> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Fıkhus Sahabe  > Hz. Ebubekir 2
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hz. Ebubekir 2  (Okunma Sayısı 2096 defa)
08 Mayıs 2011, 16:12:37
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 08 Mayıs 2011, 16:12:37 »



HZ. EBU BEKİR (R. ANH)


O sıralarda müşrik ve fakat güvenilir bir adam olan Abdullah b. Üreyklt'ı yol kılavuzu olarak tuttular. [182] İşte o “Sıddîk" ile o "Emîn", o iki arkadaş beraberce Sevr dağındaki mağaraya hareket ederek hicret etmişlerdir.

Üç kişi olarak sefere çıkmak sünnettendir. Rasûlüllah (sav) buyuruyor:

"Tek başına sefere çıkan binitli şeytandır. İki yolcu iki şeytandır. Üç yolcı ise bir kervandır/cemaattır.” [183]

“Üç kişi sefere çıktığı zaman, içlerinden birini emir tayin etsinler.”[184] Rasûlüllah (sav) ile sadık dostu Ebû Bekir (R.a.) bu yolculuğu iki kişi olarak değil, üç kişi olarak yapmış olmaları, bize sefere üç kişinin çıkmasının sünnete uygun olduğunu gösterir.

Hicreti Sevr mağarasına ilk giren Hz. Ebû Bekir, (r.a.) mağarada keşif yaptıktan sonra Rasûlüllah içeri girmiştir. Ebû Bekir'in kızı Esma yolda yemeleri için azıklarını hazırlamıştı. Onlar Mekke'den ayrılınca müşrikler her tarafa adamlarını yollayarak aramaya başladılar. Kureyş kabilesinin müşrikleri Ebû Cehil başkanlığında Esma'nın evini aradılar, hakaret edip dayak attılar. Hz. Ebû Bekir (r.a.) hicret yolculuğuna çıkarken yanına bütün parasını almıştı. Buna rağmen kızı Esma onun nerede olduğunu, nereye gittiğini kâfirlere söylememiştir.

Mekkî bir toplumda tevhidi bir mücadele veriyorsanız heran eviniz keyfî, küfrî ve cebri kadrolar tarafından aranabilir. Buna hazır olmalısınız. Kendi ehl-i beytinizi bu hususta eğitmelisiniz, Hz. Ebû Bekir (R.a.) bize bunu öğretir. Müşriklerin bütün hakaret ve işkencelerine rağmen Ebû Bekir (R.a.)'m kızı Esma (R.anha), müşriklere sır vermiyor. Mekkî toplumlarda mü'min erkek olsun, mü'mine kadın olsun, ser verir sır vermez!

İz süren Mekkeli müşrikler Sevr mağarasına kadar geldiler. Rasûlüllah bu sırada Kur'ân'da anlatıldığı biçimde şöyle diyordu: "Üzülme, ALLAH bizimledir.”[185] Nitekim ALLAH ona güven vermiş, göre­medikleri askerleriyle onu desteklemiştir; ALLAH güçlüdür, hakimdir. Kâfirler tüm aramalarına rağmen onları bulamadılar. Mağarada üç gün kaldıktan sonra Medine'ye yönelen Rasûlüllah ile Ebû Bekir Küba'ya vardılar.

Ebû Bekir mağarada kaldıkları günü şöyle anlatır: "Rasûlüllah (sav) ile beraber bir mağarada bulundum. Bir ara başımı kaldırıp baktım. O anda Kureyş casuslarının ayaklarını gördüm. Bunun üzerine,

“Ya Rasûlüllah, bunlardan birkaçı gözünü aşağı eğse de baksa muhakkak bizi görür” dedim. O,

“Sus ya Ebû Bekir, iki yoldaş ki, ALLAH onların üçün­cüsü olsun, endişe edilir mi?” buyurdu.

ALLAH yolunda başa gelen belâ ve musibetler karşısında birbirimizi ALLAH'ın yardımı ve tevekkülü ile teselli etmemiz, Peygamberimizin mücadele sünnetindendir.

Küba'da üç gün kalan Rasûlüllah ile Hz. Bbû Bekir nihayet Medine'ye vardılar. Medine'de Hz. Ebû Bekir humma hastalığına tutuldu. Hastalık ilerleyip yatağa düştüğünde Rasûlüllah,

"ALLAH'ım Mekke'yi bize sevgili kıldığın gibi Medine'yi de bize sevgili kıl, hummayı bizden uzaklaştır” diye dua ettiği zaman Hz. Ebû Bekir ve hasta olan diğer sahabeler iyileştiler.

Hz. Ebû Bekir (R.a.), Peygamber (sav)'in duasını alan adamdır. İslâm toplumu içinde müslümanm sorumluluklarından birisi de, "Dua Alan Adam" haline gelebilmektir. Söylemleriyle, eylemleriyle ve icraatlarıyla İslâm ümmetinin bedduasını alan adamın geleceği karanlıktır, zorludur. Ama söylem ve eylemleriyle İslâm ümmetinin duasını alan adamın gele­ceği ise aydınlıktır, nurludur. Ebû Bekir (R.a.) misyonuna sadakat gösterenler, hangi makam ve mevkiide olurlarsa olsunlar, mü'minlerin duasını almaya gayret edenlerdir.

Bu arada Hz. Âişe ile Hz. Muhammed (s.â.s.)'in düğünleri yapıldı. Mescidi Nebî inşaallahâ edildi. Masrafların bir kısmım Hz. Ebû Bekir karşıladı. Medine'de kardeşlik tesis edildiğinde Ebû Bekir'in kardeşliği Harise b. Zeyd oldu. Hz. Ebû Bekir Medine'de Mescidi Nebî'nin inşasına katıldı. Rasûlüllah İslâm'ı yaymak ve düşmanlar hakkında bilgi toplamak için seriyye denilen keşif kollarını Medine dışına gönderiyor, bunlara bazan Hz. Ebû Bekir de katılıyordu. Rasûlüllah ile birlikte bizzat çarpıştığı savaşlarda Ebû Bekir de yer aldı. O, Müreysi, Kurayza, Hayber, Mekke, Huneyn, Taif gazvelerinde de bulundu.

Rasûlüllah'ın bizzat idare ettiği harplere gazve denir. Ebû Bekir, bu sözü geçen büyük savaşlardan başka, otuzdan fazla gazveye katılmıştır. Çarpışma olmaksızın Veddan, Buvat, Bedr-i Ûlâ, Uşeyre gazveleriyle de düşmanlar itaat altına alınmıştır. Bütün bu gazvelerde Hz. Ebû Bekir, Rasûlüllah'ın en yakınında yer almış olup onun "veziri" gibi idi.

Ebû Bekir (R.a.), hem mübelliğ, hem muallim, hem muhacir ve hem de mücahiddi. ALLAH yolunda mü'min olarak mübelliğ ve muallim, muhacir ve mücahid olmak, İslâmî kimlik ve kişiliğin  gereğidir.

Müslüman insan hem muhacirdir ve hem de mücahiddir. Hem mübelliğdir ve hem de muallimdir.

Bedir'de, oğlu Abdurrahman müşrikler safında yer aldığında Ebû Bekir oğluyla çarpışmıştır. Sadece o değil, Bedir'de birçok sahâbî, oğlu, kardeşi, babası, dayısı ile çarpışmıştı. Bedir savaşı, müslümanların İslâm'ı herşeyden üstün tuttuklarını, ALLAH için en yakınları olan müşrikleri kan bağı veya kabile taassubu içinde kalmadan, başka insanlardan ayırdetmeden öldürdüklerini göstermektedir. Şunu bilelim ki; akide bağı, neseb bağın: dan daha kuvvetlidir.

ALLAH ve Rasûlüne karşı hudud yarışma kalkışanlarla ve bu uğurda savaşanlarla anlaşmak, onlarla uzlaşmak, mü'min insanın vasfı değildir. Bunlar mü'min insanın en yakınları olsalar bile mü'min insan tarafından reddedilirler. ALLAH'ın hizbine mensup olmak bunu gerektirir. ALLAHû Teâla buyuruyor:

"ALLAH'a ve ahiret gününe inanan bir kavmin, babalan, oğulları, kardeşleri, yahut akrabaları da olsa ALLAH'a ve Resulüne düşman olanlarla dostluk ettiğini göremezsiniz. Onlar o kimselerdir ki ALLAH kainlerine iman yazmış ve onları kendinden bir ruh ile desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedî kalacaklardır. ALLAH onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte onlar Hizbulİah/ALLAH'ın hizbi dininin yardımcılarıdir. İyi bil ki, kurtuluşa ulaşacak olanlar, Hizbullah (ALLAH'ın hizbi) olanlardır.”[186]

Rasûlüllah'ın bir amcası Hamza, İslâm ordusu safındayken öteki amcası Abbas, düşman safındaydı. Yeğeni Ubeyde kendi yanındayken, öteki yeğenleri Ebû Süfyan ve Nevfel müşriklerle beraberdi. Hattâ kızı Zeyneb'in eşi Ebû'l-As da Rasûlüllah'a karşı müşriklerle birlikte savaşı­yordu.

Hicretin 9. yılında Medine'de büyük bir kıtlık oldu. Bu arada Bizans İmparatoru, Şam'da Hicaz bölgesini istilâ etmek üzere büyük bir ordu hazırladı. Rasülüllah, bu orduya karşı İslâm ordusunu hazırlarken, kıtlık sebebiyle zorluklarla karşılaştı. Ebû Bekir malının hepsini bu ordunun hazırlanmasında kullandı. Onuncu yılda "Veda Haccı"nda bulunan ALLAH'ın Rasûlü, onbirinci yılda hastalandı.

Hicrî onbirinci yılda hastalanan Rasûlüllah (sav) 13 Rebiyülevvel Pazartesi günü (8 Haziran 632) vefat etti. Onun vefatını duyan müslümanlar büyük bir üzüntüye kapıldılar ve ilk anda ne yapmaları gerektiğine karar veremediler. Ama o da bir ölümlüydü. Hz. Ömer, onun Hz. Musa gibi Rabbi ile buluşmaya gittiğini, O'nun için "öldü" diyen olursa ellerini keseceğini söylüyordu. Ebû Bekir, Rasûlüllah'ın iyi olduğu bir sırada ondan izin alarak kızının yanına gitmişti. Vefat haberini duyar duymaz hemen geldi, Rasûlüllah'ı alnından öptü ve

"Babam ve anam sana feda olsun ya Rasûlüllah. Ölümünde de yaşamındaki kadar güzelsin. Senin ölümünle peygamberlik son bulmuştur. Şanın ve şerefin o kadar büyük ki, üzerinde ağlamaktan münezzehsin. Yâ Muhammed, Rabbinin katında bizi unutma; hatırında olalım..." dedi. Sonra dışarı çıkıp Ömer'i susturdu ve;

"Ey insanlar, ALLAH birdir, O'ndan başka ilâh yoktur, Muhammed O'nun kulu ve elçisidir. ALLAH apaçık hakikattir. Muhammed'e kulluk eden varsa, bilsin ki o ölmüştür. ALLAH'a kulluk edenlere gelince, şüphesiz ALLAH diri, bakî ve ebedîdir. Size ALLAH'ın şu buyruğunu hatırlatırım:

"Muhammed sadece bir elçidir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse siz ökçelerinizin üzerinde geriye mi döneceksiniz? Kim ökçesi üzerinde geriye dönerse ALLAH'a hiçbir ziyan veremez. ALLAH şükredenleri mükâfatlandıracaklar.”[187] ALLAH 'in kitabı ve Rasûlullah'ın sünnetine sarılan doğruyu bulur, o ikisinin arasım ayıran sapıtır. Şeytan, peygamberimizin ölümü ile sizi aldatmasın, dininizden saptırmasın. Şeytanın size ulaşmasına fırsat ver­meyiniz.”[188]

Hz. Ebû Bekir (R.a.) bu konuşmasıyla orada bulunanları teskin ettik­ten sonra Rasûlüllah'ın teçhiziyle uğraşırken, Ensâr, Benû Sâide sak-ifesinde toplanarak Hazrec'in reisi olan Sa'd b Ubâde'yi Rasûlüllah'tan sonra halife tayini için bir araya gelmişlerdir. Ebû Bekir, Hz. Ömer, Ebû Ubeyde ve Muhacirlerden bir grup hemen Benû Saîde'ye gittiler. Orada Ensâr ile konuşulduktan ve hilâfet hakkında çeşitli müzakereler yapıldık­tan sonra Hz. Ebû Bekir, Ömer ile Ebû Ubeyde'nin ortasında durdu ve her ikisinin ellerinden tutarak ikisinden birine bey'at edilmesini istedi. O, kendisini halife olarak öne sürmedi. Hz. Ebü Bekir'in konuşmasından sonra Hz. Ömer atılarak hemen Ebû Bekir'e bey'at etti ve,

"Ey Ebû Bekir, müslümanlara sen Rasûlüllah'ın emriyle namaz kıldırdın. Sen onun halifesisin ve biz sana bey'at ediyoruz. Rasûlüllah'a hepimizden daha sevgili olan sana bey'at ediyoruz" dedi.

Hz. Ömer'in bu ani davranışı ile orada bulunanların hepsi Ebû Bekir'e bey'at ettiler. Bu özel bey'attan sonra ertesi gün Mescid-i Nebî'de Hz. Ebû Bekir bütün halka hutbe okudu ve resmen ona bey'at edildi. Rasûlüllah'ın defni sah günü gerçekleşirken, ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 08 Mayıs 2011, 16:13:20 Gönderen: Sidretül Münteha »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hz. Ebubekir 2
« Posted on: 26 Nisan 2024, 04:02:16 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hz. Ebubekir 2 rüya tabiri,Hz. Ebubekir 2 mekke canlı, Hz. Ebubekir 2 kabe canlı yayın, Hz. Ebubekir 2 Üç boyutlu kuran oku Hz. Ebubekir 2 kuran ı kerim, Hz. Ebubekir 2 peygamber kıssaları,Hz. Ebubekir 2 ilitam ders soruları, Hz. Ebubekir 2önlisans arapça,
Logged
27 Aralık 2018, 11:48:57
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 27 Aralık 2018, 11:48:57 »

Esselamu aleykum. Rabbim bizleri hz.ebubekirin yolunda giden ıslami hakkiyla onun gibi tevekkul içinde yaşayan ve eahmete erisip cennet ehli olan kullardan eylesin inşallah. ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes