> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Fıkhus Sahabe  > Hz. Abbas bin Ubâde
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hz. Abbas bin Ubâde  (Okunma Sayısı 3065 defa)
08 Mayıs 2011, 15:26:20
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 08 Mayıs 2011, 15:26:20 »



Hz. Abbas Bin Ubâde (r.anh)
 



Abbas bin Ubâde, Peygamber efendimizin davetini duyunca, Müslü­man olmak için koşarak gelen Medineli ilk 12 kişiden biridir. Birinci Akabe bey'atında Müslüman olan altı Medineli, ikinci sene yanlarına altı arkadaş daha alıp, oniki kişi olarak Mekkeye geldiler. Peygamberimizle gece Akabede görüşmek üzere söz aldılar. Gece olunca buluştular ve aralarında anlaştılar. Hz. Abbas bin Ubâde, Peygamber efendimizle yapılan anlaşmayı pekiştirmek için arkadaşlarına dedi ki:

“Ey Hazrecliler! Peygamber efendimizi niçin kabul ettiğinizi biliyor musunuz?” Onlarda:

"Evet" cevabını verdiler. Bunun üzerine sözlerine şöyle devam etti:

“Siz O'nu, hem sulh, hem de savaş zamanları için kabul edip, Ona tâbi oluyorsunuz. Eğer, mallarınıza bir zarar gelince, akraba ve yakınlarınız helak olunca, Peygamberimizi yalnız ve yardımsız bırakacaksanız, bunu şimdiden yapınız!

Vallahi, eğer böyle birşey yaparsanız dünyada ve ahirette helak olur­sunuz. Eğer davet ettiği şeyde, mallarınızın gitmesine ve yakın akra­balarınızın öldürülmesine rağmen, Peygamberimize bağlı kalacaksanız, Onu tutunuz. Vallahi bu, dünyanız ve ahiretiniz için hayırdır.”

Bu sözler üzerine arkadaşları da dediler ki:

“Biz Peygamberimizi, mallarımız ziyan olsa da, yakınlarımız öldürüise de yine tutarız. Ondan hiçbir zaman ayrılmayız. Ölmek var, dönmek yok.”

Sonra Peygamber efendimize dönerek:

“Ya Rasûlallah, biz bu ahdimizi, sözümüzü yerine getirirsek, bize ne vardır,” diye sual ettiler. Peygamberimiz de;

"Cennet" buyurdular.

Bundan sonra sıra ile Peygamberimize bey'at ettiler ve söz verdiler. Peygamberimiz Medineli Müslümanlardan şu hususlarda söz aldı:

“Allahû Teâlâya hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık etmemek, zina etmemek, çocukları öldürmemek, yalan söylememek, iftira etmemek, hayırlı işlere muhalefet etmemek."

Medinelilerin Peygamber efendimize bey'at ettiği sırada Akabe tepesinden şöyle bir ses duyuldu:

Ey Minada konaklayanlar! Peygamber ile Müslüman olan Medineliler, sizlerle savaşmak üzere anlaştılar! Peygamberimiz, bu ses için buyurdu ki:

“Bu Akabenin şeytanıdır.” Sonra seslenene de buyurdular ki:

“Ey Allahû Teâlânın düşmanı! İşimi bitirince, senin hakkından geli­rim!” Bey'at eden Medinelilere de buyurdu:

“Siz hemen konak yerlerinize dönün!” Hz. Abbas bin Ubâde dedi ki:

“Ya Rasûlallah, yemin ederim ki, istediğin takdirde, yarın sabah, Minada bulunan kâfirlerin üzerine kılıçlarımızla eğilir, onların hepsini kılıçtan geçiririz.”

Peygamber efendimiz memnun oldular, fakat,

"Bize, henüz bu şekilde hareket etmemiz emrolunmadı. Şimdilik siz yerlerinize dönünüz" buyur­du.

Hz. Abbas bin Ubade, Akabe'de bey'at ettikten sonra, Peygamberi­mizden ayrılmamış, Mekke'de kalmıştır. Peygamberimize hicret izni gelince, o da Medine'ye hicret etmiştir. Bu sebeple kendisine, "Ensarın 'muhaciri" denilmiştir.

Peygamber efendimiz, Mekke'den Medine'ye hicret ettiğinde, herkes Rasûlüllah (sav)'ı misafir etmek istiyordu. Medine halkı, Peygamberi­mize, görülmemiş bir tezahüratta bulunuyor, herkes,

"Bize buyurun ya Rasûlüllah" diyerek evlerine davet ediyorlardı.

Rasûlüllah (sav)'ın Kusva adındaki develeri, sağa sola baka baka iler­lerken, Abbas bin Ubade hazretleri ve Salim bin Avf oğulları, Kusva'nın önüne gerilerek dediler ki:

“Ya Rasûlüllah! Bizim yanımızda kal! Sayıca çokluk, mal ve silah bakımından, düşmanlarına karşı seni koruyup savunacak kuvvet ve kudret bizde var.” Peygamberimiz, gülümseyerek onlara buyurdular ki:

“Allahû Teâlâ, onları size hayırlı ve mübarek kılsın! Devenin yolunu açınız! Nereye çökeceği ona bildirilmiştir.”

Peygamber efendimiz, Mekke'den gelen muhacirlerle, Medineli Müslümanları birbirlerine kardeş yaptı. Hz. Abbas bin Ubade'yi de Hz. Osman bin Maz'un ile din kardeşi yaptı.

Abbas bin Ubade hazretleri, Uhud gazasında, bir ara ashâb-ı kiramın dağılmakta olduğunu görünce, dağılan ashâb-ı kirama şöyle seslendi:

“Ey kardeşlerim! Bu uğradığımız musibet, Peygamberimize karşı isyanımızın neticesidir. O, sabır ve sebat ederseniz, yardıma kavuşa­cağınızı size vaad etmişti. Dağılmayınz! Peygamberimizin etrafına geli­niz! Eğer bizler, koruyucuların yanında yer almaz da, Rasûlüllah (sav)'e bir zarar gelmesine sebep olursak, artık Rabbimizin katında bizim için ileri sürülecek bir mazeret bulunmaz!”

Bu sözleri söyledikten sonra, iki arkadaşıyla ileri atıldılar. Büyük bir gayretle "Allah Allah" nidalarıyla, önlerine gelenle dövüşmeye başladılar. Peygamber efendimizin uğrunda, Onu korumak için şehit oluncaya kadar kahramanca çarpıştılar. Müşriklerden Süfyan bin Ümeyye, Hz. Abbas'i iki yerinden yaraladı. Akşam üzeri Hz. Abbas'i, kanlar içinde eli, yüzü kesilmiş bir hâlde şehit olmuş buldular.

Peygamberimiz Uhud'da şehit olan ashâb-ı kiram için buyurdular ki:

“Vallahi, ashabımla birlikte ben de şehit olup, Uhud dağının bağrında gecelemeyi ne kadar isterdim. Ben, bunların, Allahû Teâlânın yolunda hakiki şehit olduklarına kıyamet gününde şahitlik edeceğim. birşey kalmadı.” Bir müddet sonra hanımı kendisine dedi ki:

“Malı ortaklığa verdiğin kimseden paranın kârını al ve onunla şunları şunları satın al.”

Saîd hazretleri sustu. Ertesi gün evine döndüğü zaman istedikleri şey olmayınca hanımı aynı istekleri yine tekrarladı. Saîd hazretleri yine sustu. Birgün sonra hanımı halleri ve sözleri ile Hz. Saîd'i çok üzdü. Saîd hazretleri ertesi gün eve hiç gelmedi. Akrabalarından birisi hanımına ge­lerek dedi ki:

“Sana ne oluyor ki kocana eziyet ediyorsun. O malının tamamını fakirlere dağıttı.” Kadın üzüldü ve ağladı. Sonra Saîd hazretleri geldi ve şöyle buyurdu:

“Allahû Teâlâ'nın razı olduğu birşey, dünya ve dünyanın içindeki her şeyden daha kıymetlidir. Eğer Allahû Teâlâ'nın razı olduğu iyilik, hayırlardan birisi gökyüzüne lâmba gibi asılsaydı, onun nuru, yer­yüzünü aydınlatır ve onun parlaklığı yanında güneş sönük kalırdı.”

İşte seni bu iyilikler için terkeder, senden ayrılırım. Fakat senin için bu hayırları ve iyilikleri terkedemem. Her hal üzere hayır ve hasenat yaparım. Fakirlik ve sıkıntı içinde olduğu hâlde, parayı ken­disi için harcamadığını soranlara şöyle buyurdu:

Rasûl aleyhisselâmdan işittim buyurdular ki:

“Ümmetimin fakirleri zenginlerinden beşyüz sene önce Cennete girerler. Zenginlerden biri kendini onların arasına atar ve Cennete girmek ister. Melek onun elini tutar, fakirler arasından çıkarır ve, "bekle, henüz senin Cennete girme zamanın gelmedi" der. Beşyüz sene onu kıyametin kızgın sıcağında hesap yerinde tutarlar. Malının hesabını verir, sonra Cennete girer.”

Hz. Ömer zamanında, Humus valisi olan, Saîd bin Amir, Müslüman, gayrı müslim herkes tarafından çok sevilirdi.

Hz. Ömer, Saîd bin Âmir hazretlerinin, herkes tarafından çok sevilen bir kimse olduğunu öğrenince Humuslulardan bir cemaata sordu:

“Peki valinin hiç kusuru yok mudur?”

Onlar da bazı kusurları olduğunu söyleyip dört tanesini zikrettiler. Bunun üzerine Hz. Ömer, Saîd hazretlerini hemen Medîne-i Münevvereye çağırdı ve aralarında şu konuşma geçti:

“Yâ Saîd, senin bazı kusurların varmış. Bunların aslı nedir?”

“Bunlar neymiş, ya Ömer?”

“Vazifene sabah namazından hemen sonra değil, kuşluk vakti geliyormuşsun. Geceleri insanlar içerisine hiç çıkmaz, görünmezmişsin. Haftada birgün evine çekilir hiç kimseyi kabul etmezmişsin. Ashâb-ı Kiramdan, Hubeyb hazretlerinin şehid edildiği söylenince bayılıyor, kendinden geçiyormuşsun.”

Bunun üzerine Hz. Saîd (R.a.), şu cevâbı verdi:

“Yâ Emir-el mü'minin! Anlatılanlar doğru. Şimdi bunları sana izah edeyim:

1- Vazifeme ancak kuşluk vakti gelebiliyorum. Çünkü hanımım has­tadır. Evde bütün hizmetleri kendim yapıyorum. Hamur yoğurur, ondan ekmek yapar, pişirir, abdest alır öyle çıkarım. Geç kalışım bundandır.

2- Geceleri insanların içerisinde görünmeyişimin sebebi; gündüzleri halkın hizmetleriyle meşgul olurum. Geceleri de Allahû Teâlâ'ya hizmet ve kulluk için ayırdım. Böylece gündüzleri yaptığım işlerin, verdiğim hükümlerin muhasebesini yapar, yanlış kararlarım varsa düzeltirim.

3- Haftada bir gün evime çekilip hiç kimse ile görüşmememin sebebi, başka giyecek elbisem olmadığından, yıkadığım elbiselerim kuruyuncaya kadar kimseyi kabul edemiyorum.

4- Hubeyb hazretlerinin şehâdetini hatırlayınca bayılmamın sebebi anlatılacak şey değildir. Çünkü Mekke müşrikleri Hubeyb hazretlerini asarlarken yanlarında idim. Belki mâni olabilirdim, fakat o zaman henüz îmân etmemiştim. Seyirci kaldım. Onun gösterdiği cesaret ve celâdeti hatırladıkça, ne kadar kuvvetli bir îmâna sahip olduğunu daha iyi anlıyo­rum. Niçin mâni olmadım diye üzüntümden bayılıyorum.

Bunun üzerine Hz. Ömer (R.a.):

“Yâ Saîd, Allahû Teâlâ'nın korkusu seni ne kadar yüceltmiş, ümmette faydalı hâle getirmiş,” dedi ve gözyaşı döküp ağladı.

“Abbas'a her kim rastgelirse sakın öldürmesin. O, müşriklerin zoru ile yurdundan gönülsüz çıkmıştır."

Fakat Hz. Abbas, Bedir'de esir düştü ve Rasûlüllah'ın huzuruna çıkarıldı. Rasûlüllah ona kendisi, kardeşleri ve müttefiki olan Utbe b. Amr için fidye vermesini söyledi. Rasûlüllah (sav) Amcası Abbası çok sevi­yordu. Hatta bedir savaşının bittiği gün amcası geceyi esir geçirdi diye uyuyamadı.. Rasûlüllah (sav) bu sevgisini gizlemiyordu, uykusuzluğunun nedeni sorulduğunda. Allah'ın kendisine büyük bir zafer kazandırdığı peygamber şöyle cevap verdi:
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hz. Abbas bin Ubâde
« Posted on: 29 Mart 2024, 13:18:07 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hz. Abbas bin Ubâde rüya tabiri,Hz. Abbas bin Ubâde mekke canlı, Hz. Abbas bin Ubâde kabe canlı yayın, Hz. Abbas bin Ubâde Üç boyutlu kuran oku Hz. Abbas bin Ubâde kuran ı kerim, Hz. Abbas bin Ubâde peygamber kıssaları,Hz. Abbas bin Ubâde ilitam ders soruları, Hz. Abbas bin Ubâde önlisans arapça,
Logged
30 Aralık 2018, 15:38:33
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 30 Aralık 2018, 15:38:33 »

Esselamu aleyküm.Hz.Peygamberin amcası olan Hz.Abbasa binler rahmet olsun inşallah.Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

30 Aralık 2018, 17:14:59
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.662


Site
« Yanıtla #2 : 30 Aralık 2018, 17:14:59 »

Ve aleykümüsselam Rabbim ashabı kiram dan razı olsun Rabbim bizleri onların yolundan ayırmasın Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes