๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Fıkhus Sahabe => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 07 Mayıs 2011, 16:06:22



Konu Başlığı: Hz. Amr ibni Cemuh
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 07 Mayıs 2011, 16:06:22
Hz. Amr İbn-i Cemuh (r.anh)


Hz. Amr İbnu Cemuh (r.a.), Allah yolunda çocuklarıyla şehadet yarışma katılan bir sahabedir. Amr İbnu Cemuh, cahiliyede Yesrib'ileri gelenlerinden, Celemeoğullarının efendilerinden, Medine cömertlerinden, karakter sahibi biriydi. Cahiliye devrinde soylu kişilerin evlerinde put bulundurma adeti vardı. Bunu her sabah ve akşam puttan uğur dilemek, törenlerde kurban kesmek, saygı duruşunda bulunarak felaket anlarında sığınmak vb. şeyler için yaparlardı. Amr'ın putu da Menat idi. Onu kaliteli bir ağaçtan yapmıştı. Saygıda kusur etmez, ona en güzel kokuları sürerdi.

Mus'ab İbnu Umeyr (r.a.)'ın Medine'ye davetçi olarak gelmesinden kısa bir zaman sonra insanların bir çoğu İslâm'a girdiler. O sırada altmış yaşını geçmiş olan Amr İbnu Cemuh'un oğulları Muavvez, Muaz, Hallad ve eşi Hind de ondan gizli bir şekilde iman ettiler.

Kocası ve ondan başka birkaç kişinin dışında kimsenin şirkte kalmadığını gören Hind (r.a.) sevip saydığı kocasının şirk üzere kalmasını asla isteyemezdi. Amr İbnu Cemuh ise çocuklarının atalarının dininden çıkıp Müslüman olmalarından korkuyordu. Karısına:

"Hind, çocukları sakın şu Mus'ab'la görüştürme" dedi. Kadın:

"Olur ama o adamın anlattıklarını oğlun Muaz'dan dinlemek ister misin?" dedi. O:

"Vay be haberim yokken Muaz da mı dinden çıktı?" diye sordu. Hind:

"Hayır, Mus'ab'ın bazı toplantılarına katılıp söylediklerinden bazılarını öğrenmiş" cevabını verdi. Amr:

"Muaz'i bana çağır" dedi. Muaz babasının huzuruna gelip ona Fatiha suresini okuyunca, aralarında şu konuşma geçti:

“Bu söz ne kadar şahane, ne kadar güzel. Bütün sözleri böyle mi?”

“Hepsi birbirinden güzel babacığım! Sen de ona bey'at eder misin? Halkın tamamı ona bey'at etti.”

“Menat'a danışmadıkça bir şey yapmam. O ne derse öyle yaparım.”

“Babacığım Menat konuşmaz ki onun dili ve aklı yok. O sadece bir ağaç.”

“Sana söyledim ona danışmadan atalarımın dininden vazgeçmem.”

Derken Amr ağaçtan yontma putun huzuruna geçip saygıyla fikrini sordu. Cevap alamayınca da onu kızdırdığım zannedip bir kaç gün öfkesinin dinmesini beklemeye karar verdi. Bu esnada çocukları da düşünmeye başladılar. Derken putu alıp Selemeoğullarının tuvalet çukurlarından birine attılar.

Amr buna çok hiddetlendi arayıp putu buldu. Temizleyip kokular sürdü ve aynı yerine koydu. Aynı durum günlerce tekrar etti derken en son gün Amr, Menafin boynuna kılıcını astı ve:

"Ey Menat! Bunları sana kimin yaptığını bilmiyorum. Eğer sen de hayır varsa işte kılıç kendini koru" dedi. Ancak aynı durum o gece de tekrarlanınca artık onu tuvalet çuku­rundan çıkarmadı ve:

"Vallahi sen ilah olsaydın bir tuvalet çukurunda olmazdın" dedi ve İslâm'a girdi. Amr İslâm'ı tanıdıkça cahiliyede geçen dakikaları için pişmanlık gözyaşları döküyordu. Artık o da iman ve İslâm'ın fedakâr bir hizmetçisi her mü'min gibi, davanın yılmaz bir bekçisiydi.

Uhud savaşı için cihada çağrı yapıldığında üç oğlu gibi Amr İbnu Cemuh da cihad için hazırlanmaya başladı. Halbuki Amr (r.a.) o anda çok yaşlı ve bir ayağı tamamen sakat idi. Bu yüzden çocukları onun mazur olduğunu anlatıp cihada katılmamasını istediler. Bunun üzerine baba oğullarını şikâyet için Rasûlüllah (sav)'in huzura çıktı ve:

"Ey Allah'ın Rasûlü, şu benim oğullarım topal olduğumu bahane ederek beni bu hayırlı işten alıkoymak istiyorlar. Vallahi ben topallığımla cennete girmek istiyorum" dedi. Rasûlüllah (sav) oğullarına:

"Ona engel olmayın. Herhalde Allah (c.c.) ona şehitlik verecek" buyurdu.

Ordunun hareket vakti gelince Amr (r.a.) hiç dönmeyecekmiş gibi hanımına veda etti, sonra kıbleye yönelip şöyle dua etti:

"Allah'ım! Bana şehitlik ver. Beni şehitliği kaybetmiş olarak aileme döndürme."

Savaşın kızışıp müşriklerin Rasûlüllah (sav)'i kuşattığı sırada o tek ayağı üzerinde sıçrayarak cihada devam ediyordu. Oğlu Hallad'la beraber Ra­sûlüllah (sav)'i koruyan mü'minlerin ön safında çarpışırken bir taraftan da:

"Ben cenneti istiyorum, ben cenneti istiyorum" diyordu. Derken ikisi de şehid olup cenneti garantileyenlere katıldılar. [84]

Eski cahiliyye ile çağdaş cahiliye putperstîikte müşterektirler. Çağdaş ve çağdışı cahiîiyenin pulculuktaki benzerliği tartışmadan varestedir. Bu iki cahiliyenin tüm safhalarında ciddi benzerlikler olduğu gibi putçulukta da benzerlik vardır. Ancak önceki cahiliye hem teori hem pratikte tapın­ma kastıyla putçuluk yapıyordu. Günümüz cahiliyesi ise tapınma düşüncesi taşımadığını söylese de yaptığı tapınmadır. Bir diğer fark da şu:

Eski cahiliye o günün iikel şartlarında inanarak putlara tapıyordu. Günümüz cahiliyesi ise inanmadığı halde inadına putçulukta ısrar ediyor. Çok daha kötüsü ise günümüz cahiîiyesinin, geçmişin cahiliyesinin tam tersine başkalarını da putçuluğa mecbur etmeleridir. Sonuç olarak günümüz cahiliyesi çok daha şedit, daha dayatmacı, daha vahşi ve dolayısıyla daha ilkeldir.

Cahiliyye devrinin adetlerinden birisi de, evde heykel bulundurma adetidir. Günümüzde mütedeyyin aileler de dahil olmak üzere nicelen vit­rinlerinde kedi, köpek, at, noel baba ve benzeri heykeller bulundururlar. Bu cahiliye adeti kesin haramdır. Zaten tapınma kastıyla olursa şirk olur. Kabartma olmayan tam boy canlı resimleri ise mekruhtur. Yalnızca kız çocukların oynadığı bebekler müstesnadır. Bunlar çocukta annelik duygu ve şefkatini geliştirdiğinden cevaz verilmiştir.

Müslüman insanın azad kabul etmez sorumluluklarından birisi de, insanları anne, baba, kardeş, akraba ayrımı yapmadan İslam'a davet etmektir. Davet ve davetçilik, mü'min insanın kesinti kabul etmez faaliyet alanıdır. Davet ve tebliğ cihadın en müessir ve günümüzde en mümkün olan kısmıdır. O yüzden asla ihmal edilmemelidir. Mus'ab'ları bekleyen Amr'lar gibi günümüzde yüz milyonlarca insanın davet ve tebliğ bek­lediği sırada Mus'ab yolunun yolcuları olması gerekenlerin ihmalkârlık ve tembellikleri affı zor bir hatadır.

Davette davetçilerin yardımlaşması, davet ahlâkından dır. Aile boyu davetçilik ve davetçilikte dayanışma içerisinde bulunmak sahabe sün­netinden sayılır. Amr İbnu Cemuh (r.a.)'ın ailesinde bu örneği net olarak gördüğümüz gibi aslında diğer ashâb da böyleydi. Anneler, babalar, çocuklar, kısaca ailenin her ferdi İslâm'ın davetçisi, davet yolunda diğer­lerinin yardımcısı ve tamamlayıcısıydı. Biz de bu yönde kendimize çeki düzen vermeliyiz. Davetçilikte birbirimizle yardimlaşmahyız. Birimizin ikna edemediğini diğerimiz ikna edebiliriz.

Davetçinin davetinde hikmet, siyaset ve sır sahibi olması gerekir. Hikmet, gerekeni gerektiği şekilde gereken zaman ve zeminde ifa etmek­tir. Amr'ın müşrik olduğu ve İslâm'a kininin olduğu sırada, hanımı Hind'in çocuklarının sırrını koruduğunu ve imanlarını açıklamayı da hikmet ve siyasetle yaptığını görmekteyiz. Tabii hikmet ayrı şey dâvadan taviz verme ve olur olmaz anlarda İslâm'ın gerçeklerini eğip bükme ayrı şeydir. Hikmetle tavizi iyi anlayıp birbirine karıştırmamak gerekir.

Cahiliyye insanı basiretsizdir. Şirk ve cehalet inadı insanı kör, sağır ve ahmak eder. Öyle ki şirk inadına tapılan taş, tahta, tunç ve benzeri nes­nelerden yapılan putların kendilerine bir fayda veya zarar verebileceği zehabına kapılır. Bazen de tüm uyarı ve gerçeklere rağmen bu konuda ısrar edecek kadar ahmaklaşır. İnsan şirk ve cahiliyeye bulaşmayıversin, asır yirminci de olsa otuzuncu da olsa yine aynı körlük ve sağırlık devam eder. Günümüz cahiliyesinin geçmiştekinden bir farkı da tevhid yolunu her vesileyle tıkayıp tahammül etmeyişi ve herkesi aynı körlük ve sağır­lığa icbarıdır.

Putlardan, heykellerden yardım dilemek, ahmaklıktır. Kendini koruya­mayan putlar, başkalarının haklarını elbette koruyamaz. Aynı mesajı İbrahim (a.s)'ın putları kırması kıssasında da net olarak görürüz. Özellik­le son asır yalnızca putların ve putlaştırılanlarm kendilerinin değil aynı zamanda onların yıllarca insanlara dayattığı fikir ve sistemlerin de ne denli kof, neticesiz ve insanlık için baş belâsı olduğunu iyice gün yüzüne çıkarmıştır. Komünist Rusya güdümündeki nice ülkelerde heykellerin boynuna ipler bağlanıp yıkıldı. Ama putçuluk hala tamamıyla yıkılamadı. Bazı ülkelerde ise hem putlar, hem de putçuluk saltanatını devam, ettiri­yor.

Ruhlarda putperstliğin yıkılması, putların yıkılmasından daha önemlidir. Çünkü ruhlarda putperstlik devam ettiği müddetçe putlar ve putlara tapanlar varolmaya devam edeceklerdir.

Ruhlarda devam eden putperstliğin semeresini görmek heran mümkündür. Bakınız ülkemizde yıllarca nurlu lakabıyla anılan, çok yet­kili biri çıkıp Kur'an'm iki yüz otuz küsur ayetinin bugün işlevinin ola­mayacağını iddia ediyor ve hemen akabinde de "Allah'ın işine karışanı Allah (c.c.) çarpar" diyorsa bu çağımızdaki fikri çelişkileri ve sapmaları anlamamıza yeter.

İnsanları Allahû Teâla'ya davet kesintiyi kabul etmez. Davet ve tebliğde ısrar etmek esastır. Amr İbnu Cemuh (r.a.)'ın hanımı ve çocuk­larının davette ısrar edişlerinin örneğini açık olarak görüyoruz. Her sahabenin işi ve mesleği ne olursa olsun önce en mükemmel bir davetçiydi. Onlar davetin hakkını verdiklerinden dolayıdır ki kısa sürede İslâm o kadar geniş coğrafyaya yayılmıştır. Onların mirasyedileri olan bizler ise, evlerimizin içine dahi İslâm'ı hakkıyla yerleştiremiyoruz. En yakınlarımız olan akraba, komşu ve arkadaşlarımıza karşı dahi davet ve tebliğin hakkını veremiyoruz.

Allah yolunda şehadet yarışı, ashâb-ı kiram'ın hayatında görülen bir erdemliktir. Bizler normal hizmetlerde yarışamıyoruz, sahabeler şehid olma hususunda yarışmışlardır.

Müslümanların sorumluluklarından birisi de örnek aile ve örnek anne ve baba olmaktır. İslâm adına çocuklarına numune-i imtisal olamayan anne ve babalarda hayr yoktur.

islâm adına örnek aile, mukaddesleri adına bedel ödeyen ailedir. Mukaddesat uğrunda bedel ödeme örneğini Amr İbnu Cemuh (r.a.)'ın ailesinde görüyoruz. Bu Örnek ailenin tüm bireyleriyle davet hizmetinde koşturduğunu görmekteyiz. Cihada çağrı yapıldığında ise yetmişlik ve üstelik gayet sakat ve mazur olan baba da dahil aile bireylerini cihad mey­danında görüyoruz. Bu örnek aile hizmet yarışında öylesine gayretlidir ki savaş kızışıp dâva liderinin hayatı tehlikeye düştüğünde onun uğrunda canlarını feda ederek dâva uğrunda bedel ödemekten de çekin­memişlerdir. İşte onlar ve işte biz. Can bir yana dâva uğrunda mal­larımızdan fedakârlıkta dahi çok geride kalan bizlerin hali gerçekten çok hazindir.

Müslüman insan için Allah yolunda Cihad ve Şehadet aşkı, en mükem­mel enerji kaynağıdır. Cihad ve şehadet aşkını kaybedenler, Allah yolun­da Allah davasına hizmet edemezler.

Şehadet, müslümanlarda bir özlemdir. Şehadet, her sahabenin duasıydı. İmanı kavrayan her mü'minin de rüyası olmalıdır. Sadece kuru kala­balıklar oluşturan tembel ve pısırık sağlamlardansa Amr İbnu Cemuh (r.a.) misali topal yiğitler yeğdir ve bugün onlara çok ihtiyaç var. Yalnızca Filistin, Keşmir ve Çeçenistan'da değil her yerde o yiğitlere ihtiyaç var. Rabbim o yiğitlerin hayatıyla hayat bulanlardan eylesin. Müslüman bedeni olarak sakatta olsa, cihaddan, cihad etmekten ve şehadet arzusundan ve talebinden vazgeçemez. Cihad meydanında dağınıklığın yaşandığı o zor anlarda Amr İbnu Cemuh (r.a.)'ı görenler anlatıyor: "Tek ayağının üzerinde sekiyor, akıllara durgunluk verecek bir azim ve enerji ile savaşıyor; "Cennet azmiyle doluyum. Cennet has­retiyle yanıyorum", diyordu.” [85]

Sahabe, sevabta cenneti bulan nesildir. Tabiî ki, sevdası sevab olana cennet cevap olur!



[84] Hayattt's Sahâbe/M. Yusuf Kândehlevî; Hüyetü'l Evliya; El- İsabe Fi temyizi Sahâbe/İbn-i Hacerü'l Askalani; Suverun Min Hayatü's Sahâbe/Abdurrahman Ref'at el- Başa, Beyrut/ty.

[85] Siretü İbn-i Hişam: 2/90-91; Siyeru A'lami'n Nübelâ/Zehebî: 1/252-255; Suverun Min Hayatü's Sahâbe/Abdurrahman Ref'at el- Başa: 1/143-146, Beyrut/ty.



Konu Başlığı: Ynt: Hz. Amr ibni Cemuh
Gönderen: Mehmed. üzerinde 26 Aralık 2018, 15:03:31
Esselamu aleyküm Kayıtsız şartsız İslam a teslim olan yürekler Rabbim her birinden razı olsun Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Hz. Amr ibni Cemuh
Gönderen: Ceren üzerinde 26 Aralık 2018, 16:47:44
Esselamu aleykum. Rabbim herkesi islam ile sereflendirsin.Islam yolunda şehid olarak ölen kullardan olalim inşallah. ..