> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Fıkhus Sahabe  > Hz. Ebu Zerr el Gıfari
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hz. Ebu Zerr el Gıfari  (Okunma Sayısı 2965 defa)
06 Mayıs 2011, 16:25:38
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 06 Mayıs 2011, 16:25:38 »



Hz. Ebu Zerr El-Gıfarı (r.anh)


İlk müslümanlardan, sahâbî Ebû el-Zerr, Benû Gıfâr kabilesine mensub olup doğum tarihi bilinmemektedir. H. 31 (M. 651/652) yılında Mekke ile Medine arasında bir yer olan er-Rebeze'de vefat etmiştir. Ebû Zerr (r.a)'in ismi ve babasının adı hakkında kaynaklarda çeşitli isimler zikredilmektedir. Bazı eserlerde İsminin Cündüb b. Cenâde b. Seken, bazı eserlerde Seken b. Cenâde b. Kavs b. Bevaz b. Ömer olarak zikredilmek­tedir. Bazı eserlerde ise Cündüb b. Cenâde b. Kays b. Beyaz b. Amr olarak zikredilmektedir. Bu sonuncusunun daha doğru olması muhtemeldir. Zira annesinin künyesi Ümmü Cündüb'dür.[109]

Hz. Cündüb b. Cenâde'nin künyesi Ebu Zerr'dir. İslâm tarihinde ismin­den ziyade bu künyesi ile meşhur olup bununla anılmaktadır. Lâkabı ise Mesîhu'l-İslâm'dır. Bu lâkabı ona Hz. Muhammed (sav) bizzat vermiştir. Ebû Zerr el-Gifâri'nin kabilesi ve ailesi câhiliye devrinde genellikle yol kesmek, kervanları soymak ve eşkıyalık yapmakla tanınırdı. Ebû Zerr, cesareti ve atılganlığı ile o kadar büyük bir şöhret yapmıştı ki, ismini duyan, olduğu yerde korkudan titrerdi.

Genç yaştaki Ebû Zerr hazretleri bir gün, birdenbire değişerek mesleğini bırakıp haniflerden oldu. İslâm'ın henüz zuhur etmediği bir zamanda Allah yolunu tuttu. Öyle ki, etrafındakilere, "Allah'tan başkasına ibadet edilmez. Putlara tapmayınız, onlardan hiçbir şey istemeyiniz!" demeye başladı. Böylece hak yolunu bulmuş ve lebbeyk demişti. Bu husustaki ifadesine göre, müslüman olmadan üç yıl evveline kadar kendine mahsus bir-şekilde Allah'a ibadet ettiğini ifade etmiştir.

Ebû Zerr (r.a.), İslâm daha duyulmadan hakkın dâvetine cevap veren ve ruhen iman eden büyük sahabelerden biridir.Ebû Zerr hazretlerinin İslâm ile müşerref olması başlı başına bir olaydır. Şöyle ki: Bir gün, Gıfâroğulları kabilesine mensub bir kişi, Mekke'den kendi kabilesine döndüğünde doğru Ebû Zerr'e gitti ve Mekke'de bir zatın zuhur edip kendisinin peygamber olduğunu iddia ederek insanları yeni bir dine davet ettiğini ve Cenâb-ı Hakkın vahdaniyeti hakkında halka talimatta bulun­duğunu haber verdi. Ve bu işi tahkik etmesini ilâve etti. Kabiledaşının vermiş olduğu bilgileri dikkatle dinleyen Hz. Ebû Zerr, karşısındakinin sözleri bittikten sonra:

"Cenâb-ı Hakka yemin ederim ki, bu zat, iyilik­leri öğrenmeleri ve kötülüklerden sakınmaları için halka nasihatler yapmaktadır" dedi.

Bu konuşmadan kısa bir süre sonra Ebû Zerr Mekke'ye gitti. Bu sırada Hz. Muhammed'in Mekke'deki durumu çok kritik olduğundan, ashabı onu büyük bir titizlikle koruyor ve bulunduğu yeri hiç kimseye açıklamıyor­lardı. Ebû Zerr Hz. Peygamber'i kime sorduysa bir cevap alamadı. Çare­siz Kabe'ye gitti. Zemzem suyundan içerek biraz rahatladı. Tekrar Hz. Peygamber'i aramaya çıktı. Yine kimseden bir cevap alamadı. Bu arada tevafuken karşısına çıkan Hz. Ali'ye sordu ise de yine bir cevap ala­madı.Ebû Zerr el-Gıfâri, Hz. Ali'yi takip edip, onunla birlikte Peygamberimizin mübarek yüzünü görmekle şereflendi. Ve hemen:

“Esselâmü aleyküm,” diyerek selâm verdi. Bu selâm İslâm'da bu şek­ilde verilen ilk selâm ve Ebû Zerr el-Gıfari de ilk selâmlayan kimse oldu.

Peygamber efendimiz selâmını aldıktan sonra, aralarında şu konuşma geçti:

“Sen kimsin?”

“Gıfâr kabîlesindenim.”

“Ne zamandan beri buradasın?”

“Üç gün üç geceden beri buradayım.”

“Seni kim doyurdu?”

“Zemzem'den başka bir yiyecek, içecek bulamadım. Zemzemi içtikçe hiç açlık ve susuzluk duymadım.”

“Zemzem mübarektir. Aç olanı doyurur.”

“Yâ Muhammedi İnsanları neye da'vet ediyorsun?”

“Bir olan ve ortağı bulunmayan Allah'a iman etmeye ve putları terketmeye, benim de Allahın Rasûlü olduğuma şehâdet etmeye davet ediy­orum.”

Bunun üzerine Ebû Zerr el-Gıfari hazretleri:

“Bana İslâmı bildir,” dedi.                                                           

Peygamber efendimiz ona Kelime-i şehâdeti okudu. O da söyleyip, Müslüman oldu. Ebû Zerr Müslüman olmanın verdiği büyük bir iştiyakla dedi ki:

“Yâ Rasûlallah! Allahü Teâlâya yemîn ederim ki Müslüman olduğumu Kabe'de müşrikler arasında haykırmadıkça memleketime dönmiyeceğim.”

Bundan sonra Ebû Zerr el-Gıfâri Kabe yanına gidip, yüksek sesle:

“Eşhedü en lâ ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve Rasûllüh,” diye haykırdı.

Bunu işiten müşrikler hemen üzerine hücum ettiler. Taş, sopa ve kemik parçalan ile öyle dövdüler ki, kanlar içinde kaldı. Bu hâli gören Hz. Abbâs seslendi:

“Bırakın bu adamı, öldüreceksiniz! O sizin ticâret kervanınızın geçtiği yol üzerinde oturan bir kabiledendir. Bir daha oradan nasıl geçeceksiniz? Böylece Ebû Zerr hazretlerini müşriklerin elinden kurtardı.”

Müslüman olmakla şereflenmenin verdiği şevkle, öylesine seviniyor ve coşuyordu ki, ertesi gün yine Kabe'nin yanında Kelime-i şehâdeti yük­sek sesle bağıra bağıra söyledi. Bu sefer de üzerine hücum eden müşrik­ler, yere yıkıhncaya kadar dövdüler. Yine Hz. Abbâs yetişip, ellerinden kurtardı. Bundan sonra Peygamber efendimiz Ebû Zer-i Gıfarî hazretler­ine buyurdu ki:

“Şimdi kavminin yanına dön! Emrim sana ulaşınca, onu kavmine haber ver! Ortaya çıktığımızın haberi sana geldiği zaman yanımıza dön!”

Bu emir üzerine Ebû Zerr el-Gıfari kendi kabilesi arasına dönüp, onlara İslâmiyeti anlatmaya başladı. Hicrete kadar bu hizmete devam etti.

Ebû Zerr el-Gıfari hazretleri kavmini İslâmiyete davet ediyordu. Birgün kabilesine, Allanın bir ve Muhammed aleyhisselâmın onun Resulü olduğunu ve bildirdiklerinin hak ve tapmakta oldukları putların bâtıl, boş ve manasız olduğunu söylemişti. Kendisini dinleyen kalabalıktan bir kısmı, "Olamaz" diye bağrışmaya başladılar. Bu sırada kabilenin reisi Haffâf, bağıranları susturdu ve dedi ki:

“Durun, dinleyelim bakalım ne anlatacak!” Bunun üzerine Ebû Zerr hazretleri şöyle devam etti:

“Ben Müslüman olmadan önce, bir gün Nuhem putunun yanına gidip, önüne süt koymuştum. Bir de baktım ki, bir köpek yaklaşıp, sütü içiverdi. Sonra da putun üzerine pisledi. Görüyorsunuz ki, put köpeğin üzerini kirletmesine mani olacak güçte bile olmayan bir taş! İşte sizin taptığınız şey! Köpeğin bile hakaret ettiği puta tapmak hoşunuza gidiyorsa, buna çok şaşılır.”

Herkes başını eğmiş duruyordu. İçlerinden biri cevap verdi:

“Peki senin bahsettiğin Peygamber neyi bildiriyor.  Onun doğru söylediğini nasıl anladın?”

Bunun üzerine Ebû Zerr hazretleri, yüksek sesle kalabalığa şöyle hitap etti:

“O, Allah'ın bir olduğunu, O'ndan başka ilâh olmadığını, herşeyi yaratan ve herşeyin mâliki, sahibi olduğunu bildiriyor. İnsanları Allah'a iman etmeye çağırıyor. İyiliğe, güzel ahlâka ve yardımlaşmaya davet ediyor. Kız çocuklarını diri diri gömmenin ve yaptığınız diğer her türlü kötülüğün,  haksızlığın,  zulmün,  çirkinliğini  ve  bunlardan  sakınmayı emrediyor.”

Ebû Zerr el-Gıfâri hazretleri İslâmiyeti uzun uzun açıkladı. Kabilesinin, içinde bulunduğu sapıklığı bir bir sayıp, bunların zararlarını ve çirkinliğini gayet açık bir şekilde anlattı. Onu dinleyenler arasında başta kabile reisi Haffâf ve kendi kardeşi Üneys olmak üzere çoğu Müslüman oldu. Diğerleri ise daha sonra Peygamberimizi görerek Müslümanlığı kabul ettiler.

Ebû Zerr el-Gıfâri hazretleri bu hizmetleri yaptığı sırada, İslâmiyet, Mekke'de ve civarında oldukça yayılmıştı. Müşriklerin zulmü de o derece artmış, İslâm uğrunda kanlar dökülmüş, ilk şehîdler verilmişti. İki defa Habeşistan'a, daha sonra Medîne-i münevvereye hicret yapıldı.

Ebû Zer hazretleri de Medine'ye hicret etti. Peygamber efendimiz hicretten sonra Ashâb-ı kiram arasında kurduğu kardeşlikte Ebû Zerr hazretlerini de Münzir bin Amr hazretleri ile kardeş yaptı. Daha sonra İslâmı anlatması için tekrar kabilesi arasına gönderildi.

Ebû Zer-i Gıfâri hazretleri Hendek savaşından sonra Medine'ye geldi ve yerleşti. Bundan sonra Peygamber efendimizin yanından ayrılmadı.

Bütün zamanını dîni öğrenmeye ayırdı. İlim öğrenmek hususunda büyük gayret sahibi idi. Herşeyi Peygamberimize sorardı, iman, ihsan, emir ve yasaklar hususunda, Kadir gecesi ve daha birçok hususların sır­larını, izahını, namaza dâir ince hususları ve nice şeyleri Rasûlullah'a biz­zat sorarak öğrenmiştir.

Resûl-i Ekrem efendimiz Ebû Zer'i çok sever, ona, husûsî iltifat buyu­rurdu. Çok zaman gece geç vakte kadar Rasûlullah (sav)'in huzurunda kalırdı. Peygamberimizin mahremi, sır dostu idi. Onunla mahrem mese­leleri konuşurdu. Ayrıca Ebû Zer hazretleri, Peygamberimizin mübarek elini öpmek saadetine kavuşmuştur. Rasûlullah efendimize bey'ât ederken de, "Hak Teâlâ'nın yolunda hiçbir kötüleyicinin kötülemesine aldırmayacağına, ne kadar acı olursa olsun daima doğru sözlü ola­cağına" söz vermişti. Ömrünün sonuna kadar hep böyle kaldı. Bu husus­ta Rasûlullah efendimiz buyurdu ki:

“Dünyaya Ebû Zerr'den daha sadık kimse gelmedi.”

Rasûlullaha anlatılamayacak derecede muhabbeti ve bağlılığı vardı. Bir defasında şöyle demiştir:

“Yâ Rasûlallah, benim kalbim yalnız Allahû Teâlâ'nın ve sizin muhab­betinizle doludur. Bu muhabbet o derecede ki, insanın kalbi ancak bu kadar muhabbetle dolu olur.”

Tebük muharebesinde Ebû Zerr el-Gıfâri hazretlerinin devesi pek zayii ve dayanıksız olduğu için geride kalmıştı. Yolun ortasında devesi çöküp kalınca, devesinden indi. Eşyasını sırtına yükleyerek orduya yetişmek içir yaya yürümeye başladı. Şiddetli sıcak ortalığı kavuruyordu. Bir öğle vakti Ebû Zerr orduya yetişti. Rasûlullah'ın yanında bulunan Ashâb-ı kiram dediler ki:

“Yâ Rasûlallah! Tek basma bir ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hz. Ebu Zerr el Gıfari
« Posted on: 28 Mart 2024, 21:27:45 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hz. Ebu Zerr el Gıfari rüya tabiri,Hz. Ebu Zerr el Gıfari mekke canlı, Hz. Ebu Zerr el Gıfari kabe canlı yayın, Hz. Ebu Zerr el Gıfari Üç boyutlu kuran oku Hz. Ebu Zerr el Gıfari kuran ı kerim, Hz. Ebu Zerr el Gıfari peygamber kıssaları,Hz. Ebu Zerr el Gıfari ilitam ders soruları, Hz. Ebu Zerr el Gıfariönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes