saadet müjdesini siz alınız!"

Yemenliler de dediler ki:

"Kabul ettik yâ Rasûlallah! Zaten biz huzurunuza îman etmek için gelmiştik."

Peygamber efendimiz, onlara da insanların yaratılışını ve kıyametin kopmasını anlattıkları sırada, bir kimse gelerek bana dedi ki:

"Yâ İmrân! Bindiğin deve, yularını sıyırarak kaçtı."

Ben de devemi bulmak için, hemen çıkıp baktım. Keşke deveyi bırak-saydım da, Rasûlullahın mübarek sözlerini dinlemek fırsatını kaçırmasaydım."

Hz. İmrân bin Husayn, hastalığı sırasında namazlarını nasıl kılacağını Peygamber efendimize sordu. Rasûlullah efendimiz de ona buyurdu ki:

"Ayakta kıl! Gücün yetmezse, oturarak kıl! Buna da kudretin olmazsa, yan veya sırtüstü yatarak kıl!"

Emirlerden biri; İmrân bin Husayn'i zekât'ı toplamak üzere gönder­mişti. Dönünce, Emîr kendisine, topladığı malın nerede olduğunu sordu. Bunun üzerine İmrân (R.a.) buyurdu ki:

"Mal için mi göndermiştin? Peygamber efendimiz zamanında aldığımız gibi aldık ve yine Onun zamanında dağıttığımız gibi dağıttık. Yâni zenginden zekâtını alıp, hak sahibi olan fakirlere verdik."

Bir sohbetinde de talebelerine buyurdu ki, Rasûlullah efendimiz, bizlere buyurdular ki:

"Ey Eshâbim! Kur'an-ı kerim okuyunuz! Kur'an-ı kerimin feyzi ile ihtiyaçlarınızı Allahû Teâlâ'nın ihsan deryasından isteyiniz! Sizden sonra bir sınıf Kur'an-ı kerim okuyucuları gelecektir ki, bun­lar, Allahû Teâla'dan değil, insanlardan menfaat sağlamak için Kur'an-ı kerim okuyacaklardır."

Hz. İmrân bin Husayn şöyle anlatır:

Bir gün Peygamber efendimiz bana buyurdu ki:

“Yâ îmrân, sen de bilirsin ki, biz seni çok severiz. Kızım Fâtıma rahatsızmış. Eğer beraber gelirsen, onun ziyaretine ve hatırını sormaya gide­lim.”

“Anam, babam, canım sana feda olsun yâ Rasûlallah, gidelim.”

Kalktım, beraberce Fâtımatüz Zehrâ'nin evine gittik. Peygamber efendimiz kapıyı çaldı ve, Esselâmü aleyküm yâ Ehle Beytî diye selâm vererek içeri girdiler. Fâtımatüz Zehra da cevap verdi:

“Ve aleyküm selâm, sevgili babam yâ Rasûlallah! Buyurunuz!”

“Kızım, yanımda İmrân bin Husayn da vardır. Onunla beraber geldik, başını ört!”

“Babacığım, seni hak Peygamber olarak gönderen Allahû Teâlâya yemin ederim ki, bu yün örtüden başka örtünecek bir şeyim yoktur.”

“Kızım, işte onunla örtün!”

“Ey  Babacığım!  Başımı  örtsem  vücudum,  vücudumu  örtsem başım açık kalır.”

“Bu örtüyü düz düzüne değil de, köşeleme, yâni uzunlamasına ört ki, vücudunun her tarafını kaplasın."

İmrân bin Flusayn diyor ki:

"Ben dışardan bu konuşmaları işittikçe, gözlerimden yaş, ciğerler­imden kan geliyordu. Hz. Fâtima'nın dünyaya hiç bağlanmamasına gıpta ediyordum. Nihayet Hz. Fâtıma sevgili Peygamberimizin tari­fleri üzere güzelce başını bağlayıp örttükten sonra, içeri girmeme izin verdiler. İçeride Peygamber efendimizin arkasında oturdum."

Peygamberimiz, "Kızım, nasılsın, rahatsızlığın nasıl oldu?" diye hatır­larını sordular. O da dedi ki:

Babacığım, bu gece çok rahatsızdım. Sancıdan sabaha kadar uyuya­madım. Şimdi öyle bir hâldeyim ki, bir lokma ekmek yemeye bile takatim kalmadı. Açlıktan çok bitkinim.

Bu söz üzerine Allahû Teâla'nın habîbi, Resûl-i Ekrem efendimizin mübarek gözlerinden yaşlar boşandı. Buyurdular ki:

“Kızım, sakın hâlinden şikâyet etme! Allahû Teâlâ'ya yemin eder­im ki, ben, yaratıkların en üstünü, Allahû Teâlâ'mn habîbi olduğum hâlde,   üç  gündür   mideme   bir  lokma   ekmek  girmedi.  Hâlbuki, Rabbimden istesem beni doyuncaya kadar yedirir. Fakat ümmetime ibret olması için geçici nzıklan, sonsuz rızıklar için feda ettim."

Rasûlüllah efendimiz, sonra mübarek elleriyle Hz. Fâtima'nın omuz­larını tutarak buyurdu ki:

“Müjdeler olsun ey kızım, sen Cennet kadınlarının hanım efendisisin!”

Hz. İmrân bin Husayn (R.a.), Rasûlüllah (sav)'in sohbetlerinde yetişti. Onun siretini ve sünnetini öğrenmeye, zaptetmeye gayret ediyordu. Tek kelimeyle bir Rasûlüllah (sav)'in sünnet ve siretinin aşığıydı. Allahû Teâla kıyamet günü suretlerimize değil, siretlereimize bakacaktır. Siretleri Rasûlüllah (sav)'in sünnetine ve siretine uygun olanlar kurtulur, uygun olmayanlar ise narı cehennemde boğulur. [206]

Sahabenin fıkhında İslâm'ın pratiği Rasûlüllah (sav)'in sünnet ve siretidir. Rasûlüllah (sav)'in sünnet ve siretinden taviz vereneler, Allah'ın dinini yaşayamazlar. Hz. İmrân bin Husayn (R.a.), İslâm'ı Allah'ın muradına uygun olarak anlamanın ve yaşamanın sünnet olduğunu İslâm ümmetine öğretmiştir. O aynı zamanda bir sünnet muallimidir.

Rasûlüllah (sav)'in sahih sünnetim devre dışı bırakanlar Allah'ın dini­ni Allah'ın muradına uygun bir şekilde anlayamazlar. İslâm dinini Allah'ın muradına uygun şekilde anlamayanlar, onu olduğu gibi yaşaya­mazlar. Anlaşılmayan ve yaşanmayan din, Allah'ın gönderdiği İslâm dini değildir.

İslâm, anlaşılan ve yaşanan bir dindir. İslâm'ı Allah'ın muradına göre anlayan ve yaşayan, Allahû Teâla'nın bizim için gösterdiği üsve-i hasene olan Hz. Muhammed (sav)'dir. Dolayısıyla İslâm'ın anlaşılmasında ve yaşanmasında Hz. Muhammed (sav) vazgeçilmez temeldir. Hz. İmrân bin Husayn (R.a.)'m fıkhı bize bunu öğretir. Yani müslüman olarak Peygamber efendimiz (sav) in sünnetine uygun davrandığımız oranda dinimizi Rabbimizin rızasına uygun yaşamış oluruz.

İslâm dini sünnet örnekliğinde ve önderliğinde olduğu gibi yaşan­madığı zaman, bid'atlerin ve hurafelerin din haline gelmesinin önüne geçilemez. Bu, böyle biline...



[206] Hayatü's Sahâbe/M. Yusuf Kândehlevî; Hilyelü'l Evliya; El- İsabe Fi temyizi Sahâbe/İbn-i Hacerü'l Askalani; Suverun Min Hayatü's Sahabe/Abdurrahman Ref at el- Başa, Beyrut/ty


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hz. İmran bin Husayn
« Posted on: 16 Nisan 2024, 19:31:25 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hz. İmran bin Husayn rüya tabiri,Hz. İmran bin Husayn mekke canlı, Hz. İmran bin Husayn kabe canlı yayın, Hz. İmran bin Husayn Üç boyutlu kuran oku Hz. İmran bin Husayn kuran ı kerim, Hz. İmran bin Husayn peygamber kıssaları,Hz. İmran bin Husayn ilitam ders soruları, Hz. İmran bin Husayn önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes