> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Fıkhus Sahabe  > Hz. Câbir bin Abdullah
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hz. Câbir bin Abdullah  (Okunma Sayısı 2433 defa)
07 Mayıs 2011, 16:00:21
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 07 Mayıs 2011, 16:00:21 »



Hz. Câbir Bin Abdullah (r.anh)


Cabir b. Abdullah b. Amr, b. Haram, b. Ka'b, b. Ganem, b. Seleme. Künyesi Ebû Abdullah olan Câbir Hazrec kabilesindendir.

Câbir'in babası, ikinci Akabe bey'atinde müslüman olmuş ve Haramoğulları nakipliğine tayin edilmişti. Kâfirler Uhud gazasında onu, burnunu ve kulaklarını keserek işkence ettikten sonra şehit ettiler. Dokuz kızı vardı, bunlara Câbir baktı. Hz. Câbir babasının şehadetini şöyle anlatır: "Babam Uhud'da şehit oldu. Kız kardeşlerim bana bir deve vere­rek git babamızın cenazesini bu deveye yükle getir ve onu Selemeoğıılları kabristanına göm dediler. Deveyi alarak gittim. Yanımda birkaç adam da vardı. Rasûl-i Ekrem babamı cihad meydanından taşıyarak aile kabris­tanına götürmek istediğimi haber aldılar. O, Uhud'da oturuyordu. Beni huzurlarına çağırarak dedi ki: Nefsimi elinde tutan Cenâb-ı Allah'a yemin ederim ki; Abdullah arkadaşları ile birlikte gömülecektir. Rasûl-i Ekrem'in bu sözü üzerine ben de babamı taşımaktan vazgeçtim ve onu Uhud şehitleri ile birlikte gömdüm.[114] Rasûîüllah (sav) Câbir'e,

"Sana bir müjde vereyim mi? Allah babanı diriltti. Ve kendi­sine perdesiz doğrudan doğruya hitap etti. Halbuki şimdiye kadar hiçbir kimseye böyle hicabsız söylediği olmamıştır" buyurdu.

Babası şehit olunca ardında bıraktığı borçlarını Câbir ödeyemedi ve Rasûlüllah'a giderek,

"Ya Rasûlallah! Babam Uhud günü şehit olduğunda bana borç bıraktı. Alacaklılar beni sıkıştırıyorlar. Bana Yardım ediniz de borcumun bir miktarını gelecek yıla ertelesinler." dedi. Rasûlüllah (sav)

"Hay hay, öğleye doğru size gelir, alacaklıları görürüm" dedi. Rasûlüllah (sav) Câbir'in evine gitti. O istirahat ederken Câbir onun için bir koyun kestirdi. Rasûlüllah uyanınca Câbir'e

"Bana Ebû Bekir'i çağır" dedi. Rasûlüllah (sav) ve yanındaki ashabı yemek yediler. Yemekten sonra Rasûlüllah (sav) gitmek üzere ayağa kalkınca Câbir'in zevcesi ona

"Ya Rasûlallah, bana ve kocama dua et" diye yalvardı. Rasûlüllah da:

"Cenâb-ı Hak seni ve kocanı mağfiretine nail etsin" buyurdu. Mü'min kadın kocasının dünya ve âhiret saadeti için gayret gösteren kadındır. Hakeza mü'min erkekte hanımının dünya ve âhiret saadeti için çalışır. Birbirlerinin dünya ve âhiret saadeti için çalışmayan erkek ve kadınlarda hayr yoktur.

Rasûlüllah daha sonra alacaklıları çağırmış ve onlardan Câbir'e müh­let vermelerini istemiş, onlar mühlet vermeyince Rasûlüllah Câbir'e hur­malarını ölçüp onlara vermesini buyurmuştur. Câbir, hurmalanyla babasının borçlarını ödedikten sonra kendisine de bir miktar hurma kalmıştır. Bunu Rasûlüllah'a aktarırken karısına dönüp

"Ben sana Rasûlüllah'ı rahatsız etmemeni tenbih etmemiş miydim?" deyince karısı

"Rasûl-i Ekrem benim evime gelir de, ben ondan bana ve kocama dua etmesini nasıl istemem?" demiştir. Câbir,

"Biz, Rasûl-i Ekrem'in himmet ve imdadı ile borçtan kurtulduk" demiştir. Rivayete göre Câbir, Bedir ve Uhud savaşlarından başka bütün Cihad hareketlerine katılmıştır. Câbir, Enmar gazasında Rasûlüllah'ın hayvanının üzerinde namaz kıldığını rivayet etmektedir. Hendek savaşında da Rasûlüllah ile ashabının tam üç gün aç kaldıklarını, hendek kazan bazı sahabelerin rastladıkları kayayı yerinden oynatamadiklarını nakleden Cabir şöyle der: "Rasûl-i Ekrem'e bir kaya parçasına tesadüf ettiklerini söylemişler. Hz. Peygamber de onlara

"Siz bu kaya parçasının üzerine biraz su serpiniz" buyurdu. Su ser­pildi, sonra Rasûl-i Ekrem kazmayı eline alarak besmele çektikten sonra kazma ile kayaya üç defa vurunca kaya tuzla buz oldu. Bu sırada dikkat ettim, Rasûl-i Ekrem karnına (açlıktan) bir taş bağlamıştı."

Dâva önderi, dâva arkadaşlarını borç yükü altında bırakmayan kimsedir. Dâva arkadaşlarının borçlarıyla da ilgilenen kimsedir. Şunu bilelim ki; gerçek dâva önderi, dâva arkadaşlarına her hangi bir lekenin "gelmesini istemeyen kimsedir.

Hz. Câbir, Siffin vakasında Hz. Ali tarafında yer aldı. Ancak, Hz. Ali'nin şehit edilmesinden sonra Muaviye'ye bey'at etti. Ömrünün son­larında gözleri görmez oldu. Medine'de doksanüç yaşında öldü.

Câbir, Rasûlüllah'tan bin beş yüzden fazla hadis rivayet etmiştir. Elli sekizi Buhâri ve Müslim'de mevcut olup müttefekun aleyhtir. Ashâb arasında Câbir İbn Abdullah isminde iki kişi daha vardır: Biri Câbir İbn Abdillah İbn Rebâh; diğeri Câbir b. Abdillah er-Râbisî'dir. [115]

Hz. Câbir'in Rasûlüllah'tan önemli rivayetleri vardır. Bunlardan bazıları şöyledir: İstihare hadîsi: "Rasûlüllah Kur'an'dan bir sure öğretir gibi (büyük küçük) işlerimizin hepsinde bize istihare (duasını) öğreterek şöyle buyurdu:

"Sizin biriniz bir işe kalben azmettiğinde o kimse farz değil (istihare niyetiyle nafile olarak) iki rekat namaz kılsın. (Namazdan) sonra şöyle dua etsin: Ya Rab hakkımda hayırlısını bildiğin için senin dergâh-ı inayetinden bana hayırlısını bildirmeni dilerim. Ve hayırlı olana gücün yetiştiğinden lutfundan bana güç ver­meni dilerim. Ya Rab, hayırlı olanın bana gösterilmesini ve takdirini senin o büyük fazl ve kereminden dilerim. Allah'ım senin her Şeye gücün yeter, halbuki benim yetmez. Sen her Şeyi bilirsin, halbuki ben bilmem. Muhakkak sen Şuurumuzdan uzak olan her şeyi de pek yakından bilirsin. Ya Rab, bilirsin ki bildiğinde hiç şüphe yoktur Şu azmettiğim iş dinim, dünya ve âhiretim için hayırlı ise, benim için onu kolaylaştır. Sonra işlemeye kudret bahşettiğin ve bana nasip kıldığın bu işi, mübarek eyle. Yine şu azmettiğim iş dinim, dünya ve âhiretim için şer ise, bu işi benden beni de bu işten uzaklaştır. Ve hayır nerede ise o hayrı bana takdir eyle. Sonra nefsimi bu takdir buyurduğun hayrı kabul etmeye razı kıl.”

Hz. Câbir "istihare eden mü'minin duada bu iş diye geçen yerlerde hacetini adıyla anmasını" söylemiştir.

Hz. Câbir'in rivayet ettiği diğer hadislerden bazıları şunlardır:

"Sizin biriniz farz namazı mescidinde kıldığında dönüp evine gelerek sün­net, müstehap, kaza namazlarını evinde kılmak suretiyle evini de namazın feyz ve bereketinden nasibdar kılsın. Cenâb-ı Hak onun namazından evinde bereket yaratır.”

Bir kere yanımızdan bir cenaze geçmişti de Rasûlüllah (sav) cenaze geçtiği için kıyam etmişti. Biz de ayağa kalktık. Ve,

“Ya Rasûlallah bu bir Yahudi cenazesidir” dedik. Rasûlüllah,

“Bir cenaze gördüğünüzde (müslim olsun, kâfir olsun) kıyam ediniz. Çünkü ölüm, korkunç bir şeydir” buyurdu.

Ey Câbir dikkat et. Sana Kur'an'da nazil olan en büyük sureyi bildiriyorum. Bu, Fâtiha-i Şerîfe'dir. Zira onda her derde karşı bir şifa vardır.

Rasûlüllah (sav) zamanında biz, at eti yerdik.

Ezan ile beraber ticaret haram olur. Hutbe (cuma hutbesi) esnasında da söz söylemek haramdır. Söz söylemek hutbeden sonra helâl olur. Ticaret de namazdan sonra helâl olur.

Rasûlüllah'ın mescidinde bir hurma kütüğü vardı. Hz. Peygamber, hutbe esnasında ona dayanırdı. Kendisi için minber yapıldığında bu kütükten gebe develerin iniltisine benzer sesler çık­tığını İşittik. Hz. Peygamber minberden inip de elini üzerine koyunca sustu. O sırada kütük susturulan çocuk gibi hafif hafif inliyordu. Susturduktan sonra

"O, yanında edildiğini işittiği zikrullah için ağladıydı" buyurdular.

Bir defa biz Rasûl-i Ekrem (s.a.s) ile birlikte Cuma namazı kılarken Şam tarafından yiyecek yükiü bir kervan geldi. Cemaat birer birer kafi­leye doğru yönelip oniki kişi kalıncaya kadar hep dağıldılar. O zaman şu ayet nazil oldu:

"Onlar bir ticaret yahut bir eğlence buldular mı hemen oraya koşup dağılıyor ve seni ayakta hutbe irad ederken bırakıp savuşuyorlar. Onlara de ki, namaz ve niyazları mukabili olarak Allah katında saklı duran sevap, eğlenceden de ticaretten de daha hayırlıdır. Allah rızik verenlerin en hayırlısıdır.”

"Benden evvel hiç bir kimseye verilmedik beş şey bana verilmiştir: Bir aylık yola kadar (düşmanlarımın kalbine) korku salmak ile zafere erdim. Yeryüzü bana mescid kılındı. Onun için ümmetimden namaz vakti gelip çatmış her kim olursa olsun namazını kıhversin. Ganimet bana helâl edildi. Halbuki benden evvel kimseye helâl edilmemiştir. Bana şefaat verildi. Bir de her peygamber özellikle kendi kavmine gönderilirken ben bütün insanlara gönderildim." [116]

Rasûl-i Ekrem (sav) efendimiz öğleni (zevalden sonra) gündüzün sıcağında; ikindiyi henüz güneş (beyaz ve) tertemiz iken; akşamı güneş battığında; yatsıyı da gâh erken gâh geç kildırirdı. Cemaati toplanmış bulduğunda acele eder, gecikmiş bulduğunda tehir ederdi. Sabah namazını ise onlar, yahut Rasûlüllah karanlıkta kılarlardı."

Hz. Peygamber (sav) sarımsağı kastederek Her kim bu yeşillikten yerse mescidlerimize, yanımıza gelmesin buyurdu."

Hz. Câbir (r.a.) Medine'de ölen son sahâbîdir. Hadis, tefsir ve fıkıh'da önemli bir yeri vardır. Muttaki veya facir, herkesin Cehennem'e gireceği­ni, fakat ateşin müttakileri yakmayacağını, Allah'ın onları ateşten kurtara­cağını bildirerek, Meryem suresinin on yedinci ayetinin tefsirine açıklık getirmiştir. Yine o şu hadîsi bildirmiştir: İnsanlar Allah'ın dinine fevc fevc girdiler, ondan fevc fevc çıkacaklar.

Kitleleri imana davet ederek İslâm'a kazandırmaya çalışmak, saha­benin en önemli uğraşlarından birisiydi. Sahabeler kitle psikolojisini çok iyi biliyorlardı. Onlar muhatab oldukları kişilerin ve toplumların sosyal dokularını keşfederek kendilerine yaklaşıyorlar ve Allah'ın dinini tebliğ ediyorlardı. Allah'ın dini adına yapılan tebliğ çalışmasının başarıya ulaş­ması için bu şarttır.

Kişinin sosyal dokusunu keşfetmeden kendisine tebliğde bulunmak, meçhul bir tarlaya çok kıymetli bir tohumu ekmeye benzer. Doğrul...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hz. Câbir bin Abdullah
« Posted on: 17 Nisan 2024, 00:33:31 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hz. Câbir bin Abdullah rüya tabiri,Hz. Câbir bin Abdullah mekke canlı, Hz. Câbir bin Abdullah kabe canlı yayın, Hz. Câbir bin Abdullah Üç boyutlu kuran oku Hz. Câbir bin Abdullah kuran ı kerim, Hz. Câbir bin Abdullah peygamber kıssaları,Hz. Câbir bin Abdullah ilitam ders soruları, Hz. Câbir bin Abdullah önlisans arapça,
Logged
25 Aralık 2018, 15:01:54
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.663


Site
« Yanıtla #1 : 25 Aralık 2018, 15:01:54 »

Esselamu aleyküm Rabbim şehitlerimizin makamını artırsın Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

25 Aralık 2018, 15:21:21
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #2 : 25 Aralık 2018, 15:21:21 »

Esselamu aleyküm. Rabbım bizleri İslam yolunda hizmet eden Şehid düşen sahabelerin yolunda giden rahmete erişen kullardan eylesin insallah. 
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes