> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Fıkhus Sahabe  > Fıkhus sahabe
Sayfa: [1] 2   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Fıkhus sahabe  (Okunma Sayısı 4894 defa)
09 Mayıs 2011, 15:39:34
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 09 Mayıs 2011, 15:39:34 »



FIKHU’S SAHABE
 

Önsöz


Dikenler içinde gül, kara topraklar içinde sümbül yaratan Allahû Teâla'ya sonsuz hamdü senalar olsun.

Müebbet muhabbetin adı olan Hz. Muhammed (sav)'e, Aline, Ashabına ve kıyamete kadar Allah yolunda adam olmanın ve adam kal­manın kavgasını veren tüm dünya Müslumanlarına salatü selam olsun.

Yeryüzünde insanlığın hayatı vahiy ile başlamıştır. Ademoğlu yer­yüzüne ilk ayak bastığı andan itibaren dinle şekillenen bir hayata gözleri­ni açmıştır. Hayat nizamı din olanın mutlaka örneği ve önderi peygamber olur. Çünkü Kur'an-ı Kerim, insanların din tercihlerinde mutlaka bir pey­gamberle muhatap edildiklerini sarihen beyan ediyor:

"Allah'a ibadet edin, Tağut'a kulluk etmekten kaçının" diye Tebligat yapması için her ümmete bir peygamber göndermişizdir.”[1]

Tağutlara isyan ile birlikte Allah'a mutlak ubudiyetten sözedilen yer­lerde, Cenab-ı Hak'ın hakikatin vazgeçilmez unsurları olan peygamber­lerinin ayak izlerine rastlamak kaçınılmazdır. Peygamberler, cennetten kopup gelen insanoğlunun yeryüzünde insanca yaşayabilmesi için uzun süreli sıkıntılara katlanmak zorundaydılar. Said Nursi Fatiha suresini tefsir ettiği bir yerde, ağır risalet yükünü güzel bir nükteyle anlatır: "'(Fatiha'da) "aleyhim" deki "ala"; enbiyaya yükletilen risalet ve teklif yükünün pek ağır olduğuna ve sahraları faydalandırmak için yağ­mur, kar ve fırtınaların şedaidine maruz kalan yüksek dağlar gibi, peygamberlerin de ümmetlerini fey izlendirmek için risalet zahmetlerine maruz kaldıklarına işarettir.[2] İnsanlar akıl ve düşünceyle ulaşamayacakları metafizik âlemlere ancak vahiyle desteklenmiş peygamberlerle ulaşabilirler; onlar metafizik tecrübenin en yanıltmaz rehberleridirler.

Şunu bilelim ki; Peygamberlere tebliğ görevlerinde ilk muhatap olan insanlar, peygamberle başlayacak yeni devrenin ilk temsilcileri olurlar. Onlar ilahi mesajın teklif ettiği yükümlülükleri kendi hayatlarında geçer­li kılmakla beraber, kendilerinden sonraki insanlara "Peygamber Şahidi" olarak dini nakletmekle de vazifelidirler. Bir yandan Allahû Teâla'nın katından gelmiş olan vahyinin doğru anlaşılması, diğer taraftan da dinin, hayatın bütün şubelerinde sürekli atan bir nabız olarak hissedilebilmesi ilk muhatapların coşkun heyecanlarıyla çok yakından alakalıdır. Musa (as)'in peşinden Nil'in azgın sularına yürüyen İsrailoğullarının tereddütsüzlüğüyle, daha gençliğinin baharında vazifesi sona eren İsa (as)'a son buluşmalarında bağlılık sözü veren bir avuç Havari'nin vefası, tarihin akışına yön veren unutulmaz hadiselerdir. Hz. İsa (as)'ın göğe çekilmesinden kısa bir süre sonra putperest Roma'yı yeni dini düşünceye uyaran işte bu bir avuç Havari'nin coşkun heyecanıdır. Rasûlüllah (sav) buyuruyor:

"Benden önce Allah'ın hiçbir ümmete gönderdiği bir peygamber yoktur ki, o Peygamberin, ümmetinden Havarileri ve sünnetine tabi olan, emrine uyan ashabı olmasın. Kıssa şu ki, sonra onların ardın­dan, yapmadıklarını söyleyen ve emrolunmadikları şeyleri yapan bir­takım kötü (karanlık) nesiller meydana çıkar. İşte kim bunlara karşı eliyle cihad ederse mü'mindir. Kim onlara karşı diliyle cihad ederse o da mü'mindir. Kim onlara karşı kalbiyle cihad ederse o da mü'­mindir. Amma bunun ötesinde yapmadıklarını söyleyen ve emrolunmadıkları şeyleri yapanlara karşı elleriyle, dilleriyle ve kalpleriyle cihad etmeyenlerde imandan bir hardal tanesi de yoktur.”[3]

İslâm dâvası, Ensarullah'sız olmaz. Kur'an-ı Kerim ile Allahû Teâla'nın katından gelen vahyi tamamlanmış oldu. Bundan böyle mazi ile istikbal arasında kurulacak en doğru hat bu ilahi vahyin mührünü taşımak zorun­dadır. Son ilahi kitap, yine peygamberlerin sonuncusu Hz. Peygamber (sav)'in ilk muhatapları olan Sahâbe-i Kiram örneğinde en mükemmel şekliyle uygulamaya konuldu. Yer yer tahrife uğramış önceki ilahi kitap­larda peygamberlerle, onlar yanında saf tutan ilk muhatapların efsane ve mitolojiye karışmış destanların Kur'an-ı Kerim'le hakikat çizgisine otur­tulmaktadır. Çünkü Kur'an-ı Kerim, bir tarihi enbiya ve bir mektebi ev­liyadır. [4]

Kur'an-ı Kerim, Hz. Peygamber (sav) ve O'nun güzide arkadaşları, mecrasını kaybeden insanlık tarihinin en büyük şahididirler. Allah Rasûlü (sav) bir keresinde Abdullah b. Mesud'dan kendisine Kur'an okumasını istemişti. İbn Mesud Nisa Suresini okumaya başlamıştı:

"Her ümmetten bir şahit, seni de bunlara şahit getirdiğimiz zaman (halleri) nice olur” [5] ayetine gelince Allah Rasûlü gözleri dolu dolu ağlamış ve daha fazla dayanamayarak İbn Mesud'un okumasını kesmişti. Bu ağır vazifede, onunla yol arkadaşlığı yapan Sahâbei Kiram'ı da ilk muhataplar olarak Kur'an şöyle anlatır:

"Siz insanların iyiliği için meydana çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği yayar, kötülüğü önlemeye çalışırsınız.” [6] Bugün inanan insanların hayatlarında derin izleriyle kendini hissettiren, günlerin geçmesiyle tazeliğinden bir şey kaybetmeyen dipdiri "Sahâbi tabloları" vardır. Bu nadide hayat kareleri dini yaşantımızın canlılığının devamını sağlayan vazgeçilmez unsurlardır; sadakat ve vefada Hz. Ebu Bekr'i (r.a), kahramanlık hisleri­miz coştuğunda Hz. Hamza (r.a) veya Bedir Ashabı'ndan herhangi bir sahâbiyi, ibadet hayatımızda durgunlaştığımızda Hz. Osman'ı (r.a) hatır­layarak ayakta kalmaya çalışırız. "Nitekim Pakistanl'lı hacılar, Hac dönüşünde Merhum Muhammed İkbal'i ziyaret ederek Hac'dan getirdik­leri giysi, teşbih, takke ve hurmaları hediye ederler. Muhammed İkbal, memnun olur, teşekkür eder ama şunları söylemekten de kendini alamaz:

"Sağolun, varolun. Hediyeleriniz için teşekkür ederim. Ama getirdiğiniz hediyeler bir gün bitecek, hurmalar tükenecek, elbiseler, takkeler eskiyecek. Oysa bize oralardan Hz. Ebu Bekir'(r.a.) in sadakatini, Hz. Ömer'(r.a.)in adaletini, Hz. Osman (r.a.)'in hayasını ve hilmini, Hz. Ali (r.a.)'in ilim ve cihadını getirseydiniz, onlarla Pakistan'ı yeniden inşâ ederdik."

Evet, İslamî hayatı inşâ etmede ashâb-ı kiram, her dönemin ve devrenin müslümam için değişmez hayat modelidir. Mekân ve zaman farkım gözetmeksizin yeniden İslamî hayatı inşâ etmek, Sahâbe'yi doğru anlamak ve ashâb-ı kiram'dan izleri hayata taşımakla mümkündür. İslamî hayatın inşâsı için vazgeçilmez hale gelen ashâb-ı kiram, insanlık açısınan düşünüldüğünde, peygamber ve ümmeti arasındaki münasebetten aret olan bütün bir mazinin de doğru okunmasını sağlarlar. Hz. Peygamber (sav) ve Cenab-ı Hak'ın O'nun terbiyesine verdiği Sahâbe-i Üram'la başlayan tarihi süreç hem maziyi bütünüyle aydınlatan hem de ayamete kadar devam edecek doğru düşünce yönelişlerinin en safı Kur'an-ı Kerim'de Cenab-ı Hak'ın kendilerinden övgüyle bahset­tiği toplulukları zihnimizdeki canlı Sahâbi tablolarıyla anlamaya çalışırız:

“Nice peygamberler gelip geçti ki, onlarla beraber kendisini Allah'a ıdamış birçok rabbaniler savaştı. Onlar, Allah yolunda başlarına gelen zorluklar sebebiyle asla yılmadılar, zayıflık göstermediler, düşlanlanna boyun eğmediler. Allah böyle sabırlı insanları sever.”[7]

Sahâbe-i Kiram, Cenab-ı Hakk'ın son peygamberi için seçtiği insan­lardır. Din ilk kez onlar tarafından en iyi şekilde yaşanmış, sonraki nesiller onlara bakarak dini yaşamışlardır. Kıyamete kadar insanlar onların izlerini takip ederek cennetlere ulaşabileceklerdir. Sahabenin hepsi adalet sahibi, Allah'ın hususi olarak seçtiği kulları ve peygamber­lerden sonra en hayırlı insanlardır. Onları tenkid etmek, sahih rivayetleri­ni ta'n etmek, Kur'an'ı ve Rasülüllah'm sünnetini kabul etmemek demek­tir. Zira dini nakleden insanlar onlardır. Sahabe, Kur'an'm semavi dssip-linleriyle yoğrulup şekillenmiş aşkın bir topluluktur. Onlar, ruhta ve ma­nada Kur'an'm pratikleşmiş tercümanlarıdır. Avvam b. Havşeb (Rh.a.) şöyle buyuruyor: "Bu ümmetin ilklerini gördüm şöyle diyorlardı; Rasûlüllah'ın ashabının güzelliklerinden bahsedin ki, gönülleriniz onlara açılsın." Sahâbe'den hayatlarına izler taşımayanlar, sahabe hakkındaki hüsnü niyetlerini devam ettiremezler. Bu nedenle diyoruz ki; çileleriyle yeryüzünü insanca yaşanabilir hale getiren peygamberler ve onların ilk muhataplarını hayatın yörüngesine oturtmayan anlayışlar, bizi hiçbir zaman tevhidi bir dünyaya ulaştıramazlar.

"Rasûlüllah (sav)'ın ashabı ve cemaatı her ne itikad üzere ise biz dahi o itikad üzereyiz" diyenler, ashâb-ı kıram'ı fıkhetmek/anlamak mecburiyetindedirler. Ashâb-ı kiram, Rasûlüllah (sav)'ı üsve-i hasene/güzel örnek ve önder kabul etmiş mü'minlerin örnek insan hasretini gideren biricik nesildir. Çünkü İslâm'ın ilk günlerini idrak etmek, ilk İslâm Medine'sini, cemiyetini, devletini ve medeniyetini anduru tevhid inancı üzerine kurmak ve devamı için gerekli hizmetleri başlatmak, bun­ları tamamen insanî zemin ve şartlarda yapmak, dünyayı dönüştürmek, İslâm'ın hükümlerini uygulamalı olarak insanlara hediye etmek, bütünüyle ashâb-ı kiram'a ait bir meziyettir. Nasıl ki, mü'minler için Rasûlüllah (sav)'in örnek ve önderliği nassı Kur'an ile sabit ise, ashâb-ı Kiram'm mü'minler için hayat modeli oluşu da aynen nassı Kur'an ile sabittir. Allahû Teâla buyuruyor:

"Şanım hakkı için muhakkak ki sizin için Rasûllülah'da pek güzel bir örnek vardır. Allah'a ve Âhiret gününe ümit besler olup da Allah'ı çok zikreden kimseler için.”
[8]

"Muhammed Allah'ın elçisidir. Onun yanında bulunanlar da kâfirlere karşı şiddetli/çetin, kendi aralarında merhametlidirler. Onları rükûa varırken secde ederken görürsün. Allah'tan lütuf ve rıza isterler. Yüzlerinde secdelerin izinden nişanları vardır. Bu, onların Tevrat'taki vasıllarıdır. İncil'deki vasıfları da şöyledir: Onlar filizini yarıp çıkarmış, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzerler ki bu, zi...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Fıkhus sahabe
« Posted on: 25 Nisan 2024, 15:05:57 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Fıkhus sahabe rüya tabiri,Fıkhus sahabe mekke canlı, Fıkhus sahabe kabe canlı yayın, Fıkhus sahabe Üç boyutlu kuran oku Fıkhus sahabe kuran ı kerim, Fıkhus sahabe peygamber kıssaları,Fıkhus sahabe ilitam ders soruları, Fıkhus sahabeönlisans arapça,
Logged
17 Nisan 2016, 07:11:55
Pelinay
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.696


« Yanıtla #1 : 17 Nisan 2016, 07:11:55 »

Genelde insan olarak, özelde ise mü'min olarak hepimizde varolan “Benimseme", "İmrenme" ve "Benzeme" ihtiyaçlarını doğru gidermek için Rasûlüllah (sav)'ı mutlak üsve-i hasene edinerek ashâb-ı kiram'ı del olarak hayatımızın merkezine oturtmamız şarttır: Ashâb-ı kiram'ı ğru fıkhedersek ve onların hayatlarından kendi hayatımıza izler taşırsak, İslâmî hayatı yeniden inşaallahâ etme imkânımız doğar.

Insallah Efendimizi hayatimiza usveyi hasene yapip ashabini da model olarak sectigimizde her sey cok daha guzel olacak .
Rabbim o guzide insanlarin yolundan ayirmasin bizleri inaallah.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

17 Nisan 2016, 09:12:43
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.958


« Yanıtla #2 : 17 Nisan 2016, 09:12:43 »

  Esselâmü Aleyküm Ve Rahmetüllah. Mevlam bizleri Peygamberimiz'in yolundan hiç ayırmasın ve yolundan hakkıyla gidenlerden eylesin inşaAllah. Amin
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

17 Nisan 2016, 13:37:16
Nursima 7

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 674



« Yanıtla #3 : 17 Nisan 2016, 13:37:16 »

Ve aleykümüsselam.Biz insanlar Peygamber efendimizi örnek almalıyız.Rabbim hiç bir zaman bizi doğru yoldan ayırmasın inşAllah.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
17 Nisan 2016, 17:01:41
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #4 : 17 Nisan 2016, 17:01:41 »

Aleykumselam.Allahin emir ve yasaklarina uyan peygamber sünnetine tabi yasayan ve allaha hakkiyla kulluk eden kullardan olalim inşallah.Rabbim razi olsun paylasimdan kardesim....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1] 2   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes