๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Fıkhus Sahabe => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 06 Mayıs 2011, 16:37:39



Konu Başlığı: Hz. Ebu Musa el Eşarı
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 06 Mayıs 2011, 16:37:39
Hz. Ebü Musa El-Eş'arı (r.anh)



Ebû Musa el-Eş'arî (r.a.) hicrî takvimin tesbitine vesile olan bir sahabî... Kur'an-ı Kerim'i bizzat Rasûlüllah (sav)'den öğrenerek'ezber­leyen bir hafız... Uzun yıllar idarecilik yapmasına rağmen dünya malına iltifat etmeyen bir zâhid vali... Yemen'in Zebid şehrinde oturan, Eş'ar kabilesindendir. İsmi Abdullah'dır. Ebû Musa künyesiyle meşhur olmuş­tur. Babası Kays, annesi Zabye binti Vehb'dir. İslâm'a girişini kendisi şöyle anlatır: "Biz Yemen'de iken son peygamberin geldiği ve halkı İs­lâm'a davet ettiği haberi bize ulaştı. Ben ve iki ağabeyim, Eş'arî kabilesin­den elli iki kişilik bir heyetle birlikte Rasûlüllah (sav)'i görmek için bir gemiye binerek yola çıktık. Hava muhalefeti sebebiyle gemi bizi Habeşistan'a çıkardı. Orada Ca'fer İbni Ebî Tâlib (r.a.) ile buluştuk. Yeni din ve Peygamber hakkında ondan bilgiler aldık. Ve orada müslüman olduk. Kendilerini buraya Rasûlüllah'ın gönderdiğini söyleyen Ca'fer (r.a.) bizim de bir müddet burada kalmamızı istedi. Bizler de onlarla bir­likte Habeşistan'da oturduk. Daha sonra Rasûlüllah (sav)'in müsaadesiyle Habeş hükümdarı Necâşî bizi Medine'ye gönderdi." Bu kafilenin Medine'ye gelişi sırasında Rasûlüllah (sav) Hayber fethinde bulunuyordu. Efendimiz bu savaşta bulunmayanlara hisse vermediği halde Eş'arîlere ganimetten hisse verdi. Onlara yufka yürekli insanlar diye iltifat etti.

Ebû Musa Hayber'in fethinden sonra yapılan bütün gazve ve seriyyelere katıldı. Huneyn Gazvesinde bozguna uğrayan düşman asker­lerini takip etmekle görevlendirilen amcası Ebû Âmir el-Eş'arî kuman­dasındaki birlikte o da vardı. Amcası şehid düşerken kumandayı Ebü Musa'ya bıraktı. Evtas zaferini kazanan Ebû Musa el-Eş'arî (r.a.) Medine'ye döndü. İki Cihan Güneşi efendimizin huzuruna vardı. Durumu arz etti: Efendimiz her iki kumandana da duâ etti. Ebû Musa'ya da:

“Allahım! Abdullah İbni Kays'ın mgünahını affeyle ve kıyamet gününde ona en güzel makamı ver." diye dua buyurdu.

O, Rasûlullah (sav) efendimiz zamanında Yemen'in Zebid, Aden, Me'rib ve sahil taraflarının zekâtını toplamakla görevlendirildi. Hz. Ebû Bekir (r.a.) devrinde de orada kalan Ebû Musa (r.a.) dinden dönen Esved el-Ansî ile mücâdele etti. Daha sonra Medine'ye döndü. Kur'an-ı Kerîm'in kitap haline getirilmesinde büyük hizmetleri oldu.

O, Kur'an-ı Kerim'i bizzat Rasûlüllah'dan öğrenerek ezberleyen sayılı sahabelerden biridir. Güzel sesliydi. Kur'an okuyuşu herkesi hayran bırakırdı. Dinleyeni titretip sarsan bir sesi vardı. Evinin önünden geçerken okuyuşunu işitenler onu durup dinlemeden geçemezlerdi. Bir gece Rasûl-i Ekem (sav) efendimiz Aişe (r.anha) annemizle bir yere gidiyorlardı. Ebû Musa'nın evinin hizasına gelince durdular. İçerden tatlı tatlı okuyuşunu dinlediler. Okumasını bitirinceye kadar beklediler. Efendimiz sabahleyin onu görünce akşamki hadiseyi anlattı ve

"Buna Davud'unkine benzer güzel bir ses verilmiştir." buyurarak ona iltifat etti. O, Resûl-i Ekrem (sav) efendimizin sağlığında fetva verenlerdendi. Saftan İbni Süleyman bu konuda: "Rasûlüllah zamanında Hz. Ömer, Hz. Ali, Muâz b. Cebel ve Ebû Musa el-Eş'ari (r.anhüm)den başkası fetva vermezdi." diyor. Onun verdiği fetvalar küçük bir cüz hacminde idi. Kendisi fetva konusunda: "Gerçek, gün ışığı gibi ortaya çıkmadan bir hâkimin hüküm vermesi doğru değildir." derdi.

Ebû Musa el-Eş'arî (r.a.), uzun yıllar idarecilik yaptı. Dünya malına hiç iltifat etmedi. O, zühd ve takvâsıyla şöhret buldu. Etrafındakilere hep iki Cihan Güneşi Efendimizin zamanında yaşadıkları mütevazı hayatı, ihlâs ve samimiyeti, sâde yaşamanın güzelliğini anlatırdı. Ne olursa olsun her konuda ihlâs gerektiğini, Allahû Teâlâ'dan çok korktuğunu söylerdi. Her an son nefesini düşünürdü. Son nefesini imanla vermek onun en büyük gayesiydi. Yakınları onun bu haline bakar ve: "Kendine biraz acısan" derlerdi. O da şöyle karşılık verirdi. "Atlar koşuya çıktığı vakit, son noktaya gelesiye kadar nasıl bütün güç ve kuvvetlerini kullanır­sa, ben de son nefesimi imanla veresiye kadar bütün gücümü kullan­mak mecburiyetindeyim." derdi. İşte hüsn-i hatime endişesi buna der­ler. Yani son nefesi iman ile verme endişesi. Bu sahabenin tamamında var olan bir endişedir. Bunun için onlar salih amellerini kesintiye uğrat­mamışlardır.

Onun en belirgin vasıflarından biri de son derece haya sahibi olup edepli olmasıydı. Yıkanırken dahi Allahû Teâlâ'dan haya edip karanlıkta iki büklüm olarak yıkandığını söylerdi. Talebelerine yumuşak huylu olmayı tavsiye ederdi. Onları Allah korkusundan ağlamaya teşvik ederdi. "Ağlayamıyorsanız ağlamaya gayret edin. Zira Cehennem ehli göz pınarları kuruyuncaya kadar ağlayacak. Sonra içinde gemiler yüze­cek kadar kanlı yaşlar dökecekler" derdi.

Ebu Musa el-Eş'arî (r.a.) Hz. Ömer (r.a.) devrinde Basra valiliği ve kadılığına tayin oldu. Valiliği esnasında, Nusaybin, Dinever, Kum gibi birçok şehrin fethinde önemli hizmetleri oldu. Ahfaz ve İsfahan'ı aldı. Tüster'de İran'ın meşhur kumandanı Hürmüzan'ı esir aldı ve halifeye gön­derdi. Daha sonra Hz. Ömer (r.a.) onu, Ammar b. Yâsir (r.a.)'dan boşalan Küfe valiliğine tayin etti. Hz. Osman (r.a.) devrinde de aynı va­zifeye devam etti. Bu arada Kur'an ve fıkıh dersleri verdi. Cemel vak'asında tarafsız kaldı. Sıffınde Hz. Ali (r.a.)'in vekili oldu. Hakem olayında sulh için çok gayret etti. Sonunda yapılanlara üzülerek tamamıyle uzlete çekildi.

O, valiliği esnasında hicrî takvimin tesbit edilmesine vesile oldu. İslâm takvimini yazılarında ilk defa o kullandı. Hz. Ömer (r.a.)'a bu konuda bir mektup yazarak: "Bize tarihsiz mektuplar gönderiyorsunuz." diye uyardı. Hz. Ömer (r.a.) da derhal bir şûra toplayarak hicreti tarih başlangıcı olarak kabul etti.

İslâm kendi nevi şahsına münhasır bir sistemdir. Onun oluşturduğu toplum, diğer toplumlardan farklıdır. Çünkü İslâm toplumu, küfrü mahkûm edip İslâm'ı hakim kılan toplumdur. İslâm toplumunda cahili toplumların değer yargılan yerine, bizzat İslâm dininin emredip tavsiye ettiği değer yargıları geçerlidir.

İslâm dininden kaynaklanan değer yargılarının geçerli olduğu bir İslân' toplumunu oluşturmak, cahiliyyenin kalıntılarına karşı onu korumaya çalışmak, sahabe fıkhındandır. İşte Ebû Musa el-Eş'arî (r.a.), bu işin kav­gasını verenlerdendir. Müslümanların emirinden aldığı meşru talimatlar harfıyyen uygulamıştır. Şer'i otoriteyi hiçe sayarak iş yapmamıştır Sahabelerin işleri, istişare ile yürüyordu. Onlar istişaresiz iş yapmay bereketsiz ve hayırsız sayarlardı.

Ebû Musa el-Eş'arî (R.a.)'in 360 hadis-i şerif naklettiği ve 662 m. tari­hinde vefat ettiği rivayet edilir. Vefatının Kûfe'de mi? Mekke'de mi? olduğu ihtilaflıdır. Cenâb-ı Hak şefaatlerine nail eylesin. Amin. [83]

Müslüman, şer'i otoriteye bağlandıkça ve bağlı kaldıkça değer kazanır. Şer'i otoriteye bağlı kalmayı gereksiz görenlerin her hangi bir değerleri olmaz. Şer'i otorteden uzak düşen esaretin ve köleliğin içine düşer.



[83] Hayatü's Sahâbe/M. Yusuf Kândehlevî; Hilyetü'l Evliya; El-İsabe Fi temyizi Sahâbe/İbn-i Hacerü'l Askalani; Suverun Min Hayatü's Sahâbe/Abdurrahman Ref'at el-Başa, Beyrut/ty.


Konu Başlığı: Ynt: Hz. Ebu Musa el Eşarı
Gönderen: Mehmed. üzerinde 25 Aralık 2018, 14:58:21
Esselamu aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Hz. Ebu Musa el Eşarı
Gönderen: Ceren üzerinde 25 Aralık 2018, 15:35:52
Esselamu aleyküm. Hz Ebu Musa El Eşarı kur anı peygamber efendimiz den öğrenen ezberleyen hafız olan ve İslama hizmet eden bir sahabedir.