> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Fıkhus Sahabe  > Hz. Aişe
Sayfa: [1] 2 3   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hz. Aişe  (Okunma Sayısı 16345 defa)
03 Mayıs 2011, 16:34:28
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 03 Mayıs 2011, 16:34:28 »



Hz. Aişe (R.Anha)



Allah Rasûlü Hz. Muhammed (sav)'e ilk iman eden onun en sadık arkadaşı Hz. Ebu Bekr es-Sıddîk'ın kızı ve Hz. Peygamber'in zevcesi. Hicret'ten dokuz veya on sene önce Mekke-i Mükerreme'de doğdu. Annesi Ümmi Rûmân binti Âmir İbn Umeyr'dir. Hz. Âişe çok küçük yaş­ta müslüman olmuştur.

Resulullah, ilk zevcesi Hatîcetü'l Kübrâ hayatta iken başka bir kadın­la evlenmemişti. Onun vefatından sonra bir süre daha evlenmedi. Resulullah, Hatice (R.anha)'nin ölümüne çok üzüldü. Osman İbn Maz'un'un hanımı Havle binti Hakim, Rasûlullah'a gelerek Ebu Bekr es-Sıddîk'ın kızı Âişe ile evlenmesini teklif etti. Sonra da Rasulullah adına Ebu Bekr'e giderek kızı Âişe'yi istedi.

Hz. Âişe'nin Rasûlullah'a nikâhlanması Hicret'ten iki veya üç sene önce oldu. Kaynaklar, bu nikahlanma sırasında Hz. Âişe'nin yaşının küçük olduğunu kaydetmektedir. Nikâhın kıyılmasından iki yıl kadar zaman geçtikten sonra zifaf vuku bulmuştur. Hz. Âişe'nin o zaman dokuz veya on bir yaşında olduğu rivayet edilmektedir. Bu rivayetleri bazı tari­hçiler cerhetmekte ve Âişe validemizin evlendikleri zaman daha büyük olduğunu ileri sürmektedirler. Âişe validemizden rivayet edilen bir hadiste, Hz. Cebrail Âişe'nin resmini ipek bir hırka içinde Rasûlullah'a getirmiş ve "bu, senin dünya ve ahirette zevcendir." demişti.

Hz. Peygamber (sav)'in bakire olarak nikahladıkları tek zevcesi validemiz Hz. Âişe'dir. Rasûlüllah onu çok severdi. Ona 'Hümeyra' lâk­abını vermiş ve: "Dininizin yarısını bu Hümeyra'dan alınız buyur­muşlardır. Hazret-i Âişe, Medine'de Peygamberimizin muharebelerine katıldı ve diğer sahabe hanımları gibi harpte yaralıların tedavisiyle bizzat meşgul oldu. Uhud gazasında sırtında su ve yiyecek taşıyıp yardım için Peygamber Efendimizin hep yanında kalmıştı. Hatta, peygamberimizin Uhud'da müşriklerin taşlarıyla yaralanan mübarek yüzlerine, hasır yakıp, külünü basarak kanlarının durmasını sağlamıştı. Hz. Âişe bir ara Uhud'da kılıçla cepheye gitmek istemişse de, Rasûlullah buna müsaade etmemiştir

Âişe 14-15 yaşlarında iken Benu Mustalik (Müreysi') gazâsıriE. Rasûlullah'la beraber katıldı. Gaza dönüşü tuvalet için geride kalması yüzünden iftiraya uğradı; savaşa ganimet için katılan münafıklar Hz. Âişe'nin, gecikmesi sebebiyle, kafilenin ardından yanında Ashâbtan Safvan ile birlikte geldiğini görünce bunu kötü sözlerle ve çirkin bir şek­ilde yorumladılar. Yolda bu dedikodulara bazı müslümanlar da karışınca Hz. Âişe çok üzüldü; Medine'ye gelince hastalandı, iftira ve dedikodu etrafa yayılmıştı. Ateşi yükselerek yatağa düştü. Bu arada kendisini fazla aramayan Rasûlullah'tan izin isteyerek babası Ebû Bekir'in evine gitti. Orada bir müddet kaldı; sabırla bekledi. Bu arada Rasûlullah diğer hanım­larına ve sahabeden en yakınlarına Âişe'nin durumunun ne olabileceğini sordu. Hepsi de Hz. Âişe'nin temiz ve suçsuz olduğunu söylediler; "Peygamberini fenalıklardan koruyan Cenâb-ı Hak, size böyle bir şeyi reva görmez, sabreyleyin" dediler.

Aradan bir ay gibi uzun bir zaman geçinceye kadar danışmalarım sabırla sürdüren Rasûlullah, sonunda Hz. Ebu Bekir'in evine uğradı. Hz. Âişe'yi, anne, babası ve sahabeden bir hanımla ağlar buldu: "Ya Âişe, senin için bana şöyle şöyle söylediler. Eğer sen, dedikleri gibi değilsen; Allahû Teâlâ yakında senin doğruluğunu tasdik eder. Eğer bir günah işlediysen, tövbe ve istiğfar eyle! Alîahû Teâlâ, günahına tövbe edenlerin tövbesini kabul eder." buyurdular. Rasûlüllah'ın mübarek sesini işitince ağlamayı kesen Hz. Âişe babasına bakıp cevap vermesini istedi. Hz. Ebû Bekir ve Âişe'nin annesi böyle söylentilere ve dedi-kodu yapanlara sadece şaşırdıklarım söylediler. Hz. Âişe ise: "Allahû Teâlâ'ya yemin ederim ki kulağınıza gelen lafların hepsi yalandır, iftiradır, Allah biliyor ki benim bir şeyden haberim yoktur. Yapmadığım bir şeye evet dediğimde kendime iftira etmiş olurum. Sabretmek iyidir. Onların söylediği şey için Allah'u Teâlâ'dan yardım bekliyorum." dedi. Günahsız olduğundan, kalbinin temizliği ile ve kendinden emin olarak bekledi.

Bu sırada Hz. Peygamber (sav)'in yüzünde vahiy alâmetleri belirdi. 'Hz. Ebû Bekir, Rasûlüllah'ın başının altına bir yastık koyup üzerine çarşaf örterek beklediler. Vahiy tamamlanınca Rasûlullah terlemiş yüzünü örtünün altından kaldırarak: "Müjdeler olsun sana ey Âişe! Allahû Teâlâ seni temize çıkardı. Senin pak olduğuna şahit oldu." deyip Kur'an'daki Nûr Suresinden, o an nazil olunan 10 ayeti okudu. Hz. Ebû Bekir hemen kalkıp kızı Âişe'yi başından öptü, "Kalk, Resulullah'a teşekkür et." dedi. Kendisi için ayet ineceğini aklından geçirmeyen Âişe şaşkınlık içinde: "Hayır kalkmam baba vallahi kalkmam. Allah'u Teâlâ'dan başkasına şükretmem. Çünkü Rabbim beni Ayet-i Kerîme ile methetti." dedi. Ama, çok sevindi, iftirada bulunanlar zamanla hakîr ve zelil oldular.

Peygamberimiz (sav) 632 senesinde hastalanınca son gününü Hz.'Âişe validemizin evinde geçirdi. Rebiü'levvel ayının onikinci pazartesi günü öğleden önce mübarek başı, Hz. Âişe validemizin göğsüne yaslanmış olduğu halde vefat etti. Resulullah'ın vefatından sonra Ashâb-ı Kiram, Hz. Aişe validemize müminlerin annesi adını vererek, ona büyük hürmet göstermişlerdir. Hz. Âişe de, sahabe içinde, kırk yıla yakın bir müddet daha yaşamış ve pek çok hadis rivayet etmiştir.

Hz. Âişe'nin bu son kırk yıllık hayatındaki en önemli olay; Cemel Vak'ası’dır. Hz. Osman'ın karışıklık çıkaran entrikacı asiler tarafından şehid edilmesinden sonra halîfe olan Hz. Ali, katilleri bulmak ve kısas yapmak hususunda günün şartları gereği olarak sabırla hareket etmeyi uygun bulmuştu. Bu yumuşak davranıştan yüz bulan asiler taşkınlıklarını artırarak fenalıklarına devam ettiler.

Durum böyle endişe verici bir hal alınca Ashâb-ı Kiram'in büyük­lerinden bir kısmı Mekke'ye giderek o sırada hac için oraâa bulunan Hz. Âişe'yi ziyaret edip, olaylara el koymasını ve kendi­lerine yardımcı olmasını istediler. Hz. Âişe de; acele etmemelerini, sabırla bir köşeye çekilip Hz. Ali'ye yardımcı olmalarını tavsiye etti. Ashâb-ı Kirâm'ın büyükleri de Hz. Âişe'nin tavsiyesine uyarak, askerleriyle Irak ve Basra'ya gitmeyi uygun gördüler. Hz. Âişe'ye de: "Ortalık düzelinceye ve halifeye kavuşuncaya kadar bizimle beraber bulun, bize destek ol, çünkü sen müslümanların annesi ve Rasûlüllah'ın muhterem zevcesisin, herkes seni sayar dediler. Hz. Âişe de, müslümanların rahat etmesi ve Ashâb-ı Kirâm'ın korunması için onlarla birlikte Basra'ya hareket etti. Bu gidişi asiler, Hz. Ali'ye başka türlü anlattılar. Bu arada Hz. Ali'yi de zor­layarak Basra'ya gitmesini sağladılar. Hz. Ali de Basra'ya gelince Hz. Âişe'ye bir haberci yollayarak, olaylar ve yolculuğu hakkındaki düşüncelerini sordu. Hz. Aişe, fitneyi önlemek ve sulhu sağlamak için Basra'ya geldiğini; öncelikle katillerin yakalanmasını istediklerini halife Hz. Ali'ye bildirdi. Bu görüşü Hz. Ali de uygun buiarak sevindi. Memnun olan her iki taraf üç gün sonra birleşmeyi kararlaştırdılar.

Bu barış haberini ve memnunluğu işiten münafıklar birleşmeye engel olmak için, gece karanlık basınca, her iki tarafa da ayrı ayrı askerlerle saldırdılar. Taraflara da: "Bakın, karşımzdakiler sözünde durmadı" deyip bu gece baskını ile ortalığı karıştırdılar. Karanlıkta neye uğradıklarını bilemeyen müslümanîar harb etmeye başladılar. Her iki taraf da karşısın­dakini suçluyordu. İşte bu iki müslüman grup arasında meydana gelen çatışmaya Cemel vak'ası denir.

Bu vak'ada Hz. Aişe'nin içtihadı Hz. Ali'nin içtihadına uymamıştı. Buna rağmen galib olan Hz. Ali, mü'minlere anneliği Kur'an-ı Kerim ayeti ile sabit olan Hz. Aişe'ye ikram ve izzette bulundu. "Ali'yi sevmek imandandır." hadisini haber veren Hz. Aişe de Hz. Ali'yi çok severdi. Daha sonra Hz. Ali'nin şehâdetine üzüldü ve çok ağladı. Çünkü, sahabel­er birbirlerini çok severlerdi.

Hayatının son devrelerini müctehid olarak bilhassa kadınlara mahsus hallere dair fıkhı hükümlerde fetvalar vererek geçirdi. 676 yılında Medine-i Münevvere'de vefat etti. Cenazesini Ashâbtan Ebû Hureyre (R.a.) kıldırdı. Vasiyyeti üzerine Medine'de el-Bakî' kabristanına defnedildi. Küçük yaşlarda iken Aişe'nin eğitim ve öğretimiyle bizzat babası Hz. Ebû Bekir (R.a.) ilgilenmiştir.

Bütün müminlerin annesi olan Aişe validemiz daha küçük yaşlarda iken okuma yazma öğrenmiş, zekâsı ve kabiliyeti ile etrafının dikkatini çekmiştir. Öğrendiklerini unutmaz, ezbere tekrar ederdi. Hafızası çok kuvvetli idi. Akıllı, zeki, âlime, edibe, iffet sahibi bir hanım idi. Pek çok konulan şiirle anlatan sanatkârca bir ifadeye sahipti. Ashâb, karakter ve hafızasına güvendikleri ayet-i kerime ile övüldüğünü bildikleri için birçok meseleyi ondan sorar ve öğrenirlerdi.

Hz. Âişe validemiz babası Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer, Hz. Osman'ın hilâfetleri zamanında Hz.  Peygamber'den işittiklerini  müslümanlara anlattı. Devamlı oruç tutar ve daima gece namazı kılardı. Hz. Aişe fıkıh ve ictihadda keskin, kuvvetli görüşe sahiptir. Fıkıh ilminin kurucuların­dan sayılır. Devrinin üstün âlimlerinden ve Fukahâ-i Seb'adandır.

Hz. Aişe, güzel ahlâklı, merhamet dolu, cömert ve ibadete düşkün, çok zeki bir sahabeydi. Hepsinin başında en mümtaz vasfı ise İslâm'a ve ilme olan büyük hizmeti idi. Müslüman bilginler arasında yaygın bir rivayete göre fıkıh ve dinî ilimlerin dörtte birini Hz. Aişe nakletmiştir.

Ebû Musa el-Eş'ârî: "Bizler, müşkül bir mesele ile karşılaştığımızda gider Hz. Aişe'ye sorardık." demiştir.

Abdurrahman b. Avf'ın oğlu Ebû Seleme: "Rasûlullah'ın sünnetini Hz. Aişe'den daha iyi bilen; dinde derinleşmiş, Ayet-i Kerîme'lere bu derece vâkıf ve sebeb-i nüzulleri bilen, ferâiz ilminde mahir bir kim­seyi görmedim." demiştir.

İmam Zührî: "Eğer zamanının bütün âlimlerinin v...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hz. Aişe
« Posted on: 20 Nisan 2024, 01:57:14 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hz. Aişe rüya tabiri,Hz. Aişe mekke canlı, Hz. Aişe kabe canlı yayın, Hz. Aişe Üç boyutlu kuran oku Hz. Aişe kuran ı kerim, Hz. Aişe peygamber kıssaları,Hz. Aişe ilitam ders soruları, Hz. Aişe önlisans arapça,
Logged
03 Mayıs 2011, 18:33:07
Hadice
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 5.945


« Yanıtla #1 : 03 Mayıs 2011, 18:33:07 »

Emeğine sağlık Sitretül Münteha kardeşim  ALLAH razı olsun...içim ürperek duygulanarak okudum inşaallah o peygambere yakışır şekilde ümmet oluruz..Rabbim onun al ve ashabının şefaatına nail eylesin cümlemizi..bizler buluyoruz birde eksik arıyoruz tatında tuzunda  halimize ne kadar şükretsek az.....

"Hz. Fâtima, ALLAH Elçisi'ne bir gün bir parça ekmek getirmişti. O, bu ekmeği yemiş ve şöyle demişti: 'Ey Patıma. Babanın ağzma üç günden beri ilk giren ekmek bu oldu."

Aişe, vefatlarından sonraki yıllarda bir gün ağlıyordu. Sebebi sorul­duğunda şu cevabı verdi: "Yemek yiyip karnınım doyduğunu hisset­tiğimde hep böyle ağlarım. Çünkü ALLAH Elçisi ve çektikleri aklıma gelir. O, peygamberler peygamberi, bazen aylar geçerdi de ekmekten bile doymazdı.[

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 03 Mayıs 2011, 18:33:57 Gönderen: Hadice »
Kayıtlı

15 Ocak 2015, 18:03:36
Bahrişan 8

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 308


« Yanıtla #2 : 15 Ocak 2015, 18:03:36 »

bu konuyu bilmiyordum ama güzel konu olmuş ALLAH razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
19 Mart 2015, 01:26:04
Emirhan8a

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 162


« Yanıtla #3 : 19 Mart 2015, 01:26:04 »

Bu sırada Hz. Peygamber (sav)'in yüzünde vahiy alâmetleri belirdi. 'Hz. Ebû Bekir, Rasûlüllah'ın başının altına bir yastık koyup üzerine çarşaf örterek beklediler. Vahiy tamamlanınca Rasûlullah terlemiş yüzünü örtünün altından kaldırarak: "Müjdeler olsun sana ey Âişe! Allahû Teâlâ seni temize çıkardı. Senin pak olduğuna şahit oldu." deyip Kur'an'daki Nûr Suresinden, o an nazil olunan 10 ayeti okudu. Hz. Ebû Bekir hemen kalkıp kızı Âişe'yi başından öptü, "Kalk, Resulullah'a teşekkür et." dedi. Kendisi için ayet ineceğini aklından geçirmeyen Âişe şaşkınlık içinde: "Hayır kalkmam baba vallahi kalkmam. Allah'u Teâlâ'dan başkasına şükretmem. Çünkü Rabbim beni Ayet-i Kerîme ile methetti." dedi. Ama, çok sevindi, iftirada bulunanlar zamanla hakîr ve zelil oldular.
Paylaşım için teşekkürler ALAH razı olsun...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
19 Mart 2015, 11:57:55
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #4 : 19 Mart 2015, 11:57:55 »

Aleykümselam.Rabbim razı olsun paylaşımdan hocam.Hz.Aişe hakkında bilmediğim bir çok şeyi öğrenmiş olduk.Ve müminlerin annesi olarak da bilinen Hz.Aişe Peygamber efendimizin eşi ,Hz.Ebubekirin kızı idi.İslam yolunda hizmet eden temiz ve dindar bir kadındı.Rabbim bizleri Hz. Aişenin yolunda gitmeyi nasip etsin inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1] 2 3   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes