> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Fıkhus Sahabe  > Cihadün Fi Sebilillah
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Cihadün Fi Sebilillah  (Okunma Sayısı 4165 defa)
08 Mayıs 2011, 16:16:43
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 08 Mayıs 2011, 16:16:43 »



Cihadün Fi Sebilillah (Allah Yolunda Cîhad)


Allah yolunda cihad, sahâbe-i kirâm'm vazgeçilmeziydi. İslâm garib olarak geldi. Ama çok kısa bir zaman zarfında beşeriyet alemi içinde yayıldı, devlet olup uygulama imkânına kavuştu. İslam'ın hakikatten mahrum topluluklara ulaştırılması ve hakikatsiz kalmış topluluklar arasında sür'atle yayılmasının temel sebeblerinden biri de, Ashâb-ı Kirâm'm dini mübini İslâm'ı yaymak ve hayata âmir kılmak için her türlü fedakârlığı göze almalarıydı. Sahabeler; Allah Rasûlü'nün has talebeleri, İslâm ordusunun asil askerleri, Allah'ın kullarına Hakk'ın nazarıyla bakan, gönülleri merhamet, şefkat, hizmet, doğruluk, istiğna ve diğergamlık gibi risâlet nurlarîarıyla dolu takvayı azık edinmiş cihad ehli kimselerdir.

Sahabeler iman içinde bir hayat yaşayarak sahip oldukları Rabbanî değerler uğrunda fedakârlığın her türünü üstlenmiş, cihad-ı ekberi de ciahd-ı asgari da gereği gibi hakkıyla yerine getirme şevki ve gayreti için­de olmuş ve kendilerinden sonraki müslüman nesillere hareketli ve bereketli örnekler miras bırakmış fedailerdir. Onlar için hayat iman ve cihad ile anlam kazanıyordu. Nitekim sahabe neslinden Hz. Hüseyin (R.a.) şöyle diyor: "Hayat; iman ve cihaddır." Sahabe neslinin indinde "iman için cihad, cihad için iman" asla vazgeçilmez öncelikli bir müşterektir. Sahabe neslinin cihad anlayışı kendi nevi şahsına mün­hasırdır. Sahabe neslinin cihadı, İslâm imanını hayata dönüştürme eylemi idi. Dolayısıyla imanı hayata dönüştürürken önüne çıkan engelleri acı­madan bertaraf etmek, insanla İslâm arasındaki engelleri kaldırmak, insanlığı İslâm ile barıştırmak için her türlü cehdü gayreti göstermek, sahabe için cihad cümlesindendi.

Ashâb-ı Kiram için; "Gecelen zahid, gündüzleri mücahidi" tabirini kullanır. Bu tabirin kullanılması, sahabe neslinin kendi özgü meziyetlerinden ileri gelmiştir. Sahabe neslinin kendisine özgü meziyetlerinden birisi de, RasûlüIIah (sav)'in emrinde veya emriyle cihad yapmalarıydı. Rasûlüllah (sav)'in emrinde onunla ile birlikte cihad etmiş olmak, sonraki müslüman nesillerin sahip olamadıkları farklı bir bahtiyarlıktır. Bakınız tâbiun neslinden Süfyan b. Uyeyne (Rh.a.), Abdullah b. Mübarek hakkındaki görüşünü beyan ederken şunları söylü­yor: Sah âb elerin durumlarını ve Abdullah İbn-i Mübarek'in duru­munu inceledim. Nebi (sav) ile sohbette bulunmuş onun maiyetin­de/emrinde cihad etmiş olmaları dışında Abdullah'dan daha üstün bir yönlerini göremedim. [154]

Sahabelerin cihadı, Allah yolunda olmakla mukayyeddi. Allah yolun­da cihad; mü'min insanın hayatı imana adaması ve bu adayışmı kalbiyle, eliyle, diliyle, servetiyle fiilen ispatîamasıdır. Sahabeler bunu yapmış­lardır. Sahâbe'de cihad, başlı başına bir yaşam tarzıdır. Sahabeler cihad'ı terketmeyi, kendi eliyle kendisini tehlikenin içine atmak olarak biliyordu. [155]

Sahabe nesli, Allah yolunda rızkını kılıçların gölgesinde arayan bir nesildir. İmam Muhammed (Rh.a.) "Siyer-i Kebir" adlı eserinde Rasûlüllah (sav)'in şu hadisini kaydediyor: Rasûlüllah (sav) buyuruyor:

“Allahû Teâla, kıyametin kopmasına yakın bir zamanda beni kılıçla gönderdi. Rızkımı da mızrağımın altında yahut mızrağımın gölgesinde (ravinin şüphesidir) kıldı. Bana muhalefet edene de zillet ve küçüklük verdi. Her kim kendisini bir kavme benzetirse o onlar­dandır."

"Beni kılıçla gönderdi" sözünden maksad, beni Allah yolunda cihad etmek üzere gönderdi, demektir. Rasûlüllah (sav)'in Tevrat'taki vasfı şöyledir:

“Düşmana karşı savaşla mamur bir Peygamberdir. Cesaretin şid­detinden gözleri kırmızıdır." Ümmetinin vasfı ise şöyledir:

"Kitapları kalblerinde saklı ve kılıçları omuzlarındadır.” [156]

Sahabe nesli, mücahidliği Kur'an ayetleriyle tescil edilmiş bir nesildir. Onlar, Rasûlüllah (sav) ile birlikte onun emrinde cihad ederek mücahid oldular. Allahû Teâla buyuruyor:

“Allah'a iman edin ve Rasûlü ile birlikte cihada gidin." diye bir sûre indirildiği zaman, içlerinden mal mülk sahibi olanlar senden izin istediler ve "bırak bizi oturanlarla beraber oturalım" dediler.” [157]

“Onlar, oturanlarla beraber oturmaktan hoşlandılar. Kalblerine mühür vuruldu. Bundan dolayı onlar anlayışsızdırlar.” [158]

“Fakat Peygamber ve onunla beraber olan müminler mallarıyla; canlarıyla cihad ettiler. İşte bütün hayırlar onlarındır. Murada eren­ler de İşte onlardır.” [159]

“Allah onlara, altlarından ırmaklar akan cennetler hazırladı. İçlerinde ebedi kalacaklardır. İşte o büyük kurtuluş budur.” [160]

Ashâb-ı Kiram, cihadsız cenneti düşünmeyen bir nesildir. Sahabeler, cihadlarıyla cenneti hakeden cennetliklerdir. Onların cihadı, fitneden eser kalmayıncaya ve din de (hayat sistemi de) bütünüyle Allah'ın hükmüne ve hakimiyetine has kilınmcaya kadar devam eden bir cihaddır. Allah yo­lunda cihadın kıyamete kadar devam eden bir ibadet olgunu kabul etmek, Ashâb-ı Kirâm'ı izlemenin değişmez asgari şartîarındandır.

Kendilerini mevsimlik cihad anlayışlarına kaptıranlar, sahabenin izinde yürümeyenlerdir. Dolayısıyla cihadsız bir nesil, Ashâb-ı Kirâm'ın yolunda sayılmaz. Allah yolunda cihad, sahabenin hayat tarzıdır. Sahabe, hayatını ve servetini cennet karşılığında Allahû Teâla'ya satan kârlı nesildir.

Sahabeler dünyanın neresinde yaşarlarsa yaşasınlar, Allah yolunda cihad onların asla ve kafa vazgeçemedikleri öncelikli müştereklerindendi. Onlar, mazeretsiz terk-i cihadı, nifak alâmeti kabul ediyorlardı. Nitekim Sahabe neslinden Hz. Ebu Bekir (R.a.) der ki: "Cihadı terkeden , zillete düşer." Cihad öyle bir ibadettir ki; ihyası izzetin garantisi, terki ise zilletin davetiyesidir. Cihadsız gün geçirenler, zelil olmaya mahkûm­durlar. Kısacası; Ashâb-ı Kirâm'm yolunda gitmek ve onların kıvam .göstergelerinden hayatımıza izler taşımak izzet, bunu ihmal etmek ise zil­lettir. Sahabe keyfî, küfrî ve cebrî güçlere boyun eğmemiştir. Aksine sahabe nesli, keyfî, küfrî ve cebrî kadroların iktidarlarını, düzenlerini ortadan kaldırmak için adeta cihadı nimet bilmiştir. Onlar Allah yolunda şehid olmayı hayattan daha çok sevmişlerdir.

Yukarıda mahiyeti izah edilen Ashâb-ı Kirâm'ın kıvam göstergeleri, hangi çağda ve mekânda olursa olsun, İslâm adına ve müslümanları temsilen oluşturulan tüm oluşumlarının vazgeçilmezleri sayılırlar. Çalışma programlarında Ashâb-ı Kirâm'ın kıvam göstergelerine yer vermeyen oluşumlar, Rasûlüllah (sav) ve O'nun sahabelerinin üzerinde bulundukları yolun üzerinde sayılmazlar. Yani sahabelerin hassasiyetlerini hassasiyet edinmeyenler, sahabenin yolunda sayılmazlar.

Netice olarak Ashâb-ı Kirâm'ın kıvam göstergeleri, bir kurtuluş nes­linin cennetlik belgeleridir. Onları hayata taşımak, yeniden Asr-ı Saadeti oluşturma imkânına kavuşmaktır. Yeni Asr-ı Saadetler oluşturmak isteyenler, Ashâb-ı Kirâm'in kıvam göstergelerini gündemlerine taşımak mecburiyetindedirler. Bunun da yolu sahabelerin hayatlarını inceleyerek, onların fıkıhlarını anlamak ve onların İslâm'ı yaşadıkları gibi yaşamaktır.

Hayat muallimi olarak Rasûlüllah (sav)'ın örnekliğinde ve önder­liğinde İslâm'ı anlamak ve yaşamak, herkese nasib olmayan Rabbani bir nimettir. Bu nimete sadece sahabe nesli nail olmuştur.

Sahabe nesli, Allahû Teâlâ ve Rasûlünün tezkiye ve ta'diline mazhar olduğu için, İslâm dinini anlamada ve yaşamada ölçü kabul edilmiştir.

Fıkhu's sahabe denildiğinde iki şey aklımıza gelmelidir: Birincisi sahabeleri oldukları gibi tanımaktır. İkincisi ise sahabelerin İslâm'ı anla­maları ve yaşamalarıdır. Sahabenin İslam'ı anlaması yani fıkhı özeldir. Çünkü saâbenin kavli ve fiili dinde delil kabul edilmiş ve onlardan sonra gelen müslüman nesiller için bağlayıcı olmuştur. Bunun için tarih boyun­ca her iki boyutuyla fıkhu's sahabe hep İslâm ümmetinin gündeminde olmuştur.

Akide ve iman dünyasında ortaya çıkmış olan, tarihin haber verdiği şerefli bir topluluğun haberleri ne uydurulmuş bir olaylar manzumesidir, ne de olur olmaz söylenmiş sözlerdir.

Bütün bir tarih, güvenilirlikte, doğrulukta ve hakikati araştırmada İslâm tarihi ve kahramanlarının şahid olduğu böylesi bir zaman dilimine şahid olmamıştır. Çünkü bu devrin öğrenilmesi ve araştırılması uğrunda harikulade beşerî bir gayret ortaya konulmuştur. Yüce İslâm alimleri, İslâm'ın ilk asrında küçük bir fısıltı ve kıpırdanmayı dahi ihmal etmek­sizin araştırma laboratuarına getirmişler, tenkit süzgecinden geçir­mişlerdir.

Allah Rasûlünün eşsiz sahabesinin şerefli tabloları, her ne kadar efsane gibi görense de efsane değildir. Bilakis bunlar, o yüce kimselerin şahsiyet ve hayatlarında şekil bulmuş hakikatlerdir. Ve onlar zirveleşenlerdir, ışık saçanlardır. Yazarların ve vasfedenlerin istedikleri kadar değil, bizzat o hakikatlerinin sahiplerinin, enginlik ve kemal yolunda olağan üstü gayret sarfedenierin istedikleri kadardır. Şu nokta önemlidir ki; tarih, adalet ve kemalin gerçekleşmesi için azm ve niyetlerini pekiştirmiş ve bu uğurda hayatlarını ortaya koymuş, sınırsız cesaret ve kahramanlık örneği göstermiş, Allah Rasûlü'nün etrafında, öbeklenen insanlar gibi başka bir topluluğa şahit olmamıştır.

Sahabeler, tam beklendikleri zamanda ve söz verildikleri günde geldi­ler... Onlar, Peygamberleriyle (sav) beraber, müjdeleyici ve kulluk edici olarak geldiler. Hayat, kölelik zincirini kıracak, insanlığı şu anda ve gele­ceğinde hür kılacak kahramanlar beklerken, onlar, peygamberlerinin (sav) arkasından, devrimci ve hürriyetçi olarak geldiler. Ve hayat, insanlık medeniyeti için yeni ve sağlam doğuşlar ortaya koyacak insanları bek­lerken, onlar, öncüler ve uzak görüşlü olarak geldiler. Bunlar, kısa bir zamanda bu kadar şeyi nasıl sığdırabilirlerdi? Koca bir imparatorluğu köhne bir âlemin başına ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Cihadün Fi Sebilillah
« Posted on: 16 Nisan 2024, 11:23:28 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Cihadün Fi Sebilillah rüya tabiri,Cihadün Fi Sebilillah mekke canlı, Cihadün Fi Sebilillah kabe canlı yayın, Cihadün Fi Sebilillah Üç boyutlu kuran oku Cihadün Fi Sebilillah kuran ı kerim, Cihadün Fi Sebilillah peygamber kıssaları,Cihadün Fi Sebilillah ilitam ders soruları, Cihadün Fi Sebilillahönlisans arapça,
Logged
30 Aralık 2018, 15:18:15
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 30 Aralık 2018, 15:18:15 »

Esselamu aleyküm.Allah yolunda cihad eden gayret eden iman için hizmet edip Allahın rahmetine cennetine kavuşan kullardan olalım inşallah....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

30 Aralık 2018, 17:11:28
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.663


Site
« Yanıtla #2 : 30 Aralık 2018, 17:11:28 »

Ve aleykümüsselam Rabbim bizlere canimizla ve malimizla cihad etmeyi nasip eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes