๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Fıkhus Sahabe => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 07 Mayıs 2011, 16:19:47



Konu Başlığı: Hz. Abdullah bin Ümmi Mektûm
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 07 Mayıs 2011, 16:19:47
Hz. Abdullah Bin Ümm-i Mektûm (R.Anh)


Abdullah bin Ümm-i Mektûm, Peygamberimizin İslâmiyeti anlatmaya başladığı ilk zamanlarda îman ile şereflenerek Müslüman oldu. Mekke'de kâfirlerin zulüm ve eziyetlerinin dayanılmaz hâle gelmesi üzerine ve Medîneli Müslümanlara din esaslarını öğretmek için, Medîne-i Münevvereye hicret etti.

Âmâ olup, sesi çok gürdü. Sabah namazında, önce Hz. Bilâl, sonra İbni Ümm-i Mektûm ezan okurdu. Kâfirlerle silahlı mücâdele başlayınca, harplere katılıp, gür sesiyle düşmanın moralini bozardı.

Bazı savaşlarda Peygamber efendimiz, onu Medîne-i Münevverede vali olarak bırakırdı. Peygamberimizin zamanında, onüç defa Medîne'de kalıp, valilik ve imamlık yaptı. Rasûlüllah efendimiz kendisine çok iltifat edip, dâima gönlünü alırdı.

Medine'de valilik ve imametle vazifelendirilmesi, âmâ haliyle sefer ve muharebelere katılmasının güç olmasındandır.

Bir defasında Rasûlüllah efendimiz, insanlara dînimizin esaslarını anlatırken, İbni Ümm-i Mektûm yanına geldi. Peygamberimiz, meş­guliyetlerinden dolayı, alâkalanmakta geç kaldılar. Daha cevap vereme­den Kur'an-ı Kerimin sekseninci sûresi olan Abese sûresinin ilk on âyet-i kerimesi indi.

İlâhi emir üzerine, Peygamberimiz, daha fazla alâkalanıp, iltifatını artırdı. Hatta ona,

"Merhaba! Ey Rabbimin bana hitâb ve ikâzında bulunmasına sebep olan kişi!" diye iltifat edip, yanına oturttu, hâlini, hatırını sordu.

Hâne-i saadetine alıp, onunla sohbet ederdi. Bir defasında, yine Peygamber kabul ederler. Nusayriliğin teslis akidesini ifade eden ayn, mim ve sin harflerinden ayn Ali'yi, mim Muhammed (sav)'i, sin ise Selman'ı ifade eder. Mana (Ali), ism (Muhammed) bab ise Selman'dır. Buna göre o Nusayri teslis akidesinin kapısı (bab) olup, üçüncü had'dir. Dürziler ise, Kur'an'ın Selman'a vahyolunduğuna, Peygamberin Kur'an'ı ondan aldığına inanmaktadırlar. Bu ekoller, oluşturdukları inanç sistemlerinde diğer bir kaç sahabe ile birlikte Selman (R.a)'ı temel unsur olarak kullan­mışlar ve ona çeşitli fonksiyonlar yüklemişlerdir. Bu mezheplerin gerçek­te mutedil Şia ile alakaları yoktur. Zira muhtevalarmdaki inanç prensip­leri gözönüne alındığı zaman İslâmî şahsiyetlerin isimlerini kullanarak putperest bir inanç sistemi meydana getirdikleri görülecektir. Oysa ki, Selman-i Farisi (R.a.)'in ömrü putperstlere karşı savaşmakla geçmiştir.

Selman, İslâm'a mensubiyetin beraberinde getirdiği şerefin sem­bolüdür. İslâm teslim olup müslümanlara mensub olmak, başlı başına bir şereftir. Sahabe fıkhında kavim ve kabile değil, İslâm önplandadır. Müslümana şeref kazandıran kavmi veya kabilesi değil, dinidir.


Konu Başlığı: Ynt: Hz. Abdullah bin Ümmi Mektûm
Gönderen: Ceren üzerinde 31 Aralık 2018, 15:25:11
Esselamu aleykum. Rabbim razı olsun paylasimdan kardeşim. ..


Konu Başlığı: Ynt: Hz. Abdullah bin Ümmi Mektûm
Gönderen: Mehmed. üzerinde 31 Aralık 2018, 17:14:06
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri doğru yoldan ayırmasın Rabbim paylaşım için razı olsun