๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Fıkhus Sahabe => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 05 Mayıs 2011, 15:50:08



Konu Başlığı: Hz. Hubeyb bin Adiy
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 05 Mayıs 2011, 15:50:08
Hz. Hubeyb Bin Adiy (R.Anh)



Hubeyb, Ensârdan yani Medîneli Müslümanlardan olup Evs kabilesindendir. Hicretten önce Müslüman oldu. Bedir ve Uhud savaşına katıldı. Bu savaşlarda büyük kahramanlıklar gösterdi.

Uhud savaşında bazı yakınları ölen müşrikler, Müslümanlardan bun­ların intikamını almak istediler. Alçakça bir plân hazırladılar. Hemen de planı tatbike koydular. Bu maksatla bir heyet Medine'ye giderek Resulullahın huzuruna çıkıp:

Yâ Rasûlallah! Bizim kabilelerimiz, İslâmiyet'i kabul ettiler. Yalnız Kur'ân-ı Kerîm öğretmenine ihtiyâcımız var. Lütfen bize; İslâmiyeti ve Kur'an-ı Kerimi öğretecek kimseler yollar mısınız? diye ricada bulundu­lar.

Sevgili Peygamberimiz kendilerine, 10 kişilik bir öğretmenler heyeti yolladılar. Başlarında, Âsim bin Sabit hazretlerinin bulunduğu bu heyette, Mersed bin Ebî Mersed, Hâlid bin Ebî Bükeyr, Hubeyb bin Adiy, Zeyd bin Desinne, Abdullah bin Târik, Muattib bin Ubeyd de bulunuyordu. Bu öğretmenler kafilesi, geceleri yürüyerek, gündüzleri gizlenerek Hüzeyl Kabilesi topraklarında, Reci' suyu başında, seher vakti konakladılar... Bu sırada yanlarında bulunan Adal ve Kare kabilesi heyetinden biri, bir .bahane ile yanlarından ayrıldı. Hemen Lihyanoğullarına gidip, haber verdi.

Çok geçmeden kafilenin etrafı sarıldı. 200'den fazla silâhlı eşkiyâ ora­daydı.

"Bize öğretmen lâzım! diyenler, çekip gittiler. O güzide Müslümanları, eşkiya ile karşı karşıya bıraktılar."

Lıhyânoğulları mensupları, esir ticâreti ile geçinirlerdi. Bu sebeple:

"Teslim olun. Canınızı kurtarın," teklifinde bulunuyorlardı. Asıl niyet­leri onları Mekke'de köle olarak satmaktı. Böylece çok para kazanacak­lardı. Çünkü Mekke'li müşrikler kendilerine:

Yakaladığınız her Müslüman için, değerinden fazla para öderiz, demişlerdi.

Bunu Müslümanlar da duymuşlardı. Onun için, aralarında istişare ederek çarpışmaya karar verdiler. Arkalarını dağa dönüp, kılıçlarını çekip, Allah'ın dîni uğrunda vuruşmaya başladılar.

İkiyüz kişilik düşmana karşı görülmemiş bir kahramanlıkla çarpıştılar. Üzerlerine saldıran kuvvetten bir kısmını öldürdüler.

Nihayet çarpışa çarpışa on Sahâbe'den yedisi okla vurularak orada şehid düştü.

Sadece Hubeyb bin Adiy, Zeyd bin Desinne ve Abdullah bin Târik kalmış, müşriklerle çarpışıyorlardı.

Çok geçmeden müşrikler, onları sağ olarak yakaladılar.

Lıhyânoğulları üçünü de yayların kirişleri ile bağladılar. Mekke'ye götürmek üzere yola çıktılar.

Abdullah bin Târik Mekkeli müşriklere götürülmeye razı olmadı. Gitmemek için zorlandı.

Vallahi ben size arkadaş ve yoldaş olmam! Şehid olan arkadaşlarım bana örnek ve önderdir, deyip, bir zorlayışta ellerini kur­tardı.

Lıhyânoğulları O'nu taşa tuttular, sonunda O'nu da şehid ettiler.

Lihyânoğulları, Hubeyb bin Adiy ve Zeyd bin Desinne'yi Mekke'ye götürüp müşriklere yüksek bir fiyatla sattılar.

Çünkü Hz. Hubeyb Bedr Gazasında müşriklerden Haris bin Âmir'i Cehenneme yollamıştı.

Onun oğulları şimdi kendisini almak için, büyük para ödediler.

Zeyd  bin  Desinne'yi   de  Safvân  bin  Ümeyye,  Bedir  savaşında öldürülen babası Ümeyye bin Halefin intikamını aimak üzere satın aldı.

Mekkeli Müşrikler, Hz. Hubeyb ve Zeyd'i satın aldıktan sonra, onlara ne ceza vereceklerini konuşuyorlardı:

"Hayır! Evvelâ işkence etmeliyiz."

"Ama Haram aylar içinde bulunuyoruz!"

"Evet! Bu sebeple, hemen öldüremeyiz! Haram ayların geçmesini bek­lememiz gerek."

"O hâlde, hapsedelim."

"Ellerini, ayaklarını zincire vuralım!" diyorlardı. Öyle yaptılar.

Harp meydanındaki yenilginin intikamını, müdafaasız bir insandan alacaklardı. Hem de o esîri; harpte değil, parayla pazardan almışlardı!..

Hârisoğulları, iftiharla Hubeyb bin Adiy'i kendi aile fertlerine gös­teriyorlar:

İşte babamızı öldüren. Şimdi vereceğimiz cezayı beklemekte! diyor­lardı.

Hz. Hubeyb bin Adiy, hapsedildiği evde tam bir tevekkül ile, Allahû Teâlâ'nın kendisi hakkındaki takdirini bekliyordu.

Hapsedildiği evde bulunan ve azatlı bir cariye olan Maviye şöyle anlat­mıştır:

Hubeyb, benim bulunduğum evde bir hücreye hapsedilmişti. Ben ondan daha hayırlı bir esir görmedim.

Bir gün baktım elinde insan başı gibi kocaman bir üzüm salkımı vardi. Ondan yiyordu. Hergün böyle üzüm salkımı elinde görülürdü.

O mevsimde hem de Mekke'de üzüm bulmak asla mümkün değil­di Allahû Teâlâ ona rızık veriyordu.

Hz. Hubeyb, hapsolunduğu hücrede namaz kılar, Kur'ân-ı Kerim okurdu. Onun okuduğu Kur'ân-ı Kerîmi dinleyen kadınlar ağlaşırlar, ona acır­lardı.

Ona bir isteğin var mı? dediğimde,

"Bana tatlı su ver, putlar için kesilen hayvanların etinden getirme, bir de beni öldürecekleri zaman önceden haber ver, başka birşey iste­mem," dedi.

Öldürüleceği gün kararlaştırılmca gidip kendisine söyledim. Hayret ettim, öldüreceği zamanı öğrenince onda en ufak bir değişiklik ve zerre kadar üzüntü eseri görülmüyordu. Bana:

"Ne olur bana, bir ustura buluver. Temizlik yapacağım. Ben de sana duâ ederim," dedi.

Ben de çocuğumun eline bir ustura verip, gönderdim. Çocuk yanına gidince birden korktum.

Eyvah bu adam çocuğu ustura ile keser o nasıl olsa öldürülecek, dedim. Koşup çocuğa baktım.

Hubeyb, gönderdiğim usturayı çocuğun elinden alıp, çocuğu sevmek için dizine oturtmuştu. Ben bu durumu görünce çok korkup, feryad etm­eye başladım. Durumu anlayınca,

"Bu çocuğu öldüreceğimi mi zannediyorsun? Bizim dinimizde böyle şey yok. Haksız yere cana kıymak bizim hâl ve sânımızdan değildir," dedi. Aslında eli usturalı bir esir çok şey yapabilirdi. Hattâ bu fırsat sayesinde, hürriyetine bile kavuşabilirdi.

Hz. Hubeyb böyle birşeyi, düşünmek bile istemedi. Küçük bir yavruyu âlet etmek küçüklüğünü aklına bile getirmedi.

Hubeyb bin Adiy ve Zeyd bin Desinne'yi öldürmek için müşriklerin kararlaştırdığı gün gelmişti. Fakat müşriklerin kin ve intikam hisleri geçmek bilmedi.

Herkese haber verildi. Bu yüzden şehrin zengin-fakîr, genç-ihtiyâr, kadın-erkek ve bütün çocuklar oradaydılar. Bu iki yüce Sahabenin başına gelecekleri merak ediyorlardı.

Bir sabah erkenden O büyük îmânlı Sahâbînin zincirlerini çözüp, zindandan çıkardılar. Mekke dışında Ten'im denilen yere götürdüler. Çünkü bütün mel'anetlerini, orada yapmayı adet edinmişlerdi.

Bu iki Allah ve Rasûlüllah dostu ise, heyacanlı değildiler.Yolda karşılaşıp görüşen bu iki Sahabe kucaklaşarak birbirlerine uğradıkları belâya sabretmelerini tavsiye ettiler.

Az sonra bir müşrik bağırdı:

"Ey Hubeyb! Sen bizim babamızı, Haris bin Amir'i öldürdün. Bugün onun intikamını senden alacağız. Ölmeden önce bir isteğin var mı? "

Hubeyb bin Adiy gayet sakin, şunları söyledi:

"Yaşatan ve öldüren ve öldükten sonra yine diriltecek olan, yalnız Cenâb-ı Allahtır.. O'na binlerce hamd olsun."

Müşrikler hayretle tekrar sordular:

"Ölmeden önce son bir arzun yok mudur?"

"Beni bırakınız iki rekât namaz kılayım..."

"Kıl orada. "

Elleri ve ayakları çözülen Hz. Hubeyb, hemen namaza durup, büyük bir sükûnet içinde huşu' ile iki rekât namaz kıldı. Cenabı Hakka son dualarını yaptı.

Toplanan müşrikler, kadınlar, çocuklar heyecanla onu seyrediyorlardı. Namazını bitirdikten sonra

"Vallahi eğer ölümden korkarak namazı uzattığımı zannetmeye­cek olsaydınız, namazı uzatırdım ve daha çok kılardım," dedi.

Böylece idam edilirken iki rekât namazı ilk kılan, âdet ve sünnet olmasına sebep olan Hubeyb bin Adiy'dir Peygamber efendimiz, onun idam edilirken iki rekât namaz kıldığını işitince bu hareketini yerinde ve uygun bulmuştur.

Hârisoğulları hırsla yaklaştılar:

"Artık ölmeye hazır mısın?" diye sordular.

Aslında O'nun bağırıp çağırmasını istiyorlardı. Çünkü o zaman daha keyifle, işkence edeceklerdi.

Fakat aksine Hubeyb halâ sakindi:

Müslüman olarak öldükten sonra, ne şekilde can verirsem vere­yim, önemli değil. Çünkü bütün çektiklerim, Allah ve Rasûlüllah sevgisi içindir. Cenâb-ı Hak dilerse, parça parça edeceğiniz vücudu­mun zerresini, lütuf ile Cennetine nail eyler, dedi.

Hz. Hubeyb, son namazını kıldıktan sonra, Mekkeii müşrikler, onu tutup darağacma kaldırarak bağladılar. Yüzünü kıbleden Medine'ye doğru çevirdiler. Sonra:

Vallahi dînimden asla dönmem! Bütün dünya benim olsa, bana verilse yine İslâmiyyetten dönem!..

Şimdi senin yerine Peygamberinin olmasını, onun öldürülmesini, sen de evinde rahat oturasın ister misin?

Ben Muhammed aleyhisselâmın değil benim yerimde olmasını, Medine'de yürürken  ayağına bir diken bile batmasına  asla razı olmam!

"Ey Hubeyb, İslâm dininden dön eğer dönmezsen seni muhakkak öldüreceğiz."

"Allah yolunda  olduktan sonra benim için öldürülmenin hiç ehemmiyeti yoktur."

Hz. Zeyd bin Desinne'ye de bu şekilde söylediler. O da aynı cevabı vererek şehid oldu.

Bundan sonra Hubeyb:

"Allahım! Şuracıkta düşman yüzünden başka yüz görmüyorum. Allahım! Rasûlüne selâmımı ulaştır. Bize yapılan bu işi Rasûlüne bildir," diyerek duâ etti.

Hubeyb bu duayı yaptığı sırada sevgili Peygamberimiz, Ashâb-ı Kiramla oturuyordu. Zeyd bin Harise şöyle anlatmıştır:

Bir gün Rasûlüllah efendimiz Ashâbıyla otururken kendisine vahy geldiği sırada kaplayan hâl gibi bir hâl kapladı. Sonra,

"Ve aleyhisselâm," dedi.

"Yâ Rasûlallah bu selâmı kimin selâmına karşılık verdiniz?"

"Kardeşimiz Hubeyb'in selamına karşılık verdim. Cebrail aley­hisselâm, Hubeyb'in selâmını bana ulaştırdı."

Ve Hubeyb ile Zeyd'in şehid edildiğini Ashabına duyurdu. Hubeyb'in etrafında toplanan Kureyş müşrikleri:

"İşte babalarınızı öldüren bu adamdır," diyerek gençleri üzerine mızraklarıyla saldırttılar. Mızraklarını saplayarak vücudunu yaralamaya baş­ladılar.

Bu sırada Hubeyb'in yüzü Kabe'ye doğru döndü. Müşrikler Medine'ye doğru döndürdüler.

Hz. Hubeyb:

"Allahım eğer ben senin katında hayırlı bir kul isem yüzümü Ka'be'ye çevir," diyerek duâ etti.

Yüzü yine kıbleye döndü. Müşriklerden hiçbiri onun yüzünü Kâ'be'den başka bir tarafa çeviremedi.

Bu esnada Hz. Hubeyb darağacı üzerinde düşman arasında garip bir halde şehit edilmekte olduğunu dile getiren bir şiir söyledi.

Mekkeli müşrikler darağacına çıkardıkları Hz. Hubeyb'e, ellerindeki mızraklarla işkence yapmaya başlayınca:

"Valahi  ben  Müslüman  olarak  öldürülecek  olduktan  sonra vurulup  hangi yanım  üstüne  düşersem  düşeyim  gam  yemem. Bunların hepsi Allah yolundadır," dedi.   Hubeyb bundan sonra yüksek sesle şöyle beddua etti.

"Ey büyük ve herşeye kadir Aliahım. Sen de bu zâlimlerin ta­mâmını mahveyle! Onlardan hiç birini sağ bırakma! Hepsini ayrı ayrı öldür, Allahım!"

Hainler korkak olur. Bu hâinler de bedduayı işitince korkmaya başladılar. Hz. Hubeyb biraz daha konuşursa, vaziyet değişebilirdi. Oradakiler müşrik de olsalar tesir altında kalabilirlerdi! Hatta o mazlumu kurtarmak istiyen bile çıkabilirdi. Hârisoğulları:

"Konuşturmayın şunu!" diye bağırdılar.

Sonra da mızraklarını peşpeşe saplamaya başladılar, içlerinden biri göğsüne mızrağı sapladı, mızrak sırtından çıktı. Hubeyb, vücudundan kanlar fışkırırken ve darağacında sallanarak son nefesini verirken,

Eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve rasûlüh diyerek şehid  oldu. Hubeyb bin Adiy'in  cenazesi  kırk gün darağacında asılı kaldı. Bedeni çürüyüp kokmadı. Hep taze kan aktı.

Peygaber efendimiz onun cenazesini getirmek üzere Ashâb-ı Kiramdan Zübeyr bin Avvâm ve Mikdâd bin Esved'i gönderdi. Gece gizlice Mekke'ye girip Hubeyb'i asılı bulunduğu darağacından indirip deveye yükleyerek Medine'ye doğru yola çıktılar. Durumu öğrenen müşrikler büyük bir kalabalık hâlinde üzerlerine hücum ettiler.

Hz. Zübeyr ve Mikdâd, kendilerini savunmak için cenazeyi yere koy­dular. Biraz sonra baktılar ki, Hubeyb'in cenazesini bıraktıkları yer yarılıp, cesedi içine aldı ve kapandı. Artık o, "Belîu'l Arz Toprağın yut­tuğu kişi diye anılmaya başlandı. [130]

Müslümanın dirisi de ölüsü de hayırlıdır. Sahabe hayatıyla da ölü­müyle de İslâm'a hizmet etmiştir. Çünkü sahabe nesli, Allah yolunda şehadeti arzularının zirvesine ve bu zirvenin de zirvesine Allah'ın rızasını koymuştur. Şehid olmadan şehidçe bir hayat yaşamak sahabe sünnetindendir.



[130] Sireti İbn-i Hişam:2/17i-174; Delailü'n Nübüvve: 3/326-331; Siyeru'n Alami'n Nübelâ: 1/246; El İsabe: 1/418-419; Hilyetü'l Evliya: 1/112-114



Konu Başlığı: Ynt: Hz. Hubeyb bin Adiy
Gönderen: Pelinay üzerinde 16 Mart 2014, 06:24:00
Esselamü aleyküm ve rahmetullahi ve berakatuh; Hubeyb bin Adiy Medineli ilk Müslümanlardandır...
Bedir ve Uhut Savaşlarında birçok azılı İslam düşmanı kafiri ebedi yurtları cehenneme yolladı...
"Ölümümün nasıl olacağına aldırmam,yeter ki ALLAH(c.c) yolunda olsun" diyenlerden....
Darağacında ölmeden önce iki rekat namaz kıldı.Hubeyb'in bu son namazı haksız yere öldürüldüklerine inanan bütün Müslümanların uyguladığı bir gelenek oldu....
yer yarıdı ve cesedini içine aldı... Artık o, "Belîu'l Arz Toprağın yut­tuğu kişi diye anılmaya başlandı....

ALLAH ondan ve tüm Müslümanlardan razı olsun...Bizleri de onların aydınlattığı o nurlu yolan ayırmasın inşALLAH...


Konu Başlığı: Ynt: Hz. Hubeyb bin Adiy
Gönderen: ✿ Yağmur ✿ üzerinde 16 Mart 2014, 21:25:49
Esselamü aleyküm ve rahmetullahi ve berakatuh; Hubeyb bin Adiy Medineli ilk Müslümanlardandır...
Bedir ve Uhut Savaşlarında birçok azılı İslam düşmanı kafiri ebedi yurtları cehenneme yolladı...
"Ölümümün nasıl olacağına aldırmam,yeter ki ALLAH(c.c) yolunda olsun" diyenlerden....
Darağacında ölmeden önce iki rekat namaz kıldı.Hubeyb'in bu son namazı haksız yere öldürüldüklerine inanan bütün Müslümanların uyguladığı bir gelenek oldu....
yer yarıdı ve cesedini içine aldı... Artık o, "Belîu'l Arz Toprağın yut­tuğu kişi diye anılmaya başlandı....

ALLAH ondan ve tüm Müslümanlardan razı olsun...Bizleri de onların aydınlattığı o nurlu yolan ayırmasın inşALLAH...


   
         ALEYNA VE ALEYKÜM KARDEŞİM;

             Rabbim bizleri Hz. Hubeyb bin Adiy diye iyi birer kimseler oluruz. 

                   Birçok kişiyi cehenneme yolamış.


Konu Başlığı: Ynt: Hz. Hubeyb bin Adiy
Gönderen: Damla üzerinde 16 Mart 2014, 23:37:13
Hubeyb bin  Adiy benim de bildiğim gibi  ilk müslümanlardan biridir.Hubeyb bin Adiy  ölmeden önce bile ibadet etmeyi istemiş olması her insanın isteyeceği bir şey değildir.Hubeyb bin Adiy o kadar ibatli o kadar ahlaklı bir insanmış ki son anlarında bile Allah'ın istediği her şeyi yapmaya bile razıymış.Gerçekten o kadar iyi bir insan ki  biraz önce ki söylediğim gibi.Allah bizi de Hubeyb bin Adiy gibi bir insan kılsın inşallah.

Amin...


Konu Başlığı: Ynt: Hz. Hubeyb bin Adiy
Gönderen: Pelinay üzerinde 29 Şubat 2016, 17:58:03
Masallah Hubeyb b. Adiyy in,Zeyd b. Desinnenin ve zdigerlerinin bu tevekkulune tedlimiyetine hayran olmamak mumkun degil.o  yureklerinde tasidiklari oyle buyuk bir iman ki hic bir sey onlari davalarindan zerre vazgecirememis,.Allah razi olsun paylasim icin.tekrardan hatirlamis olsuk bu kahraman sahabeyi.
Rabbim ornek alanlardan eylesin insallah


Konu Başlığı: Ynt: Hz. Hubeyb bin Adiy
Gönderen: Sevgi. üzerinde 29 Şubat 2016, 18:58:01
  Aleyna Ve Aleykümüsselăm ecmain. Bu kıssadan etkilenmemek mümkün diğil. Sanki okurken o anlar gözümde canlanmış gibi oldu. Mevlam bizleri herdaim Rızasına uygun yaşıyanlardan ve Peygamberimiz'in sünnetlerinden ayırmasın inşaAllah. Amiin
    Müslümanın dirisi de ölüsü de hayırlıdır. Sahabe hayatıyla da ölü­müyle de İslâm'a hizmet etmiştir. Çünkü sahabe nesli, Allah yolunda şehadeti arzularının zirvesine ve bu zirvenin de zirvesine Allah'ın rızasını koymuştur. Şehid olmadan şehidçe bir hayat yaşamak sahabe sünnetindendir.


Konu Başlığı: Ynt: Hz. Hubeyb bin Adiy
Gönderen: Ceren üzerinde 29 Şubat 2016, 19:14:53
Aleykumselam.Rabbim islam icin savasan ve o ugurda olen sahebeler den razi olsun ve rahmetini onlarin uzerine eylesin insallah.Rabbim razi olsun bilgilerden kardesim...


Konu Başlığı: Ynt: Hz. Hubeyb bin Adiy
Gönderen: Pelinay üzerinde 17 Nisan 2016, 06:54:34
Ne hikmettir ki yine karsima cikti bu mubarek sahabenin hayati.bastan sona tekrar okudum.bu sefer daha bi anlamli,daha bi tesirli  geldi.Allah razi olsun paylasim icin.
Rabbim bizim icin en guzel misyon olan Sahabe i Kirami ornek alip yasantimizi onlarin yasantisina benzetmeye gayret gosterenlerden eylesin.


Konu Başlığı: Ynt: Hz. Hubeyb bin Adiy
Gönderen: Nursima 7 üzerinde 17 Nisan 2016, 13:45:35
Ve aleykümüsselam.Hz.Hubeyb bin Adiy ibadetine çok düşkün bir insandır.İnşAllah bizde onun gibi ibadetlerimize çok düşkün insanlar oluruz.


Konu Başlığı: Ynt: Hz. Hubeyb bin Adiy
Gönderen: Mehmed. üzerinde 24 Aralık 2018, 12:51:51
Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Hz. Hubeyb bin Adiy
Gönderen: Ceren üzerinde 24 Aralık 2018, 16:00:50
Esselamu aleykum. Ruhu ile bedeni ile islam yolunda çalışan sonsuz tevekkul içinde peygamber efendimize rabbe inanan iman eden onların yolunda giden kullardan olalim inşallah. ..