> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Fıkhus Sahabe  > Hz. Abdullah ibni Abbâs
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hz. Abdullah ibni Abbâs  (Okunma Sayısı 9176 defa)
07 Mayıs 2011, 16:15:15
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 07 Mayıs 2011, 16:15:15 »



Hz. Abdullah İbn-i Abbâs (r.anh)


Rasûlüllah (sav) özel duasına mazhar olmuş bir sahabedir. Hz. Muhammed (sav)'in amcası Abbâs (r.a.)'ın oğludur. Kesin olarak ne zaman doğduğu bilinmemekle birlikte onun Hicret'ten üç yıl kadar önce, Müslü­manlar Mekke'de Şi'b-î Ebi Tâlib'te ekonomik ve sosyal kuşatma ve baskı altındayken doğduğu bilinmektedir. Annesi Ümmü'l-Fadî Lübabe binti el-Haris olup Mü'minlerin annesi Meymune'nin kız kardeşidir. Ümmü'l-Fadl, kadınlar arasında Hz. Hadîce'den sonra İslâm'a girenlerdendir.

Babası Hz. Abbâs, Abdullah doğar doğmaz onu Hz. Peygambere götürmüş, Rasûlüllah (sav) de onu kucağına alarak:

"Allah’ım! Onu dinde fakîh kıl. Kitabın açıklamasını ona öğret" diye dua etmişti. İslâm'ın yayıldığı ve hâkim olduğu Medine toplumunda büyüyen Abdullah tam bir İslâmî terbiye ve biîgi almıştı. Abdest almayı ve namaz kılmayı bizzat Hz. Peygamberden öğrenmişti. Gençliğinde de Peygamber efendimiz tarafından birkaç kez başı okşanarak:

"Allah'ım! bütün ilim ve hikmeti bu başa ver, ona te'vil ve tefsir'i öğret Allah'ım!: İnsanoğluna verdiğin her ilim ve hikmeti bunun göğsünde topla” [17] gibi güzel dualara mazhar olmuştur. Abdullah sürekli olarak Rasûlüllah (sav)'ın yanında bulunmuş ve ondan büyük ölçüde feyz ve bilgi almıştır.

Hz. Abdullah (r.a.) Hicretin sekizinci yılma kadar ailesiyle birlikte Mekke'de kalmıştı. Mekke fethi gününde, Huneyn ve Tâif gazvelerinde ve Veda Haccı'nda Rasûlüllah (sav) ile birlikte bulunmuştu. Mekke fethinden sonra o da ailesiyle birlikte Medine'ye hicret etmişti. Birinci Halîfe Hz. Ebu Bekr'in ve ondan sonra Hz. Ömer'in sohbetlerinde bulunmuş ve birçok sahabeden ders ve bilgi almıştı. Üçüncü Halîfe Hz. Osman'ın şahsma çok bağlı olup onun zamanında devlet kademelerinde görev almış, Abdullah İbn Ebi's-Serh ile birlikte Afrika seferine ve daha sonra da 'doğuda yapılan Taberistan fethine katılmıştı. Hicretin 35. yılında Hacc emirliği yapmıştı.

Hz. Osman (r.a.)'ın şehâdetinden önce evinin etrafında nöbet bekleyen büyük sahabelerin çocuklarıyla birlikte bulunmuş ve Halîfe'yi isyancılara karşı korumaya çalışmıştı. Daha sonra Hz. Ali (r.a.)'nin hilâfeti sırasında da aynı şekilde devlet kademelerinin önemli mevkilerinde bulunmuştu. Cemel ve Sıffin savaşlarında Hz. Ali (r.a.)'nin yanında yer alan İbn Abbas, Hakem Olayı'nda da Ebu Musa el-Eş'arî (r.a.) ile birlikte Hz. Ali'yi temsil etmişti. Hz. Ali (r.a.) onu birkaç defa elçi olarak görevlendirmiş ve Hakem Olayı'ndan sonra da Basra Valiliğinde bulunmuştu. Bu sırada bölgede isyan eden Haricîlerin bu isyanını bastırmış ve asayişi korumuş­tu. Basra valiliği sırasında kendisine atılan bir iftiraya dayanamayıp görevinden ayrılarak Mekke'ye gitmiş ve ömrünün sonuna kadar burada ilimle uğraşmıştır.

Hz. Muaviye (r.a.)'nin vefatından sonra Hz. Ali (r.a.) ve oğlu Hz. Hüseyin (r.a.)'in taraftarları tarafından Kûfe'ye davet edilince kendi gitmediği gibi, bu davete icabet etmek isteyen Hz. Hüseyin (r.a.)'i de ikaz ederek gitmekten alıkoymaya çalıştı, fakat bunda bir türlü başarılı ola­madı. Hz. Hüseyin'in Kûfe'ye gitmek üzere yola çıkıp Kerbelâ'da şehid edilmesi Abduliah b. Abbâs'ı bir hayli üzdü ve üzüntüsünden gözlerini kaybetti. Nihayet 68/687 yılında Taif te yetmiş yaşındayken vefat etti.

Abdullah İbn Abbas (r.a.) İslâm tarihinde siyâsî faaliyetlerinden çok, ilmî ve sağlam şahsiyeti ile tanınır. Asr-ı Saadette yaşının küçük olmasın­dan dolayı Rasûlüllah (sav)'ın evine ve özellikle teyzesi olan Hz. Meymune'nin hücresine rahatça girip çıkar, diğer ashabın bilmediği ve ilk anda öğrenme imkânı bulamadığı konulan öğrenirdi. Bunun için o naklet­tiği hadis, tefsir, ve fıkıh ilmine vukufu ile tanınır. Kur'ân, tefsir, fıkıh'ın yanı sıra Arap edebiyatı sahasında geniş bir bilgiye sahipti. Abdullah İbn Mes'ud, Onun için:

"O, Kur’ân-ı Kerim'in tercümanıdır, müfessirlerin sultanıdır" demiştir. İlminin genişliğinden dolayı zamanında o, "Ümmetin âlimi, ilim deryası" gibi lâkaplarla anılırdı. Ahmed b. Hanbel'in kaydettiği bir hadiste Hz. Peygamber (sav)'in İbn Abbas'ın ilmini övdüğü ifade edilir. Abdullah İbn Ömer (r.a.) kendisine sorulup da bilemediklerinin İbn Abbas'tan sorulmasını ve cevabın kendisine de bildirilmesini isterdi. Verdiği fetva ve cevaplarından dolayı onu daima takdir ederdi.

Abdullah İbn Abbas (r.a.) İslâmî anlayış ve edebinden dolayı yaşlı sahabelerin bulunduğu toplantı yerlerinde onlar konuşup bir konuda fikir belirtmeden o asla konuşmaz ve söz almayı pek uygun görmezdi. Yaşının küçüklüğünü ileri sürüp yaşlı sahabelerle bir arada bulunmasını güzel bir davranış olarak görmeyenlere karşı Hz. Ömer (r.a.) bir gün onu da çağır­mış ve Nasr sûresinin tefsiri konusunda neler düşündüğünü sormuştu. Abdullah'ın yaşının küçüklüğünden dolayı bu gibi meclislere katılmasını uygun görmeyenlerin Nasr sûresinin tefsiri konusunda herhangi bir düşünceleri olmayınca Abdullah İbn Abbas (r.a.) bu sûrede Rasûlüllah (sav)'ın ecelinin yaklaştığını işaret eden ifadelerin olduğunu söylemiş ve Hz. Ömer (r.a.) de onu tasdik etmişti. Ashâb yanında yaşının küçük­lüğünden dolayı İbn Abbas'ın konuşmaktan çekindiğini hisseden Hz. Ömer (r.a.) ona şöyle demişti:

 "Yaşının küçük oluşu konuşmana engel olmasın, haydi konuş dinleyelim." Böylece Abdullah İbn Abbas yaşlı ve ileri gelen sahabelerle hep bir arada oturup kalkmış ve onlardan çok şey öğrenmişti.

Müslüman, hakperest insandır. İnsanların yaşlarını bilgilerine ölçü yapmaz. Bir çocuktan da gelse doğruyu, hak olanı kabul eder.

Abdullah İbn Abbas (r.a.) kendisine sorulan sorular için önce Kur'an-ı Kerim'e bakar cevap bulamazsa Rasûlüllah'tan bu konuda bir bilginin olup olmadığını araştırır, sonra Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer'in içtihadlarına ve açıklamalarına bakıp onları esas alır, aksi halde kendi içti­hadıyla meseleye çözüm getirirdi. İbn Abbas (r.a) Hz. Peygamberden, sahabeden gelen ve kendi içtihadıyla oluşan tefsir bilgilerini bir kitap haline getirmiş değildir. Bize kadar intikâl etmiş bulunan ve İbn Abbas'a ait olduğu söylenen "Tenviru'l-Mikbâs min Tefsir İbn-i Abbas" isimli tefsirin ona ait olup olmadığı araştırılması gereken bir konudur. Abdullah ibn Abbas'ın tefsîr'e dair rivayetleri ilim adamlarımızdan Firûzâbâdî tarafından derlenip bir araya getirilmiş ve yukarıdaki isimle yayınlanmıştır .

İbn Abbas'ın son derece disiplinli ve muntazam çalışma sistemi vardı, işlerini titizlikle belli bir plan dahilinde düzenlerdi. Bu planına önce ken­disi aynen uyardı. Haftanın belirli günlerinde geniş halk kitlesine dînî ilimlerle ilgili dersler, dînî ilimler dışında Arap dili, şiiri ve edebiyatı üzerinde etraflı konuşmalar yapardı.   

Hz. Osman devrinde yaptığı ilmî çalışmaların yanında Afrika seferine,

İslâm ordusu adına elçilik vazifesiyle katılmıştır. Afrika'daki Bizans genel valisi Georgios ve adamlarıyla ilmî tartışmalar yapmıştır. Georgios ve etrafındakiler O'nun akıl, zeka, fikir kuvvetini ve ilim kudretini görerek:

"Bu insan Arapların en derin âlimidir." sonucuna varmışlardır.

Komutan, elçilik ve valilik gibi devletin üst düzey siyasi görevlerinin yanında ilminin üstünlüğü ve derinliğiyle Ashab-ı Kiram, Hz. Ömer ve Hz. Osman tarafından çok iltifat gördü. O bu iltifatlar karşısında daima tevazu gösterdi. Çok övüldüğü zamanlarda alçak gönüllülüğü elden bırak­maz ve: "Bana bu nimeti ihsan eden Allah'tır. Rasûluüah (sav) benim için dua ederek ilim ve hikmet niyazında bulunmuşlardır" diye konuşurdu.

İslâm tarihinde, Garibü'l-Kur'ân Arap diliyle nazil olan Kur'ân-ı Kerim'deki Arapça olmayan, Araplarca duyulmamış, bilinmeyen, civar dillerden alman kelimeler hakkında açıklamalar, bunlar hakkında en sahih rivayetler İbn Abbâs'a dayanır. Müşkilü'l-Kur'ân Kur'ân-ı Kerim'in derinliklerine inme, bulma, çözme ve güçlükleri giderme konusunu da ilk ele alan yine İbn Abbâs'tır. Peygamber Efendimiz'den 1660 Hadis-i Şerif rivayet etmiştir. Fıkıh ilminin temelini oluşturan kişi­lerdendir; ciltler dolduran fetvaları fıkıh ilminin en kuvvetli temellerindendir.

Mekke'de yetişen birçok fakîh onun vasıtasıyla yetişmiştir. Bu sebepten "Mekke Tefsir Mektebi"nin kurucusu İbn Abbâs'tır denilir.

Tabiinden Ebû Salih (rh.a.): İbn Abbas'ın ilim meclisi ile bütün Kureyş iftihar etse değer" dediği ve onun derslerinde tefsir, hadis, fıkıh, lisan, şiir, edebiyat, takrir gibi konularda herkesi doyuracak cevaplar ve­rildiği kendinden sonra da kabul edilmektedir. Kendi zamanında ünü devlet sınırlarını aşmıştı.

İbn Abbâs'tan ilim öğrenen, Hadîs rivayet eden pekçok âlim yetişmiştir. Başta kendi oğulları, Muhammed İbn Abdullah, Ali İbn Abdullah, yeğeni Abdullah İbn Ubeydullah ve Abdullah İbn Ma'bed, Abdullah İbn Ömer, Şa'be İbn Hakem, Merved İbn Mahreme, Ebu't Tufeyl, Ebû İmame İbn Sehl, Said İbn el-Müseyyeb vs. Kendisi de yüce Peygamberimizden, Hz. Abbâs'tan, annesi Lübâbe'den, Hz. Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali (r.a.)'dan, Hazreti Abdurrahman İbn Avfdan, Hz. Muaz İbn Cebel'den, Hz. Ebû Zerr el-Gifarî'den bizzat işiterek hadis-i şerif rivayet etmiştir. Rivayetleri; Kütüb-ü Sitte'de yer almaktadır. [18]

Abdullah İbn-i Abbas (r.a.) tefsir ilminde deha idi. O kendi fıkhını öncelikli olarak Kur'an'a dayandırıyordu. Bakınız şöyle diyor: "Devemin ipini kaybetsem Kur'an'da bulurum! [19] Abdullah İbn-i Abbas (r.a.), bu sözüyle Kur'an fıkhına ne kadar aşina olduğunu nazara vermiştin

Hz. Abdullah İbn-i Abbas (r.a), müsîümanlann cemaatine yapışır ve müslümanların kardeşliğini çok önemserdi. Nitekim bir sözünde şöyle diyordu:

"Din kardeşinin bedenine sinek konduğu zaman kendisinde bir sıkıntı hissetmeyen onun dinde kardeşi değildir.”[20]

Hz. Abdullah İbn-i Abbas (r.a.)'ın fıkhı, kardeşlik fık...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hz. Abdullah ibni Abbâs
« Posted on: 25 Nisan 2024, 12:24:44 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hz. Abdullah ibni Abbâs rüya tabiri,Hz. Abdullah ibni Abbâs mekke canlı, Hz. Abdullah ibni Abbâs kabe canlı yayın, Hz. Abdullah ibni Abbâs Üç boyutlu kuran oku Hz. Abdullah ibni Abbâs kuran ı kerim, Hz. Abdullah ibni Abbâs peygamber kıssaları,Hz. Abdullah ibni Abbâs ilitam ders soruları, Hz. Abdullah ibni Abbâs önlisans arapça,
Logged
31 Aralık 2018, 17:08:11
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 31 Aralık 2018, 17:08:11 »

Esselamu aleykum.Kur anın rehberliğinde peygamber efendimizin sünnetine tabi kalıp tum dunyada islami yayan anlatan yasatan hayirli kul ve cennet ehli olan Hz.Abdullah Ibni Abbas gibi yaşayan ve cennete nail olan kullardan olalim inşallah. ..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes