๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Fıkhus Sahabe => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 06 Mayıs 2011, 16:05:44



Konu Başlığı: Hz. Habbab bin Eret
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 06 Mayıs 2011, 16:05:44
Hz. Habbab Bin Eret (R.Anh)


Meşakkat mektebinin mezunu olan bir sahabedir. İslâm ile şereflenen ve İslâm'a girdiği için müşrikler tarafından işkence edilen ilk sahabeler­den biri.

Nesebi; Habbab b. Eret b. Cendele b. Sa'd b. Huzeyme b. Ka'b b. Zeyd. Temim kabilesinden, küçükken esir edilerek Mekke'ye getirilmiş Huzâalı Ümmü Emmâr'ın kölesi, Zühre oğullarının anlaşmalısı.

İslâm ile şereflenen ve Allah için işkence edilen ilk müslümanlardan olan Hâbbab b. Eret müslüman olduğunu açıkladığında ilk işkence edilen sahabeler arasında idi. İlk Müslümanlar; Hz. Peygamber (sav), Hz. Ebû Bekir, Habbâb, Suheyb, Bilâl, Ammar, Sümeyye (R. Anhûm)dir. Hz. Peygamber ve Ebû Bekir, kendi aileleri tarafından nisbeten korunmuş ancak Mekkeli olmayan diğer dört kişi müşrikler tarafından şiddet ve baskı ile yıldırılmaya çalışılmıştır. Bu insanlar kızgın güneş altında demir zırhlar giydirilerek ölesiye işkence edilmişlerdir. Habbâb bu işkencelere sabrederek kâfirlerin Hz. Peygamberin risâletini inkâr etmesini istemelerini reddetmiştir. [91]

Hz. Habbâb (R.a) Medine'ye hicret edince Hz. Peygamber (sav) onu Cebr b. Atik ile kardeş yapmıştır. Hz. Ebû Bekir'in vefatından sonra, Hz. Ömer'den izin alarak Kûfe'ye cihad için gitmiş, hicri 37 tarihinde şiddetli bir hastalığa tutulmuştur. Hastalığın şiddetinden günde yedi defa başını dağlatan Habbâb, hastalık anında acı içerisinde "Hz. Peygamber (sav) beni ölümü temenni etmekten alıkoymasaydı temenni ederdim" demiştir. Oğullarına kendisinin Küfe dışına gömülmesini vasiyet eder ve dışımı gömülmesi durumunda Hz. Peygamberin sahabesi oraya gömülmüş diye insanların ölülerini kendisinin etrafına gömeceklerini söylerdi. Öldüğünde altmış üç yaşında olan Habbâb (R.a) yirmibeş yaşın­da hicret etmiş, muhtemelen onbeş yaşlarında bir delikanlı iken İslâm ile sereflenmiştir. [92]

Onbeş yaşında müslüman olmuş bir insanın dünyada kendisinden başka beş kişi müslüman iken işkencelere sabredebilmesi imanının ve dine bağlılığının en önemli göstergesidir. Altmışüç yaşında bir ihtiyar iken ve acılar içerisinde kıvranırken ölümüyle bir sünneti ihya etmeyi düşünmesi, onun Hz. Peygamber (sav)'in sünnetine de ne kadar bağlı olduğunun en güzel delilidir.

Mekke döneminde, sırtına ateşte kızdırılmış taşlar yapıştırılmış, sırt yağları eriyinceye kadar sırtında tutulmuş, yine imanında sebat etmiştir. Demircilik ile meşgul olduğundan, efendisi Ümmü Emmâr demiri ateşte kızdırır Habbâb'ın başını dağlardı, Hz. Peygamber Habbâb'a uğrar onun­la sohbet ederdi. Onun halini görünce: "Allahım! Habbâb'a yardım et" diye dua etmişti. Bir müddet sonra Ümmü Enmâr şiddetli baş ağrılarına tutulur, köpek gibi bağırmaya başlar: Ona başını dağlatmasını tavsiye ederler. Habbâb demiri ateşte kızdırır ve kadının başını demirle dağlardı. [93]

İşkencenin dayanılmaz bir hal aldığı, müşriklerin şiddetli baskı yaptık­ları bir zaman Habbâb Kabe'nin gölgesinde örtüsüne bürünmüş oturan Hz. Peygamber'in yanma geldi; "Allah'a bizim için dua buyurmaz mısın" dedi: Hz. Peygamber yüzü kıpkırmızı halde doğruldu, şöyle buyurdu:

"Sizden önceki ümmetlerde bir adam demir tarakla taranır ve sinirleri kemiğinden sıyrılırdı da bu işkence onu dininden döndürmezdi. Testere başının saç ayırımına konur ve iki parçaya bölünürdü; bu da o adamı dininden döndürmezdi. Allah muhakkak bu dini tamamlayacaktır. San'â'dan kalkan yolcu Hadramevt'e içinde Allah korkusundan başka hiç bir korku olmadan gidebilecek."[94]

Bütün bu işkencelere katlanan Habbâb bir gün halinden şikâyetçi almamış, İslâm'ın zafer yıllarında, çektiği işkenceleri reklam ederek insanların teveccühünü kazanmaya çalışmamış, mükâfatı yalnızca Allah (c.c.)'dan  istemiştir.  Hz.  Ömer  (R.a.)  hilâfeti  döneminde  Habbâb'a "Allah yolunda çektiğin işkenceleri bize anlat ey Habbâb!" demesi üzerine sırtını açar gösterir. Hz. Ömer "Bu güne kadar bu derece harap olmuş bir sırt görmedim" der. Habbâb (R.a) "Sırtımda ateş yakar­lardı, derimden çıkan yağlar ateşi söndürüldü" der. Bazen de ateşte kızdırılmış taşlar sırtına konur derisinin yağlan soğutuncaya kadar tutu­lurdu. Bunun için sırtı yumurta büyüklüğünde oyuk oyuk idi. [95]

Bütün bu işkencelere rağmen İslâm'ı tebliğden geri kalmazdı. Tâhâ. suresinin bazı ayetlerini Hz. Ömer'in kızkardeşinin ailesine öğretirken Ömer içeri girmiş; onların hallerindeki samimiyet Ömer'in müslüman olmasına vesile olmuştur.

Zühd ve takvası ile gerçekten örnek olan Habbâb, ihtiyarlık döneminde İslâm'ın ilk yıllarında ölmediğine hayıflanır durur, şöyle derdi: "Hz. Peygamber ile sevabını Allah 'tan dileyerek hicret ettik; Allah indinde bir mükâfaata hak kazandık. İçimizden kimi bu mükâfaatı bu dünyada almadan göçtü gitti. Mus'ab b. Umeyr onlardandır... Birden kimileri de meyvelerinin olgunlaştığını gördü ve bunları topladı, islâm 'in zafer yıl­larını gördü ve müslüman olmasından dolayı dünya nimetlerinden isti­fade etti. [96]

Habbâb (R.a)'ın ilim talebeleri; Oğlu Abdullah, Ebû Ma'mer, Kays b. Ebî Hazım, Mesruk ve diğer Tabbiîn imamlarıdır. Oğlu Abdullah da Hz. Peygamber'i görmüş ve babası yoluyla ondan hadîs rivayet etmiştir.

Habbâb hastalığı nedeni ile Sıffın'e katılmadı. Sıffin dönüşü Hz. Ali, Küfe dışında yedi kabir görüp, bunlar nedir? diye sordu. Etrafındakiler Habbâb'ın öldüğünü ve Küfe dışına gömüldüğünü söyleyince Hz. Ali (R.a) şöyle dedi: "Allah Habbâb'a rahmet etsin. İsteyerek coşkuyla müslüman oldu; Allah'ın emrine itaat ederek hicret etti; hayatı boyunca mücâhid yaşadı; bedenine çektirilen işkenceler ve hastalığı ile imtihan edildi. Allah güzel amel işleyenin amelini zayi etmez" dedi. Kabrine yaklaşarak şöyle dua etti. "Ey mü'min ve müslümanlar diyarı! Allah'ın selâmı üzerinize olsun, siz bizden önce yerinize ulaştınız, biz de inşâallah kısa zamanda size katılacağız. Allah'ım onları ve bizi mağfiret et. Bizi ve onları affet. Ahireti düşünüp onun için amel eden, az ile kanaat eden, Allah (c.c)'dan razı olan kullara müjdeler olsun.[97]

Sahabe, Mekke'de müslüman olmanın bedelini ödemiş bir nesildir. Rasûlüllah (sav)'in sahabeleri, meşakkat mektebinden mezun olmuşlardı. Onlar, imanlarının imtihanını vekâleten başkasına havale etmiyorlardı. Çünkü imanın imtihanı vekâleten verilmez. Sahabe fıkhının bize öğret­tiği budur. Her sahabe, kendi imanının imtihanını kendisi vermiştir.

İman etmek, imtihana girmektir. Her mü'min, her gün her saniye imanıyla imtihan olunur. Önemli olan onu idrak edip gereğini yapmaktır. İşte sahabe fıkhı, imanın beraberinde getirdiği imtihanı idrak edip ilahi emir ve nehylerin altında sızlanmadan imtihanın gereğini yapmaktır.

İmanın imtihanı çileyle devam eder. îmanı uğrunda çilelere katlanmayanlar, imanlarının imtihanını veremezler. İmanının imtihanını vere­meyenler, ergeç imanlarını kaybederler.

Aşk-ı Rasûl yolunda sahabelerin gönlüne düşen ateş. O ateş ile her biri bir yıldıza olmuş eş. Onların izinde yürüyüp çile çekenler dinde kardeş!

 

[91] İbnu'l-Esir, Üsdü'l-Ğâbe II, 114

[92] İbn Hacer, el-İsâbe, I, 416; İbnü'l Esîr, Üsdü'l-Gâbe, II, 116

[93] İbnü'l-Esîr, Usdü'l-Gâbe, II, 115

[94] Buharı, Menâkıbu'l-Ensâr, 29

[95] İbnu'l Esîr, Usdin-Gâbe, II, 115

[96] Buhârî, Menâkıbu'l-linsâr, 45



Konu Başlığı: Ynt: Hz. Habbab bin Eret
Gönderen: Pelinay üzerinde 12 Haziran 2016, 03:42:41

İmanın imtihanı çileyle devam eder. îmanı uğrunda çilelere katlanmayanlar, imanlarının imtihanını veremezler. İmanının imtihanını vere­meyenler, ergeç imanlarını kaybederler

Muthis bir iman ve islam mücahidi.Teslimiyeti insani hayran birakiyor.gercek iman bu olsa gerek demir taraklarla da taransan,testereyle de kesilsen,kizgin kumlara da yatirilsan,sirtinda atesler de yakilsa tek bir sikayette dahi bulunmamamk.Ondan gelen her seye riza gostermek.Subhanallah.


Konu Başlığı: Ynt: Hz. Habbab bin Eret
Gönderen: Mehmed. üzerinde 24 Aralık 2018, 12:51:26
Esselamu aleyküm Zorluk olmadan güzellik olmuyor İslam in sırrı da bu olsa gerek Teslim olmak ... Hakka iyiye güzele kayıtsız şartsız teslim olmak Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Hz. Habbab bin Eret
Gönderen: Ceren üzerinde 24 Aralık 2018, 15:53:09
Esselamu aleykum. Rabbim bizleri Hz.Habbab bin Erer gibi sonsuz tevekkul içinde ona inanan onun rizaisni için iman için islam için tüm zorluklara göğüs geren ve kurtuluşa rahmete erisen kullardan eylesin inşallah. ..