> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Fetvalarla Çağdaş Hayat > Ulül emr kavramı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ulül emr kavramı  (Okunma Sayısı 1229 defa)
13 Mart 2011, 15:25:19
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 13 Mart 2011, 15:25:19 »



4- "Ulü'l-emr" Kavramı




Soru: Allah (cc)'ın itaat etmemizi istediği "ulü'l-emr" kimlerdir? Bugün için onların yetkisi kimdedir?

Cevap: "Ulü'l-emr" işin sahipleri, yani duruma ve vaziyete hakim olanlar, yetkililer, emir sahipleri anlamında Kur'ân-ı Kerim'de Nisa suresinde olmak üzere iki yerde geçer:

1- "Ey iman edenler, Allah (cc)'a itaat edin. Peygambere itaat edin ve sizden olan emir sahiplerine de itaat edin..."  [1020]

2- "Onlara eminlik ya da korku haberi geldiği zaman onu yayıverirler. Halbuki bunu Peygambere ve mü'minlerden olan emir sahiplerine döndermiş olsalardı onu arayıp yayanlar bunu elbet onlardan öğrenirlerdi.." [1021]

Aynı terim hadislerde de, çok fazla olmamak üzere yer alır. Ancak "ulü'l-emr" yerine bazen "ulatu'l-emr" [1022], bazan "vâli'l-emr" [1023], bazan da "zu'l emr" [1024] ifadeleri geçer.. Bunlar da hemen hemen "ulü'l-emr"le aynı ma'nâda ifadelerdir. Ne var ki, bu terimin hadislerde daha çok idareci ve komutan anlamında kullanıldığı Kur'ân'daki kullanımı­na göre daha açık olarak görülür. Kur'ân'daki anlamının ya da, daha doğru ifade ile kapsamının belirli olmayışı, alimlerin bu teri­mi aynı anlamda ama farklı kapsamlarda açıklamalarına yol açmıştır. "Ulü'l-emr"e itaat etmemiz istendiğine ve bunun Allah (cc)'a ve Rasulüne itaatla beraber zikredildiği için farz olduğuna göre bu zümre kimdir? Önce sizden, yani müsIümanlardan olan, sizin yetki verdiğiniz idareciler "ulü'l-emr" cümlesindedirler. Bu her tarifin kapsamında mevcuttur. İlgili hadislerden ilk akla gelen de budur. Buna göre müslümanlardan olan ve hak ve adaletle emreden idareciler "ulü'l-emr" dirler ve onların Allah (cc)'a is­yan anlamı taşımayan emirlerini yerine getirmek ferzdir. İslâm'da yasama (teşri) yetkisi sadece Allah (cc)'a aittir. O tek otoritedir. Rasulünün ve ulü'l-emrin emirleri O'nun yetki vermesiyle teşri anlamı taşır. Yani bizim Rasulüllah (sav)'a ya da ulü'l-emre itaati­miz farzdır. Çünkü Allah (cc) öyle emretmektedir. Allah (cc) di­nin zaten koruyucusudur. Rasulüllah (sav)'ın yanlış bir şey söyle­yemeyeceğini de bize O haber veriyor. Ulü'l-emr ise yanlış ya­pabilir, isyana sevkedebilir. Onun için onlara itaat, isyan emretmemeleriyle kayıtlıdır ve bu konuda çok hadis-i şerifler vardır. Kısaca "Yaratana isyanda yaratılana itaat olmaz". [1025] Bunun Ra­sulüllah (sav)'ın hayatında güzel bir örneği de vardır: Hz. Ali Efendimiz anlatır:

"Rasulüllah bir seriyye çıkarmış, başına da Ensardan birisini koymuştu. Seriyyeye katılanlara onu dinleyip ona itaat etmelerini emretmişti. Bir konuda onu kızdırdılar. O da yetkisine dayanarak odun toplamalarını ve ateş yakmalarını em­retti. Emri yerine gelince bu defe da ateşe girmelerini emretti... Onlar da bu emri yerine getirmediler... Durum Rasulüllah (sav)'a arzedilince:

Eğer o ateşe girselerdi bir daha asla çıkamaz­lardı. İtaat ancak ma'rufta (dine uygun konularda) olur, buyurdular.[1026]

Rağib; "Ulü'l-emri'in, Rasulülah (sav) zamanında onun tayin ettiği emirler (vali ve komutanlar) olduğunu söylemiştir. Ehli beyt imamlarının olduğunu söyleyenler de vardır. Ancak bu sı­nırlamanın bir delili yoktur. İbn Abbas:

Onlar fukaha ve Allah (cc)'a itaatkâr din öğreticileridir, demiştir. Bu görüşlerin hepsi doğrudur. Şöyle ki: İnsanların karşısında kendilerine çekidüzen vermek zorunda kaldıkları "ulü'l-emr" dört gruptur:

1. Peygam­berler: Bunların hükümleri hem avamın hem de havasın hem dış (zahir), hem de içleriyle (batın) ilgilidir.

2. Yöneticiler: Bunların hükümleri herkesin dışıyla (zahiri) ilgilidir.

3. Alim ve düşünürler (hukema): Bunların hükümleri havassın iç dünyası (batını) ile ilgi­lidir.

4. Öğütçü vaizler: Bunların hükmü de avamın sırf iç dünyası ile ilgilidir der. [1027] Görüldüğü gibi bu izah ulü'l-emr'in en geniş muhtevasını çizen açıklamadır. Bu çerçevede kalmak üzere:

İmam Malik: Ulü'l-emr'in alimler olduğunu söyler. [1028] Tabi­inin çoğu bu görüştedirler. Ümera (devlet yöneticileri) olduğunu söyleyenler de vardır. [1029] İbnü'l-Arabiye göre ulema ve ümerâ ikisi birden ulü'l-emrdir. Çünkü işin esası ümeranın elindedir. Onların hükmü geçerli olur. Bu bakımdan onlar ulü'l-emr'dirler. İnsanların alimlere danışmaları, onların cevap vermeleri ve o ce­vaplara göre hareket edilmesi de bir zorunluluktur. Bu bakım­dan da onlar ulü'l-emr'dirler. Hatta bu açıdan koca da karısı için öyledir. [1030]

Yine aynı çerçevede olmak üzere:

Ma'rufu emreden, münkerden alıkoyan din âlimleri, fıkıhçılar ve hayır sahipler [1031], in­sanların işlerini idare eden akıl ve görüş sahipler [1032], askerî bir­liklerin komutanları [1033] da ulü'l-emr kapsamındadırlar. Ancak ümeranın dışındakilere "ulü'l-emr" denmesi mecazen olmalıdır. Onlara da bir bakıma itaat gerektiği için "ulü'l-emr" sayılmış ol­malıdırlar.

Özetlersek; başta adil müslüman yöneticiler hakikî anlamı ile; müslümanların askerî komutanları, takva, nasihat ve ıslah ehli alimler, fıkıhçılar ve düşünürler, seriyye (küçük birimler) başkan­ları, yerine göre grup yöneticileri, İslâmî cemaatların liderleri ve onların tayin ettikleri alt yöneticiler de mecazî anlamıyla hep "ulü'l-emr" cümlesindendirler ve her müslümanın ona ya da bu­na itaat etme zorunluluğu vardır. Bunlardan biri ya da bir kaçının bulunmadığı yerde diğerler var olurlar ve onlara itaat gerekli olur. Yani özellikle günümüz için söyleyecek olursak, kendi mes'elelerini bütünüyle kendisi haliedebilen alimler dışında her­kesin bir ulü'l-emrinin bulunması gerekir. Bu sözkonusu ayetin muktezasıdır. Böyle olan alimler da zaten ulü'l-emr olduklarına göre herkes ya ulü'l-emr ya da ona itaat eden olmak zorundadır da diyebiliriz. Aksi halde sözkonusu ayetin hükmünün çoğu kim­seler hakkında sona ermiş olması gerekir.

Ancak, daha önce de işaret ettiğimiz gibi, bütün bu itaatlar, Allah (cc)'a isyan edilmeden olmalıdır. Bu yüzden Nisa 59. aye­tinde geçen ulü'l-emr'i, bir önceki ayetin ma'nâsı ile açıklayanlar da vardır. Meselâ İbn Cerir'in nakline göre Mekhûl demiştir ki:

"Sizden olan ulü'l-emr şu ayette anlatılanlardır: 'Şüphesiz ki, Al­lah (cc) size emanetleri (amme hizmetlerini) ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder." [1034]

Demek ulü'l-emr'in hem işinin ehli yani bileni, hem de adil olması gerekir. Adil, hakkı gözeten, zul­metmeyen demektir. Allah (cc)'ın indirdiği ile hükmetmeyenlere zalimler dendiğine göre [1035] itaat edilecek ulü'l-emr'in Allah (cc)'ın ahkamına uygun davranma gereği bu ayetten zaten anlaşı­lır. Aslında ulü'l-emr'e itaati emreden ayetin kendisinden, hatta bir sonraki bölümünden de bu ma'nâ anlaşılır. Sözkonusu 59. ayette Allah (cc)'a ve Rasulüne itaat, her birerlerinde "itaat" ke­limesi zikredilerek emredilir. "Allah (cc)'a itaat edin, Rasülün (sav)'e itaat edin" buyurulur. Ulü'I-emr'e gelince "itaat" zikredil­meden diğerlerindeki itaata atfedilir (bağlanır) ve "ulü'l-emre de" denmekle yetinilir. Bu da ulü’l-emre itaatin, Allah ve Rasulüne itaata bağlı olduğuna işaret eder. Aynı ayetin devamında ise ".. eğer bir şey hakkında münazaaya düşerseniz onu Allah (cc)'a ve Rasulü (sav)'ne havale edin, eğer Allah (cc)'a ve ahiret günü­ne inanıyorsanız..." denmekle ulü'l-emr'in söylediklerine itiraz edilebileceği, onlara uymanın, Allah (cc)'ın kitabına ve Rasulü (sav)'nün sünnetine uygun olmalarına bağlı olduğu anlatılmış olur.

Sonuç olarak "ulü'l-emr" Allah (cc)'a ve Rasulü (sav)'ne itaat eden üstlerimizdir ve ulü'I-emr'e itaat etmemiz vaciptir. [1036]



[1020] Nisa: 4/59

[1021] Nisa: 4/83

[1022] Müsned, V/l83

[1023] Müsned, 1/429

[1024] Muvatta, Ghad 43

[1025] Bu anlamdaki hadisler için bk., Mevdudî, Tefhim, 1/330.

[1026] Suyutî, ed-Dürrü'l-Mensûr, 11/577 (İbn Ebi Şeybe'den) I; Kurtubî, V/26

[1027] Ragıb, el-Müfredât, 25.

[1028] Ayrıca bk, Lüknevi, Tervicü'l-Cinan, (Nablusi ve Ayni'den naklen) 21.

[1029] bk, İbn Kayyım, E'lâm, 1/9-10.

[1030] İbnü'l-Arabi, Ahkâmü'l-Kur'an, 1/453; Aynca bk.., İbn Abidin, 1/40 (terc).

[1031] Suyutî, age., 11/575: Darimî, 1/72; Kurtubî, V/259; Tahavî, Müşkilü'l-Âsâr, 1/474-5.

[1032] Kurtubî, V/260.

[1033] Tahavî, Müşkilü'l-Asâr, 1/476; Zemahşerî, 1/535.

[1034] Suyutî, age., 11/574. Nisa: 4/58

[1035] bk, K. Maide, (5) 45.

[1036] Doç. Dr. Faruk Beşer, Fetvalarla Çağdaş Hayat, Nün Yayıncılık, İstanbul 1997: 392-397.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ulül emr kavramı
« Posted on: 29 Mart 2024, 15:03:21 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ulül emr kavramı rüya tabiri,Ulül emr kavramı mekke canlı, Ulül emr kavramı kabe canlı yayın, Ulül emr kavramı Üç boyutlu kuran oku Ulül emr kavramı kuran ı kerim, Ulül emr kavramı peygamber kıssaları,Ulül emr kavramı ilitam ders soruları, Ulül emr kavramıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes