> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > Mevlananın Eserleri > Fihi Ma Fih > 59.Bölüm
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: 59.Bölüm  (Okunma Sayısı 780 defa)
21 Temmuz 2011, 16:37:44
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 21 Temmuz 2011, 16:37:44 »



59. BÖLÜM


«Abû-Bekr, çok namaz kıldığından, çok oruç tuttuğundan, çok sadaka verdiğinden
üstünlüğe ulaştırılmadı; gönlündekinin yüzünden yüceltildi.» Peygamber buyuruyor ki: Abû-Bekr'in
başkalarından üstün oluşu, çok namaz kıldığından, çok oruç tuttuğundan değil; ona Tanrı lûtfetmiş de o
yüzden; o da sevgidir. Kıyâmette namazları, oruçları, sadakaları terâziye korlar. Fakat sevgiyi getirdiler mi,
terâziye sığmaz. Demek ki temel, sevgidir. Onu iste de çoğalt. «Hareketlerde bereketler var.» Yolculuğu
arttırmazsan sermâye elden çıkar. Yerden de aşağı değilsin ya. Yeri bellerler, aktarırlar, bir başka renge
sokarlar; bitkiler bitirir. Kendi haline bıraktılar mı, katılaşır- gider. Kendinde bir istek, bir dilek gördün mü,
gel, git: bu gitmenin ne faydası var deme. Sen git, fayda da görünür elbet. İnsanın dükkâna gitmesindeki
fayda, ihtiyâcını bildirmeden başka bir şey değildir. Ulu Tanrı, evde otursa da adamın rızkını verir derler ya,
bu aldırmamak dâvasına girişmektir. Rızk, tepeden inmez ya. O yavrucak ağlar da anası, ona süt verir. Bu
ağlamamda ne fayda var düşüncesine kapılsa, ağlamak, süt vermeye neden sebep olsun kuruntusuna
düşse sütten kalır. Şimdi görüyoruz ya, çocuğa, ağladığı için süt verilmede. Birisi, bir beyin, bir başın
önünde eğiliyorum, secdeye kapanıyorum, ne fayda var bunda düşüncesine dalabilir. Fakat tapı kılıyorsun,
diz çöküyorsun ya; sonunda o bey sana acıyor, bir parçacık ekmek veriyor. Beyden sana acıyan, beyin
derisi, eti değildir. Bey öldükten sonra da bu deri, bu kemik yerindedir; uykuda, dalgınlıkta da öyle. Fakat o
vakit, onun önünde tapı kılman yiter-gider. Anladık ya, o beydeki acıyış göze görünmüyor. Mâdem ki deride,
kemikte bulunan görmediğimiz bir şeye tapı kılmadayız; deriden, kemikten dışarı birşeyin de bulunması
mümkün. Deride, kemikte gizli bir şey olmasaydı, Abû-Cehil'le Muhammed bir olurdu, aralarında bir fark
kalmazdı. Şu kulak, ister sağırın olsun, ister duyanın, görünüşte birdir; arada bir fark yoktur. O da kulak, bu
da; fakat duyanın kulağında bir duyan var; o gizli, o görünmüyor; demek ki temel, Tanrının lûtfu.
Tut ki bir beysin, iki tane de kulun var. Biri çok hizmetler ediyor, senin için birçok yolculuklara
katlanmış; öbürüyse tembel, kullukta ileri değil. Fakat bir de bakıyoruz ki sen o tembel köleyi o hizmeti çok
köleden fazla seviyorsun. O çok hizmet eden köleden de geçmiyorsun amma böyle olmuş işte; sevgiye
hükmedilemez ki. Bu sağ göz, öbürü sol göz; görünüşte ikisi de bir. Peki, acaba o sağ göz ne hizmette
bulundu da sol göz olmadı? Sağ el ne iş gördü ki sol, onu görmedi? Sağ ayak da böyle. Sağ göz, lûtfa
uğramış işte. Böylece Cuma günü, başka günlere üstün olmuş. «Gerçekten de Tanrının verdiği rızklardan
başka rızkları da vardır; onlar Levha yazılmıştır; onları Cuma günü isteyin.» Şimdi şu Cuma, ne hizmette
bulundu ki başka günler, o hizmeti etmediler. Fakat Tanrı, ona lûtfetmiş; bu yücelik ona nasib olmuş. Bir
kör, beni kör yarattılar, mâzûrum dese şu körüm, mâzûrum demesiyle körlük ondan gider mi hiç; günün
yüzünü, güzellerin yüzlerini görebilir mi hiç? Körün, topalın, mâzûrum demesi, kendisine fayda vermez,
kendinden zahmeti gidermez. Şu kâfirler küfür içindeler ya, küfür zahmeti içindeler, amma bir bakarsak
görürüz ki o zahmet de lûtfun ta kendisi. Çünkü o, esenlik zamanında Tanrıyı unutur, zahmete düştü mü
anar. Şu halde cehennem, kâfirin tapınağıdır, mescididir. Çünkü Tanrıyı orda anar; hani zindanda,
hastalıkta, diş ağrıyınca anarlar ya, onun gibi. Zahmet geldi mi, gaflet perdesi yırtılır, Tanrıyı ikrar eder,
sızlanmaya, ağlamaya koyulur; yârabbi, ey merhametli Tanrım demeye başlar. İyileşti mi, gene gaflet
perdeleri gerilir önüne; nerde Tanrı der; bulamıyorum, göremiyorum ki; neyi arayacakmışım? Zahmet,
meşakket vaktinde gördün, buldun ya; fakat şimdi görmüyorsun. Mâdem ki sıkıntıya düşünce görüyorsun,
sıkıntıyı musallat eder sana da Tanrıyı anarsın. Cehennemlik, esenlikte Tanrıdan gaafildi, onu anmazdı bile.
Cehennemdeyse gece-gündüz Tanrıyı anar. Tanrı, âlemi, göğü, yeri, Ayı, güneşi, dolaşan yıldızları, iyiyi,
kötüyü, halk, kendisini ansın, kulluk etsin ona, noksan sıfatlardan arı olduğunu söylesinler diye yarattı ya;
Mâdem ki kâfirler, esenlikte anmıyorlar; yaratılışlarından maksat da onu anmaları; öyleyse onu anmaları için
cehenneme atılırlar. İnananlara gelince: Onlara sıkıntı vermeye hâcet yok; onlar, bu esenlikte o sıkıntıdan

gaafil değiller; o sıkıntıyı, o zahmeti boyuna önlerinde görmedeler; akıllı çocuk gibi hani. Akıllı çocuğu bir
kez falakaya yatırırlar, yeter; falakayı unutmaz o. Fakat ahmak çocuk unutur; bu yüzden de onu her solukta
falakaya yatırmak gerek. Zeki at da böyledir; bir kere mahmız yedi mi, bir daha mahmızlamıya hâcet yoktur
onu. Fakat ahmak ata her solukta mahmız gerek. Zâti insanları taşımaya lâyık değil, pislik yüklerler onu.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: 59.Bölüm
« Posted on: 25 Nisan 2024, 20:41:47 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: 59.Bölüm rüya tabiri,59.Bölüm mekke canlı, 59.Bölüm kabe canlı yayın, 59.Bölüm Üç boyutlu kuran oku 59.Bölüm kuran ı kerim, 59.Bölüm peygamber kıssaları,59.Bölüm ilitam ders soruları, 59.Bölümönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes